Türkiye, Fransa, Almanya ve İngiltere... Kritik zirvenin tarihi belli oldu

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın açıklama yaptı. Kalın, NATO Zirvesi'nin ardından Fransa, Almanya ve İngiltere liderlerinin Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Dörtlü Zirve gerçekleştireceğini bildirdi.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'ın konuşmasından bazı satırbaşları:

Sayın Cumhurbaşkanımızın 13 Kasım'da gerçekleştirdiği ziyaretin bizim açımızdan başarılı geçtiğini ifade etmek isteriz. Sayın Cumhurbaşkanımız tabloyu net bir şekilde ortaya koymuştur. Sayın Trump'la ikili konular etraflı bir şekilde ele alınmıştır. S-400'den F-35'e kadar açık ve samimi biçimde ele alınmıştır. Sayın Cumhurbaşkanımızın 5 senatörle yaptığı görüşmede Türkiye'de beklentileri, güveenlik kaygıları açık bir şekilde ifade edilmiştir. Dolayısıyla toplantı öncesi 'radikal kopuş olacak' beklentilerin boşa çıktığını söyleyebiliriz. Egemenlik hakları çerçevesinde ABD ile ilişkilerimizde eşit anlayışta temel prensibi oluşturmaktadır.

"SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZ ARALIK'TA LONDRA'YA GİDECEK"

Türkiye Cumhuriyeti'nin kendi imkan ve kabiliyetleriyle geliştirdiği bu harekat, terör devletine çok ciddi bir darbe vurulduğunu mutlaka tarih yazacaktır. Harekatın başarısını ve sonrasında elde ettiklerimizi gölgeleyecek spekülasyondan uzak durulması gerekiyor. Uluslararası arenada bu çerçevede 3-4 Aralık'ta Londra'da NATO zirvesi gerçekleştirilecek. Sayın Cumhurbaşkanımız bu zirvede birtakım tespit, değerlendirme ve suçlamaların olduğu ortamda ciddi bir hazırlık yaparak gidecektir. NATO'nun 21. yüzyıldaki konumu, pozisyonu, öncelikleri bakımından bir zihni berraklığın olması gerekiyor. Bu zirvenin NATO'nin geleceğine ilişkin daha berrak, aydınlık bir tablonun çıkmasına vesile olmasını ümit ediyoruz.

"ABD VE RUSYA MUTABAKATIN GEREĞİNİ YAPMALARINI BEKLİYORUZ"

Avrupalı mevkidaşlarımızın önerisi bu zirvenin bir defalığına mahsus olmak değil düzenli olarak yapılamsı önerileri var. Prensipte böyle bir platformun etkin şekilde kullanılmasının iyi olacağı kanaatindeyiz. Suriye Milli Ordusu unsurlarının bölgede güvenlik ve istikrar çalışmalarının devam ettiğini belirtmek istiyorum. Sahada tahrik ve tacizlerin olduğunu hep birlikte görüyoruz. 17 Ekim-22 Ekim anlaşmalarının muhatabı olan ABD ve Rusya Federasyonu'na mutabakat şartlarının yerine getirmesini yineliyoruz.

"TERÖR ÖRGÜTÜ DEAŞ'IN GERİ GELMESİNİ İSTİYOR"

Aynı anda Irak, Suriye ve Türkiye Cumhuriyeti topraklarında farklı üç büyük askeri operasyonunun yapılmakta olduğunu hatırlatmakta fayda var. Bu tabyola baktığınız zaman PKK terör örgütü ve Suriye'deki uzantılarına, DEAŞ terör örgütüne karşı hamdolsun ciddi neticelerin alındığını görmekteyiz. Sayın Cumhurbaşkanımızın koordinesinde İçişleri Bakanlığımız, Milli Savunma Bakanlığımız, Milli İstihbarat Teşkilatımız, jandarmamız ve polisimiz eşgüdümlü olarak çalışmaları yürütüyorlar. Resulayn-Tel Abyad bölgesinde YPG'nin planının ne olduğu açıkça ortaya çıkmaktadır. Aslında YPG, DEAŞ'ın geri gelmesini istiyor. DEAŞ tehdidinin devam etmesi gerektiğini gayet iyi biliyor. 'DEAŞ tehdidi geri geliyor, canlanıyor' gibi söylemler gündeme geldiğinde bunlara dikkatle bakmak gerekiyor. Terör örgütünün DEAŞ'la mücadele gibi bir önceliği yok.

"SURİYE'DEKİ SEÇİMLER GÖZLEMCİLER NEZDİNDE YAPILMALADIR"

Suriye'de bir seçim yapılması gündeme gelecektir. Anayasa Komisyonu çalışmalarını tamamlaması ve ardından seçimmer yapılması Suriye'deki siyasi sürecin ilerletilmesi bizim için hayati öneme sahiptir. Seçimlerin uluslararası gözlemciler nezdinde yapılması büyük önem arzediyor.

