1
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları şöyle;
Bizim medeniyetimizde kişiler cinsiyetleriyle değil insanlıklarıyla değerlendirilir. Aslolan kadının nisa sıfatıyla kabul edilmesidir. Kur'an-ı Kerim bir süreyi nereye ayırmış? Kadına yani Nisa Suresi'ne. Eşitlik adı altında kadının istismar edildiği bir anlayış sözkonusu. Kadının olmadığı yerde insan da yoktur. Kadın olmak peşinen imtiyazlı olmak demektir. Kadın çocuk doğurduğu için cezalandırılmaz, tam aksine çocuk doğurduğu için mükafatlandırılır. Adalet kadın erkek, çocuk yaşlı demeden tüm insanları ilgilendiren bir olgudur. Bizim inancımızda cennet babaların değil; annelerin ayakları altındadır. Onun için annelerinin ayaklarının altı öpülür. Ben öptüm, siz de öpün. İnsanoğlu kendi geleceği, bekası için kadına hak ettiği değeri vermek mecburiyetindedir. Kadına haksızlık eden tüm insanlığa haksızlık etmiş olur. Dünyanın her yerinde zalimlere karşı mazlumların yanında isek, adalet için, hakları için mücadele eden tüm kadınların da sonuna kadar yanındayız. Sevgili hanımefendiler, kardeşlerim. Bizim tarihimizde emek kutsaldır. Bunun için çalışana hakkının alın teri kurumadan verilmesi emredilir. Onurları, haysiyetleri için mücadele eden tüm kadınların sonuna kadar yanındayız. Şehirlerde yaşamın artmasıyla birlikte kadınların toplumsal hayattaki değişimin elbette farkındayım. Bu durum kadınları sömüreceğimiz anlamına asla gelmiyor.
191 ülke 5 ülkenin iki dudağının arasına sıkışmış. Onlar ne derse o oluyor. Biz diyoruz ki dünya 5'ten büyüktür. Ülkemizdeki göçmenlere 3 milyar Avro destek vereceğiz dediler. 4 aydır haber yok. Hala verecekler. Sayın Başbakan şu anda Brüksel'de. Temenni ederim ki bu parayı alarak döner. Bir taraftan mülteciler gelmesin diyorlar, onları biz göndermiyoruz ki. Bakın denizden geliyorlar, birçoğu da maalesef ölüyorlar. Biz şu ana kadar sadece denizlerden 100 bine yakın mültecileri kurtardık. Ama diğerleri botları şişleyerek onların ölümüne neden oldu. Terör örgütlerinin en büyük güç kaynağı yeni nesil profilidir. Bu bakımdan bölücü terör örgütü, DAEŞ, paralel devlet yapılanması örgütü de aynı kaynaktan besleniyor. Şunu unutmayın bu operasyonlar doğu, güneydoğudaki bölücü terör örgütü bu terörü estirdiği sürece durmayacaktır. Huzuru yakalayacağımız ana kadar bu devam edecektir. İnsanımızın huzuruna kastedenlere karşı her türlü tedbiri aldık, alıyoruz.
KADIN HAKLARI İLLE DE BATILI FORMATTA SAVUNULMAZ
Bu ülkede parlamentoya girip de hala parlamentoda terör estirenlere karşı diğer siyasi partilerin bunlar hakkında atılması gereken adımların geciktirilmeden atmalarının gerektiğine inanıyorum. Bunu söylemeye devam edeceğim. Zira Anayasa ortada, yasalar ortada. Bunların yaptığı özgürlükçü bir mücadele değildir. Özgürlük mücadelesi insanların öldürülmesiyle gelmez. Bütün bunların bedeli silahla parlamentoya girmek değildir. Bunlara anayasanın amir hükmü ortadadır, bunun gereğini yaparız. Geldin, girdin parlamentoya demokratik şekilde mücadeleni ver. Sözle ver, kalemle ver. Ama silahla dersen kusura bakma. Bu millete şöyle de yaparım, böyle de yaparım anlayışını dayatanlar hem kadınlarımızın hem de halkımızın düşmanıdırlar. Bu mesele ülkemizin ve milletimizin geleceği meselesidir. Türkiye'ye özgü başkanlık, Türkiye'ye özgü anayasa diyoruz ya. Türkiye'ye özgü bir model geliştirmek ve uygulamak durumundayız. Kadın haklarını illa batıdaki formatta hayata geçirmek, savunmak durumunda değiliz.
BUNLARIN KADIN, ÇOCUK, MAZLUM, MAĞDUR GİBİ DERDİ YOK
Kadını bir fert olarak güçlendirecek adımları hep birlikte atabiliriz. İnanın bana böylesi çok daha etkili olacaktır. Eğer Batı'da gerçek anlamda kadın mücadele olsaydı, bugün Suriye'de binlerce kadınların hayatının kaybedilmesine böyle sessiz kalınmazdı. Neden Esed'in katlettiği kadınları ve masum çocukları görmezden geliyorlar. Rusya'nın bombardıman ettiği Bayırbucak Türkmenleri, oradaki Arapları, kardeşlerimizi niçin görmezden geliyorlar? Akdeniz'in ve Ege'nin karanlık sularında yitip giden hayatlar, ağızlarından hümanizmi ve kadın haklarını düşürmeyenlerin niçin umurlarında değil? Aramızda Kürtmen, Arap ve Kürt kardeşlerimiz var. Sınırlarda çektikleri tel örgülerle, kapattıkları kapılarla kadınları ve çocukları çaresizliğe terkedenler bize asla inandırıcı gelmiyorlar. Bunların kadın, çocuk, mazlum, mağdur gibi dertleri yok. Bizim inancımız ve tarihimiz böyle bir hoyratlığa, vicdansızlığa, ahlaksızlağa izin vermez.
CELLADINA AŞIK KURBANLARIN İHANETİNE RAĞMEN...
Celladına aşık kurbanların ihanetine rağmen bölgede kurulmak istenen bu düzene karşı sonuna kadar mücadele edeceğiz. Bu mücadeleyi en çok da kadınlarımız için vereceğiz. Çünkü onlar özgürleştirmek adına yeni bir koleliğe, modern kölelik düzenine değil insan sıfatına layık bir hayatı hak ediyorlar. Bu vesile ile yarın kutlanacak olan Kadınlar Gününüzü tebrik ediyorum. Buradan ülkemizdeki muhacir kardeşlerimiz başta olmak üzere Suriyeli ve Iraklı tüm yiğit kadınları gönülden selamlıyorum.