MUSTAFA KARTOĞLU
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Katar ziyaretini, kendisini izleyen gazetecilere değerlendirdi, soruları cevapladı.
Katar Emiri Şeyh Temim ile görüşmesini 'son derece verimli' diye niteleyen Erdoğan, "Katar'la iş birliğimizin derinleştirilmesi ve yeni alanlara genişletilmesi hususunda karşılıklı siyasi irademizi teyit ettik. Bölgesel ve küresel meselelere yönelik tutumlarımızın örtüştüğünü bir kez daha müşahede ettik. Farklı alanlarda iş birliğimizi daha da güçlendirecek 15 anlaşmanın imza törenini yaptık. Türkiye ve Katar zor dönemlerde dayanışma içinde hareket ederek, gerçek birer dost olduklarını göstermişlerdir. 15 Temmuz ihaneti sonrasında Katar'ın ülkemizle sergilediği dayanışmayı unutamayız. Bizler de Katarlı kardeşlerimize yönelik haksız abluka ve yaptırımların boşa çıkarılması için her türlü adımı attık. Türkiye olarak Körfez bölgesinin istikrarını, güvenliğini ve refahını kendimizden ayrı tutmuyoruz. Katar ile diğer bazı bölge ülkeleri arasında yaşanan ihtilafın çözüme kavuşturulmasından da büyük bir memnuniyet duydum" dedi.
Tuba Atav: Türkiye ve Katar'ın Kabil Havalimanı konusunu görüşeceği söylenmişti, bir görüşme gerçekleşti mi?
"Gerçekleşti. Bu konuyla ilgili olarak Katar tarafı özel sektörden bir isim belirledi. Aynı şekilde Türkiye tarafı bir isim belirledi. Bu firmalar birbirleriyle ve Taliban'la görüşecek; ilgili arkadaşlarımızla bu işe müzaheret edecekler. Başta güvenlik olmak üzere uygun şartlar sağlanırsa Kabil Havalimanı'nın işletilmesi sürecini ele alacaklar."
Taha Dağlı: Kıbrıs Rum Yönetimi, Akdeniz'de Türkiye'nin kıta sahanlığını da kapsayacak şekilde 5. parselde ABD şirketi ve Katar ortaklığına arama izni verdi. Dışişleri tepki gösterdi. Bu konu gündeme geldi mi?
"Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin bu tek taraflı adımının ülkemizin ve Kıbrıs Türklerinin haklarını görmezden geldiğini belirttik. Üzüntümüzü dile getirdik. Temenni ederim ki bunu aşarlar. Dışişleri Bakanlığımız takipçisi olacak."
Semra Karabaş: Yeni eknonomi politikasının etkileri ne zaman görülmeye başlanacak? Salgın sürecinde tedarik zincirinin Türkiye'ye yönelmesi, yeni modelin etkilerinin görülme sürecini hızlandıracak mı?
"Düşük faiz politikasıyla kuru da enflasyonu da aşağı çekeceğiz ve bunu düzenleyeceğiz. Yüksek faiz, zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapar. Bizim derdimiz düşük faizle yatırımı teşvik etmek suretiyle istihdamı artırmak; istihdamı artırmak suretiyle üretimi ve ihracatı artırmak... Bu bize büyümeyi getirecek. OECD'nin en yüksek oranda büyüyen ikinci ülkesiyiz. Türkiye'nin 2021 yılı büyüme tahminlerini yüzde 10 olarak ifade eden uluslararası kurumlar var."
"Şu anda kimi ürünlerde görülen fiyat artışlarının bir sebebi küresel emtia fiyatlarının yükselişi, bir sebebi de maalesef piyasadaki açgözlü fırsatçılardır. Bu özellikle de stokçuluktan kaynaklanıyor. Şimdi bu bütçe müzakerelerinden sonra hemen bir yasal düzenleme yapacağız ve bu stokçuların üzerine ciddi manada gideceğiz. Cezai müeyyidelerin çok daha yüksek olacağının sinyalini şimdiden veriyorum. Hem ellerindekine el koyacağız hem de cezai müeyyideleri yüksek tutacağız. Stokçuluk haramdır. Fakir fukaranın hakkını yiyorlar, buna fırsat vermeyeceğiz. Kim olursa olsun, her alanda stokçuluk yapanın tepesindeyiz. Bir yandan da yatırımla, üretimle, istihdamla ve ihracatla ekonomimizi daha da güçlendireceğiz."
