Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın'dan gündeme ilişkin önemli açıklamalar

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Körfez ülkeleri arasında yaşanan krize değinen Kalın, ''Sayın Cumhurbaşkanımızın bu hafta sonu Körfez turu olacak. Körfez ülkeleri ve Katar'la yaşanan kriz görüşülecek. Sayın Cumhurbaşkanımız önce Katar'a ardından Kuveyt ve daha sonra Katar Emiri'yle görüşmelerini yapacaklar. Sayın Cumhurbaşkanımızın çok yoğun bir telefon diplomasisi oldu. Bunun neticelerini görmeye başladık.'' dedi.

1

Büyükada'daki gözaltılara ilişkin Almanya'nın küstah açıklamasına yanıt veren Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, "Öncelikle buradaki yargıya saygılı olacaklar. Türkiye'ye giden Alman vatandşalarının güvenli olmadığı yönündeki açıklamaları şiddetle kınıyoruz." dedi.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın'ın açıklamalarından satır başları şöyle;

SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZA ÖZELLİKLE TEŞEKKÜR EDİYORUM

İstanbul'da iki anıtın açılışı sayın Cumhurbaşkanı ve Başbakanımızın katılımıyla gerçekleştirildi. Yurtdışındaki etkinlikler gerçekleştirildi. Bu çerçevede anma ve etkinlikleri himaye ettiği için sayın Cumhurbaşkanımıza teşekkür ediyorum. TBMM Başkanı sayın İsmail Kahraman Bey de çok önemli etkinlik yaptı. Başbakanlık, Aile Bakanlığı, Dışişleri, İçişleri Bakanlığımız yoğun bir çabayla bu faaliyeti gerçekleştirdiler.

ELE ALINMASI GEREKEN BİR DİĞER KONU UYUŞTURUCU

15 Temmuz şehitlerimize Allah'tan rahmet, gazilerimize acil şifalar diliyorum. Dün sayın Cumhurbaşkanımız yeni kabineyi onayladı. Sayın Başbakanımızın arzından sonra tensip bulunan yeni kabinenin hayırlı olmasını diliyorum. Kabineyle ilgili bir çok yorum yapıldı, yapılıyor. Cumhurbaşkanımızın bu tür revizyonlarda temel ilkesi hep süreklilik içinde değişim, değişim içinde süreklilik olmuştur. Yeni bir kan tazelenmesi olmuştur. 2019 seçimlerine giderken izlenecek politikalar ama asıl önemlisi 2023 hedefleri çerçevesinde kabinenin ülkemize hayırlı olmasını diliyoruz. İç güvenlikte terörle mücadele devam ediyor. Uyuşturucu ile mücadele de ele alınması gereken önemli bir konu. Bu konuda hükümetimizin aldığı birçok tedbir var.

RAHATSIZ OLAN ÇEVRELER SPEKÜLASYON ÜRETMEYE BAŞLADI

Terörle mücadele PKK, DEAŞ, FETÖ ve diğer terör örgütlerine karşı mücadelemiz yoğun bir şekilde devam edecek. Dün sayın Cumhurbaşkanımızın telefon görüşmesine yaptığı atıfla Tunceli CHP İl Başkanına teşekkür etmişlerdir. Siyasi görüşleri bir yana bırarakarak terör konusunda yekvücut olmamız gerektiğini belirtmeliyim. Güvenlik birimlerimizin, Başbakanlık'ın çalışmalarının yanında olduğumuzu ifade etmek istiyoum. FETÖ'cü darbecilerin güvenlik birimlerimizden temizlemek için önemli bir çalışma başlatıldı. Bu harekat yapılırken çeşitli mahfillerde Türkiye'nin bundan sonraki güvenlik konusunda zaaf yaşayacağı, NATO'nun güvenli bir partneri olmayacağı spekülasyonların dolaşıma sokulduğunu gördük. 1 yıl sonra baktığımızda tam tersine güvenliğimizin FETÖ'den temizlendikçe asli vazifelerine geri döndüğüne gördük. 

CUMHURBAŞKANIMIZ SAYIN İBADİ İLE DÜN TELEFONLA GÖRÜŞTÜ

Bugün Kıbrıs Barış Harekatı'nın yıldönümü. İsviçre'de devam eden Kıbrıs görüşmelerinden arzu edilen netice maalesef hasıl olmadı. Bütün yapıcı tutumumuza rağmen Rum tarafının yapıcı olmayan yaklaşımları nedeniyle arzu edilen netice elde edilemedi. Kıbrıs konusunun kapandığı anlamına gelmiyor. Biz Kıbrıs halkının yanında olmaya devam edeceğiz. Annan Planı'nın Rum tarafının reddettiği halde yaptırımlar devam etti. Uluslararasına çağrımız artık bu yaptırımlardan vazgeçmeleridir. Bütün bu gerçekleş ışğında izolasyonların kaldırılma zamanı gelmiştir. Musul şehri DEAŞ'tan hemen hemen tamamen temizlendi. Bundan duyduğuğumuz memnuniyeti ifade etmek istiyorum. Sayın Cumhurbaşkanımız dün sayın Ibadi ile telefonda görüştü.

