Kararda, milli güvenliği sağlama sorumluluğu bulunan Bakanlar Kurulu’nun Anayasa tarafından kendisine verilen sorumluluğun gereğini yerine getirmek üzere milli güvenlik ile milli güvenliği doğrudan ilgilendiren dış güvenlik ve terörle mücadele konularında MİT’e görev verme yetkisine sahip kılınmasının doğal olduğu belirtildi. İstihbarat servislerinin arabuluculuk başta olmak üzere çeşitli diplomasi araçları açısından da işlev görebildiğinin altı çizilen kararda, şunlar kaydedildi: “Suçluların iadesi usulü ve koşulları TCK’nın 18. maddesinde düzenlenmiş olup kural olarak yabancı bir ülkede işlenen veya işlendiği iddia edilen bir suç nedeniyle hakkında ceza soruşturması veya kovuşturması başlatılan veya mahkumiyet kararı verilmiş olan yabancının anılan usul ve koşullara uyulmaksızın talep eden ülkeye iade edilmesi mümkün bulunmamaktadır. Dava konusu kuralla, TCK’nın 18. maddesinde düzenlenen suçluların iadesi usulünden, ilkeleri itibariyle oldukça ayrılan farklı bir usule yer verilmektedir.”
BAŞVURUYU CHP YAPMIŞTI
CHP, Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un bazı maddelerinin iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurmuştu. Davayı 30 Aralık 2015 tarihinde esastan inceleyen Anayasa Mahkemesi, Kanun’un 6. maddesinde yer alan düzenlemeyi iptal etmişti.