1
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde, Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri Töreni'nde açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı'nın konuşmasından satırbaşları:
Ülkemizde çok değerli kıymetler var. Her yıl bunlardan birisine Cumhurbaşkanlığı ödülü çerçevesinde milletimiz adına sevgimizi göstermeye çalışıyoruz. Sinema alanında sayın Münir Özkul'a, edebiyat alanında sayın Rasim Özdenören'e, müzik alanında sayın Orhan Gencebay'a, sosyal bilimlerde sayın Mehmet Genç'e, geleneksel sanatlarda sayın Hüseyin Kutlu'ya ve Kültür-Sanat'ta rahmetli Cemil Meriç üstadımız adına onun kızı ümit Meriç hanımefendiye vereceğiz.
ONCA SALDIRIYA RAĞMEN DİMDİK AYAKTAYIZ
Milletimiz gittiği her yerde doğru gördüğü, güzel gördüğü, faydalı gördüğü herşeyi hiçbir kompleks duymadan alan aynı zamanda oralara da bir şeyler veren kazandıran bir millettir. Anadolu coğrafyası ile milletimizin kaderinin birleştiği bütünleştiği bin yıldır bu toprakların gerisinde böyle bir manzara vardır. Anadolu coğrafyasında milletimizin ortak noktası yapılarında pes etmenin bulunmuyor olmasıdır. Son 200 yılımızın bu milletin bitişinin, tükenişinin, teslimiyetinin bekleyişiyle geçtiğine inanıyorum. Maruz kaldığımız onca saldırıya rağmen maalesef böyle bir durum gerçekleşmedi ama aynı bekleyiş sürüyor. Milletimiz dimdik ayakta. Kendisiyle birlikte kardeşlerinin, dostlarının ümidi olan vasfını devam ettiriyor.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ SON DEVLETİMİZDİR
Özellikle İslam dünyası yine Türkiye'ye bakıyor. Bilim, teknoloji, sanat alanlarını da kapsayacak şekilde eğiliminin batıya kaydığı dönemde biz hala kendimiz olmayı hamdolsun başardık. Bu süreçte çok yara aldık, kayıplar verdik, çok mevzi kaybettik. Buna rağmen bulunduğumuz yer çok önemlidir. Doğuyla Batı'nın temas noktaları içinde hala varlığını, özgürlüğünü, gücünü, iddiasını sürdürebilen tek coğrafya burasıdır, Anadolu'dur. Türkiye Cumhuriyeti devletinin tarihsel sürekliliği içinde son devletimiz olarak görüyoruz. Cumhurbaşkanlığı forsundaki yıldızlara yüklediğimiz mana çok önemlidir. Cumhurbaşkanlığı makamında temsili olan figürler çok önemlidir.
BU KİŞİLERİN ORTAK ÖZELLİĞİ YERLİ OLMASI
Milletlerin geçmişleriyle olan bağlarını sürdürmede kültür ve sanat hayati bir role sahiptir. Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri'nin gerisindeki en önemli kaygı ve kriterlerden biri de budur. Bugün burada ödüllerini tevdi edeceğimiz isimlerin her birine bu gözle bakıyoruz. Bu isimlerin hepsinin ortak özelliği şahsımın her zaman ifade ettiği yerli ve milli diyerek ısrarla vurgulamaya çalıştığım çizginin kendi alanlarındaki en mümeyyiz temsilcileri olmalarıdır. Eserleri buram buram kendimiz, özümüz, mayamız kokan bu değerli kültür, sanat ve ilim insanlarımızı bir kez daha saygıyla selamlıyorum.
MÜNİR ÖZKUL HEM AĞLATTI HEM DE GÜLDÜRDÜ
Bugün 90 yaşını geride bırakan sayın Münir Özkul, tiyatro ve sinemayı ekleyerek devam ettiği 75 yıl sanat alanına sahip bir sanat çınarıdır. Sayın Özkul'u farklı kılan günlük hayatın estetik yorumu olan geleneksel temaşa sanatlarımızı başarıyla temsil etmiş olmasıdır. Mizahı en yalın haliyle sanatına yansıtmaya başaran Özkul'un yeni nesiller arasında biliniyor ve seviliyor olmasını ben buna bağlıyorum. Sayın Özkul kimi zaman fakir ama gururlu, kimi zaman vefakar ve cefakar öğretmen olarak hafızalarımızdaki mümtaz yerini daima muhafaza edecektir. Ben kendisine Allah'tan şifalar diliyorum.
