HAKKI KURBAN
Başbakan Davutoğlu, liderler turunda "yeni anayasa ve başkanlık" konusundaki görüşlerini muhalefete anlatırken, kurmayları da "başkanlık" sistemi hakkında halkı bilgilendirmek için harekete geçti. Başkanlık konusunda yürütülen kara propagandanın gerçeği yansıtmadığı ve AK Parti'nin önerdiği "Türk Tipi Başkanlık" sisteminin ne olduğu, tüm bölgelerde vatandaşa anlatılacak.
REHBER ÇALIŞMA HAZIR
Milletvekilleri kendi seçim bölgelerinde halkla buluşma toplantıları düzenleyecekler. Parti kurmaylarının da katılacağı toplantılarda, AK Parti ARGE Başkanlığı'nın hazırladığı "rehber" çalışma, yol gösterici olacak. Rehberde, başkanlık sistemiyle diktatörlüğün gelmeyeceği gibi, federal yönetimin de zorunlu olmadığının altı çiziliyor.
DİKTATÖRLÜK GETİRMEZ
ABD örneğinde yaşandığı üzere, kanun teklif etme ve en önemlisi bütçe oluşturma gibi yetkilere sahip olmayan bir Başkanın, salt yürütmenin başındaki tek aktör olması dolayısıyla diktatörlüğü getireceğini iddia etmek rasyonel bir yaklaşım değildir.
L. AMERİKA YANLIŞ ÖRNEK
Latin Amerika hakkındaki tartışmalar gerçek bilgi ve araştırmalara değil, çoğunlukla önyargılara dayalıdır. Bu ülkelerde başkanlık yerine parlamenter sistem olsaydı da, aynı otoriterleşme ve krizlerin yaşanması kaçınılmazdı...
İKİ MECLİS ŞART DEĞİL
Üniter devletlerde çift Meclis sistemi zorunlu değildir. Türkiye'nin başkanlık sistemine geçmesi aynı zamanda çift meclisli bir yapıya bürünmesini gerektirmeyecektir.
DAHA ETKİLİ PARLAMENTO
Kanun ve bütçe gibi çok önemli iki yetkiyi elinde tutan meclis bu sayede Başkanı kendisine muhtaç kılmakta ve onu parlamento ile iyi geçinmek zorunda bırakmaktadır. Başkan ve bakanların Meclis çalışmalarına katılma yetkileri olmadığı gibi, kanun tasarısı hazırlama yetkileri de yoktur. Yasama ve yürütme organları birbirinden bağımsızdır.
YÜRÜTME GÜÇLENECEK
Parlamenter sistemlerde yürütme yetkisi devlet başkanı ile başbakan arasında paylaştırıldığından, yürütmenin gücü azalmaktadır. Oysa başkanlık sisteminde yürütme yetkisi Başkan'ın elinde toplandığı için bu tür güçsüz iktidarlar söz konusu olmaz.
Demirel, Özal, Türkeş ve Erbakan da istemişti!
Başkanlık tartışmasının, bugünün bir meselesi olmadığına dikkat çekilirken, 1850'li yıllardan bu yana konunun gündemde olduğu vurgulanıyor. Şu cümlelerin de altı çiziliyor: "Cumhuriyetin ilk dönemlerinde fiilen başkanlık sistemine yakın bir model uygulandı. 1961 ve 1982 Anayasaları yazılırken başkanlık modeli üzerinde duruldu. 1970 yılında Necmettin Erbakan'ın öncülüğünde kurulan Milli Nizam Partisi'nin programında yer aldı. Alparslan Türkeş'in Dokuz Işık adlı kitabında Türkiye için ideal hükümet modelinin başkanlık sistemi olduğu belirtildi. Ardından Özal ve sonrasında Demirel başkanlık sistemini tartışmaya açtı."