Fitne ateşine geçit vermeyiz... Milletimize pusu kuruluyor

Başkan Erdoğan, CHP'nin Suriye'de yakılmak istenen mezhep ateşini Türkiye'ye taşımak istediğini belirterek uyardı: “Bu kirli senaryoyu Maraş'ta, Çorum'da, Sivas'ta, Gazi Mahallesi'nde gördük. Artık başa- ramayacaksınız. Kardeşliğimize halel getiremeyeceksiniz.”

AKŞAM GAZETESİ

Başkan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı'nda gündeme ilişkin önemli mesajlar verdi. Gerek bölgede gerekse dünyanın farklı köşelerinde gerilimlerin, savaşların, kardeş kavgalarının yaşandığı zorlu bir süreçten geçtiklerini belirten Başkan Erdoğan, Suriye'deki provokasyon girişimlerine dikkat çekerek, muhalefete kullandıkları dili terk etme çağrısında bulundu.

BARIŞIN MERKEZ ÜSSÜYÜZ

Türkiye'yi bölgesinin istikrar kaynağı da olmanın ötesine geçirerek, barış diplomasisinin merkez üslerinden biri haline getirdiklerini vurgulayan Erdoğan, "Türkiye olarak sadece iyilik sancağını değil, barışın güven ve huzur veren iklimini, başta mazlum coğrafyalar olmak üzere dünyanın dört bir yanına ulaştırıyoruz" şeklinde konuştu.

YENİ BİR KAOS İSTİYORLAR

14 yıllık zulmün sona erdiği Suriye'de mezhep temelli yeni bir fitne ateşinin yakılmak istendiğini aktaran Erdoğan, "Yıllarca bizi Türk-Kürt, laik-anti laik, ilerici-gerici, Alevi-Sünni diye ayrıştıranlar, sizin de takip ettiğiniz üzere, son günlerde başka senaryolar peşinde koşuyor. Suriye'deki eski rejim artıklarının terör eylemleri öne sürülerek, milletimizin kardeşliğine son derece sinsi, son derece kirli bir pusu kuruluyor. Tahrik siyasetiyle, provakatif açıklamalarla Türkiye'de yeni bir sorun, yeni bir kaos alanı oluşturulmak isteniyor. İşin daha vahim yanı ise milletimize bu kötülüğü ana muhalefet partisi yapıyor" diye konuştu.

Erdoğan, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e şu eleştirileri getirdi: "Sayın Özel, partisi içinde sıkıştıkça, dışarıda daha zehirli, daha sorumsuz, son derece çirkin bir dile sarılıyor. Grup kürsüsünden sarf ettiği sözler, ertesi gün kendi belediye başkanı tarafından yalanlanan zavallı birisini muhatap almak bize zuldür. Partimize katılan arkadaşlarımıza ahkam kesti, bir hafta geçmeden tükürdüğünü yalamak zorunda kaldı. Adı Türk siyasetinde 'fırıldağa' çıkmış bir kifayetsize rozet taktı. Özel kendisine açılan krediyi har vurup harman savurdu. Bu gidişle sıfırı tüketmesi, tıpkı selefi Bay Kemal gibi siyasetten ibretlik şekilde alaşağı edilmesi yakındır."

CHP YÖNETİMİ TÖVBE ETMELİ

Özel'i ve CHP yönetimini sorumlu siyaset yapmaya davet eden Erdoğan, "Alevi canlarımız konusunda kullandıkları çirkin, ayrımcı ve zehirli dili terk etmeye çağırıyorum. CHP yönetimi artık Suriye'deki ateşi ülkemize taşıma siyasetinden tövbe etmelidir. Bu ülkede Kürt de Alevi de muhafazakar da demokrat da en şedit baskıyı CHP'den gördü. CHP yönetimi Alevi vatandaşlarımızı istismar edeceğine, kışkırtacağına önce çıksın onlara yaptıkları zulümden dolayı nedamet getirsin" dedi.