"FİLİSTİN HALKININ MEŞRU DAVASININ YANINDAYIZ"

İsrail'in yaptığı işgaldir. Bunun adı işgalin meşrulaştırmaktır. Batı Şeria, Kudüs, Gazze'de Filistin topraklarının işgal edilmesini hiçbir şekilde kabul etmediğimizi, Filistin halkının meşru davasının yanında olacağımızı özellikle ifade etmek istiyorum. ABD Büyükelçiliği'nin Tel Aviv'den Kudüs'e taşımasının ardından gerginlikleri hep birlikte gördük. Golan Tepelerinin adeta İsrail'inmiş gibi takdim edildiğini nasıl sorunlar yarattığını gördük. Bu kararı kınadığımızı, reddettiğimizi ifade etmek istiyorum.

"SÜRGÜNÜN 75. YILDÖNÜMÜNDE ACILARI PAYLAŞIYORUZ"

Ahıska Türkleri dünyanın 9 farklı ülkesinde yaşıyor. Bizim neredeyse 20 yıldır devam ettirdiğimiz bir çalışma var. Ahıska Türklerinin tarihi yurtlarına geri dönmesiyle ilgili. Bu konuda maalesef özellikle AGİT bünyesinde yürütülen çalışmalar kısmi bir katkı sağladı. Sürgünün 75. yıldönümünde Ahıska Türkleri kardeşlerimizin bulundukları yerlerde güven ve refah içerisinde yaşamaları için ellerimizden geleni yapmaya devam edeceğiz. Ahıska Türkleri gittikleri yeri abad etmişlerdir. Sürgünün 75. yıldönümünde Cumhurbaşkanımız adına onların hüznünü, acılarını paylaştığımızı tekrar etmek istiyorum.

"YILDIZ KENTER HANIMEFENDİYE RAHMET DİLİYORUM"

Hayatını kaybeden Yıldız Kenter'e rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum. Oluşturduğu sanat kültür ortamında ülkemize çok ciddi katkılar vermiş Yıldız Kenter hanımefendiye rahmet diliyorum.

"S-400 KONUSU ARAMIZDA VAROLUŞSAL BİR PROBLEM DEĞİL"

Biz çalışmayı başlattık. 3-4 Aralık'ta NATO zirvesinde biraraya gelmeyi planlıyoruz. Orada bir görüşme yapacağız. biz tekliflerimizi önereceğiz, onların teklifini alacağız. S-400 konusunda geri adım atmak sözkonusu değil. Bunun dışında teklifler egemenlik haklarımızı ihlal eden mahiyet arzetmesi kabul edilemez. Bunun ikili ilişkilerde sorun haline gelmesini önlemek için bazı çalışmalar yapacağız. Bize göre S-400 meselesi iddia edildiği gibi varoluşsal bir sorun değildir. Bunu teknik ve siyasi olarak çözmek mümkündür.

"DİPSİZ GÖL İLE İDARİ VE ADLİ SORUŞTURMA BAŞLATILDI"

Dipsiz Göl'de yaşanan hadisenin üzücü olduğunu ifade etmeliyim. Soruşturma başlatıldı. İlgililer görevden alındılar. Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız buranın SİT alanı olacağını ilan etti. Bu izni kimler istedi, kimler verdi, adli ve idari soruşturma çerçevesinde net bir şekilde ortaya çıkacak. Bu alanda toplumsal bilincin de yerleştirmesi, yayılması gerektiğini ifade etmek istiyorum. Bu tür tarihi ve doğal değerlerimizi ortadan kaldırmaya dönük hareketleri töleransla karşılamamız sözkonusu değil. Milyonlarca ağacın ekilmesi için ülke çapında büyük bir kampanya yaptık sayın Cumhurbaşkanımızın iştirakleriyle

"SİYANÜRÜN SATIŞ VE ERİŞİMİYLE İLGİLİ ÇALIŞMA YAPILACAK"

Siyanür kullanılarak meydana gelen ölüm hadiseleriyle ilgili olarak bu bir toplu intihar değil cinayettir. Öldürme ve öldürülme şekli ne olursa olsun. Bunu yapan kişi son tahlilde bir cinayet işlemiştir.  Bu tür hadiselerin yaşanmaması için de Aile Bakanlığımızdan İçişleri Bakanlığına kadar bütün birimlerimizi harekete geçirmiş durumdayız. Siyanür iyi amaçlarla da kullanılabilen bir kimyasal. Bir düzenleme yapılacak bununla ilgili. Erişimin, satışın kontrol altına alınması ve ayrıca bir takip sisteminin kurulmasına dönük çalışma yapılacak.

"BUNU SIRADANLAŞTIRMAKTAN KAÇINMAK GEREKİYOR"

Herkes bunu sıradan normal bir şekilde konuşmaya başladığında cinayetin sıradanlaşması gibi bir tablo ortaya çıkıyor. Buna müsaade edilmemesi lazım. Ortada kayıp, cinayet, intihar ve acı var. Bunu sıradanlaştıracak, kamuoyu nezdinde duyarsız hale getirecek yorumlardan mutlaka kaçınmak gerekiyor.