"Ama tabi bunu anlamayan bir ana muhalefet var. İşte Meclis'in kutlu diyebileceğim kürsüsünde ana muhalefetin başındaki adamın el kol hareketlerini izlediniz. Türkiye Cumhuriyeti'nde ana muhalefetin başındaki bir adamın yaptığı hareketlere bakın. Türkiye Cumhuriyeti'nin tarihinde böyle bir olay yaşandı mı? Bundan sonra da yaşanmaz herhalde. Bu, tam bir ibret vesikası. CHP'ye gönül veren tüm kardeşlerime de özellikle sesleniyorum, acaba insanlara bu şekilde küfür edene nereye kadar sabredeceksiniz? Herhalde 2023'e kadar."
Şebnem Bursalı: CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, sürekli seviye ve üslup daveti yapıyor, ancak böyle bir hareket yapıyor...
"Kasetle gelen bir adam olarak şimdi yerini bu şekilde mi koruyacaksın? Bu millet bu tür ahlaksızlara, böyle bir yolu 'hadi yürü' demez. Ona başka türlü 'yürü' der. O ne kadar böyle yaparsa yapsın, biz aynı dille ona cevap vermeyiz. Çünkü biz iktidar olarak, onun gibi edepsiz, ahlaksız bir yapıya, bir karaktere sahip değiliz."
Okan Müderrisoğlu: Son günlerdeki kur hareketlerinde sığ bir hareket var ve bunun bilinçli yapıldığı, ekonomiyle ilgili belirsizlik yaratılmaya çalışıldığı izlenimi var. Bu sığ piyasa operasyonlarını kimler çekiyor?
"Bu konuda Devlet Denetleme Kurulu'na talimatımızı verdik. DDK bu işin arkasında kimlerin olduğunu araştırıyor. Kimler çıkacak göreceğiz. Şunu yine çok açık, net söyleyeyim; bizim rezervler noktasında ciddi bir sıkıntımız söz konusu değil. Rezervlerde son rakam 124 milyar dolar; daha da artacak. Yeter ki yatırımcı bulalım, beraber geleceğe daha güçlü bir şekilde yürüyelim. Şu anda Merkez Bankamız birçok ülkenin Merkez Bankalarıyla da dayanışma içerisinde. Onlarla da birçok görüşmeler yapılıyor. Buralardan da tabi çok daha büyük güç kaynaklarını inşallah elde edecektir. Ben bu kur ataklarını da tersine çevireceğimize inanıyorum. Bu da bizi teğet geçecektir."
Sami Dadağlıoğlu: Selahattin Demirtaş, cezaevinden 'muhlefet birleşip miting yapmalı' dedi. CHP ve İyi Parti miting yapmaya karar verdi. Siz de Siirt'teydiniz, meydanların dili ne anlatıyor?
"Meydanların dili bana 'AK iktidar, ak günlere yürüyüşünü aynen devam ettirsin' diyor. Geçen gün çok rahatsız olmuş Bay Kemal. Biz Siirt'te köprü, baraj, fabrika ve diğer projelerin toplu açılış törenini yaptık. Siirt'teki o meydandan yıllar önce cezaevine yürümüştük. O meydan neredeyse iki katı doldu. Aynı anda bu beyefendi de Mersin'deydi. Ama tabi Siirt, Mersin'den daha kalabalıktı. Oradan bize bir laf attı; 'Herhalde bu rakamı TÜİK'ten aldı' dedi. Çok zavallı bu adam. TÜİK neyle uğraşır bilmiyor. Emniyet'ten aldığımız rakamlarla Siirt'teki katılımın Mersin'e göre daha yüksek olduğunu öğrendik. Kıskanma, çalış senin de olur. Mersin'e biz de gittik, takip etse nasıl bir katılım olduğunu da öğrenirdi. Ama takip edemiyor zavallı."
"Diğer taraftan Edirne'de cezaevindeki zat bunlara diyor ki 'bir araya gelin, birlikte mitingler yapın.' Bunu söyleyeceğine sen bir tane miting yap bakalım orada. Sen önce kendi tabanına bir sinyal ver bakalım. Senin tabanının şu anda miting yapacak mecali kaldı mı? Bizim bunlarla muhatap olmak gibi derdimiz yok. Eğer hâlâ bunlar oradan idare ediliyorsa, benim milletimin özellikle bu konudaki tavrı çok açık, net ortaya çıkacaktır ve ortadadır. Milletim teröristlere veya terörizme asla taviz vermeyecektir. Terörizme karşı bir mücadelemiz var, bir de teröristlere karşı mücadelemiz var. Elhamdülillah bunu gittiğimiz doğu, güneydoğu illerinde çok açık görüyoruz. Sokaklara, caddelere huzur gelmiş."
