Cumhurbaşkanı Erdoğan: Rusya ile gerilimi tırmandırmak niyetinde değiliz

Türkiye'nin sınır ihlallerine ilişkin olarak ''Hiç kimse bizden sessiz kalmamızı beklemesin'' diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan Rusya ile gerilimi tırmandırmak niyetinde olmadıklarını belirtti. Erdoğan tüm dünyaya seslendi: kimse kimseyi kandırmasın Rus uçaklarının bombaladığı Türkmen bölgesinde DAEŞ yoktur....

1

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan İstanbul'da düzenlenen İSEDAK toplantısında konuştu. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları şöyle;

Gündemimizde bulunan ekonomik, ticari ve siyasi meselelerin yanında şüphesiz İslam dünyasının içinde bulunduğu ahvali de bu toplantılar esasında mütalaa edeceğiz. Siz kıymetli temsilcilerin yapacağı fikir teatisiyle alınacak kararların tüm İslam alemi ve insanlık için hayırlara vesile olmasını rabbimden temenni ediyorum. Dünya ekonomisi yaklaşık 7 yıl önce ortaya çıkan küresel krizi hala tam manasıyla atlatamadı. Küresel ekonomik büyüme oranı kriz öncesi rakamlarla kıyaslandığında oldukça düşük seviyede seyrediyor. 

SON BİR KAÇ YILDIR YERİNDE SAYIYOR

Benzer şekilde kriz öncesi düzenli bir artış gösteren küresel ticaret de son bir kaç yıldır neredeyse yerinde sayıyor. Küresel ekonomide yaşanan belirsizliklere rağmen hamdolsun son 10 yılda İslam ülkelerinin dünya ticaretindeki payında yüzde 40'a yakın bir artış yaşanıyor. Aynı dönemde dünya hasılası içindeki payımızda da yüzde 50 civarında bir yükseliş mevcut. Şüphesiz bu artışta petrol ve diğer hammaddelerin payının olduğunu biliyorum. Artık pekçok üye ülkemizin ihracatlarında sanayi ürünleri kaydadeğer bir yer tutuyor. 

ACI GERÇEĞİ HEP BİRLİKTE GÖRÜYORUZ

Teşkilat içi ticaret oranı son 10 yılda hızla yükselerek yüzde 20 seviyesine yaklaştı. İnşallah atacağımız doğru adımlarla önümüzdeki yıllarda bu tablonun daha da değişeceğine inanıyorum. Ancak bu müspet tablonun ardında gizlenen gerçeği, acı manzarayı hep birlikte görmek, farkına varmak zorundayız. Bugün İslam İşbirliği Teşkilatı nüfusunun yaklaşık yüzde 21'i yani 350 milyon kardeşimiz aşırı yoksulluk şartlarında hayata tutunmaya çalışıyor. Fakirliğin yoğun olarak yaşandığı sahra altı Afrika ülkelerinde bu oran yüzde 50'ye kadar yükseliyor. Yürek dağlayıcı açlık, kıtlık ve sefalet görüntülerin önemli bir kısmı teşkilat üyesi ülkelerde vuku buluyor. 

KARDEŞLİK AYNI ZAMANDA BİR HAKTIR

Her bir çocuktan 54'ü daha beş yaşına varmadan hayata gözlerini yumuyor. Milli gelir ve gelişmişlik açısından ülkelerimiz açısından çok büyük farklılıklar var. Milyarlarca dolar lüks için, şatafat için harcanabiliyor! Müslümanlar kardeştir, bizlerin bir hakikati tespit etmesi, buna göre istikametini çizmesi gerekiyor. Hayatına istikamet vermesi gerekiyor. Kardeşliğimiz ne kadarsa müslümanlığımız da o kadardır. Kardeşi kardeşi bağlayan değerler sadece sevgi, ilgi ve muhabbet değil; aynı zamanda bir haktır. Bu sebeple kardeşliği bir söylem, bir retorik bir edebiyat konusu olmaktan çıkararak ahlak ve hukuk konusu haline getirmeliyiz. 

