Cumhurbaşkanı Erdoğan Külliye'de

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Külliye'de açıklamalarda bulundu.

1

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Valiler Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, "PKK ile FETÖ'nun, DEAŞ ile DHKP-C'nin bizim nezdimizde bir farkı yoktur. Hepsi de ülkemizin, milletimizin, bayrağımızın, vatanımızın, devletimizin düşmanıdır. İşte bunları 15 Temmuz'dan sonra çok daha açık ve net gördük, yaşadık. Öyleyse hepsinin de kökünü kazıyana kadar, azimle, kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz. Tek fert kalıncaya kadar, şahsım için söylüyorum, bu mücadeleyi sürdüreceğim. Bu can bu tende olduğu sürece bu mücadeleyi sürdüreceğim." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "(Fetullahçı Terör Örgütü) Belediye başkanlığımdan bu yana tanıdığım bu örgüt, ne yazık ki bizlere ihanet etmiştir, vatana ihanet etmiştir. İşte 1999, ondan sonra da kaçıp gitmiştir. Bölücü terör örgütünün başı buraya teslim edilirken, o da buradan malum yere gitmiştir, Pensilvanya'ya." diye konuştu.

YURTDIŞINDAKİ FETÖ OKULLARI

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dün Bakanlar Kurulu toplantısında hemen bir düzenleme yapalım, Bakanlar Kurulu kararı ile olursa öyle yapacağız, veyahut da KHK içerisine sokup, dünyadaki bizim bilgimiz dışında nerede 'Türk', 'Türkiye' ünvanı varsa bunların hepsini yasaklamamız lazım. Hemen dışişleri bakanlıklarına bunları bildirelim ve o ülkelerin yönetimlerine bunu bildirmek suretiyle bir daha bu ünvanların yasaklanmasını isteyelim. Çünkü bunun üzerinden prim yapmaya çalışıyorlar, hala bu mevcut." dedi.

SINIRLARIMIZI TERÖR KORİDORU OLMAKTAN ÇIKARTIP, BARIŞ KORİDORU HALİNE GETİRECEĞİZ 

Erdoğan, "Şu anda Cerablus'ta artık DEAŞ diye bir şey kalmadı. Onlar kaçacak biz kovalayacağız. Rai'de aynı şekilde. Orada da adımlarımızı attık, orada da yürüyoruz. Devam edeceğiz. Nereye kadar? Onu da açıklamaya gerek yok, bizim de kendimize göre bir planımız var. Bu plan nedir? Bu plan, Türkiye'nin sınırlarını güvence altına alma planıdır. Biz bir terör koridorunun oluşturulma gayretlerine 'evet' diyemeyiz. Hem burada diplomatik görüşmelerimizi yaptık, yapacağız ama bir diğer taraftan da biz bu sınırlarımızı terör koridoru olmaktan çıkartıp, bir barış koridoru haline getireceğiz. Bizim Suriye'nin topraklarında zerre kadar gözümüz yok." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle;

Valilik bir icraat makamıdır. Dolayısıyla hiçbir mazaretin başarılı icraatın yerini tutmayacağı yerlerin başında gelir. Hayat günün 24 saati sürdüğüne göre valiliklerimizin hizmetleri de aynı esasa göre yürütülmesi gerekir. Sizler devleti temsil ediyorsunuz. Sabah 9 akşam 6 mesaisi yapan klasik devlet memuru anlayışıyla asla çalışamazsınız. Memurun sorumluluğu size karşıdır, sizin sorumluluğunuz ise millete karşıdır. Millete mesainin saati, mekanı, sınırı olmaz. Biz 14 yıldır Türkiye'yi kısır döngüden çıkartıp, takip eden değil takip edilen bir ülke haline getirmenin mücadelesini veriyoruz. Sabah gerek Bakanımızın, gerek Başbakanımızın konuşmalarını izledim. 


