CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, CHP Genel Merkezi’nde seçim sonuçlarına ilişkin açıklama yaptı. Kendisinin ve eşinin tehdit edildiği yönünde çıkan provokasyonlara şu yanıtı verdi: Sosyal medyada dolaşan bu asparagas haberlerle başlayayım, bunların hepsi yalandır. Bunlar birkaç şizofrenin hasta insanların, ciddiye alıp yaymak da problem ama. Böyle bir şey yok!
ADALETSİZ BİR SEÇİMDİ
Bu seçimi ilan edilme biçiminden, sonuçların açıklanmasına kadar her şeyiyle adaletsiz bir seçim olmuştur. Sonuçlara dönük elbette açıklanmaya muhtaç noktalar bulunmaktadır. Bizim için gerçek seçim sonuçları tutanaklarda yazan rakamlardır. Görevlilerimizin bize ulaştırdıkları tutanaklarda, YSK’nın açıkladığı oranlar arasında anlamlı bir farklılık yoktur. Olan farklılıklar toplam sonucu değiştirecek nitelikte değildir. Dolayısıyla seçim sonuçlarını kabul ediyorum.
Kılıçdaroğlu'nun koltuğu sallanıyor
Seçimin kaybedeni yüzde 30 ile Muharrem İnce oldu. Ancak İnce, 41 yıl sonra CHP’ye yüzde 30 barajını geçtirttiğini belirterek “Önümüzde yürü derlerse, ben yürümeye hazırım” dedi. “İlk turda hedefim yüzde 35’di” diyen İnce, İP, HDP ve Saadet’in kendisini hüsrana uğrattığını belirtti.
‘TRT’yi dıŞarı alalım!
İnce, “TRT burada mı arkadaşlar?” diye sordu. TRT ekibinden gazetecilerin orada olduğunu öğrenen İnce, “TRT’yi dışarı alalım" diyerek ekibi salondan çıkarttı.
Provokatif gazeteciye: Sokağa niye inelim; Yenildik!
Seçim sonucunu yaptıkları haberlerle hazmedemediklerini ispatlayan Batı medyası dün İnce'nin toplantısında provokasyon için geldi. Yabancı bir gazeteci, İnce'ye toplantı sırasında CHP’lilerin seçim sonuçlarının ardından neden sokaklara dökülmediğini sordu. İnce önce sorunun İngilizce olmasından dolayı birisi tarafından Türkçeye çevrilmesini isteyerek, “Sayın Erdoğan gibi soruyu ‘one minute İngilizcesiyle yanıtlamayalım” dedi. Çevirinin ardından İnce, gazeteciye şu yanıtı verdi: Elimizde sonuçlar varsa, yenilgiyi kabul edip etmemek sizin elinizde değil. Yok ben bunu kabul etmiyorum demek demokrasi değil ki, sokaklara çıkmak doğru değil ki. Açık ara bir durum var. Ne yapacaksınız, ‘Ben kabul etmem’ demek olmaz.