Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Genel Kurulu'nda konuştu. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Enis Berberoğlu’nun tutuklanmasının ardından başlattığı yürüyüşe sert tepki gösteren Erdoğan şöyle konuştu: Bizim birlik ve beraberliğimiz çok önemli. Dayanışmamız çok önemli. Eğer biz bir olursak, beraber olursak, iri, diri olursak Türkiye'yi kimse yakalayamaz. Ama gel gör ki; bakıyorsunuz bir taraftan bizim hukuka saygımız var, bir taraftan biz anayasa devletiyiz; Anayasamız var ama diğer taraftan da Anayasa'nın hükümlerini ayak altına alacak şekilde vatandaşları sokağa dökmek, sokağa çağırmak hiçbir zaman ne kendilerinin yararınadır, ne de ülkenin yararınadır.
Yollar yürümekle aşınmaz
Rahmetli Demirel'i anmadan geçemeyeceğim; 'Yollar yürümekle aşınmaz". Bunlar da yürüyerek eğer aşındıracaklarını zannediyorlarsa bu mümkün değil. Eğer yargı bu tür baskılar altında kalırsa, biz yargıdan adaleti nasıl bekleyeceğiz? Eğer bu yolla hukuk elde edeceklerini zannediyorlarsa bu da mümkün değil. Çünkü hukukta da yasalarda da böyle bir kaide yok. Zira ortadan bir vaka var. MİT TIR'larının özellikle FETÖ'cü yargı mensupları tarafından ki şu anda bunlar içerde, durdurularak dünyaya servis edilmesi ve meslektaşıyla paylaşmak suretiyle attığı adımlar sonucu ciddi bir skandal süreci yaşandı.
Nereye sığındığın belli
Öyle elde 'adalet' pankartlarıyla dolaşmak da adaleti getirmez. Eğer adaleti arıyorsan, adaleti aramanın makamı da yeri de Türkiye'de parlamentodur ve parlamentoda kürsüde ne diyeceksen adalet uğruna de, orada bunu dile getir, söyle ama istediğin adalet kadar sen de adaletli davran, acaba başında olduğunuz kurumda ne kadar adalet var? Önce ona bak. 15 Temmuz darbe girişiminde Atatürk Havalimanı'na gelip oradan hemen bir araçla Bakırköy Belediye Başkanı'na sığınan ve onun evinde o gece misafir olan kişi bu defa 'ben tankların üzerine çıkarım, tankların önünde dururum' derken o gece neyin üzerine çıktığı belli olmuştur, nereye sığındığı da belli olmuştur.
Yargı sizi de davet ederse şaşmayın
"Kuvvetler ayrılığına bizler saygı duymazsak, sivil toplum kuruluşlarımız saygı duymazsa, o zaman biz bir yere varamayız” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle devam etti: Bütün bu olanlar Türkiye'de kendi içimizde bu tür bazı sıkıntıları meydana getirmek ülkeye bir şey kazandırmaz. Çünkü biz bir şeyi konuşuyoruz; yasama, yürütme, yargı.
138. madde herkes için geçerlidir!
Bu üç grubun, üç farklı kurumun birbiriyle olan ilintisi, dayanışması ülke için çok önemli. Baskı unsuru olma gayreti içerisine girersiniz 138. madde sadece siyasetçiler için değil A'dan Z'ye herkes için çalışır. Ve yargı yarın eğer sizi de bir yerlere davet ederse şaşmayın.
Bu ülkede ihanet çetesine bile hukuk var
Katar krizine ilişkin Cumhurbaşkanı Erdoğan şu ifadeleri sarfetti: Burası darbe yapmaya kalkışmış ihanet çetesine dahi hukuk devleti ilkesinin dışına çıkmadan davranma erdemini gösteren bir ülkedir. Böyle bir ülkenin yatırımcılarına, misafirlerine farklı muamele edebileceği iddiaları kara propagandadan ibarettir. Türkiye'nin aleyhinde yürütülen kampanyaların ne kadar haksız ve mesnetsiz olduğunu herkes biliyor. Bu meselede ortaya atılan ve hiçbiri akıl karı olmayan söylentiler de aynı şekilde mesnetsizdir, haksızdır. Türkiye, Körfez'deki bütün kardeşlerimizin ikinci evi olmayı sürdürecektir.
Bayrama kadar Katar sorunu çözülmeli
“Türkiye olarak Katar meselesinde en başından beri hakkaniyetli bir tavır içinde olmaya gayret ettik. Ambargoyu haklı bulmadığımızı açıkça söyledik” diyen Erdoğan şöyle devam etti: Bir taraftan şahsım, bir taraftan sayın Başbakan, bir taraftan Dışişleri Bakanımız sürekli buralarda yoğun bir çalışmanın içinde olduk. Yaşanan krizin çözümü için hemen herkesle görüştük, görüşmeye devam ediyoruz. Temennimiz bayrama kadar çözüm.
Suudi Arabistan krizin anahtarı konumunda
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Katarlı dostlarımıza yapılan haksızlığa karşı çıkmamız başka bir şey, bölgedeki diğer ilişkilerimiz başka bir şeydir” diyen Erdoğan şöyle devam etti: Özellikle Suu di Arabistan, Hâdim'ul-Harameyn'uş-Şerifeyn, bence Körfez'deki bu krizin adeta anahtarı konumundadır. İnanıyorum ki, Hâdim'ul-Harameyn'uş-Şerifeyn olarak bu süreci süratle çözmeye muktedir olduğuna inanıyorum.
15 Temmuz Anıtı için inceleme yaptı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz anıtı için incelemede bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Fatih'ten Beylerbeyi Sarayı'na geçerken 15 Temmuz Şehitler Köprüsü çıkışında aracını durdurarak şehit anıtının yer için incelemelerde bulundu. Erol Olçok ve oğlu Abdullah Tayyip Olçok'un da aralarında bulunduğu çok sayıda vatandaş, o zamanki adıyla Boğaziçi Köprüsü'nde darbeciler tarafından şehit edilmişti. İstanbul'daki toplam 94 şehidin adının burada yapılacak anıtta ölümsüzleştirileceği belirtildi. Erdoğan'ın anıtın 15 Temmuz'un yıldönümüne yetiştirilmesi için talimat verdiği de öğrenildi.
KÜLLİYE’DE AÇIKLAMIŞTI
Erdoğan ekimde yaptığı açıklamada, iki kente zafer anıtı yapılacağını söylemiş, "Biz bir zafer anıtını 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'ne bir tanesini de Ankara'ya dikeceğiz" demişti.
Erdoğan’la sohbeti canlı yayınladı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, özellikle İstanbul'da makam aracını sık sık durdurup vatandaşla sohbet ediyor. Dün de Fatih'te alışık olunan bu durum yaşandı. Ancak bu kez alışık olunmayan Erdoğan'la sohbet eden kişinin cep telefonunu çıkarıp sosyal medya hesabından canlı yayın yapmasıydı. Erdoğan'ın sohbet ettiği kişi, "Evet canlı yayındayım. Sayın Cumhurbaşkanımla canlı canlı görüşüyorum, Ey Türkiye" diyerek yayın yaptı.
Demirel, tarihimizde derin izler bırakmıştır
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in vefatının 2. yılı dolayısıyla bir mesaj yayımladı. Erdoğan, mesajında şunları kaydetti: Türkiye Cumhuriyeti'nin 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, üstlendiği görevler ve icraatlarıyla siyasi tarihimizde derin izler bırakmıştır. Kendisini saygıyla anıyorum.