BİZ BU TEZGÂHI GÖRDÜK

Terörsüz Türkiye hedefiyle yürüttükleri çalışmalarda ülkenin 40 yıllık sorununu çözerken, istismara müsait yeni fay hatları oluşturmanın emperyalizme uşaklık etmek olduğuna vurgu yapan Erdoğan, şu uyarıyı yaptı: "Her kim 3-5 emperyalizmin gazlamasıyla bu milletin kardeşliğine kastederse karşısında bizi bulur, devletimizi bulur, 85 milyonu bulur. Biz bu tezgahı son 22 yıl defalarca gördük. 27 Mayıs'ta, 12 Mart'ta, 12 Eylül'de, 28 Şubat'ta gördük. Bu senaryoyu Maraş'ta, Çorum'da, Sivas'ta, Gazi Mahallesi'nde ve başka yerlerde gördük. Buradan aynı hevesler peşinde koşanlara şunu bir kez daha söylüyorum; artık başaramayacaksınız. Bizi, Türkiye Yüzyılı hedefimizden alıkoyamayacaksınız."

AİLEYİ KORUMAK MİLLİ BİR GÖREVDİR

Erdoğan, aile yapısını bozacak tehlikelere karşı uyardı: "Tedbirleri süratle almazsak yarınlarımız tehlike altında. Bu mesele tüm milletimizin meselesidir. Aileyi korumak hepimiz için milli bir görevdir. Sapkın akımların milli bünyemizi işgal, iğfal ve istila etmesine karşı aile kurumunu güçlendirmeye yönelik kararlı adımlar atacağız. Aile müessesesini güçlendirecek, gençlerin yuva kurmasını kolaylaştıracak, aileye yönelik tehlikeleri bertaraf edecek yeni uygulamaları hayata geçireceğiz."

İMRALI HEYETİNE RANDEVU VERİRİM

Başkan Erdoğan, "DEM Parti heyetine randevu verip vermeyeceğine" ilişkin soruya "Arkadaşlarım görüşecek, ben de veririm. Şu anda Grup Başkanı yapıyor. Benden de istendiği takdirde ben de veririm" yanıtını verdi. Erdoğan'ın açıklamasının ardından DEM Parti randevu talebinde bulundu.

ADA'DA ORTAK ÇÖZÜM MESAJI

Başkan Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile bir araya geldi. Tatar, katıldığı Dr. Fazıl Küçük ve Halkın Sesi II. Uluslararası Sempozyumu'nda da Ada'daki sorunun çözümüne ilişkin mesajlar verdi. Fazıl Küçük'ün "Kıbrıs meselesi Türkiyesiz çözülemez" sözlerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Tatar, BM Genel Sekreteri Guterres'in ev sahipliğinde 17-18 Mart'ta Cenevre'de yapılacak 5+1 gayriresmi Kıbrıs toplantısına ilişkin şu mesajı verdi: "Yeni bir anlaşma ancak iki devletin işbirliğiyle olabilir."

AB, GÜÇ KAYBINI TÜRKİYE İLE TERSİNE ÇEVİREBİLİR

Başkan Erdoğan, Polonya Başbakanı Donald Tusk'la ikili görüşme sonrası ortak basın toplantısında açıklamalar yaptı.

İKİLİ İLİŞKİLER:

Polonya ile ticaret, yatırımlar, savunma alanında işbirliği başlıklarında, güçlü potansiyele sahibiz. Bunları, kapsamlı şekilde mütalaa ettik.

AVRUPA'NIN GÜVENLİĞİ:

Ukrayna'daki savaşın sona erdirilmesine yönelik atılabilecek adımları görüşme fırsatı bulduk. Avrupa güvenliğinin geleceğine dair gelişmelerle Suriye ve Filistin dahil bölgesel meseleler hakkında fikir teatisinde bulunduk. AB'NİN GÜÇ KAYBI: Avrupa Birliği'ne tam üyeliğin stratejik hedefimiz olduğunu her vesileyle vurguluyoruz. Avrupa Birliği, güç ve irtifa kaybının önüne geçmek hatta tersine çevirmek istiyorsa bunu ancak Türkiye'nin tam üyeliği ile başarabilir.

BARIŞ UMUDU:

Ukrayna'nın ateşkesi kabul etmesini olumlu ve önemli buluyoruz. Şimdi Rusya'nın da bu adıma yapıcı şekilde mukabele etmesini temenni ediyoruz. Daha önce de ifade ettiğim gibi bölgemiz savaşa, çatışmaya ve gözyaşına doymuştur.

AB ÜYELİĞİNE DESTEK:

Konuşmasına hayırlı ramazanlar dileyerek başlayan Tusk, İstiklal Marşı'nın Kabulü'nün yıl dönümünü kutladı. Bugünkü görüşmenin bir dönüm noktası olduğuna işaret eden Tusk, Türkiye'nin AB üyeliğini güçlü şekilde desteklediklerini belirtti.