PKK EVLERİNDEN FETULLAH GÜLEN'İN KİTAPLARI ÇIKIYOR

Türkiye her dönemde olduğu gibi bugün de pekçok sorunla başetme zorunda olan bir ülkedir. Türkiye 1984 yılından beri bölücü terör örgütü PKK'yla mücadele ediyor. Aynı şekilde 1980 öncesi dönemin kötü bir mirası olarak günümüzde de etkinliğini sürdüren DHKPC gibi örgütler varlıklarını sürdürüyor. Suriye kriziyle birlikte dinimizi istismar ederek kendine alan açmaya çalışan DAEŞ belasıyla karşı karşıyayız. Ülkemize ve milletimize karşı tehdit oluşturduğunu bildiğimiz FETÖ ile muhatap olduk. Bunlar Türkiye'ye düşmanlık konusunda ittifak halindedir. Bakıyorsunuz bir PKK evinde Fetullah Gülen'in kitapları çıkıyor. 


TEK FERT KALINCAYA KADAR MÜCADELE EDECEĞİM

Bu durum bizim terör örgütleriyle aynı dikkat ve hassasiyetle mücadele etmemizi zorunlu kılıyor. Diğer devletleri iyi terörist, kötü terörist yoktur diye ikaz ediyoruz ya, ülkemizde de aynı anlayışta hareket etmemiz gerekiyor. PKK ile DAEŞ'in, FETÖ'nün bir farkı yoktur. Hepsi bayrağımızın, milletimizin, devletimizin, vatanımızın düşmanıdır. Hepsinin de kökünü kazıyana kadar azimle kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz. Şahsım için söylüyorum, tek fert kalıncaya kadar bu can bu tende olduğu sürece bu mücadeleyi sürdüreceğim. 

FETÖ 40 YIL BOYUNCA YAVAŞ YAVAŞ MİLLETİN KANINA GİRDİ

Belediye başkanlığımdan bu yana tanıdığım bu örgüt bizlere, vatana ihanet etmiştir. Bölücü terör örgütünün başı buraya teslim edilirken o da muradan mâlum yere Pensilvanya'ya gitmiştir. 15 Temmuz darbesi Türkiye için 27 Mayıs ve 12 Eylül darbelerinden çok daha farklıdır. Diğer darbelerde milletimiz karşısındaki gücün kim olduğunu, neyi amaçladığını bildiği için savunma mekanizmalarını harekete geçirme imkanına sahipti. FETÖ ise 40 yıl boyunca yavaş yavaş milletin kanına girerek, emerek büyümüş ve onun inancını istismar ederek sinsice her tarafa gelmiştir. 

FETÖ BAŞINDAN BERİ DEVLETİ ELE GEÇİRMEK İSTEDİ

Allah'ın rızasını, milletin gönlünü kazanmaya çalışanların arasında olanlarla bunları ayırmamız gerekir. FETÖ başından beri imkanını, zamanını devleti ele geçirme stratejisi üzerine kurmuştur. 16 Temmuz darbe girişimine karışan subayların rütbelerine baktığımızda 1980-90'da TSK'ya sızdığını görüyoruz. Sürekli takiye yapan, sürekli münafıkça davranan bu insanların halet-i ruhiyelerin sağlığı zaten mümkün değildir. 

TERÖRİST DEDİĞİN KAN DÖKER CAN ALIR DİYORLARDI

Açık konuşmak gerekirse 17-25 Aralık'ta biz bu yapının karanlık yüzünü tamamen gördük ama kimseye meramımızı anlatamadık. Şahsen konuşmalarımda "Bunlar terör örgütüdür" dedikçe karşımdakiler "Terör örgütü dediğiniz silahlı olur, kan döker, can alır" diyorlardı. Milletimiz bizim mesajımızı aldığını gerek mahalli gerekse Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde gösterdi. Pek çok kişiye bu gerçeği anlatamadığımı çok iyi biliyorum. 