MERHAMETSİZ ADALETSİZ BÜYÜME OLMAZ

İslam coğrafyası ilim, irfan, medeniyet coğrafyasından zulüm ve mazlumiyet coğrafyasına dönüşüyorsa bunun sebebi kardeşlik ahlakı ve hukukunun yok sayılmasıdır. Çocukların en basit ihtiyaçları karşılanamadığı için öldüğü bir dünyada hiç kimsenin huzur bulamayacağı açıktır. Kuran-ı Kerim'de rabbimiz kardeşlik hukukunun ihlal edildiği ortamı ateş dolu bir çukurun kenarında beklemeye benzetiyor. Bu müessif manzara tüm üye ülkelere ağır sorumluluk yüklüyor. Merhamet ve adalet sıfatlarından yoksun bir büyümenin, gelişmenin, kalkınmanın bizi götüreceği yer esenlik değil sorunlar yumağıdırı. Yarınlarımızı teminat altına almanın yegane yolu dayanışma ve işbirliğini arttırmaktır. 

ÇOK AĞIR BİR MÜCADELEDEN GEÇİYORUZ

Diğer ülkelerin, başka kurumların bizim sorunlarımızı ilgilenmelerini beklemeden kendi meselelerimizle cesaretle yüzleşmemiz gerekiyor. İSEDAK'ın çok taraflı işbirliğimizin son derece kıymetli olduğuna müslümanlara ciddi fırsatlar sunduğuna inanıyorum. Ülkelerimizi ilgilendiren ticari ve ekonomik sorunların tüm yönleriyle ele almamızı sağlayan İSEDAK bu dönemde kritik rol oynayabilecektir. Ben tüm ülkelerin bu anlayış ve şuurla meseleye yaklaşmalarını, çaba göstermelerini temenni ediyorum. Müslümanlar olarak beka mücadelesi verdiğimiz ağır bir dönemden geçiyor. 

GAZZE AÇIK HAVA HAPİSHANESİ OLMUŞTUR

suriye'deki iç savaş 5. yılını dolduruyor. Muhasebeni rabbimize karşımıza yapmamız gerekiyor. Hesaba çekilmeden önce kendimizi hesaba çekmememiz gerekir. 380 bin Suriyeli masum rejimin terörü neticesinde katledildi. 12 milyon insan yerini yurdunu terketmeye zorlandı. Irak, Yemen, Filistin, Libya, Mısır, Afganistan, Lübnan çok ciddi sıkıntılarla boğuşuyor. Filistinli kardeşlerimiz İsrail saldırıları karşısında insanlık dışı baskı ve şiddete rağmen onurlu ve vakur mücadele veriyor. 8. yılını dolduran abluka 1,5 milyon insanın yaşadığı Gazze'yi açık hava hapishanesine çevirmiş durumda. 

DAEŞ BAŞKALARIINA FİGÜRANLIK YAPIYOR

Arakan'da ocakları yaşayan binlerce mazlum çok zor şartlar altında ya komşu ülkelerde ya da okyanusun azgın dalgalarında yaşam mücadelesi veriyor. Barış dini İslam'ı kendi kirli emelleri için araç olarak kullanan bir avuç cinayet şebekesi her gün masum insanları, müslümanları katlediyor. DEAŞ, El Kaide, Boko Haram gibi karanlık yapılar başkalarına figüranlık yapıyor. Bunların en öncelikli hedefi kendileriyle aynı görüşü paylaşmayan diğer müslümanlardır. 

EN BÜYÜK ZARARI İSLAM'A VERMİŞLERDİR

Bu örgütler en büyük zararı İslam ülkelerine, değerlerimize, medeniyetimizin en güzide eserlerine, kütüphanelerine, alimlere vermiştir. Hariciler'den Haşhaşiler'e kadar tarihte benzer örneklerini gördüğümüz bu şer şebekelerine karşı hepimizin kararlı bir duruş sergilemesi şarttır. Müslüman olmanın insanı tekemmül ettiren yani insanı kamil olmanın, insanı güzelleştiren, ihya eden bir nimet olduğunu hatırlamak ve hatırlatmak durumdayız. Hakkı, sabrı, şefkati ve merhameti tavsiye etmenin tam zamanıdır. Bin düşünüp bir söylemeye, hayra çağırıp şerre dur demeye her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var. 

