Rusya ve ABD’nin güvenli bölgeyle ilgili oyalama taktiği içine girdiği konusunda kuşkunuz var mı? Eğer mutabakat gerçekleşmezse operasyon seçeneği hâlâ masada mı?
Malum şu anda Rusya, rejim güçleriyle beraber hareket ediyor. Belli yerlerde terör örgütü PKK-PYD-YPG ile bağlantısı var. Bu bağlantı şu anda da aynı hızla devam ediyor. Terör örgütü Münbiç’ten çıkmış değil. Biz ne olup bittiğini tüm istihbaratımızla biliyoruz. Aynı şey Ayn el-Arab’da da var. Tel Abyad ve Resulayn bölgesinde kontrolümüz devam ediyor. Ancak Resulayn’ın güneyinde Tel Tamer bölgesi var. Burası terör örgütünün bulunduğu bir yer.
Terör örgütü rahat durmuyor ve oradan sınırlarımızı sürekli taciz ediyor. Mücadele bu şekilde kararlılıkla devam ediyor. ABD ziyaretimizde bunların hepsini kendileriyle paylaşacağız. Ancak Resulayn’ın doğusundan Kamışlı’ya doğru ABD askerleri terör örgütüyle devriye yaptılar. Biz de Rusya ile devriyemizi 2 kez gerçekleştirdik. Şu anda bunlar da devam ediyor ve edecek.
Bu durumda harekât devam edecek diyebilir miyiz?
Kesinlikle. Burada son terörist bölgeyi terk etmedikten sonra biz bu işi bırakmayız. Bu işin bir boyutu. İkinci olarak, diğer ülkeler buradan çıkmadıktan sonra biz buradan çıkmayız. Biz Suriye’nin birliğine, beraberliğine ve bütünlüğüne taraftarız. Asla parçalanmasını da istemeyiz. Eğer diğer ülkeler de buna taraftarlar ise kendilerinin de bunu ispat etmeleri lazım. Onlar ispat edecekler ki bizden de bunun ispatını istesinler. Bunların hiçbirinin burada sınırı yok ama bizim burada sınırımız var. En batıdan aldığımız zaman en doğuya kadar sadece 911 kilometre Suriye sınırı var. Oysa burada ne Rusya’nın ne ABD’nin ne de İran’ın sınırı var. Sadece Irak’ın biraz sınırı var. Bizim Adana Mutabakatı gibi bir belgemiz var. Bu terör örgütleri temizlenmedikçe, Adana Mutabakatı'nın bize vermiş olduğu yetkiyle buradaki duruşumuzu aynen devam ettireceğiz.
ABD askerlerinin petrol alanlarının etrafında kümelendiği görülüyor. Alandan çekilme vaatlerine rağmen özellikle petrol alanlarında görünmelerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ben ağırlıklı olarak açıklamalarımda Sayın Trump’ın ifadelerine dayalı olarak konuşuyorum. Sayın Trump’ın altındaki emir-komuta zinciri içerisinde, yani memur sıfatında olanların ağzına bakmıyorum. Trump’ın ağzına bakarak konuştuğum zaman Trump çekilecekler veya çekiliyoruz dediği için değerlendirmemizi böyle yaptık. Ama ondan sonra yaptığım iki telefon görüşmesinde de tüm bu gelişmeleri kendisiyle paylaştım. Kendileri de bu konunun üzerine eğileceğini söyledi. En sonunda Pence ve Pompeo’yu buraya gönderdi. Şu anda bizim heyetlerimiz Ruslarla da görüşüyor. Yine devam ediyoruz. Önceki akşam Trump ile görüştüm. Cumartesi de Sayın Putin ile telefon görüşmemiz olacak. Oradan da görüşmelerde bilgilerimizi alalım ki, ayın 13’ünde yapacağımız görüşmelerin altyapısını oluşturmuş olalım.
Başkan Erdoğan, Macaristan’da Gül Baba Türbesi’ni ve türbe kompleksindeki “Minyatürlerle Osmanlı Devri Türk Okçuluğu” sergisini ziyaret etti.
MEKTUBU TRUMP’A BEN TAKDİM EDECEĞİM
Erdoğan, "Mazlum Kobani adlı teröristin yer aldığı terör eylemleriyle ilgili bilgileri mektupla beraber Sayın Trump'a takdim edeceğim" dedi.
ABD seyahatinizde, kırmızı bültenle aranan Mazlum Kobani adlı teröristle ilgili Trump’la görüşmenizde masada neler olacak?
Terör örgütünün Mazlum Kobani diye ad taktığı terörist PKK terör örgütünün elebaşlarından bir tanesi. Sayın Trump’a dedik ki ‘ne yazık ki siz böyle bir kişiyle bir araya geliyorsunuz, biz kınıyoruz.’ Elimizde malum mektup var. (Kılıçdaroğlu ağzına dolamıştı) Bu mektubu ben Sayın Trump’a takdim edeceğim. Siz bana bu mektubu bu adamın arabulucu olmasını düşünerek gönderdiniz. Benim size söylediklerim belli. Dedim ki ‘Ben böyle bir teröristi veya terör örgütünü muhatap almam.’ Bunun üzerine kendisi ‘Pence’i göndereceğim’ dedi. Pence ile ikili görüşme yaptım. 120 saat kararını orada mutabakat metni içerisine koyduk. Neler olacak, neler yapılacak hepsini o metinin içerisinde kamuoyuna açıkladık. Şu anda da bu yürürlükte. Ferhat Abdi Şahin denilen adamın birçok terör saldırılarında rol aldığını biliyoruz. Adamın olmadığı yer yok. Sayın Başkan’a mektupla birlikte bu bilgileri takdim edeceğiz. Buna karşı bizim tavrımızın neden böyle olduğunu ve konuyla ilgili atmamız gereken adımlarımızın bitmediğini aktaracağız. Biz bunların başlarına da ödül koyduk. Cemil Bayık, Duran Kalkan, Murat Karayılan vs.