MİLLET DEVLETTEN ÇOK DAHA HIZLI BUNLARIN KARŞISINA DİKİLDİ

15 Temmuz gecesi bunlar kan döktü, can aldı. Bunlar sıradan bir projenin ürünü değildi. Bu milletin vergileriyle silahlanan bir terör örgütü olarak temayüz etti. Milletimiz 15 Temmuz gecesi devletten çok daha hızlı bir şekilde kanlı cinayet şebekesinin karşısına dikildi. 

DEMEK Kİ 170 ÜLKEDE YÖNETİMİ ELE GEÇİRME GAYRETİ İÇİNDELER

En tepe noktaya geliyor orada kainatın imamı olduğunu söylüyor. Mısır gazetesine ne diyor, şu anda 170 ülkede eğitim öğretim çalışmalarını yaptıklarını söylüyor. Bu ne demektir: Biz o ülkeleri ele geçirmenin gayreti içindeyiz. O ülkedeki okullarda o devletin hükümet, devlet başkanlarının çocuklarını yetiştiriyorlar. Yarın o çocuklar en üst düzeyde yönetici olacak, politikaya girecekler. 

GİTTİĞİM HER DEVLET BAŞKANLARINA BUNLARI ANLATIYORUM

Şu anda onlar birçok yerde bu tür görevleri üstlenmeye başladılar. Türk Cumhuriyetlerinde şu anda aktif görevlerinde var. Gittiğim her devlet başkanına belgelerle bunu anlatıyorum. Onlar şunu söylüyorlar: Biz bunları sokmak istemediğimiz zaman sizler şöyle diyordunuz, böyle diyordunuz... Aslında bir bakıma haklılar. 

YURT DIŞINDA TÜRK VE TÜRKİYE ÜNVANLARI YASAKLANACAK

Dünyada bizim bilgimiz dışında nerede Türk, Türkiye ünvanı varsa bunların hepsini yasaklamamız lazım. Hemen Dışişleri Bakanlığı'na bildirelim ve o ülkelerde bunların yasaklanmalarını isteyelim. 

KAİNAT İMAMI DA VAR BÖLGE İMAMI DA. TSK İMAMI DA VAR POLİS İMAMI DA

Kainat imamı böyle kıtaların, bölgelerin, ülkelerin, ülkelerde her meslek grubunun imamları var. TSK imamı var, polisin imamı var, yargının imamı var. Bunların hepsini görüyoruz, takip ediyoruz. Bakıyorsunuz sanayide, ticarette bir çok şey var. Hepsinde örgütlenmenin adımlarını atmışlar. Bütün bunlara rağmen öyle veya böyle ben milletimin ferasetine inanıyorum. O feraset 15 Temmuz gecesi kendini çok açık ve net şekilde ortaya koydu. 

VATANDAŞLARIN ŞEHADETE YÜRÜYÜŞÜ BUNLARIN PLANINI ALTÜST ETTİ

Vatandaşın şehadete yürüyüşü bütün planları altüst etti. Bu büyük millet. Allah onlardan razı olsun, rabbim mekanlarını cennet eylesin. Rabbimden diliyorum, peygamberimize en yakın komşu olsunlar. Şu külliyenin etrafında 29 şehit, 36 yaralımız var. Burada fidanlar gitti. Aslan gibi delikanlılar gitti. Bunun yanında yaşlı amcalarımız, hanım kardeşlerimiz de gitti. 

MİLLET GÖREVİNİ YAPTI ARTIK SIRA SİZDE VE BİZDEDİR

İstanbul'da 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nün üzerinde 39 şehit verdik. Burada Özel Harekat'ta 55-56 aslanımız şehit oldu. Parlamento binamız F-16'larla bombalandı. Bütün bunların karşısında 29 sabahlara kadar bu millet meydanlardan çekilmedi. Üzerine düşeni yapmaya devam etti. Artık sıra devlet, hükümet olarak devletin şehirlerimizdeki temsilcileri olarak sizlerdedir, bizlerdedir. 