BİZİM İÇİN MALİ NEYSE NİJERYA ODUR

1400 yıllık sahih İslam geleneğini yok etmeye başlayan bu kanserli hücreyi söküp atmak müslüman olarak bizlerin görevidir. Dönem başkanlığını yaptığımız G-20 zirvesinin ana maddelerinden biri de terörizmle mücadele konusuydu. Müslüman ülkelerin liderleri olarak bu meselede tavrımızı duruşumuzu tarihe not eden bir bildiriye imza attık. Paris'te, Beyrut'ta, Ankara'da, Suruç'ta, Gaziantep'te, Bağdat'ta katledilenlerden farklı olmadığını, acıların aynı olduğunu vurguladık. 30 yıldır terörle mücadele eden bir ülke olarak Mali'de ölenlerle Nijerya'da ölenler arasında hiçbir ayırım yapmadık. 

AYNI HASSASİYET MAZLUMLARA GÖSTERİLSİN

Terör kimden gelirse gelsin ilkeli ve tutarlı bir tutum sergilememiz gerekiyor. Suriye'de katledilen 100 binlere olduğu gibi Ortadoğu ve Afrika'da ölenlere istatistik olarak bakılırsa bu terör örgütünün ekmeğine yağ sürecektir. Kuşlara, balıklara, bitkilere gösterilen küresel hassasiyet Akdeniz'de boğulan masum yavrulardan esirgenirse bu aymazlığın sonu çok daha büyük felaket olacaktır. Varolma mücadelesi veren milyonlarca Suriyeli ve Iraklı'nın yüzlerine kapanan kapılar sorunu derinleştirecektir. Güvenlik ve huzurun yolu mültecilere tekme atmaktan, botları şişlemek suretiyle batırmaktan değil, onları kucaklamaktan, sahip çıkmaktan geçiyor. 

İSLAM'LA TERÖR BİRARAYA GELEMEZ

Dikenli ter örgülerin, yüksek duvarların arkasına saklanarak sorundan uzak kalınamayacağını herkesin görmesi gerekiyor. İslamofobik, yabancı düşmanı ve ırkçı tepkilerin sorunu daha da derinleştiğini kabul etmeliyiz. Terörün inançla, bölgeyle ilişkili hale getirmek hiçbir şekilde kabul edilemez. Teröristin kimliğine bakarak bir dinin müntesiplerin töhmet altında bırakılması yanlıştır. Kimse nereden olursa olsun, İslam'la terörü birarada ifade edemez, terörü İslam'a bir sıfat olarak koyamaz.  Dini, dış görünüşü, dili, teninin rengi bundan dolayı ötekileştirilen kesimler bilhassa da gençler terör örgütlerinin propagandasına çok daha açık hale gelebiliyor. 

YANLIŞ POLİTİKALAR CANAVARA CESARET VERDİ


Suriye'de sergilenen mezhepçi ve dışlayıcı politikalarla uygulanan yanlış stratejiler maalesef hemen yanıbaşımızda DAEŞ gibi bir örgütü ortaya çıkarmıştır. Esed gibi devlet terörüne göz yumarak Suriyelileri bombalamak suretiyle yalnış politikalarda ısrar etmek bu canavara cesaret vermektedir. Dün bir defa geleceği dikkate almayan, özensiz atılan adımların ne tür sonuçlar vereceğine hep birlikte şahit olduk. 

İKİ RUS UÇAĞI SINIRLARIMIZI İHLAL ETMİŞTİR

Dün sabah saatlerinde hava sahamızı ihlal eden milliyeti belirsiz iki uçak Yayladağı bölgesinde sınır ihlali yapmamaları konusunda 5 dakika içinde 10 kez ikaz edilmiştir. Askeri makamlarının yaptıkları ikazlar üzerine bu uçaklardan biri tekrar Suriye'ye dönerken diğeri sınır ihlalini sürdürmeye ısrarla devam etmiştir. Bunun üzerine bölgede devriye görevi yapan F-16 uçaklarımız ateş açmıştır. Düşen, daha sonradan Rus yapımı olduğu bilinen uçağın Rusya Federasyonu'na ait olduğu bu ülkenin açıklamalarından sonra anlaşılmıştır. 

KİMSE KİMSEYİ ALDATMASIN: ORADA DAEŞ YOK!

Gerek Türkiye olarak BM Güvenlik Konseyi üyeleri ve NATO bünyesinde gerekli bilgilendirmeleri süratle yaptık. Orada DAEŞ'e karşı bulundukları ifade ediliyor. Bir defa Bayırbucak Türkmenlerinin olduğu Lazkiye ve kuzeyi bu bölgede DAEŞ terör örgütü yoktur, kimse kimseyi aldatmasın. Şu anda DAEŞ terör örgütünün bulunduğu bölge Cerablus  ve doğusu ve onun güneyidri. Böyle bir hadisenin yaşanmaması için büyük çaba harcıyor, gerekli uyarılarımızı yapıyordur. Çeşitli tarihlerde, çeşitli kanallarla komşumuza bu konudaki hassasiyetimiz iletilmiştir. 

HİÇ KİMSE TEPKİSİZ KALMAMIZI BEKLEMEMELİ

Düne kadar böyle bir olayın vuku bulmamasının sebebi Türkiye'nin sabrını zorlaması ve iyi niyetli tavrıdır. Türkiye gerilimin, krizin ve husumetin safında değil barışın, diyaloğun ve diplomasinin yanında yer almıştır. Hiç kimse bizden sınır güvenliğimizin sürekli ihlal edilmesine, egemenlik haklarımızın yok sayılmasına sessiz ve tepkisiz kalmasını beklememeli. Bu hadiyesi tırmandırmak gibi bir düşüncemiz kesinlikle bulunmamaktadır. Sadece kendi güvenliğimizi ve kardeşlerimizin hukukunu savunuyoruz. Bir haftadır Lazkiye'nin kuzeyinde Bayırbucak Türkmenlerinin olduğu bölgeden sınırlarımıza göç başlamıştır. 

ZULME RIZA GÖSTERMEK DE ZULÜMDÜR

Bombalardan kaçan soydaş ve akrabalarımızı Hatay ve o bölgedeki kamplara almaya başladık bir taraftan Suriye'deki kamplarda barındırmaya devam ediyoruz. Aileler, eşleri, beyleri hepsi bu topraklarının korunması mücadelesini sürdürüyor. Samimi olmamız lazım devlet terörü estiren bir kişinin yanında olmak bizim ilkelerimiz içinde zulme rıza zulümdür. Müslüman o kimsedir ki, elinde ve dilinden diğer müslümanlar da emindir. Bunu yapmaya mecburuz. Biz her türlü terör örgütüne ve teröre olduğu gibi devlet terörünü uygulayan Esed rejimine karşıyız. Rejiminin kardeşlerimize saldırıları karşısında sınırların her iki yanında insani yardım faaliyetlerimizi sürdüreceğiz.

HERKES ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYMALIDIR

Yeni bir göç dalgasını önlemek için elimizden geleni yapmaya kararlıyız. İSEDAK ülkesi üyelerinin elini taşın altına koyması lazım. Bazı üye ülkelerimiz gerçekten etkin rol alıyor. Sürdürülebilir kalkınma hedefleri, yoksullukla mücadeleden kapsayıcı ekonomiye, gelir adaletine kadar hedefler ortaya koyuyoruz. Sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin başarıyla uygulanması için önemli kararlar alacağınıza inanıyorum. Siyasi irademizi etkin bir şekilde ortaya koymalıyız. Dikleşmeden dik durmalıyız. Müslümana yakışan budur. 

ETKİN BİR YARDIMLAŞMA RUHU ŞARTTIR

Uygun kamu politikaları benimsemeliyiz. Sağlam finansal kaynaklar yanında etkin bir yardımlaşma ruhu oluşturmalıyız. Tüm kurumlarımızla özel sektörümüzle ve vatandaşlarımızla bu hedefleri sahiplenmeliyiz. Bunun için yoğun uluslararası işbirliği ve teknik yardım çalışmaları gerekiyor. Üye ülkelerimize ve İSEDAK platformundan etkin şekilde yararlanmaları çağrısında bulunuyorum. İslam ümmetinin kalkınma sorunları, temel hizmetleri sunumunun iyileştirilmesi olarak belirlenmesi son derece yerinde ve isabetlidir. Bu yılki toplantımızda panel ve özel oturum gibi bir dizi yan etkinlik de gerçekleştirilecektir.