AKŞAM GAZETESİ
Gazze'de insani yardım malzemesi girişine izin verilmediği için açlıktan bir deri bir kemik kalmış çocukların derdi bizim derdimizdir. Umutların yeniden yeşerdiği Suriye'ye yönelik saldırılar bizim sorunumuzdur" dedi. İsrail'in Gazze halkına yönelik Nazileri fersah fersah aşan soykırımını tüm insanlığın gündeminde tuttuklarını belirten Erdoğan, "Bir an önce ateşkes tesis edilmeli, insani yardım girişine izin verilmeli" dedi.
HİTLER'İ GERİDE BIRAKTI
Kızılhaç'ın bile girişine izin verilmediği Gazze'deki durumun korkunç olduğunu belirten Erdoğan, "Netanyahu ve katliam şebekesi, barbarlıkta Hitler'i çoktan geride bıraktı. Avrupa'daki Holokost sürecinde dahi Gazze'deki kadar insanlık dışı görüntüler ortaya çıkmadı. abir lokma ekmek, bir yudum su bulamadığı için can verdiği bir acımasızlığı, zerre kadar insanlık onuru taşıyan hiç kimse kabul edemez. Buna sessiz kalamaz. Bu cinnet haline rıza gösteremez" ifadelerini kullandı.
BU CANİLİĞE TEPKİ VERELİM
Gazze'de insanlık, bebekler ve çocuklar ölürken buna sessiz kalamayacaklarını belirten Erdoğan, uluslararası topluma şu çağrıyı yaptı: "Açlıktan kitlesel ölümlerin başladığı bu kara günlerde tüm uluslararası toplumu insanlık cephesinde birleşmeye davet ediyorum. Gelin, bu caniliğe hep birlikte tepki verelim. Gelin, bu zulme, bu vahşete 'artık yeter' diyelim. Gelin, gözünü iktidar hırsı bürümüş bir avuç insanlık düşmanının, insanlığın adını daha fazla lekelemesine müsaade etmeyelim. Diğer türlü bu kan lekesi sadece Netanyahu'nun ve cinayet şebekesinin eline değil, Gazze'deki soykırıma susan, tepkisiz kalan herkesin eline, alnına şayet kaldıysa vicdanına bulaşacaktır."
GÜÇLÜNÜN HAKLI OLDUĞU SİSTEM
Güç dengelerinin yeniden belirlendiği, uluslararası rekabetin giderek kızıştığı bir süreçten geçtiklerinin altını çizen Erdoğan, şunları kaydett: "Her gün yeni bir krize uyanıyoruz. Yarın ne olacağını kimse bilmiyor, kimse tahmin edemiyor. İkinci Cihan Harbi sonrası kurulan, kural temelli uluslararası sistemin yerini, kimin gücü kime yeterse diyeceğimiz yeni bir düzen alıyor. Haklının güçlü olduğu değil, güçlünün haklı olduğu bir anlayış tarzı hızla kanıksanıyor. Haklının hakkını arayacağı uluslararası mekanizmalar ise kendilerinden beklenen görevi icra edemiyor. Biz nüfuz, tahakküm peşinde değiliz. Hiç kimsenin içişlerine karışmak niyetinde asla değiliz. Tüm kalbimizle bölgemizde huzur, barış, dayanışma istiyoruz."