Binali Yıldırım: İlk kez paylaşıyorum. Sandıklarda üç pusula yerine iki pusula verildiğini söylüyor insanlar

Cumhur İttifakı'nın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım önemli açıklamalarda bulundu. Binali Yıldırım, ''Oylar sandıkta iç edilmiştir. Bizim oylarımız rakip adaya yazılmıştır. Oyların tamamı sayılabilmiş olsaydı seçimin sonucu böyle olmayacaktı. Bu fark kapanacak ve terse dönecekti'' dedi.

Binali Yıldırım Büyükçekmece'deki usulsüzlüklerle ilgili ise, ''Bu iş 1 sene önceden planlanmış. Sahtekarlığın son kullanma tarihi olmaz'' şeklinde konuştu. Yıldırım seçimlerde yaşanan usulsüzlüklerle ilgili yeni bilgiler paylaşarak, ''Seçimden sonra bizi yüzlerce insan aradı. Bunu da ilk kez paylaşıyorum. Sandıklarda üç pusula yerine iki pusula verildiğini söylüyor insanlar.'' dedi.

Ekrem İmamoğlu'nun futbol maçlarına gitmesiyle ilgili bir soruya Yıldırım, 'Amigolukla başkanlık olmaz. Başkanlığı verecek olan YSK’dır.'' cevabını verdi.

Cumhur İttifakı'nın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım, AK Parti İstanbul İl Başkanlığı'nda İstanbul'da seçim sonuçlarına itiraz süreciyle ilgili önemli açıklamalarda bulundu. binali Yıldırım seçimlerde yaşanan usulsüzlüklerle ilgili yeni bilgiler paylaşarak, "Seçimden sonra bizi yüzlerce insan aradı. Bunu da ilk kez paylaşıyorum. Sandıklarda üç pusula yerine iki pusula verildiğini söylüyor insanlar." ifadelerini kullandı.

İşte Binali Yıldırım'ın açıklamalarından satır başları:

Bu toplantı ile başta İstanbullu hemşerilerimiz olmak üzere halkımıza sevgi ve saygılarımı iletiyorum. Neden böyle bir toplantı yapmak hasıl oldu? Bildiğiniz gibi 31 Mart seçimleri Türkiye’de ve İstanbul’da gerçekleşti. Seçimlerden hemen sonra iki açıklama yapıldı. Seçim gecesi önce CHP adayı rakam vererek kazandığını ilan etti. 29 bin 500 civarında oy farkıyla kazandığını ifade etti. Biz de aynı gece 11’i 25 geçe eldeki bilgilere göre biz kazandığımızı söyledik.

29 BİN OLAN RAKAM 12 BİN SEVİYESİNE ÇEKİLMİŞTİR

46 seçimleri yarı serbest seçimlerdir ve o itirazı da CHP yapmıştır. İlk açık oy gizli tasnif olmasına rağmen o itirazı yapan da CHP’dir. Dolayısıyla itiraz kültürü CHP’ye yabancı değildir. Bugün itiraza tahammülsüzlük anlaşılabilir değildir. 2014 seçimlerinde de CHP Ankara seçimlerini itiraz süreçlerinden sonra hem AYM’ye hem AİHM’e kadar götürmüştür. Biz hukukun peşindeyiz. Biz vatandaşlarımızın verdiği oyun sandıkta iç edilmesinin önüne geçilmesini istiyoruz. Bunu da kısmen başardık. Başlangıçta 27 bin açıklanan rakamlar bugün 12 bin 200 seviyesine gerilemiştir. Bir şeye İstanbullular'ın dikkatini çekmek isterim.

