İşte Selvi’nin kaleme aldığı yanının o bölümü:
“O nedenle iki parti de artı bir oyun hesabını yapıyor. Erdoğan, ‘Sıkılmadık el, çalınmadık kapı bırakılmayacak. Yüz yüze görüşülecek, gönüllere girilecek’ diyor. Öncelikli olarak hemşeri dernekleri mercek altına alınmış durumda. Ancak burada asıl sorun şu:
Hemşerilere ulaşılacak ancak onlara ne söylenecek? Ekonomi ne olacak? Bir zarftan çıkan 4 oydan biri geçerli sayılırken diğer üçü neden geçersiz oldu? Hırsızlık diyorsunuz, peki bu hırsızlığı kim yaptı?
AK Parti bu sorulara ikna edici cevaplar üzerinde çalışıyor. Temel bakış açısını yansıtması için Cumhurbaşkanı Erdoğan ile bir milletvekili arasında geçen diyaloğu yansıtmak istiyorum:
Milletvekili: İstanbul seçimlerini neden kazanamadık, bunun çok iyi analiz edilmesi lazım.
Tabii önemli olan, İstanbul seçmeni ne diyecek? Seçimlerin iptali bir mağduriyet olarak mı görülecek yoksa oyların çalındığını mı düşünecek? Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dediği gibi AK Parti’nin haksızlığa uğradığı kanaatine mi ulaşacak, yoksa mazbatası alınan İmamoğlu’nun mağdur olduğunu mu düşünecek? İstanbul’da sandığa sadece adaylar ya da partiler girmeyecek. Büyük ölçüde YSK kararı oylanacak.
YSK’nın gerekçeli kararı bu soruların bir bölümüne ışık tutacak. YSK’nın gerekçeli kararının yazımının tamamlandığı ancak ret oyu veren 4 üyenin muhalefet şerhlerinin beklendiği söyleniyor. Muhalefet şerhleri ile tartışma yeniden alevlenirse şaşırmayın”