1
TOBB Şeref Belgesi Töreni'nde konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, gündemle ilgili sıcak konularda önemli açıklamalarda bulundu. Avrupa Birliği'nin vize muafiyetiyle ilgili olarak Terörle Mücadele Kanunu'nun değiştirmesi isteğine sert çıkan Erdoğan şöyle konuştu: Biz öncelikle Avrupa Birliği'ndeki ülkelerin teröre destek veren yüz kızartıcı tablosunu ve mevzuatını değiştirmesini istiyoruz.
2023 hedeflerimize ulaşmamız konusunda da TOBB üyelerimizin üzerlerine düşen görevleri layıkıyla yerine getireceklerine inanıyorum. Ahilik teşkilatımızın günümüzdeki çatı kuruluşu olarak gördüğüm birliğimizin gayret gösterdiğini biliyorum. Gerek başkanımız, gerek işadamlarımız ve esnaflarımızla biraraya her geldiğimizde çözüm yollarının ifade edildiğini görmekten memnuniyet duyuyorum. Sadece şikayet etmek sadece talep etmek bize de size de yakışmaz. Sorunlarla birlikte çözüm önerilerini de konuşacağız. Tartışacağız ki pratik sonuçlar elde edelim. Küresel meselelerin çözümü için de sizlerle birlikte çalışıyoruz. G-20'den İslam İşbirliği zirvesine kadar tüm platformlarda verimli bir işbirliği halindeyiz. Her işimizde olduğu gibi iş dünyasının meselelerini de karşılıklı görüş alışverişiyle yürütmek bizim temel üslubumuzdur. Her meseleyi ehliyle istişare etmek gerekir. Ekonomiyle ilgili konuları görüşeceğimiz, konuşacağımız ehiller işte burada. Sokağın durumunu, piyasada yaşananları gayet yakından takip ediyorum. Ekonomi bürokrasisinin verdiği bilgileri de alıyorum. Esnafın, üreticinin durumunu gayet iyi biliyorum.
TURİZMCİLERİMİZ BAŞKA ÜLKELERE GİDİP MÜŞTERİ GETİRECEK
Ekonominin ritmini düşürecek üretim ve ticaret anlayışındaki girişim ve esnafımıza en küçük bir müsamahamız olamaz. Türkiye 13 yıldır önüne çıkan engelleri, maruz kaldığı krizleri kabuğuna çekilerek değil öne atılarak aşmıştır. Ekonomide hamdolsun şu anda bir krizle karşı karşıya değiliz. Ama günü kurtarmaya çalışmak, cari durumu kâr saymak, mevcutla yetinmek gibi bir anlayışa da asla sahip olamayız. Gün çalışmaya başlama zamınıdır. Kamu kuruluşları yatırımları durdurmayacak, özel sektörümüz yatırımlarına ara vermemeli, vermeyecek, yeni yatırımlar için kolları sıvayacak. Yatırımcılarımız dünya kazan onlar kepçe koşuşturacak. Turizmcilerimiz gelmeyen misafirlerin yerine farklı ülkelerden daha fazlasını tesislere çekmenin yollarını arayacak. Biz gidip oradan müşteriyi alıp buraya getireceğiz. Bunu yapacak gücünüz olduğuna inanıyorum. Başka türlü 2023 hedeflerimize nasıl ulaşabiliriz? Biraz önce sayın Başkanın 'Yılda 1 milyon 400 bin kişiyi iş sahibi yapacağız' müjdesini özellikle ülkemizin yeni bir sıçrama noktası olarak görüyor bundan dolayı teşekkür ediyorum. Bunu TOBB gerçekleşebilir. Bu gücün sizde olduğuna inanıyorum. Bugün başkandan sinyali aldık. Bunun için ekonomi bürokrasinin iş dünyasına daha fazla kolaylık göstermesi ve destek olması gerekiyor.
