Başbakan'dan Musul açıklaması: Askerimiz orada olmaya devam edecek
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Musul'daki Türk askerinin son durumuyla ilgili, ''Askeri gereklilikler neyse onu yaptık. Askeri bir tehdit varsa onun için güç kaydırdık, askeri güvenlik tehdidinin durumuna göre de yeniden tanzim için gerekli adımları da attık'' dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu AHaber'de canlı yayında soruları yanıtladı.
Çankaya Köşkü'nde yapılan görüşmede Davutoğlu'nun konuşmasından satırbaşları şöyle:
ATILAN ADIMLAR ASKERİ GEREKLİLİK
Irak ve Suriye ile ilgili, hiçbir ülke bizim durumumuzda değil. Suriye rejiminin kontrol ettiği sınır çok marjinal bir sınır. Irak'ta ise sınırını kontrol edemeyen bir hükümet var. Suriye ile muhatabımızın meşruyetini kaybetmiş olmasından dolayı tek taraflı tedbirler aldık. Irak'ta ise attığımız her adımı istişare içinde atmaya özen gösterdik. Askeri tedbirlerin ise önceden ikili planlanması zor oluyor. Atılan adımlar askeri gereklilik adımlarıdır.
BUGÜN ATILAN ADIMLAR YENİDEN TANZİM
Sayın Abadi'nin geçen seneki ve benim bu seneki ziyaretlerimde ortak bir mücadele konusunda anlaşmıştık. Diana eğitim kampını ziyaret etmiştim, son Sincar operasyonununda da başarılı olmasını bana Barzani anlattı. Bu tek taraflı değil, uluslararası hukuk çerçevesinde. Başika'da, Diana'da olan eğitim üslerimizin meşruyeti su götürmez. Bizim buraya yönelik saldırılara karşı tedbir alma zaruriyetimiz çıktı. Birliğimiz orada olmaya devam edecek. Burada bir güç kaydırması oldu. Askerlerimiz muharip olarak değil, eğitim amaçlı. Takviye güçleri ise onları korumak için. Biz askeri gereklilikler neyse onu yaptık, gerekiyorsa güç kaydırdık ya da yeniden tanzim için adımları attık. Tehdit varsa tanzim yapılır, yoksa başka yere kaydırılır. Bugün de atılan adımlar da yeniden tanzim şeklindedir. İlgili güvenlik birimlerimiz yaptığı değerlendirmelere göre bu ihtiyacın hasıl olduğu ortaya çıktı. Türk askeri eğitim için orada olmaya devam edecek. Bugün yapılan tanzim askerlerimizin güvenliği için.
DİYALOGA AÇIĞIZ
Biz en başından beri tutarlı bir tavır izledik. Biz defaatle ikaz etmemize rağmen, biz tepkide bulunduk. Defalarca ihlal olmuş, uyarılmış bir uçağa karşı eylem söz konusu. Özür veya tazminat olamaz. Türkiye ve Rusya ikili göüvenlik ve kalkınma için ihtiyaç hisseden ülkeler. Gerilimi artırmak yönünde politika izlemek doğru değil. Biz "gelin mesele neyse, masada konuşalım, gereken neyse onu masada konuşalım" dedik. Üçüncü bir ülkede yaşananlardan dolayı iki ülke ilişkisi etkilenmemelidir. Türkiye havasahasını korumak için her türlü tedbiri alır, izahat vermek zorunda değiliz. Ama diyaloga açığız.
HAREKETE GEÇELİM DEDİK
Balıkçı teknesine ateş açılması konusunda gereken adımlar atıldı. Sayın Lavrov'la yapılan görüşmelerde ortak heyetle bu sorunları konuşalım, gerekli adımların atılabilmesi için harekete geçelim dedik. Rusya ile iletişim kanallarımızı açık tutmak istiyoruz ama hava, kara ve denizsahamız kapalı.
DOĞALGAZIN KESİLMESİ SÖZKONUSU DEĞİL
Rusya varolan anlaşmalardan kaynaklı imtinalardan vazgeçeceğini sanmam. Doğalgazın kesilmesi sözkonusu değil. Bunlar uluslararası anlaşmalarla tahkim edildi. Kaybedecek tek taraf olmaz. Burada bir sıkıntı yaşayacağımızı düşünmüyorum ama her türlü tedbirleri almaya devam edeceğiz.
BAŞKANLIK SİSTEMİ VE YENİ ANAYASA
12 Eylül Anayasası çıkmasından beri, bu anayasanın yetersizliği tartışılageldi. Biz hükümet programımızda tutumumuzu net bir şekilde ortaya koyduk. Ama bazı şeyler var ki AK Parti'nin diğer partilerle işbirliği yapma zorunda olduğu durumlar. Öncelikle güvenlik ve terörle mücadele konusunda adımlar atılıyor. Bu konuda Suriye ve Irak'tan kaynaklanan güvenlik sorunları da doğuyor. Hükümet olarak tek başımıza yürüttüğümüz ama toplum olarak birarada durmamız gereken bir süreç. Hükümeti kurarken, doğum sancısından sonra bir kriz sancısı yaşadık.