PEK ÇOK KİŞİ BU BADİREYİ ATLATAMAYACAĞIMIZI DÜŞÜNDÜ

Türkiye 15 Temmuz darbesini geride bıraktığında içeride, dışarıda pekçok kimse, bu ülkenin böylesine bir badirenin etkilerinden kurtulması yıllar sürer diye düşünenler olmuştu. Ama biz ne yaptık? Darbenin üzerinden 40 gün geçmeden Suriye'de uzun süredir planladığımız Cerablus operasyonunu başlattık. Bununla kalmadık, PKK terör örgütüne sınır içi ve dışında tarihin en büyük operasyonunu yürütüyoruz. 

MİLLETİN VARLIĞI YANINDA BÜTÜN CEPLERE DAHA KÜÇÜKTÜR

Bazı dostlar niye cepheyi genişletiyoruz demeye başladı. Bazıları televizyon ekranlarında bu kadar cephe genişletilmez dediler. Cephelerin genişlemesi veya daralması bütün bunların hepsi bir iman meselesidir. Biz askeriyle, polisiyle 1 milyon insan besliyoruz. Tüm bunların yanında evellalah "Ben varım" dedi. Bunların varlığının yanında bütün cepheler çok küçüktür. 

AÇIKLAMAYA GEREK YOK BİZİM DE BİR PLANIMIZ VAR

Sadece genç olarak 29 kişinin şehit olduğu Gaziantep'ten sonra bütün imkanlarımızı seferber ettik ve Cerablus'ta operasyon başlattık. Aynı şekilde Kilis, sürekli topçu atışlarıyla rahatsız ediliyor. Bunlar bir yere kadar. Şu anda Cerablus'ta artık DEAŞ diye bir şey kalmadı. Onlar kaçacak biz kovalayacağız. Rai'de de aynı şekilde. Devam edeceğiz. Nereye kadar? Onu da açıklamaya gerek yok, bizim de kendimize göre planımız var. 

BİZİM KİMSENİN TOPRAĞINDA GÖZÜMÜZ YOKTUR

Bu plan Türkiye'nin sınırlarını güvence altına alma sınavıdır. Biz sınırlarımızın terör koridoru olmaktan çıkartıp, bir barış koridoru haline getireceğiz. Bizim Suriye'nin topraklarında zerre kadar gözümüz yoktur. Bizim kimsenin toprağında gözümüz yok. Herkes de haddini bilmelidir. 

BİZ ASIL ORANIN SAHİBİ OLAN HALKIN DAVETİNE İCAP ETTİK

Orada bizim kardeşlerimiz var. Cerablus'ta Türkmeniyle, Arabıyla bir zulüm yaşanıyor. Onlara yapılan bu zulmü defetmek de bizim görevimizdir. Bizim topraklarımız 780 bin kilometrekare ama bizim gönül topraklarımız çok geniştir. Efendim uluslararası hukukta o ülkenin hükümeti sizi çağırmazsa oraya giremezmişiz. Kusura bakmasınlar, biz asıl o ülkenin sahipleri olan halkın davetine icap ediyoruz. 

TÜRKİYE'DEN İZİN ALMADAN HİÇBİR SENARYO HAYATA GEÇEMEZ

Zaten o ülkenin yönetimi zalim. 600 bin insanı öldüren bir katilden mi izin alacağız? O güzelim Suriye'yi bu katildir. Cerablus operasyonun başarısı Suriye'deki tüm başarıları alüst etti. Başarı yeni imkanları, yeni fırsatları da beraber getirdi. Dünya kamuoyunun bölgeye bakışını da değiştirdi. Bundan sonra Suriyye'de Türkiye'den izin alınmadan bir senaryosu hayata geçemez. 

FETÖ'NÜN BAŞARAMADIĞI İŞİ PKK DEVAM ETTİRMEK İSTİYOR

Aynı sıkıntı şu anda ne yazık ki Irak'ta da var. PKK gerek eleman temini noktasında gerek destek bulma konusunda ciddi sıkıntı içindedir. Bölge halkı da örgütün kimlerin taşeronluğunu yaptığını, kendi evlatlarını kimlerin ölüme gönderdiğini görüyor. PKK'nın 15 Temmuz'da FETÖ'nün başaramadığı işi devam ettirdiğini biliyoruz. 