AB O ÇADIRA NİYE MÜSAADE EDİYOR ÖNCE BUNUN CEVABINI VERSİN
Özellikle finansman noktasında yaşanan sıkıntıların giderilmesi için faizlerin düşürülmesi başta olmak üzere dile getirdiğim hususun daha fazla dikkate alınmasını talep ediyorum. Finans sektörünün, bankacılık sektörününün girişimcilerinin önünü açması lazım. Bu faizi düşürmek suretiyle ölebilir. Sürümden kazanacak. Tavukların hepsini kes, ortada bir şey kalmaz. Ekonomi sadece bir tarafın kazanacağı değil, hep birlikte kazanabileceğimiz bir alan. Sadece kendiniz kazanmaya kalkarsanız bir süre sonra tüm muslukların kapandığını görürsünüz. Pasaport meselesi, görüşülür yapılır, inşallah mesafe de alınır. Ben Başbakanken AB bana vize serbestisi için söz verdi. Sonra Haziran'a çekelim dediler. 72 tane madde öne sürdüler. 5 tane madde var ki, bunların içinde birisi felaket. Terörle Mücadele Yasası'nı değiştireceksiniz dediler. Bize bu aklı verenler önce Avrupa'da parlamentonun önüne teröristlerin kurduğu çadıra niye müsaade ediyorlar, önce bunun cevabını versinler. Baş teröristin, diğer teröristin posterlerini oraya asılacak, ondan sonra bana terörle mücadele yasasını değiştir diyeceksin. Türkiye ne zamandan beri talimat alıyor. Böyle bir şey yok!
BU MİLLETİN ASALETİYLE SİZE DALGA GEÇİRTMEYECEĞİZ.
Bu millet kendilerine adil davranılmadığı takdirde, devletin esası adalettir çünkü, adalet mülkün esasıdır ifadesi mal mülk anlamına değil devletin esası anlamına gelir. Bir devlette adalet yoksa o devlet çökmeye mahkumdur. Bize bu tavsiyeleri yapanlar önce adil olmaları lazım. Türkiye artık bir sömürge ülkesi değildir, kusura bakmasınlar. Bu konuda da adil davranmaları gerekiyor. Şurada 3 milyon mülteciye bu millet bakıyor değil mi? Ne dediler, 'biz size yılda 3 milyar Avro vereceğiz'. Peki bu parayı verdiler mi, yok! Hala orta sahada top çeviriyorlar. Yöneticiler buraya geliyor, kampları geziyor. Öbür taraftan bize proje gönderin diyorlar. Bizimle dalga mı geçiyorsun. 25 tane kamp var, biz uyguladık, ne projesi. İşi bitirdik biz. Biz konteynır kentleri kurmuşuz, çadırkentleri kurmuşuz, bunlar bize hala proje gönderin size para gönderelim, diyor. Bu bir milletin asaletiyle adeta dalga geçmektir. Biz bu asaletimizle size dalga geçirtmeyeceğiz. Biz insani ve vicdani görev olarak bu işe başladık. 10 milyar dolara aşkın sadece faturalı harcamamız var. STK vs.leri katarsak 20 milyar doları buluyor. Sanki bize çok ciddi destek verecekler. Vereceksen ver, benim Kızılay'ım var AFAD'ım var. Bu parayı mazlumlara vereceksin. Vermiyorlar, oyalıyorlar.
AB'NİN BİZLE İLGİLİ BİLMESİ GEREKEN BİR ŞEY VAR...
Bilmeleri gereken bir şey var; vize konusunda bize verilmiş sözleri bu yılın Ekim ayıdır. İmzalar Ankara Palas'ta bu şekilde atıldı. Şu andaki Haziran'a çektik, çekiyoruz lafları bunların hepsi kendilerine yeni ve tıkama yolu arama projesidir. Tahmin ederim ki, daha önce verdikleri sözü tutarlar ve en geç Ekim'de bu işi bitirirler. Bu işler oldu oldu, olmadı biz yolumuza devam ederiz. Şimdiye kadar vizeyle devam etmedik ki. Bunların hepsinin çıkış yolları var, dik duracağız dik, eğilmeyeceğiz. Bu çok önemli. Bu milletin tarihi böyle yazıldı da onun için konuşuyorum, duygusal konuşmuyorum. İnşallah muhteşem bir kutlamayla 29 Mayıs'ta İstanbul'da biraraya geleceğiz.