TÜRKİYE'DEN EN BÜYÜK TEHLİKE...
Çarşamba günü açıklanması beklenen Fed kararları doğrultusunda hükümet ekonomi konusunda uğraşmak durumunda. Bir tarafta da reformlar var. Biz dikkatimizi dağıtmadan ekonomi, güvenlik ve dış politikaya vermek zorundayız.
Vaatleri ve eylem planımızı açıkladığımızda, yeni anayasayı unutmamamız gerektiğini söyledim. Gerekli ortak zemini hazırlamak için çalışmak gerek. Bir taraftan bu mücadeleyi yürüteceğiz ve diğer taraftan bütçe ile atacağımız adımları kabul ederlerse muhalefetle konuşacağız. Bunun için gece gündüz çalışırken, diğer taraftan sakin bir şekilde, toplumun bütününün anayasayı konuşması lazım. Ön şart dayatmadan sakin bir tartışmaya ihtiyacımız var. Benim görevim ülkede sükuneti sağlamak. Kutuplaşma içinde yeni anayasa yapılamayacağını gördük. Bir tarafta ekonomik kriz olmaması için çaba sarf edeceğiz, öbür tarafta başkanlık sistemi dahil tartışılabilecek bir ortam hazırlayacağız. Toplumda kutuplaşmayı azaltmak, başka çevrelerle konuşur hale gelmesi. Türkiye'de en büyük tehlike toplumun birbiriyle konuşmaması. Birbirimizle konuşmamız gerek. Anayasa yapacaksak, herkesin kaygısını gözeten yeni bir anayasa.
Yeni anayasa konusunda itiraz yok. İtiraz yapısal konulardır. Denediğimiz şeyleri tekrar tekrar önümüze getirmemek gerek. Birikimlerimizi değerlendirmek gerek. Başkanlık sistemi dahil bazı tartışmalar, 27 Nisan e-muhtırası olmasa gündemimizde bile olmayabilirdi. Bütün bu tecrübeler ışığında, Sayın Kılıçdaroğlu'na önşart getirmeden her şeyi tartışma çağrısında bulunuyorum. 30 sene sonra hiçbirimiz olmayacak. Hizmeti yapıp, devredeceğiz.
SAMİMİYETLE SÖYLEDİM
Dışişleri Bakanıyken ilk uçağa gidip ben otururdum. Gecikme bizden olmasın diye. Bazı yolcular hayıflandılar. Kalktıktan sonra uçağın ortasına gidip, konuştum. "Biz de sizin gibi bu gecikmenin mağduruyuz" dedim. "Birbirimizi suçlarsak anlaşmamız çok zor" dedim. Bunu samimiyetle söyledim.
İSTERİZ Kİ REFERANDUMA GİTMEYE GEREK KALMASIN
Hiç kimse anayasa tartışmasını konjuktörel olarak yapmamalı. Anayasanın felsefesi olarak sorun var. Yeni nesilin bize sitem etmemesi gerek. Oturur tartışırız ama önce psikoloji. Psikolojiyi çözmeyince sonuca ulaşamazsınız. Hiçbir şey bizim tarafımızında dayatılmayacak. Açık yüreklilikle konuşacağız. Oturalım, konuşalım, en doğru yolu yöntemi bulalım. Sayın Cumhurbaşkanı'nın yönelttiği yöntemler tartışılmalı. Millet "ne güzel bize getirdin demez", biz bunu TBMM içerisinde de çözebiliriz. Bizim anlaşmamızla olur. Sistemi değiştirmek için sistemin mekanizmasını kullanmak gerek. İsteriz ki referanduma gitmeye gerek kalmasın.
ANAYASA NE DERSE O UYGULANIR
Bu anayasayı beğenmiyor olabiliyoruz ama şu an bu meşru ve nasıl iş yapacağımız burada yazıyor. Sayın Cumhurbaşkanı ile benim aramızdaki ilişimiz bu sorunları çözüyor. Kaç krizi birlikte yönettimizi, Davos, Mavi Marmara, Kıbrıs müzakerlerinden nasıl geçtiğimizi biliyoruz. Böyle olmaması lazım. Bunu Cumhurbaşkanımız da zikretmiş. "İyi götürdük" derken, bu ilişkimiz sayesinde. Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasında kriz umanlar bu ülkeye ihanet ederler.
Bir yeni sistem kuracaksak bu sistemin net olması gerek. Karma sistem uygun değil. Millet egemenliği seçtiği vekiller, hükümet üzerinde kullanır. Yetki ve sorumluluk dağılımın net olduğu bir sistem diyorum. