1
İşte Başkan Erdoğan'ın açıklamalarının satır başları
Yakın çevremizdeki güvenlik krizleri ve insani trajedilerle bundan beslenen terör eylemleri ülkemizi hedeflerinden uzaklaştırmamış, tam tersine bu yöndeki kararlılığını daha da güçlendirmiştir. Irak ve Suriye'de terör örgütleri her geçen gün mevzii kaybetmektedir. Terör örgütlerinin yeşermesine zemin hazırlayan şartlar büyük ölçüde ortadan kalkmıştır. Kuzey Irak'taki bölgesel yönetimin bağımsızlık çıkışı, Türkiye'nin net tavır koymasıyla boşa çıkartılmıştır. Yeniden merkezi yönetimin hakim olmasıyla Irak büyük bir sorundan kurtulmuştur. Temennimiz ülkedeki PKK varlığının da aynı şekilde ortadan kaldırılmasıdır.
"HEDEFİMİZ KANDİL VE SİNCAR'I TAMAMEN TEMİZLEMEKTİR"
PKK'nın Irak'ta faaliyet gösterdiği yerlerin önemli bir bölümünü kontrol altına aldık. Hedefimiz, çıban başı olarak gördüğümüz Kandil'i, yeni Kandil olma yolunda ilerleyen Sincar'ı bölücü terör örgütünden tamamen temizlemektir. Irak'ın mezhepçilik hastalığından bir an önce kurtularak, kendi halkı ve tüm bölge için güvenli, huzurlu, istikrarlı ve müreffeh bir ülke haline gelmesini istiyoruz. Suriye'deki durum maalesef çok daha acı, çok daha vahimdir.
Kimi rejimle, kimi terör örgütleriyle iş tutan bu güçler Suriye halkının kanı ve gözyaşı pahasına kendi projelerini hayata geçirmeye çalışıyorlar. Bizim seyirci kalmamız söz konusu olamazdı. Her şeyden önce bin yılı aşkın geçmişe, ortak medeniyet değerlerine sahibiz. Bunun için hayatlarını kurtarmak için yaşadıkları yerden kurtulmak zorunda olan milyonlarca Suriyeliye kapılarımızı ve gönlümüzü açtık. Halen 3,5 milyon Suriyeli ülkemizde hayatını sürdürüyor. Suriye içinde yaşanan her çatışma, bizim için yeni kitlesel göç dalgalarının habercisidir.
"ÇABALARIMIZ NİHAYET SONUÇ VERDİ"
Bu tehlikeli gidişin önüne geçmek amacıyla 2016'dan itibaren Suriye içinde güvenli bölgeler oluşturmak için harekete geçtik. Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatlarıyla 4 bin kmlik alanı DEAŞ'lı ve YPG'li teröristlerden temizledik. Bu bölgelere şu ana kadar 260 bin Suriyeli kardeşimiz geri döndü.
Çabalarımız nihayet sonuç verdi. Soçi'de Rusya ile İdlib çatışmasızlık bölgesindeki 3,5 milyon insanın hayatını doğrudan ilgilendiren mutabakata imza attık. Bu mutabakat aynı zamanda Suriye'de yeni anayasa ve özgür seçimler esasına dayalı umutların canlanmasına vesile olmuştur. Böylece Türkiye en büyük yükünü kendisinin çektiği Suriye krizinde doğrudan sahada inisiyatif alan ve söz söyleyen bir ülke durumuna gelmiştir. İdlib'de ülkemizin güvenliğini sağlamayı garanti ettiği bölgeye de şimdiden 60 bin üzerinde Suriyeli geriye dönmüştür.