ÖZDENÖREN NESLİN DEĞİL NESİLLERİN ABİSİ
Sayın Rasim Özdenören, ülkemizin en önemli edebiyatçılarından biridir. Aynı zamanda kendisi 7 güzel adamdan biridir. Bir neslin değil nesillerin ağabeyidir. Bir dava ve mücadele adamıdır. Sayın Özdenören Mavera dergisinde 'tarihte hiçbir uygarlık kelam eğitimini tamamlamadan varolma ortamına kavuşamamıştır' diyor. Tek başına bu cümlenin dahi onun edebiyatla birlikte bir bütün olarak hayatını yansıtmaya devam ettiğine inanıyorum.
ORHAN GENCEBAY İNSANIMIZI ANLATMIŞTIR
Sayın Orhan Gencebay bir dönem çok avami olarak telakki edilen, itilen, kakılan adeta boğulmaya yok edilmeye çalışılan bir müzik türünün en özgün, en verimli en kıymetli temsilcisidir. sayın Gencebay'ın müziği ritmini, tınısını bu coğrafydan alan aynı zamanda insanımızın günlük hayattaki sevdaları, isyanları, hüzünleri, ümitleri konu edilen bir özelliğe sahiptir. Onun sevdasını da isyanını da doğru anlamayanlara inat milletimiz kendisine sahip çıkmış sanatını bağrına basmıştır. 70 ve 80'lerin o sıkıntılı dönemlerinde takside, dolmuşda günlük hayatımızın her safhasıyla Orhan Gencebay müziğiyle karşılaşmamız doğaldır.
Geçmişte Gencebay'ı eleştiren ama yalnız kaldığında yine onu dinleyenlerin olduğunu biliyoruz. Biz bunu farklı yaşadık, hatta bazı özel anılarım var ki, burada söylemek uygun olmaz. Bugün sayın Gencebay'a verdiğimiz bu ödülün kendisine geçmişte yapılan haksızlıkların telafisi olduğuna inanıyorum.
Sayın Mehmet Genç, insanlık birikiminin son sentezi olan Osmanlı'ya, onun iktisat tarihine en vakıf tarihçilerimizin başında gelir. Konferanslarıyla, dersleriyle her yaştan insanımızın kendisinden istifade ettiğiği hocamız derinliği yanında tevazu ve zerafeti yanında temayüz etmiş bir kişiliktir. Hocamızın eserleri Osmanlı'ya, Osmanlı tarihine, iktisadına bakış açısını kökten değiştirmiştir. İlmi ciddiye alan, tercihin güncelden değil kalıcı olandan kullanan Mehmet Genç hocamızı ülkemizin sahip olduğu en önemli değerlerden biri olarak görüyorum. Bugün kendisine takdim edeceğimiz ödül milletimizin ve devletimizin kıymetli ilim adamımıza olan saygısı olarak kabul edilmelidir.
KUTLU HOCAMIZ İRFAN VE HİKMETİ BİRLEŞTİRDİ
Kur'an Mekke'de nazil oldu, Kahire'de okundu, İstanbul'da yazıldı. Bu sözün hala geçerliliği varsa bunda da Hüseyin Kutlu hocamızın ve temsilcisi olduğu geleneğin büyük katkısı vardır. Hat sanatı bizim medeniyetimizde çok büyük öneme sahiptir. Allah lafzı ve peygamberimizle birlikte Hz. Ebubekir, Hz. ömer, Hz. Osman, Hz. Ali elbette Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin isimlerini hat sanatının en güzel örnekleriyle camilerimizin duvarlarına benzeyen anlayışa bugün ne kadar çok ihtiyacımız var değil mi? İşte hattat Hüseyin hocamız sanatını ilim, irfan ve hikmetin diviti ve mürekkebinden damıtarak bugüne ve gelecek nesillere taşıyan bir sanatkarımızdır.
CEMİL MERİÇ'İ ANLATMAYA ZAMAN YETMEZ
Bilgi sonu gelmeyen bir fetihtir diyen merhum Cemil Meriç üstadımızı anlatmaya ne sözümüz ne zamanımız ne de gücümüz yeter. Az önce muhtereme kızını, hocamızı dinlerken gözüm yaşardı, çünkü Kubbealtı sohbetleri aklıma geldi. Milli Türk Talebe Birliği'ndeki sohbetler aklıma geldi. Bizi ümrandan uygarlığa taşıdığı o sohbetler aklıma geldi. Rahmetli Cemil Meriç, tüm ömrünü bu yolda harcamış, nesiller boyunca tartışılsa, üzerinde düşünülse bitmeyecek bir hazine bırakmıştır. Üstadımız insandan başlayarak aydın, din, sağ, sol, aydın, irfan gibi pek çok kavramı yorumlayışıyla fikir hayatımızda nevi şahsına münhasır bir yer edinmiştir. Kendisine Allah'tan rahmet diliyorum.