Cumhurbaşkanı Erdoğan: ‘Evet’ çıktığında partime üye olacağım 

Körfez turu dönüşünde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan referandum için 30 büyük şehre gideceğini belirtti. Referandumdan ‘evet’ çıkınca parti üyeliğini başlatacağını ifade eden Erdoğan ‘Bu 2019’a geçiş sürecinin başlangıcı” dedi. 

KURTULUŞ TAYİZ

Bahreyn, Suudi Arabistan ve Katar ziyaretinin ardından yurda dönen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, uçakta kendisine eşlik eden gazeteci heyetinin sorularını yanıtladı. 

Anayasa referandumuyla ilgili bir planlama yaptınız mı? Rahmetli Erol Bey’in yokluğunda bu kampanyayı nasıl sürdüreceksiniz? 

Planlama noktasında arkadaşlar belli bir takvim hazırlamak için çalışıyorlar. Cumartesi günü Elazığ-Malatya, pazar da Adıyaman-Gaziantep ziyaretlerimiz olacak. Böylece 5 vilayetimizi ziyaretle inşallah bu haftayı tamamlamış olacağız. Ondan sonra da ziyaretlerimizi peyderpey devam ettireceğiz. Ayrıca yurtdışı ziyaretlerimiz var. Kampanyayı esas itibarıyla Sayın Başbakan'la koordineli götürüyoruz. Yani 30 büyük şehrin tamamına gitmeyi hedefliyoruz. Hem Sayın Başbakan hem bizim ziyaretlerimizle, çift dikiş olsun istiyoruz. Almanya, Belçika, Hollanda, ayrıca belki İskandinav ülkelerinden bir tanesi olabilir. İskandinav ülkelerinin bir yerde buluşturmak suretiyle kapalı salon toplantıları yapma durumumuz olabilir. 

2 YIL GEÇiŞ SÜRECi OLACAK

Referandumda ‘Evet’ çıkarsa cumhurbaşkanlığı sistemine geçiş için 2019’a kadar 2 yıl olacak. Bu süre için de bir hazırlığınız, planınız olacak mı? 

 Partili cumhurbaşkanına geçişin ön adımı bu süreçte olabilir. Referandum ‘Evet’le neticelendikten sonra, bizim partiye kayıt olma imkanımız doğacaktır. Buna mani bir hal yok. Bu tabii 2019’a yönelik bir geçiş sürecidir. Yasal düzenlemelerle tıkanıklıkları daha rahat giderme imkanımız olacak. Hükümet ve parlamento, gereken adımları atacaktır. Bahçeli'nin ifade ettiği gibi fiili durumun hukukileştirilmesiyle de artık toplumun buna hazır hale gelmesi tabii ki büyük bir önem arz ediyor. 

Varlık fonu bizi güçlendiRiYOR 

Referandum sonrasında 2019’a kadar birtakım düzenlemeler mi bekliyoruz? 

18 Mart köprüsünün ihalesini yaptık. Şirketlerin, konsorsiyumların teklif için biriyle yarıştılar. İhaleyi iki Koreli, iki Türk firmasından oluşan konsorsiyum kazandı. Ekonomi çöküşte olsa, o ülkede kimse kalkıp böyle bir yatırım yapmaz. Şu anda, boğazın altından 3 katlı tünelle ilgili hazırlıklar da sürüyor. Daha şimdiden, ihaleye girmeye hazırız diyenler olduğunu görüyoruz. Hakeza Kanal İstanbul için de teklifler hazır. Biz güvenli liman olduğumuz için bu insanlar da yatırım yapıyorlar. 

Hükümetin teşvik paketleriyle para ve faiz politikalarını nasıl değerlendiriyorsunuz? 

Varlık Fonu çok önemli. Ama bu adımı, bazı malum kafaların bunu da hazmedemediklerini gördük. Biz BOT'yi başlattığımız zaman da, PPP'yi başlattığımız zaman da bunlar hep aynıydılar. Geçmişte de Özal’ı anlayamıyorlardı. Aynı kafa, bunlara da karşı çıkıyor. Varlık Fonu Türkiye ekonomisine ciddi bir güç kattı. Ama o kadar cahiller ki, bunun bir özelleştirme olduğunu iddia ediyorlar. Elden çıkan bir şey yok ki. Ben inanıyorum ki dolar 3.50’nin de altına düşecek. Çünkü Türkiye’ye girdiler durmayacak.

Şerre rıza ‘şer’dir

Hayırcıları terör örgütleriyle FETÖ ile aynı kefeye koymak bir baskı yaratır mı? 