OYLAR SANDIKTA İÇ EDİLMİŞTİR

İki parti veya iki aday birbirine yakın oy aldığı halde neden aramızdaki fark benim lehime artmaktadır? Bu sorunun cevabını bekliyorum. Normalde yanlışlık varsa bu yanlışlık her iki aday için de aynı şekilde olması icap eder. Bu şunu gösteriyor, oylar sandıkta iç edilmiştir. Bu kadar açık. Bizim oylarımız karşı adaya yazılmıştır. Bunlar tespit edebildiklerimiz. Bugüne kadar oyların sadece yüzde 10’u sayılabilmiştir. Biz eminiz ki bu oyların tamamı sayılabilmiş olsaydı eğer rakip aday CHP buna rıza gösterseydi mutlaka bu seçimin sonucu böyle olmayacaktı. Bu fark kapanacak ve tersine dönecekti. Bunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

Tabi her iki halde de şunu da söylemek isterim. Seçimin bu şekle dönüşmüş olması tatsız bir şey. İstanbul gibi memleket büyüklüğünde bir şehri yönetecek başkanın; şaibeler ve sakatlanmış bir seçim sonucuyla başkan olması doğrusu pek hoş bir şey olmaz.'

YSK İŞİN PATRONUDUR

Başkanın güçlü şekilde görev yapması ve İstanbullular'ın özlediği hizmetleri yerine getirebilmesi bütün İstanbullular'ın arzusudur, beklentisidir. Biz başından beri hukuk vurgusu yapıyoruz. Adalet diyoruz. Dolayısıyla şu anda da işleyen süreç bundan ibarettir. YSK işin sahibidir, patronudur. Ve seçimle ilgili itirazları tamamiyle YSK yönetmektedir. İtirazların bir kısmını bizim taleplerimizi reddetmiştir, bir kısmını kabul etmiştir. Aynı şekilde CHP’nin bir kısmı kabul edilmiştir, bir kısmı reddedilmiştir. Sona yaklaşmış bulunuyoruz. Maltepe’deki sayım da tamamlandığında bu süreçler tamamen bitmiş olacak. Böylece YSK bir karara varmış olacaktır.

Ben bu noktada şunu anlayabilmiş değilim. Bir tahammülsüzlük var ortada. ‘Seçimi kazandık verin mazbatayı’ Ya kardeşim seçimi kazandığının kararını sen mi vereceksin? Bugüne kadar bu ülkede onlara seçim yapıldı. Kararını veren yer YSK’dır. Bugün böyle verilmiş bir karar var mı? Belediye Başkanıyım diye kart bastırırsan, belediye başkanıyım diye Anıtkabir defterine imza atarsan ve belediye başkanıyım diye sokakta dolaşıp mitingler yaparsan, YSK’nın vereceği kararı etkilemekten başka ne iş yaparsın? Hukuk devletinde baskılarla, hakimleri, karar vericileri etkilemek mümkün değildir. hakimler hukuka göre karar verir. Hakimler kararlarıyla konuşur. Dolayısıyla hepimize düşen sonucu sükunetle beklemektir. Dış ülkelere mesajlar göndermek, dış ülkelerden Türkiye’ye baskı yapmasını sağlamak, bunlar bizim milletimizin canını sıkmaktadır.

İMAMOĞLU'NA YSK'NIN VERECEĞİ KARARI BEKLEMESİNİ TAVSİYE EDİYORUM

Ve dünyaya Türkiye’yi bu konuda şikayet etmek, Türk hukuk sistemine yapılabilecek en büyük kötülüktür. Ben Sayın İmamoğlu’nu, değerli rakibimi, bu gibi tecrübesiz davranışlara son vermesini ve sükunetle YSK’nın vereceği kararı beklemesini bir kez daha tavsiye ediyorum. Seçim ile yapılan usulsüzlükler, yanlışlıklar, şaibeler oy hırsızlıklarıyla sınırlı değil. Daha birçok yanlışlar var. Mesela, Büyükçekmece’deki olay. 

CHP LEHİNE 1 YIL ÖNCE PLANLANMIŞ

Büyükçekmece olayında deniliyor ki 'Seçmen naklini herkes yapıyor, siz de yaptınız'...

