Çavuşoğlu-Johnson görüşmesi

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İngiliz mevkidaşı Boris Johnson ile ortak basın toplantısı düzenledi.

1

İngiltere Dışişleri Bakanı Boris Johnson ile ortak bir basın toplantısı düzenleyen Mevlüt Çavuşoğlu, ABD'nin YPG'ye söz geçiremediğini söyledi ve ekledi: YPG ile işbirliği yapmak Suriye'nin geleceğini tehlikeye atmak demektir...


Çavuşoğlu ve Johnson'un konuşmalarından öne çıkan başlıklar şöyle: 

TÜRKİYE GÜVENLİĞİMİZ AÇISINDAN ÖNEMLİ BİR ÜLKE

JOHNSON: Burada olmak benim için çok güzel. Sizlerle çok güzel olağanüstü görüşmeler yaptık. Kesinlikle Türkiye'nin, Türkiye halkının bu kalkışma ve mücadelede arkasındayız. Türk halkının böylesine bir soruna nasıl bir karşılık verdiğini görmek çok güzel. Türkiye'de demokrasi mücadelesini destekliyoruz. Türk hükümetinin Gaziantep'te ve mülteci kamplarında ne kadar kahramanca mücadele ettiğini gördük. Birleşik Krallık destekte fazla gecikmedi. Dün biraz daha para verdik. Sayın Bakan ortak değerlerimizden bahsetti, terörizmle olan mücadeleden bahsetti. Bu gerçekten çok önemli. Türkiye gerçekten bizim ülkemizin güvenliği açısından çok öneme sahip. Kıbrıs'taki çözüm sürecinden bahsettik. Çok dikkatli bir şekilde, iyimser bir şekilde ilerlemeye devam ediyorlar. Bu konu birlikte çalışacağımız konulardan bir tanesi. Ekonomik etkileşim iki ülke arasında son derece önemli. 2.5 milyon İngiliz'in her yıl buraya gelmesinden bahsetmiyoruz. İki ülke arasındaki serbest ticaret anlaşması son derece önemli. Biz Avrupa'dan ayrılmayacağız ve Türkiye'nin amaçlarının güçlü destekçilerinden bir tanesi olacağız. İki ülke arasındaki ortaklığımızı güçlendirmemiz gerekiyor. Önümüzde çok fırsat olduğunu düşünüyorum. Gördüğümüz misafirperverliğe çok teşekkür ediyorum. 

SORULAR VE CEVAPLAR

Sayın Johnson 4 ay önce Türkiye ile ilgili bir şey söylemiştiniz. Bu sözler gündeme geldi mi

JOHNSON: Çok farklı görüşmeler yaptık. Türkiye'de, Ankara'da, İstanbul'da Birleşik Krallığı'nın buraya gelmesinin Türkiye'ye olan taahhüdümüzün göstergesi olduğu farkında. Aslında Türkiye'nin demokrasinin ne kadar önemli olduğunun çok farkındayız. Burada olmam da bunun göstergelerinden bir tanesi. Kimse bunu dile getirmedi, ta ki sen bunu dile getirene kadar

Siz dediniz ki 'Türkiye'yi destekliyoruz' Acaba Birleşik Krallık Gülen grubuna karşı nasıl somut adımlar atıyor. Gerçekten çok büyük bir finansal desteğe sahipler. 

JOHSON: GÜLEN GRUBUNA ÇOK İYİ BAKMAMIZ GEREKİYOR

Gülen grubuyla ilgili olarak, onlara nasıl yanıt verdiğimizle ilgili olarak. Gülenizm ve onların davranış şekli aslında Birleşik Krallık'ta bizim için yeni olan şeylerden bir tanesi. Biz Türkiye'deki meslektaşlardan bu örgütün ne olduğu, gündemin ne olduğuyla ilgili bilgi alıyoruz. Cemaatin unsurları ve detaylarıyla ilgili olarak dünyadaki diğer örgütlerden ne gibi farklılıkları olduğuyla ilgili bilgi alıyoruz. Buna çok ciddi bir şekilde bakmamız gerektiğini düşünüyorum. Gülen örgütünün ülkemizde oluşturabileceği sonuçlarla ilgili olarak çok ciddi davranmamız gerektiğini düşünüyorum. Bu hareketle bağlantılı olan unsurlardan kurtulmamız istendi Türkiye tarafından. Neler yapmamız gerektiğini değerlendireceğiz. 

GÖRMEK İSTEYEN PKK İLE PYD'NİN AYNI OLDUĞUNU GÖRDÜ

ÇAVUŞOĞLU: Belçika ve bazı Avrupa üyesi ülkelerin PKK ve PYD'nın faaliyetlerine izin vermesi terör konusunda bunların çifte standardını açıkça ortaya koyuyor. Bu sözde kongre PYD'nin, YPG'nin ve PKK'nın gerçek yüzünü bir kez daha ortaya koymuştur. Orada da gördüğümüz gibi PKK, YPG, PYD'nin birbirinden esasen farklılığı olmadığını biz zaten söylüyorduk. Görmek isteyen herkes bu kongrede PKK ve PYD'nin farklı olmadığını görmek isteyen herkes gördü, görmek istemeyenlere de anlatmaya devam edeceğiz. Burada bölücübaşının portresinin kullanıldığını görüyoruz. 

ÇAVUŞOĞLU: ABD YPG KONUSUNDA SÖZÜNDE DURMAMIŞTIR

Mutlaka DEAŞ'ın yenilgiye uğratılması gerekiyor. Sadece bizim sınırlarımızdan değil Irak ve Suriye'nin geleceğini inşa etmek istiyorsak DEAŞ ve diğer terör örgütlerini yok etmemiz gerekiyor. Başından beri söylediğimiz bir şey var. Çok sayıda ülke olmamıza rağmen, 65 ülkenin koalisyonuna rağmen sonuç odaklı kararlı bir stratejimiz olmadı. Hep yanlış adımlar atıldı. Esasen Brüksel'deki kongre gerçek gündemlerini ortaya koydu. Suriye'nin geleceği için değil kendi kurmak istedikleri kanton ve ayrı bir ülke kurmak istediklerini bu kongrede itiraf ettiler. Bu terör örgütüyle başka bir terör örgütüne karşı işbirliği yapmak son derece yanlıştır. Münbiç operasyonunda bazı YPG unsurlarının lojistik amaçla katılması gerektiği ortaya konunca biz ABD'ye bunun yanlış bir politika olduğunu söyledik. Sonra bir şartla olur verdik, Münbiç operasyonu biter bitmez YPG'liler Fırat nehrinin gerisine gidecek. Oraya gitmeleri orada uyguladıkları politikalara katılıyoruz anlamına gelmez. Obama söz verdi, Biden söz verdi, Kerry söz verdi. Yani tüm yetkililer söz verdi. Şimdi ya geri gönderemiyorlar, yani YPG'ye söz geçiremiyorsunuz, ya da göndermek istemiyorsunuz. Bunun başka bir seçeneği yok. 200'den fazla YPG unsuru Münbiç'te. 200 YPG'liyi Fırat'ın ötesine gönderemiyorsanız, o zaman diğer alanlarda YPG'ye nasıl güveneceğiz?""