Bu kez diplomasi atağı

Suriye’ye başarılı bir askeri operasyon gerçekleştiren Türkiye bu başarıyı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın diplomasisiyle taçlandıracak. 

Hakkı KURBAN / ANKARA 

Türkiye, 15 Temmuz’daki darbe girişiminin ardından, terör saldırıları ve Suriye’deki gelişmelerin gölgesinde birbiri ardına tarihi zirvelere hazırlanıyor.  

İLK GÖRÜŞMEYİ PUTİN’LE YAPTI

Cumhurbaşkanı Erdoğan bu kapsamda ilk görüşmesini Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile telefonda yaptı. Görüşmede Suriye'deki gelişmeler ve ilişkilerin normalleşmesi konuları ele alındı. 

G-20’DE TÜRKİYE DAMGASI 

Türkiye’nin hazırlık yaptığı kritik toplantılardan biri de Çin’in Hangzhou bölgesinde yapılacak G-20 Zirvesi. 4-5 Eylül’deki zirveye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katılımı bekleniyor. ABD Başkanı Barack Obama’dan, Rusya Devlet Başkanı Putin’e, Almanya Şansölyesi Angela Merkel’den Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande’a, Japonya Başbakanı Shinzo Abe’den Suudi Arabistan Kralı Salman’a kadar dünyanın önde gelen liderlerinin buluşacağı zirve, “ekonomik” başlıklar kadar, “terör” ve “Suriye” gündemiyle de önem taşıyor. 

BM ZİRVESİ ÖNEM TAŞIYOR 

Tarihi mesajların verilmesi beklenen 71’inci Birleşmiş Milletler Genel Kurulu toplantıları da Türkiye’nin tezlerinin dile getirileceği önemli zirvelerden biri olacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan, zirve nedeniyle 17-24 Eylül tarihleri arasında ABD’de bulunacak. Dünya liderlerinin buluşacağı zirvede çok sayıda ikili görüşme için hazırlık yapılıyor. 

Halep’e yardım hızlanacak 

Erdoğan-Putin görüşmesinde, Suriye'deki terörle mücadele konusu ele alındı.Görüşmede, Halep'e insani yardım ulaştırılmasını sağlamaya yönelik çabaların hızlandırılması konusunda mutabakat sağlandı. Erdoğan ve Putin'in G-20 zirvesi esnasında ikili bir görüşme yapma konusunda da mutabık kaldıkları öğrenildi. 

Türkiye’nin tezleri masada 

- FETÖ’yle mücadele kapsamında muhatap ülkelerden işbirliği bekleniyor. 

- Başta PKK ve DAEŞ olmak üzere terör örgütleriyle mücadelede daha güçlü işbirliği istenecek. 

- Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması ve kaosun ortadan kaldırılması amacıyla daha güçlü bir çabanın sergilenmesi istenecek. “Güvenli bölge” hususunun ana başlıklardan biri olması bekleniyor.