Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Portekiz RTP kanalına verdiği mülakatta gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Geçen ayki ABD ziyaretinde Başkan Donald Trump'a yaptığı uyarılara rağmen ABD'nin Rakka operasyonunu PYD/PKK ile gerçekleştirmekte ısrar ettiğini belirten Erdoğan “Anlıyorum ki, terör örgütleriyle el ele, kol kola olduklarına göre onları terörist olarak kabul etmiyorlar ve şu anda işbirliği halinde Rakka’ya giriyorlar" diyerek şöyle devam etti:
Yakıştıramıyoruz
Amerika gibi güçlü bir devlete bir terör örgütüyle beraber hareket etmek yakışır mı? Bunu kendilerine söyledik ve bunu kabul etmemiz mümkün değil. Ama baktık ki ısrarlılar, bize düşen de hayırlı olsun dedik, o kadar.
En ufak tacizde vururuz
Ama şunu da söyledik: Eğer ülkemize en ufak bir taciz olacak olursa biz kimseyle bunu danışmayız, konuşmayız, gereğini de yaparız. ABD Halep'in PYD/PKK kontrolündeki Kobani (Ayn el-Arab) ilçesine havaalanı inşa ediyor. Bu havaalanının inşasıyla birlikte tabi oraya yarın uçaklarını da indiriyor. İndirecek. Onunla da oraya yerleşecek. İnsana sormazlar mı, siz bunları niye yapıyorsunuz, niye buralara giriyorsunuz?"
Nazi uygulamaları sadece Türklere!
Bazı Avrupa ülkelerinin hükümetlerine Nazi benzetmesinin arkasında olduğunu ve geçmişteki faşist Nazi uygulamalarının günümüzde de özellikle Türk vatandaşlarına karşı devam ettiğinin altını çizen Erdoğan, "Benim Aile ve Sosyal Politikalar Bakanımı arabanın içerisine mahkûm eden ve kendi Başkonsolosluğuna sokmayan bir anlayış bir Nazi dayatması değil de nedir, bir faşist dayatma değil de nedir? Benim Dışişleri Bakanıma uçuş izni vermeyen bir anlayış acaba neyle izah edilebilir? Daha ileri gidiyorum, konuşmaya müsaade vermeyen bu AB üyesi ülkeler bu davranışlarını neyle izah edecekler?" dedi. Mağdur ve mazlum duruma düşen vatandaşlarının haklarını aramaya devam edeceklerinin altını çizen Erdoğan, bunların çifte vatandaşlık hakkını elde etmiş Türkler olduğunu belirtti.
AB fasılları açsın biz de gereğini yapalım
Erdoğan, Türkiye'nin 54 yıldır AB kapısında bekletildiğini belirterek, "O günden bugüne de sadece 14 faslın içerisinde bir faslın aç-kapası yapıldı. Açma var, kapama yok. Ve bunu sadece Türkiye’ye uyguladılar. Diyoruz ki, açın fasılları, çalışalım, nerede eksiğimiz varsa söyleyin, biz bunları süratle yerine getirelim. Ancak AB Türkiye’ye verdiği sözü tutmadı. İşte bunlardan mesela bir tanesi, geri kabul anlaşmasıyla ilgili vize meselesidir, bir diğeri mülteciler meselesidir” dedi.
Pers yayılmacılığını doğru bulmuyoruz
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Trump'ın "İran Ortadoğu'yu dengesizleştiriyor" söylemiyle ilgili fikrinin sorulması üzerine, şöyle konuştu: İran’sız bir Irak meselesini çözemezsiniz. Suriye’de de İran’ı bu işin dışında tutmak çözüm getirmez. Nitekim rejim İran’la çalışıyor. İran’ın mezhebi noktadaki yayılmacılığında Suriye de Irak da bir alandır. Ama ben bunu Pers yayılmacılığı olarak görüyorum. Ve doğru bulmuyorum.
Katar’a ciddi bir kumpas var!
Cumhurbaşkanı Erdoğan Katar krizi için Suudi Arabistan'ın taşın altına elini koyması gerektiğini belirterek 'Orada hiç şık olmayan bir kumpas var" dedi.
Katar ve bazı Arap ülkeleri arasındaki krizle ilgili soruya Erdoğan, şöyle yanıt verdi: Katar bizim dostumuz. Katar’a yapılan bir başka ülkeye olduğu zaman biz orada da o ülkelerin yanında hep yer aldık. Şu ana kadar 15'i aşkın ülkeyle görüşme yaptım.
Üs körfezin güvenliği için
Burada çok ciddi bir kumpas görüyorum ve bu şık değil. Katar, halkının büyük bir çoğunluğu Müslüman. Şu anda ona karşı yaptırımı uygulayanlar da Müslüman. Bu konuda Suudi Arabistan Kralı çözüm için bir adım atabilir. Ramazan’da onlara yakışan da budur.
Erdoğan "Katar'da bir çatışma çıkarsa savaşa girmeniz söz konusu mu?" sorusuna şu yanıtı verdi: "Bunu asla istemeyiz. Amerika’nın, Fransa’nın orada üssü var. Biz de Körfez'in güvenliğini için 2014'te talep üzerine karar aldık. 3 kişilik heyetin incelemesinden sonra üs farklı bir konuma gelecek.