Kimlerin ‘Hayır’ diyor? Mesela dağ, ‘Hayır’ diyor. Onların desteğiyle parlamentoya girmiş olan HDP de ‘Hayır’ diyor. Yasin Börü’yü öldürenler belli. Öldürtenler de belli. Benim Kürt kardeşlerimi sokağa dökenler belli. Aynı günde 56 Kürt kardeşimin ölümüne vesile olanlar da belli. Bunları öldürenler kimdi? Onlar da PKK’nın uzantısı. Ama ölen kardeşlerim de Kürt’tü. Onun için biz her zaman ‘Bunlar hiçbir zaman benim Kürt kardeşlerimin temsilcisi olamaz’ dedik. Ve biz milletin bizden beklentisi olan adımı attık. Biz sadece onların dokunulmazlıklarını değil, tüm parlamentonun kaldırdık. Bazı vekiller gittiler ifadelerini verdiler, yargı da hükmünü açıkladı. Ama diğerleri kaçtı. İşte CHP bunlarla hareket ediyor. Burada bunlarla beraber hareket ettiklerine göre ben şerre rızanın şer olduğuna, kötülük olduğuna inanıyorum. 

‘Hayır’da ‘hayır’ yok 

Tecrübenizle havayı nasıl kokluyorsunuz? Muhalefetin kampanya stratejisine, hayır demek isteyenlerin üzerinde baskı olduğu yönündeki iddialara cevabınız nedir? 

Bunu anlamakta gerçekten zorlanıyorum. Nitekim her akşam televizyonlarda anketörler bu noktada değerlendirmelerini yapıyorlar, yazar-çizer arkadaşlarımızla birlikte tartışıyorlar. ‘Evet’çisi de yapıyor ‘hayır’cısı da. Evet’i savunanların varlığını, hayırcılara bir baskı gibi sunmak doğru olmaz. Ne düşündüğümüzü elbette söyleyeceğiz. Gerek Başbakan, gerek Bahçeli, gerek şahsım, bizim için kutsal olan demokratik hakkımızı kullanarak meydanlarda konuşuyoruz. Bu bizim en doğal hakkımızdır. Hayırcılara baskı olur bahanesiyle bu hakkımızı engellemek tabii ki yanlış bir şey olur. Bizim ‘hayır’a baskı diye bir derdimiz yok. Ama hayır demekte ‘hayır’ yoktur. Bunu söyleme hakkımız da var.

Bahreyn-S.Arabistan köprüsüne talibiz 

Bahreyn ile Suudi Arabistan arasında ikinci bir köprü konusunun görüşmelerde gündeme geldiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle konuştu: Bu konuyu Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün açılışına geldikleri zaman orada da konuşmuştuk. Köprüyü çok beğenmişlerdi. Suudi Arabistan Kralı ile de görüştüm bu konuyu. O da oğluna gerekli talimatı verdi. Temennimiz, bu köprünün inşasının Türk firmaları tarafından gerçekleştirilmesidir. 

Manama’ya 20 bin kişilik Türk camii 

“Bahreyn Kralı, yaptığımız ziyaretin anısına Manama’da Türk mimar ve mühendislerine 15-20 bin kişilik bir cami yaptırtmayı kararlaştırdı.. Ağustos 2016’da İstanbul’a geldiklerinde Çamlıca’da yapılmakta olan camiden çok etkilenmişlerdi. Biz de, destek verebileceğimizi söyledik.

Katar Emiri Şeyh Temim Hamad Al-Sani’yi daha önce kendisini Trabzon’da helikopterle gezdirip kış turizm için 'Birlikte yatırımlar yapabiliriz’ dedim. Bunlara olumlu yaklaşmıştı. Projeleri bu kez bizzat kendisine takdim ettim. Bu Türkiye için önemli bir adım.

POMPEO’YA FETÖ GÖRÜNTÜLERİNİ ELDEN VERDİM

Trump'la görüşmesinde gündemin FETÖ olduğunu belirten Erdoğan,“CIA Başkanı'nı Gülen için bizzat gönderdi. Ben de ona görüntüleri izlettim" dedi. 

ABD Başkanı Trump ile telefon görüşmenize ilişkin açıklamalar yapıldı. PYD ve FETÖ konusunda tavırları ne olacak?  

FETÖ konusunda özellikle desteklerini istedim. Aktardığımız tüm konularla ilgili olarak, kendisine vekaleten CIA Direktörü Pompeo’yu Türkiye’ye göndereceğini söyledi. ‘Kendilerini kabul ederseniz, belgeleri ona da iletirseniz, daha ayrıntılı bilgilenmiş olurum’ dedi. Nitekim görüşmeden hemen 2 gün sonra CIA Direktörü ilk yurtdışı ziyaretini bize yaptı, etraflıca görüştük. Olanları görüntüler eşliğinde anlattım. Ama daha etraflıca olanı tabii ki MİT ile olanıydı. 5-6 saatlik görüşmeleri oldu. Trump'la yüz yüze görüşmede, inanıyorum ki çok daha netice alıcı değerlendirmeler yapacağız. 

ÖSO MÜnbiç’te olmalı 

Güvenli bölge konusunda ABD'den yaklaşım değişikliği bekliyor musunuz? 