Geçen hafta ABD’ye gidip gitmeme konusunda bir soru işareti olduğunu söylemiştiniz. Bu nasıl giderildi? Sayın Trump ne dedi ve görüşünüz değişti?
Önceki akşam, bazı ipuçlarını Sayın Trump’tan aldım ancak yüz yüze görüşmeyi yaptığınız zaman çok daha farklı ipuçlarının ortaya çıkacağına inanıyorum. Ben çok önemsemiyorum. Bunlardan bir tanesi diyelim sözde Ermeni soykırımı. Bu artık bizim için pişirip pişirip önümüze getirdikleri bir yemek oldu. Bıkkınlık veriyor. Bunu da kendilerine ifade edeceğiz. Kendisi hatta şöyle bir ifade kullandı; ‘Buna soykırım değil de savaş desek nasıl olur' dedi. Ben de şu cevabı verdim; ‘Bir defa karşımızda bir devlet yok. Böyle bir şey de aramızda zaten söz konusu değil. Şu anda Van gölümüzde Akdamar Adası ve kilisesi var. Buranın restorasyonunu yaptık. Her yıl Ermeniler orada yıllık ayinlerini yaparlar. Her şey size anlatıldığı gibi değil. Patrik adayı vatandaşımızın Barış Pınarı ile ilgili destek açıklamaları var. Bunların yanında S-400, F-35, Patriot konusu da görüşeceğimiz konular içerisinde.
BATI YANIMIZDA DURMADI
Salı günü grup toplantısında ‘Dostlarımız daha evvel hava savunma sistemlerini söküp götürdüler’ ifadesini kullandınız. Yeni süreç sizce NATO parametlerini, algılarını dönüştürür mü, değiştirir mi?
3-4 Aralık’ta Londra’da NATO Liderler Zirvesi olacak. Orada bu konuları çok açık ve net gündeme getirmeyi planlıyorum. İlla savaş olduğu zaman mı NATO devreye girer? 5. madde savaş olduğunda mı devreye girer? 5. madde terörle mücadele esnasında devreye girmeyecek mi? Ben bunu Stoltenberg’e sordum. Şu ana kadar NATO en ufak bir adım atmadı. Hiçbir AB üyesi ülke Barış Pınarı Harekatı’nda yanımızda yer almadı. En ufak olumlu açıklamaları yok. Bunlar sadece 'Doğu Akdeniz’de petrol arama işlerinde Türkiye’yi nasıl engelleriz' gayreti içindeler.
Erdoğan, Eyüp Sultan'da AK Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu’nun annesi Nevin Akbaşoğlu’nun cenazesine katıldı.
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, açılışta Başkan Erdoğan'a bir tablo takdim etti.
ONLARI BOMBALARIN ALTINA GÖNDEREMEYİZ
Başkan Erdoğan, İstanbul’da Yahya Kemal Beyatlı Gösteri Merkezi’nde düzenlenen Mevlid-i Nebi Haftası açılış programına katılarak konuşma yaptı. Erdoğan “Hani birileri diyor ya ‘Suriyeliler gitsin.’ Asla biz bunlara eyvallah edemeyiz. Onları bombaların altına gönderemeyiz. Bizim kardeşlik anlayışımız bu” dedi. Erdoğan şunları söyledi:
ORTAK PAYDA İSLAM
“Günde 5 vakit yönümüzü Kâbe’ye dönerken, ellimizi semaya açarken, selamlaşırken, musafaha yaparken bir kez daha millet olmanın, ümmet olmanın şuuruna ereriz. Ülkemizden binlerce, on binlerce kilometre ötedeki insanların derdiyle bizi dertlendiren İslam ortak paydasıdır, ümmet olma şuurudur. İslam medeniyeti, bir taraftan DEAŞ, Boko Haram, Eş-Şebab, FETÖ, PKK, YPG gibi katil sürülerinin diğer tarafta cehaletin mezhep ve meşrep taassubunun cenderesinde adeta kültürel bir soykırıma maruz kalıyor. Bugün de bir güven toplumu inşa etmek istiyorsak, aynı samimiyeti, sadakati, emanet bilincini, ahde vefayı, sevgiyi, saygıyı, merhameti, hayatımıza hâkim kılmamız gerekiyor.”
ÜNAL AİLESİ’NİN MUTLU GÜNÜ
Erdoğan, Mevlid-i Nebi Haftası açılış programına katıldıktan sonra Haliç Kongre Merkezi’nde, partisinin genel başkan yardımcısı ve Kahramanmaraş milletvekili olan Mahir Ünal’ın kızı Elif Sena Ünal ile Ali Yavuz Sayım çiftinin nikah törenine katıldı. Genç çiftin evlilik cüzdanını Erdoğan verdi.