Bu sahtekarlık. Kendi iradenizle seçmen nakli yapmıyorsunuz. Bilgisayarın başında belediyeden aldığınız numaratajı kullanarak oturduğunuz yerde bu seçmen girişlerini yapıyorsunuz.
Ne kadar hazin bir durum ki MHP İlçe Başkanı evine 6 tane seçmen yazılmış haberi yok. Kepazeliğin geldiği boyutu görüyorsunuz. Bu arkadaş kim? CHP’li, belediyeden nüfusa geçici görevlendirilen biri. Bu iş 1 sene önceden planlanmış.
Sahtekarlığın son kullanma tarihi olmaz. Sahtekarlık başta yapılmışsa sonuna kadar da devam eder.
Bu seçimlerin bu hale gelmesini körükleyen rakip adaydır. Yoksa bu itiraz süreçleri her dönemde olmuş ve sükûnet içinde değerlendirilip karar bağlanmıştır.

MURDAR OLMUŞ BİR SEÇİMDİR

Bu seçim başlı başına murdar olmuş bir seçimdir. Murdar etin de kavurması olmaz.

Olay çok basit. Yani eşeledikçe bir şeyler çıkıyor. Yani burada yapılması gereken iş, bu işin sonucunu beklemek. Biz bir oyun peşindeyiz. İstanbullu'nun verdiği oyun iç edilmemesi için mücadele veriyoruz. Bunun dışında başka bir amacımız yok. Bu insanlar fedakarlık yaptı. Geldi oy verdiler. Oyların istediği şekilde yerine gidip gitmediğinden emin olmaları lazım. Bunun takipçisi olmaya sonuna kadar devam edeceğiz. Sonuç ne olursa olsun. Kararı YSK verecektir. YSK’nın kararı da herkesi de bağlayan bir karar olacaktır. Sayın İmamoğlu, ‘Tek güvendiğim kurum YSK’dır’ açıklaması yapmıştır. Ama bugünlerde yavaş yavaş o açıklamayı da değiştirmeye çalışıyor. ‘Güvenim azalıyor’ gibi laflar ediyor. Hukuk devletinde müracaat edeceğimiz başka bir makam bulunmamaktadır.

“Sayımlar kasten uzatılıyor” lafının da maksatlı olduğunu işte gördük. Ama şunu bilsin. İstanbullular şunu bilmeli ki seçim gecesi sayım heyetinin sayısı sandık sayısı kadardır. 31 bin 186 heyet vardı. 8,5 milyon oyu sandılar. 8-9 saatte saydılar. Şimdi heyet sayısı bazı yerlerde 3-5 olsa 150’yi geçmez. 150 heyetin bu kadar oyu ne kadar zamanda sayacağı ortada. Her sandığa heyet kurmak demek seçimi yeniden yapmak anlamına geliyor. Şu anda itiraz süreci devam ettiğine göre, orada da işi yönetecek olan seçim kuruludur. Seçim kurulu orada kararını, sandık güvenliğini, herhangi bir kargaşa çıkmasını önlemek mecburiyetidir.

5500 BANA ÇIKIYOR, 500 ONA ÇIKIYOR

Bazen şu da söyleniyor. 'Siz gözünüzü dört açsaydınız da hileler olmasaydı.' İyi tamam bunlara itirazım yok. Ancak yani bu hırsızlığı, şaibeyi, bu yapılan yolsuzlukları haklı gösterir mi? Yani biz itiraz etmesek, 29 binden 12 bine kadar çalınan oyları geri getirmesek bitmişti olaylar. Kimin oyu bu? Senin benim, onun İstanbullu'nun oyu. Bunu yapmaya hakkımız yok. Biz, bize verilen veya rakip adaya verilen oyların yerli yerine gitmesinden mesulüz. Şimdi bir türlü tabi izah edilemeyen konu… Tamam rakibe de oy çıkıyor, bize de oy çıkıyor. 5500 bana çıkıyor, 500 ona çıkıyor. Bu normal mi? Soruyorum… Bu bile başlı başına ciddi şüpheler, organize bir kötülüğün olduğunu ortaya koyuyor. Bu konuda organize bir kötülük yaşanmıştır. Bunun açığa çıkarılması gerekiyor.

