1
Kızılay Kongresi'nde genel kurula hitap eden Başbakan Davutoğlu bu kurum üzerinden eski ve yeni Türkiye'yi karşılaştırdı: Marmara depreminde aciz, Van depreminde kudretli bir Kızılay...
DEPREMDE BU YAPI BÜYÜK ZAAFLARLA KARŞI KARŞIYA KALDI
İstiklal Harbi esnasında Hilal-i Ahmer cepheden cepheye çıktı. Bütün emeği geçenleri rahmetle anıyoruz. 1935 yılında adı değişti Türkiye Kızılay Cemiyeti oldu. 1947'de Türk Kızılayı oldu. Harpler, zorluklar, meşakketler milletleri sınavlarla karşı karşıya bırakır ama güçlü milletler bu zorlukları aştıklarında yepyeni ufuklara yürür. Kızılay ete kemiğe büründü ve mazlum milletlerin umudu oldu. Bu kuruluş Marmara depremi esnasında ne kadar büyük zaaflarla karşı karşıya kalındığını da ortaya koydu. Deprem bizde büyük bir travma oluşturdu. Hemen yanıbaşımızda olan felakete müdahale edemez olan bir yapıya karşı karşıya kaldık.
AK PARTİ İKTİDARLARINDA GERÇEK MAHİYETİNE KAVUŞTU
Sayın Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde başlayan AK Parti iktidarları Kızılay'a gerçek mahiyetini tanıttı ve gerçek manada asli gücüne kavuşturdu. Kızılay'a şefkatli ve kudretli olmak yakışır. Hilale acziyet hele hele zaafiyet yakışmaz. Hilal varsa şefkat var, hilal varsa kudret var hilal varsa biz varız hilal varsa ecdat var, merhamet var, şefkat var, vicdan var. Marmara depremindeki aciz Kızılay'ı düşünün bir de Van depremindeki muktedir Kızılay'ı düşünün. Aradaki fark eski ve yeni Türkiye farkını ortaya koyuyor. Artık Erzincan depremindeki, Marmara depremindeki zaafyite yok, aşkla çalışan Kızılay kadroları ve o kadroları imkanla donatan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti var. 1. Körfez Savaşı'ndaki zaafiyete bakın bir de 3 milyon göçmeni ağırlayan Türkiye'nin kudretine bakın.
BİZİM VATANDAŞLARIMIZIN HER BİRİ KIZILAY NEFERİ GİBİ
Mülteci hareketleri karşısında herbiri Kızılay neferi gibi olan vatandaşlarımız mültecileri ensar olarak, muhacir olarak bağrına bastı. Burada ırkçı, anti arap, anti Suriye akımı doğmamışsa bu 78 milyon herbiri bir Kızılay neferidir. Kızılay'ın misyonunu öylesine özümsemiştir ki bizim milletimiz, mültecilere bağrını aştı, işini ve aşını paylaştı. Allah mazlumlara el uzatanları mağdur bırakmaz, dayanıksız bırakmaz. Biraz önce Suriyeli ve Türk çocuklar biraradaydılar. Baktığınızda hangisinin Türk hangisinin Suriyeli olduğunu ayırabildiniz mi? Çünkü hepsi çocuk.
SURİYELİ ÇOCUĞUN DOKTOR HANIMA VERDİĞİ CEVAP ANLAMLIDIR
Bir doktor hanımefendi bize mesaj gönderdi. Mülteci kamplarında dolaşırken Suriyeli çocuğa 'Büyüyünce ne olacaksın?' diyor. Suriyeli çocuk doktor hanımın gözünün içine bakarak 'Ben büyüyünce Türk olacağım' diyor. Çünkü o çocuğun gözünde Türk olmak demek şefkatli, kudretli, yetimlerin başını okşamak demektir.
İNŞALLAH KIZILAY KIZILHAÇ BAŞKANLIĞINI ALACAĞIZ
Gönül coğrafyamızın her köşesinde Kızılay vardır. Somali'de Myammar'da vardır. Onlarca yıl sonra Mymmar'a inip Arakan'a gittiğimizde yanıbaşımızda Kızılay vardı. Kızılay hep var ve hep var olacaktır. Tsunami yaşandığında Sri Lanka'da, Japonya'da her yerde Kızılay vardır. Kızılay 2020 vizyonunda çok büyük hedefleri gözönüne aldığınızı biliyoruz. İnşallah Kızılay Kızılhaç başkanlığını alacağız. Kızılay'a her şey yakışır ama en çok yakışanı da bu hilaldir. Bu bayrak en ileri burçlara taşınacaktır. Kızılay her zaman hükümetlerimizin gündeminde ve en önemlisi de bütün bakanlarımızın, bürokratlarımızın bu dava yolcusu yolcuların gönlünde olacaktır.