AYRILMAK İSTEYENLER BUYURSUNLAR DİLEDİKLERİ YERE GİTSİNLER
Suriye'de olanlar tarihi bir hesaplaşmadır, bunu unutmayın. Kilis'e düşenler oradaki üç beş teröristin şımarıklığı değil işte bu tarihi hesaplaşmadır. Kilisli kardeşlerimizin yaşadığı sıkıntıları gayet iyi biliyorum. Bu konuyla ilgili tüm önlemler masamızın üzerindedir. Kilis'teki kardeşlerimiz Üstad Necip Fazıl'ın Sakarya şeklinde ifade ettiği gibi 'Eyvah eyvan Sakaryam sana mı düştü bu yük' diye ifade ettiği gibi onlar bu yükü sırtlamışlardır. Kilis'te şehit olan tüm kardeşlerimize bir kez daha Allah'tan rahmet, yakınlarına baş sağlığı diliyorum. Kesin çözüm noktasında artık bugünleri sayıyoruz. Bugünler yakındır. Artık bu ülkede bizimle birlikte yaşayamayacağını söyleyenler olduğunu görüyoruz. Özellikle gönüllerindekini söyledikleri için buna layık değiller ama teşekkür ediyorum. Her sözün bir bedeli vardır. Biz bu toprakları vatanımız kılmaya söz verdiğimiz günden beri kesintisiz bedelini ödüyoruz. Ayrılma sözü edenler bunu şans olarak bir yerlere antet etmek anlamında söylüyorlarsa buyursunlar diledikleri yerlere gitsinler. Yok vatan topraklarının bir kısmına gözü dikmek anlamına bu ifadeyi kullanılıyorsa Arif Nihat Asya'nın Bayrak Şiirini, Mehmet Akif'in İstiklam Marşı'nı, Çanakkale Şiiri'ni bir okusunlar. Orada kendileri için her türlü cevap var.
PARALEL RÜYASI GÖRENLER BAŞLARI NEREDEYSE ORAYA GİTSİNLER
Bu milleti parçalayamayacaklar. Paçavraları bayrak diye ortaya koyanlar bilsinler ki aldanıyorlar. Bu ülkede bayrağımız üstünde hiçbir bayrak dalgalanmaz. Buralar arazi değildir, şehit kanlarıyla yoğrulmuş vatan topraklarıdır. Türkiye Cumhuriyeti devletinden bir başka devlet asla. Paralel devletmiş, kesinlikle böyle bir şey olamaz. Paralel devlet rüyasında bulununlar, başlarındaki neredeyse buyursunlar oraya gitsinler. İmamlarından ayrı kalmasınlar. Onlar da oraya gitsinler. Türkiye ne zaman ekonomisini güçlendirecek adımlar atsa hemen birileri devreye girer. Ne zaman dünyadaki kardeşlerimizle kucaklaşsak terör örgütleri devreye girer. Bize demokrasi, insan hakları dersi verenler veya vermeye kalkanlar, ekonomik kalkınmanın güya yolunu gösterenler terör konusunda gereken desteği hiçbir zaman vermediler. Tam aksine teröristleri kendi ülkelerinde beslediler, onlara parasal kaynak temin ettiler, onlara yataklık yaptılar. Teröristler için Suriye ve Irak neyse emin olun ki Avrupa ülkesinde güvenli limanlar buldular.