Cansın Helvacı: MİT ve TSK'nın operasyonları ile terör örgütünün elebaşları yakalanıp getiriliyor. Ancak ABD de Suriye'de YPG/PKK'lı teröristlere yeni silahlı eğitimler veriyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz? Gündemde bir sınır ötesi operasyon var mı?
"Biz Amerika'ya şunu söylüyoruz; 'Siz teröre karşı birleşelim derken, öbür taraftan teröristlere silah, mühimmat, her türlü yardımı veriyorsunuz. Bu nasıl dostluktur, bu nasıl NATO'da beraberliktir? Bize, bunun cevabını verin?' Tabii bize bunun cevabını veremiyorlar. Daha yeni görüştük Biden'la. Dışişleri Bakanım muhatabıyla bunları konuşuyor. Onlara da bunlar söyleniyor. Ama bütün bunlara rağmen maalesef Amerika bölgede yanlış bir politika yürütüyor. Biz bunu kendilerine söylemeye yine devam edeceğiz. Biz, aklınıza neresi gelirse, her yerde terörle mücadeleye asla ara vermeyiz."
Murat Çiçek: AB'nin icra komitesi olarak adlandırılan Bakanlar Komitesi, Osman Kavala ile ilgili Türkiye'ye ihlal cezası verdiğini ifade etti; Demirtaş'la ilgili de benzer karar alabileceğini söyledi. Yorumunuz ne olur?
"Buna yorum yapmaya gerek yok ki. Biz, Avrupa Birliği'nin Kavala'yla, Demirtaş'la, şununla, bununla ilgili aldığı kararları tanımıyoruz. Olay bu kadar basit. Yok hükmündedir. Bizim yargımızın vermiş olduğu kararın üzerinde bir Avrupa Birliği kararı tanımıyoruz. Ne biliyorlarsa onu yapsınlar."
Mustafa Kartoğlu: Siyasi partiler ve seçim yasalarında değişiklik çalışmanız vardı. Ne zaman açıklanacak noktaya gelir?
"Cumhur İttifakı olarak yapılmış bir çalışma var. Bizim taraftan Hayati Bey riyasetinde bir ekip, MHP tarafından da Feti Bey riyasetinde bir ekip yürütüyor. Bu çalışmaların neticesini paylaşıp adımı atacağız. Mevcut durumu inşallah daha adil bir konuma getireceğiz."
Nermin Yurteri: ABD istihbarat kaynakları, Rusya'nın gelecek yıl başına kadar Ukrayna'yı vuracağını söylüyor. Biden ve Putin bir sanal zirve yaptı. Türkiye'nin arabuluculuk girişimi var. Bu gelişme bölgesel ve küresel dengeleri nasıl etkiler?
"Ukrayna ve çevresindeki gelişmeleri yakından takip etmeyi sürdürüyoruz. Temennimiz, gerilimin daha fazla artmaması ve bölgede istikrarın korunmasıdır. Rusya ile Ukrayna arasında son haftalarda yükselen gerilimi düşürmek ve bir diyalog kanalı tesis etmek amacıyla elimizden gelen desteği vermeye hazırız. İki tarafın rızasıyla kolaylaştırıcılık, arabuluculuk veya arzu edilecek herhangi bir formatta destek sunabiliriz. Elbette bölgenin barışı için üzerimize düşeni çekinmeden yaparız."
Hakan Çelik: Türkiye ile BAE arasında yeni bir dönem başladı. Benzer bir süreç İsrail ve Mısır'la da devam edebilir mi?