“Güvenli bölge, Trump’ın da kullandığı bir ifade. Biz, ‘terörden arındırılmış güvenli bölge’ diyoruz. Buna bağlı olan diğer bir konu, uçuşa yasak bölgedir. Yani terörden arındırılmış güvenli bölge olabilmesi için oranın aynı zamanda uçuşa yasak bölge olması lazım. Orada bir de milli güvenliği sağlamak için bir orduya ihtiyaç var. Bu ihtiyacı karşılanması için de biz ÖSO’yu uzun zamandır eğit-donatla yetiştiriyoruz. ÖSO, terörden arındırılan bölgelerde güvenliğin sağlanması açısından da çok önemli. Mesela Cerablus’ta şu an onlar var. Rai, Dabık, şimdi de El Bab’a onlar yerleşecek. Menbiç’te de ÖSO olmalı. Bunu Trump’a da ifade ettim. ‘Rakka’nın DEAŞ’tan temizlenmesi işini bunlarla yapacaksanız, biz orada yer almayız. Sizin ne PYD’ye ihtiyacınız var, ne YPG’ye. Bu işi koalisyon güçleriyle beraber, pekala hep birlikte yapabiliriz’ dedim. PYD-YPG’yle yapılacak bir çalışmanın Suriye’de bölünmeyi getireceğini, bizim bölünmeye karşı olduğumuzu belirttim. O da tüm bu dediklerimizi değerlendireceklerini söyledi. 

TRUMP MALi DESTEK VERECEK

Terörden arındırılmış bölgede konut inşası için Türkiye’nin katkı sunabileceğinden bahsetmiştiniz. Bir gelişme var mı? 

Bu işin maliyeti ciddi bir rakam oluşturuyor. Şansölye Merkel, başlangıçta, ‘Yeter ki bize iltica olmasın, böyle bir işe biz yılda 10 milyar euro ayırabiliriz’ demişti. Hatırlıyor musunuz böyle demiştiniz diye de hatırlattım kendisine son ziyaretinde. Dedim ki, çıkartalım bunun maliyetlerini, biz bütün hizmeti verelim. Bu insanlara 500’er metrekarelik arsalar içinde özgün mimariyle konutlar yapabiliriz. ‘Doğru’ dedi. Ama o değerlendirmeler halen somut bir desteğe dönüşmedi. Şimdi Trump, ‘Ben bu işin mali olayını çözerim’ diyor. İkili görüşmede, bu işte herhalde bizim önümüzü açacaktır. 

RUSYA'NIN GÜNEY HASSASİYETİ!

Güvenli bölge, Fırat Kalkanı gibi konularda Rusya’nın bir itirazı var mı? 

Yok. Rusya sadece El Bab'ın daha güneyine ve batıya girmememizin iyi olacağını söylüyor. Suudi Arabistan Kralı Selman da "Suriye, terörden arındırılmış bölge, PYD" gibi konularda bizimle tam dayanışma  içinde. 

Biz papazlara ajan desek doğru olur mu? 

Almanya’da DİTİB’e yönelik operasyonlar var. İmamlara ajan muamelesi yapıyorlar.  

Bu durumun son derece kaygı verici olduğunu Merkel’e söyledim. Türkiye’de görev yapan papazlara bizim ajan muamelesi yapmamız doğru olur mu? Biraz bunaldı o noktada, konuyu araştıracaklarını söyledi. Almanya’nın yeni Cumhurbaşkanı Steinmeier'e kendisini ziyaret edeceğimi söyledim. Belki o zaman tekrar görüşürüz.

İsrail’in yaptığı inanç özgürlüğüyle ters 

İsrail’in yeni yerleşim birimleri açması,  normalleşme sürecinin zorlaştırır mı?  

Netenyahu’nun yanlış adımlar attığını düşünüyorum. Tam ‘Doğalgaz konusunda bir anlaşma yapacağız’ derken, bir bakıyorsunuz, Mescid-i Aksa’yla ilgili olumsuz bir adım atıyorlar, ezanla ilgili yasak getirmeye kalkışıyorlar. Bu yapılanlar, inanç özgürlüğüyle de ters. Hassasiyetimizi Trump’a da bazı arkadaşlarımızla söyledik. 

Ortada bir suç varsa bedel ödeyecekler 

KHK’larla ihraçlar çok tartışma yarattı. Ben olaya şöyle bakıyorum: İşlenilen suçlardan dolayı eğer siyasetçi bedel ödüyorsa; ne bileyim çeşitli bürokratlar, teknokratlar bedel ödüyorlarsa, Prof., doçent veya doktor olanlar bedel ödemeyecekler mi? Kusura bakmasınlar, ülkemin bölünmesine yol açacak işler içindeyseler; FETÖ, PKK gibi terör örgütleriyle iltisaklıysalar, elbette bir bedel ödemek durumundadırlar. Bundan kimse rahatsız olmasın.