NATO’daki müttefiklerimiz FETÖ’yü bağrına basıyor
Erdoğan, "Darbe girişiminden sonra bizi arayıp üzüntülerini belli etmeyenlerin, 'Türkiye totaliter bir yapıya doğru mu gidiyor' gibi yaklaşımlarını kabullenmemiz mümkün değil" dedi. Darbe girişiminde bulunan askerlerin birçoğunun Yunanistan ve Almanya'da bulunduğuna dikkat çeken Erdoğan, şöyle devam etti: Hatta şu anda NATO'da
Yargımıza saygı duymak zorundalar
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendisinin darbe girişiminden istifade ederek bütün muhalefeti baskı altına aldığı yönündeki iddiaları üzerine "Adamın elinde silah, 'ben değilim' diyor. Soruyorum size, 249 şehidin, 2 bin 193 gazinin faili kim? Biz de OHAL ile bunun hesabını soruyoruz. Bizim kendi hukuk sistemimiz var. Terörist başı 400 dönümlük arazide ABD'den yılda 750 milyon dolar para elde ediyor. Böyle bir adamı istiyoruz, ABD bize hala 'yargı' diyor. Bize 'yargı' diyenler bizim yargımıza saygı duysunlar. Biz kabile devleti değiliz, biz Türkiye Cumhuriyetiyiz. "Türkiye'de otoriter bir rejim mi ortaya çıkıyor?" diyenler "Türkiye'ye karşı saygısızlık yapıyorlar. Önce saygı duysunlar" dedi."Her seçimimiz demokrasi örneği" diyen Erdoğan, Türkiye'nin mecbur olmadığı halde referandum için AGİT'i çağırdığını vurguladı.
Osman Nuri CERİT / ANKARA
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Washington ziyareti sırasında, PKK ve FETÖ terör örgütü üyelerinin fiziki saldırıya kadar varan eylemlerine müdahale etmeyen ve Erdoğan'ın koruma polisleri hakkında "tutuklama" kararı verecek kadar ileri giden ABD'ye yönelik tepkiler büyüyor.
Resmen pişkinlik
Teröristlere bodyguardlık yapan ABD'nin bu pişkinliği, sadece diplomasi ve nezaket kurallarına değil, uluslararası anlaşmalara da açık aykırılık oluşturuyor. Washington ziyaretinde Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, dokunma mesafesine kadar yaklaşan terör örgütü üyelerini engellemeyen ABD, bu tavrı ile hem 1973 tarihli BM Anlaşması, hem de 1961 tarihli Viyana Sözleşmesi'nin üye ülkeleri bağlayıcı hükümlerini ihlal etti.
Uyarıya rağmen…
Ankara, Erdoğan'ın Washington ziyareti öncesi Anlaşma hükümleri kapsamında ABD'li muhatapları ile bağlantıya geçerek bu işbirliğinin gereğini yerine getirdi. Görüşmelerde, BM ve AB'nin terör örgütleri listesinde yer alan PKK başta olmak üzere FETÖ, PYD, DHKP-C gibi terör örgütlerinin olası eylemlerine karşı bilgilendirme yapıldı ve gerekli önlemlerin alınması uyarısında bulunuldu.
BM Adalet Divanı’na taşınacak
Ankara, Erdoğan'a karşı korumu yükümlülüğünü yerine getirmeyen, uluslararası anlaşmaları hiçe sayarak teröristlere arka çıkan ve görevlerini yerine getiren Türk korumalar hakkında hukuk skandalı "tutuklama" kararı veren ABD'nin bu tavrına karşı, BM Adalet Divanı'na başvurabilecek.
WANTED REZİLLİĞİ!
PKK yandaşları Erdoğan'ın aracına saldırmak isterken Amerikan polisi olaylara müdahale etmemiş, müdahale temek Türk korumalara kalmıştı. Olayın ardından Washington Belediyesi çeşitli noktalara, olaylara karışan Türk korumaların fotoğraflarını ‘WANTED’ pankartlarıyla astı.
Uluslararası anlaşmalara göre o hainleri yargılamalı
BM'ye üye tüm ülkelerin imzaladığı 1973 tarihli "Uluslararası Koruma Altındaki Kişilere Karşı Suçların Önlenmesi Anlaşması", konuk devlet başkanlarının ziyaretlerinde ev sahibi ülkenin olası taciz, saldırı, haysiyet kırıcı davranış, hürriyetin engellenmesi gibi suçlara karşı tedbir alması gerekiyor. Bunlara rağmen ABD hem gerekli önlemleri almadı hem de terör yandaşlarının eylemlerine müdahale dahi etmedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın
Yargılamaları şart
Bu karar, ABD'nin de imzası bulunan BM Anlaşması ve Viyana Sözleşmesine de açık aykırılık oluşturuyor. Anlaşmalara göre korumalar da, ziyaret süresince "diplomatik dokunulmazlık" kapsamında. Anlaşmalar, ev sahibi ülkenin olası saldırı faillerini yargılama yükümlülüğü de getiriyor.