"Abu Dabi yönetimiyle, böyle bir talep, teklif geldiği için tabi ki biz de bu işi memnuniyetle kabullendik ve görüşmeleri istihbaratımızı, Dışişleri Bakanımızı göndermek suretiyle kademe kademe yürüttük. Böyle bir süreç İsrail'le ilgili de niye olmasın. Çünkü biz bir barış dünyası içerisinde, barışın egemenliği için çalışıyoruz ve bölge barışı için de bunu isabetli buluruz, hayırlı buluruz. Geçmişte benim İsrail ile görüşmelerim oldu. Fakat İsrail'in bu noktada, bölgede Filistin politikasında, Kudüs, Mescid-i Aksa konularında hassas davranması gerekir. Buradaki hassasiyetleri gördüğümüz anda biz de elimizden geleni yaparız, adımlarımızı da atarız."
Karşılıklı büyükelçileri atamak söz konusu olur mu?
"Bunların hepsi olur. Bizim hassas olduklarımız nelerdir bunu zaten İsrail tarafı biliyor. Biz de İsrail'in hassasiyetlerini biliyoruz. Dolayısıyla bu hassasiyetlerden hareketle işi çözeriz."
Fatih Çekirge: Geçmişte Bodrum'da sahillerde kaçak yapılaşmaya karşı mücadele başlattınız, çok da iyi oldu. Fakat yine kaçak yapılaşma yoğunlaştı. Sizin sanki bir daha dokunmanız lazım...
"Kıyılarımızda kaçak yapılaşmaya izin vermeyiz. Elbette bunların da üzerine gideriz. Bu noktada belediye başkanlarının da müsamahasız şekilde bu sürece destek olması son derece önemli. Kanunun öngördüğü şartlar ne ise o çerçevede hareket edilmeye devam edilecek."
TEOMAN HOCA MÜSTESNA BİR FİLOZOFTU
Erdoğan, gazetecilerle söyleşisine, önceki gün hayatını kaybeden Prof. Teoman Duralı'yı anarak başladı. Erdoğan, "Rabbim taksiratını hasenata tebdil etsin; cennetiyle, cemaliyle müşerref kılsın. Teoman Hoca gerçekten felsefe alanında ülkemizin müstesna isimlerinden biriydi. Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Büyük Ödülü'ne de layık görülmüştü. Çok dinç bir dimağa sahipti. Hocamızı ilmiyle, birikimiyle, yetiştirdiği öğrencileriyle ülkemizin kültür hazinesine yaptığı eşsiz katkılarla daima hayırla yâd edeceğiz" dedi.
YENİ EKONOMİK FIRSATI DEĞERLENDİRİN
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Kabine Toplantısı'nın ardından önemli açıklamalar yaptı.
KILIÇDAROĞLU: Türkiye şehit yakınlarına galiz küfürler eden bir milletvekilinin yaptığı terbiyesizliğin şokunu üzerinden atamamışken bu defa da Genel Kurul'da yaşanan bir başka edepsizlik örneği ile sarsılmıştır. Üstelik bu edepsizlik Meclis'in ikinci büyük partisinin genel başkanı tarafından sergilenmiştir. Birileri tarafından şişirildiği anlaşılan egoları ile geldikleri yer, nokta, burasıdır. Millete söyleyecek hiçbir sözü, ortaya koyacak hiçbir projesi, programı, vizyonu olmayanların içlerindeki kiri, kini, nefreti bu tarz davranışlarla dışa yansıttıkları görülüyor. İktidarın sadece hayalini kurmakla bile bu derece kendini kaybedenlerin ülkenin başına ne gibi felaketler getireceğini takdirini milletimize bırakıyoruz.
EKONOMİ: 2008'deki finans krizinin Türkiye'yi teğet geçeceğini söylediğimizde yine birileri bunu istihza ile karşılamıştı. Salgın döneminde de benzer bir tablo ile karşı karşıya kaldık. Biz ne yaptığımızı biliyoruz, nereye gideceğimizi biliyoruz, ne elde edeceğimizi de biliyoruz. Katılım hesaplarına indirimli tevkifat uygulamasını mart sonuna kadar devam ettirme kararı aldık. Kuraklıktan zarar gören 651 bin üreticimize 2,6 milyar lirayı aralık ayının ikinci yarısında çiftçilerimizin hesaplarına yapıyoruz. Bankada, yastık altında, kasasında parası özellikle de dövizi bulunan bireylere ve kurumlara da bir çağrı yapmak istiyorum. Herkesi yatırım, istihdam, üretim, ihracat temelleri üzerine inşa ettiğimiz yeni ekonomi politikamızın getirdiği fırsatları değerlendirmeye davet ediyorum. Milletimizin her bir ferdinden bu tarihi mücadelede bize destek vermesini bekliyoruz.