ARAP DÜNYASI'NDAKİ KRİZ İÇİN SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZ DEVREDE

Ne Irak bağlamında ne bölgesel ve uluslararası anlamda bu referandumun bir yere varması bir netice hasıl etmesi mümkün değil. Hataların yapılmaması için de umarız ki Irak Kürt yöneticileri bu referandum kararını gözden geçirirler. Sayın Cumhurbaşkanımızın bu hafta sonu Körfez turu olacak. Körfez ülkeleri ve Katar'la yaşanan kriz görüşülecek. Sayın Cumhurbaşkanımız önce Katar'a ardından Kuveyt ve daha sonra Katar Emiri'yle görüşmelerini yapacaklar. Sayın Cumhurbaşkanımızın çok yoğun bir telefon diplomasisi oldu. Bunun neticelerini görmeye başladık. Burada sayın Cumhurbaşkanımızın Suud Kralı'na önem atfetiğini söylemek isterim. Kuveyt Emiri'nin arabuluculuk görevinin değirli olduğunu ifade etmek istiyoruz.

NASIL Kİ O ÜLKELER BUNDAN RAHATSIZ OLACAKLARSA...

Türk üssünün kapatılması talebinin listeden çıkarılması memnuniyet vericidir. Mescid-i Aksa'da yaşanan hadiselerin bizim için rahatsızlık verici olduğunu ifadeetmeliyim. Biz bunu Mescidi Aksa'nın statüsünün adım adım değiştirilmesi olarak görüyoruz ve endişe ediyoruz. Orası Filistinlilerindir orası bütün Müslümanlarındır. İbadet özgürlüğü açısından oradaki kısıtlama kabul edilebilir değildir. Tersinden kısıtlamalar getirilseydi o ülkelerin tepkisi ne olurdu. Burada Avrupa ülkelerinin ve ABD'nin sessizliğini bozması gerektiğini düşünüyoruz. Bu insanların ellerinde silah yok, kimseyle bir çatışma ve kavga amacında değiller kutsal mekânlarda ibadet etmek istiyorlar. Burada çağrımız uluslararası toplumun bu konuda seslerini yükseltmesidir.

DELEGASYON BU GÖRÜŞMENİN HAZIRLIĞI İÇİN BURADAYDI

25 Temmuz'da bir Bakanlar ve komiserler düzeyinde Türkiye-AB zirvesi yapılacaktı. Burada yol haritasının nasıl ilerleyebileceğiyle ilgili müzakereler gerçekleştirilecekler. Geçen hafta bir AB delegasyonu bu görüşmenin hazırlığını yapmak için buradaydılar.

İHANET EDENLER NEDEN EN ÇOK ALMANYA'YA GİDİYORLAR?

Bu talihsiz açıklamaların Almanya'da yaklaşmakta olan seçimlere yapılan bir yatırım olduğunu biliyoruz. Özellikle sayın Cumhurbaşkanımıza dönük paranoya üreterek siyaset üretmeye çalışıyorlar. Öncelikle bu akıl  tutulmasından kurtulmaları gerekiyor. Almanya'da birçok vatandaşımıza adeta casus muamelesi yapıldı. STK'lara karşı haksız uygulamalar yapılıyor. Bir yandan Almanya hukuk devletinden bahsediyor. PKK ve FETÖ'nün Almanya'daki yapılanmasını herkes biliyor. Bunlar bizim hazırladığımız raporlar değil, onların hazırladığı raporlar. FETÖ kaçkınları, bu ülkeye ihanet eden hainlerin en çok gittiği yer nasıl Almanya oluyor.

NASIL Kİ ALMAN YARGISI VAR DİYORLAR TÜRK YARGISI DA VAR

Öncelikle buradaki yargıya saygılı olacaklar. Türkiye'ye giden Alman vatandşalarının güvenli olmadığı yönündeki açıklamaları şiddetle kınıyoruz. Bizim Hamburg'ta sayın Şansölye'yle yaptığımız görüşmede Türkiye'nin Alman yatırımcıları için güvenli bir yer olduğunu ifade ettik. Bugüne kadar herhangi bir Alman firmasına bir soruşturma yapılmış mı? Böyle bir şey ortada yokken bunları ortaya atmak ilişkileri feda etmek demektir. Dün bir Alman gazetesinde bir iki haber çıktı. Bununla ilgili Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek Bey onlarla görüştü. Burada siyasi saiklerle ekonomi alanını bulandırmaya dönük açıklamaları kabul etmemiz mümkün değil.