AVRUPA'DA TERÖR SUÇLARDAN İADE EDİLENLERİN ORANI YÜZDE 3
Türkiye'de suç işlemiş, adam öldürmüş, bombalı eylem yapmış, haraç toplamış suçlular Avrupa ülkelerinde ellerini kollarını sallayarak serbestçe gezebiliyorlar. Terör örgütünün liderleri himaye ediliyor, korunuyor. İade taleplerimiz ya yargı sisteminde akamete uğratılıyor ya da bürokrasiye boğularak engelleniyor. Avrupa'dan terör bağlantılı suçlardan dolayı ülkemize iade edilenlerin oranı sadece yüzde 3'dür. Yani ülkemizde cana kıymış, teröre bulaşmış her 100 kişiden 97'si bugün rahatça Avrupa ülkelerinde kendilerine sağlanan özgürlükten istifade ediyor. Özdemir Sabancı katillerinden Fehriye Erdal bunun en somut örneğidir. Bu manzara sadece benim değil 79 milyonun tamamının içini acıtıyor. Buna rağmen AB'nin terör kavramı üzerinden ülkemizi hedef alan açıklamalar yapması tam bir kara mizah örneğidir. Belçika'daki olaydan önce kendilerine Dışişleri Bakanlığımız gerekli bildirimi yaptı. Ne dediler 'ilgisi alakası yok' dediler. Sonra havalimanında teröristler bombaları patlattı. Hayır diyebildiler mi, yok. Belçika karıştı. Aynı şekilde Hollanda. Biz AB ülkelerinden öncelikle teröre destek veren kendi mevzuatlarını düzeltmelerini ve bu yüz kızartıcı tablonun önüne geçmelerini bekliyoruz.
AHMET DAVUTOĞLU KARDEŞİME BİR KEZ DAHA TEŞEKKÜR EDİYORUM
AB'nin kendi ülkeleri arasında ortak bir terör tanımı belirlemesi gerekiyor. Bizim ödediğimiz bedelin, acının onda birini dahi yaşamamış ülkelerin en küçük durum karşısında aldıkları adımları görüyoruz. İdari düzenlemelerle özgürlükleri nasıl askıya aldıklarını çok çok iyi biliyoruz. Hani derler ya, ele verir talkını kendi yutar salkımı. AB'nin yaptığı tam bu. İstikrar ve güven ortamının muhafazası, özellikle ekonomi üzerinde en çok hassasiyetle durdurduğumuz bir konudur. 13-14 yıl öncesine gidelim. Neredeydik, şimdi neredeyiz. Geçtiğimiz yıl yaşadığımız iki seçim bunun en çarpıcı örneği. Şimdi iktidar partisinin olağanüstü kongre kararı almasıyla başbakan ve hükümet değişimi sözkonusu. Daha önce başdanışmanım, başbakanım olarak çalışan Ahmet Davutoğlu kardeşime hizmetleri için tekrar teşekkür ediyoru. AK Parti kongresinde seçilecek yeni genel başkanın ve başbakanın şimdiden ülkemize milletimize hayırlı olmasını diliyorum.
TÜRKİYE'NİN DONANIMI TAMAM ŞİMDİ SIRA YAZILIMINA GELMİŞTİR
Muhalefete şaşırıyorum. İktidar partisinin aldığı kongreyle ilgili bunun Beştepe'yle ilgisi var yok yorum yapıyorsunuz. İşinize bakın, işinize. Önce güçlü bir demokrasi güçlü bir muhalefet olması lazım. Siz hiçbir zaman güçlü bir muhalefet olamadınız, önce bunu düzeltin. 10 Ağustos 2015'ten beri Türkiye artık yeni bir döneme girmiştir. Türkiye'nin meselesi açık ve net söylüyorum, sistem meselesidir. Madem devir bilgisayar devri, onun üzerinden anlatayım. Bilgisayarda bir donanım bir de yazılım vardır. Türkiye geçtiğimiz 13 yılda donamını baştan aşağı değiştirdi gelişti. Buna karşılık hala 1960 ve 1980 darbelerinin milletimize dayalı anayasayla yani eski sürüm bir yazılımla bilgisayarımızı kullanmaya çalışıyoruz. Tarihi değerinin hatırına korumamız gereken bir anayasaya sahip değiliz. Değiştire değiştire bütünselliğini kaybetmiş bir anayasayla karşı karşıyayız. Yazılımla verimimizi kat ve kat arttırmanın yoluna gitmeliyiz.