MİLLETİN SİLAHI YOKTU ELİNDE BAYRAĞI GÖĞSÜNDE İMANI VARDI

Benim milletime F-16'larla bomba yağdırırken, helikopterlerle taranırken onlar silahlarıyla yürümediler. onların elinde tek silahı vardı bayrağıydı, bir diğer silahı da imanıydı. Terörle mücadelede verdiğimiz her şehidimiz bizim yaramızdır. FETÖ konusunda ilan ettiğimiz OHAL çerçevesinde süratli birtakım adımlar attık, atmaya devam ediyoruz. 

SİZLER AÇIĞA ALMA YARIŞINA GİRMEYİN ADALETLİ OLUN

Aynı süreci PKK'nın kamu kuruluşları içerisinde destekçileriyle yürütmeye başlattık. Sizlerden ricam bulunduğunuz illerde bu konuyla ilgili dikkatli ve kararlı çalışmalarınız yapmanızdır. Sizlerden memurları açığa alma yarışına girmenizi istemiyorum, sadece adil davranmanızı istiyorum. Bizim değerlerimizde zulme yer yoktur, adil davranalım. Onları yerinden almaktır zaten adil davranmak, almazsak zulme devam olunur.

VALİNİN TELEFONU 24 SAAT AÇIK OLMALADIR

Ne tek bir devlet unsurunun devlet içinde kalmasına ne de tek bir masuma zarar verilmeyecek şekilde çalışmalarınızı yapmak durumundasınız. Devletin devlet gibi davranmadığı yerde meydan terör örgütü mensuplarına kalır. Efendim şu bakanlar, şu milletvekileri şöyle diyor diye yaklaşmayın. Bu tür sıkıştırmalar varsa İçişleri Bakanımız burada, Başbakanımız aynı, görüşün. Benim 24 saat telefonlarım açıktır veya atlar buraya gelirsiniz. Valinin görevi de 9-18 değil 24 saaatir ve telefonu hep açık olmalıdır. 

BİZ DEVLET OLARAK DOĞDUR DEVLET OLARAK BÜYÜDÜK

Biz bir kabile devletinden buralara geldik diyenler var ama ben ona katılmıyorum. Biz devlet olarak doğduk, devlet olarak büyüdük ve bugünlere böyle geldik. Daha çok çalışırak, daha çok katkı sunarak kutlu mücadelede yerinizi almalısınız. 

HEPİNİZ BU KONUDA BİRER MEVLEVİ GİBİ DAVRANIN TOPRAK GİBİ OLUN

Zaman zaman vatandaşlarımız "Valimiz bize yukarıdan bakıyor, alçak gönüllü değil, ulaşmakta güçlük çekiyoruz" Bu anlayışta olan valimiz olduğunu zannetmiyorum ama demek ki bir sıkıntı var ki, gittiğim illerde bana kadar gelebiliyor. Tevazuda toprak gibi olmalıyız. Hepiniz adeta bu konuda birer Mevlevi davranın, toprak gibi olun, mütevazı olun. Asla bu konuda taviz vermeyin. Biz bu millete efendi olmaya gelmedik. Gazi öyle diyor ya, "Efendi olmaya değil hizmetkâr olmaya geldik". Biz hizmetkar olmanın tadını yaşayalım. 

ZAMANI GELDİĞİNDE KAMYONDA ŞOFÖRLE BİRLİKTE OTURUN

Zamanı gelir kamyonun şoför mahallinde oturmuş fakir fukaraya kömür dağıtır. Zamanı gelir çuvalları, kolileri almış fakir fukaraya, garip gurebaya erzak dağıtır. Bunu biz çok daha fazlasıyla yapmamız lazım. Biz vatandaşımızdan "Çok gururlu, çok kibirli" denilmesini istemiyoruz. Buna çok ihtiyacımız var. Çünkü bizim medeniyetimiz bunu gerektiriyor.