ÇIKIŞ YAPMAK YERİNE İLİŞKİLERİ RAYINA OTURTMALIDIRLAR

Türkiye'ye gitmek emniyetli değildir diye mesaj verilmesi herşeyden önce sorumsuzluktur. Kimse Türkiye'ye Avrupa'dan veya bir başka yerden parmak sallayarak hiza göstermeye kalkmasın. Avrupalılar Türkiye'nin güvenliğini kendi güvenliklerin bir parçası olarak görürlerse daha doğru ve rasyonel iş yapmış olurlar. Burada popülis çıkışlarla ilişkileri gölgelemek yerine tam tersine olması gereken rayına oturtmaları gerekir.

ABD VE AVRUPA BİR AN ÖNCE FETÖCÜ'LERİ İADE ETMELİDİRLER

Bu çelişkili bir durumdur. ABD'nin dolaylı olarak FETÖ'ye girmesini önemsiyoruz. Bu terör örgütünün ülkede yaptıkları ortada, 15 Temmuz'da yaptıkları ve sonrasındaki faaliyetleri ortada. Üzücü olan FETÖ Avrupa'da, Amerika'da Türkiye'ye karşı faaliyetler içinde bulunmaktadır. Bizim temennimiz Avrupa ve ABD'den FETÖ elebaşı başta olmak üzere bizim talep ettiğimiz şekilde Türkiye'ye iade edilmelilerdir. Türk mahkemelerinin bu konuda verdiği kararlar açık ve ortadadır. Bizim ABD'den beklentimiz iade edilmeleridir. Bizim beklentimiz Almanya başta olmak üzere Avrupa ve ABD'nin tereddütsüz hareket ederek adalet önüne çıkmasında bizimle işbirliği içinde olmalıdır.


Bu talihsiz açıklamaların Almanya'da yaklaşmakta olan seçimlere yapılan bir yatırım olduğunu biliyoruz. Özellikle sayın Cumhurbaşkanımıza dönük paranoya üreterek siyaset üretmeye çalışıyorlar. Öncelikle bu akıl  tutulmasından kurtulmaları gerekiyor. Almanya'da birçok vatandaşımıza adeta casus muamelesi yapıldı. STK'lara karşı haksız uygulamalar yapılıyor. Bir yandan Almanya hukuk devletinden bahsediyor. PKK ve FETÖ'nün Almanya'daki yapılanmasını herkes biliyor. Bunlar bizim hazırladığımız raporlar değil, onların hazırladığı raporlar. FETÖ kaçkınları, bu ülkeye ihanet eden hainlerin en çok gittiği yer nasıl Almanya oluyor.

NASIL Kİ ALMAN YARGISI VAR DİYORLAR TÜRK YARGISI DA VAR

Öncelikle buradaki yargıya saygılı olacaklar. Türkiye'ye giden Alman vatandşalarının güvenli olmadığı yönündeki açıklamaları şiddetle kınıyoruz. Bizim Hamburg'ta sayın Şansölye'yle yaptığımız görüşmede Türkiye'nin Alman yatırımcıları için güvenli bir yer olduğunu ifade ettik. Bugüne kadar herhangi bir Alman firmasına bir soruşturma yapılmış mı? Böyle bir şey ortada yokken bunları ortaya atmak ilişkileri feda etmek demektir. Dün bir Alman gazetesinde bir iki haber çıktı. Bununla ilgili Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek Bey onlarla görüştü. Burada siyasi saiklerle ekonomi alanını bulandırmaya dönük açıklamaları kabul etmemiz mümkün değil.

ÇIKIŞ YAPMAK YERİNE İLİŞKİLERİ RAYINA OTURTMALIDIRLAR

Türkiye'ye gitmek emniyetli değildir diye mesaj verilmesi herşeyden önce sorumsuzluktur. Kimse Türkiye'ye Avrupa'dan veya bir başka yerden parmak sallayarak hiza göstermeye kalkmasın. Avrupalılar Türkiye'nin güvenliğini kendi güvenliklerin bir parçası olarak görürlerse daha doğru ve rasyonel iş yapmış olurlar. Burada popülis çıkışlarla ilişkileri gölgelemek yerine tam tersine olması gereken rayına oturtmaları gerekir.

ABD VE AVRUPA BİR AN ÖNCE FETÖCÜ'LERİ İADE ETMELİDİRLER

Bu çelişkili bir durumdur. ABD'nin dolaylı olarak FETÖ'ye girmesini önemsiyoruz. Bu terör örgütünün ülkede yaptıkları ortada, 15 Temmuz'da yaptıkları ve sonrasındaki faaliyetleri ortada. Üzücü olan FETÖ Avrupa'da, Amerika'da Türkiye'ye karşı faaliyetler içinde bulunmaktadır. Bizim temennimiz Avrupa ve ABD'den FETÖ elebaşı başta olmak üzere bizim talep ettiğimiz şekilde Türkiye'ye iade edilmelilerdir. Türk mahkemelerinin bu konuda verdiği kararlar açık ve ortadadır. Bizim ABD'den beklentimiz iade edilmeleridir. Bizim beklentimiz Almanya başta olmak üzere Avrupa ve ABD'nin tereddütsüz hareket ederek adalet önüne çıkmasında bizimle işbirliği içinde olmalıdır.