İLK KEZ AÇIKLIYORUM... ÜÇ PUSULA YERİNE İKİ PUSULA VERİLMİŞ

Seçimden sonra bizi yüzlerce insan aradı. Bunu da ilk kez paylaşıyorum. Sandıklarda üç pusula yerine iki pusula verildiğini söylüyor insanlar. Yani ilçe belediye başkanı adayına pusulası, belediye meclis adayının pusulası, büyükşehir adayının pusulası verilmiyor bazı sandıklarda. Bu da üzerinde durulması gereken önemli bir konudur. Bu da bu işin baştan organize edildiğini ortaya koyan somut bir şüphedir. Bunun da mutlaka dikkate alınması gerekir. Onlarca delilden bahsedebiliriz, usulsüzlükten bahsedebiliriz, özensizlikten bahsedebiliriz. Bunların örnekleri de var.''

YENİDEN ADAY OLACAK MI?

Tekrar şunu bilmenizde yarar var. Süreci YSK yönetiyor. Dolayısıyla YSK’nın vereceği kararlar ortada yokken böyle bir süreç yaşanmamışken bu şekilde bir öngörüde bulunmak anlam ifade etmez. Bekleyelim, YSK’nın vereceği karar neyse ona göre herkes durumunu değerlendirecek ve bir yol haritası çizecek. Biz şunu söyledik. İlk baştan mazbatayı YSK’yı kime verirse başkan odur. Bu söylediğimin bugün de geçerli olduğunu söylemek isterim.

İMAMOĞLU'NUN İKİ MAÇA GİTMESİ

Ben bunu doğru bulmuyorum. Amigolukla başkanlık olmaz. Başkanlığı verecek olan YSK’dır. Seçimden sonraki sürecin sonuçlanmasını sükûnetle beklemelidir. Benim tavsiyem odur. Bunun dışında yapılacak her türlü taşkınlık, her türlü toplumsal gerginlik sürece zarar verir.

BÜYÜKÇEKMECE'DE İKİ TUTUKLU VAR

Benim bildiğim savcılıklar bu konuda bazı çalışmalar yapıyorlar. Büyükçekmece’de iki tutuklu var. Ama bu seçim sonrası gelişmelerle ilgili de hem Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı hem de İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı sanırım tahkikat yapıyor. Suç duyurusu yapıldı.

DÜŞÜK OY ALMADIK

2014 seçiminde AK Parti adayının oyundan daha fazla oy aldım bunun bilinmesini isterim. Biz düşük oy falan almış değiliz. Bu seçimde karşı adayın daha fazla oy almasının sebebi ittifakların oluşmasından kaynaklanıyor. Oy oranlarının yakın olması bundan kaynaklanıyor. En yakın 24 Haziran milletvekili seçimlerinde partimizin aldığı oydan 278 bin daha fazla aldım. Demek ki daha düşük oy aldığımız meselesi gerçeği yansıtmıyor.

MURDAR OLMUŞTUR

Seçim güvenliği ayrı bir şey, seçimlerin yapılması ayrı bir şey. Hükümetin görevi sandık güvenliğini sağlamak ve vatandaşın özgürce oyunu kullanmasına zemin hazırlamak, oradaki karışıklıklara meydan vermemek. Ama seçimin sandıktan oylar atıldıktan sonra sayım sürecinde polis gelip başında duracak diye bir şey yok. Sandık kurulları bir asayiş durumu ortaya çıkarsa davet üzerine gelebilir. İki şeyi birbirinden ayırmak lazım.

Murdar olmuştur. Murdar etin kavurması olmaz dedim. Bu beni de karşı rakip adayı da bağlıyor. Bu seçimlerde kim kazanırsa kazansın. Neticede bu seçim çok konuşulacak. Onu söylemek istiyorum.

Diğer bir konu da HDP. HDP biliyorsunuz millet ittifakıyla beraber hareket etti ve kendi seçmen tabanına da oraya oy verilmesi telkininde bulundu. Biz 15 milyon İstanbullu'nun, oy kullanacak 10,5 milyon İstanbullu'nun olabildiğince herkesle temas kurduk. Herkesle konuşmaya çalıştık. Baştan sona kadar biz projeleri konuştuk. İstanbul’un geleceğini konuştuk. Bunun dışında başka bir şey yapmadık. Aldığımız sonuç bu kadar.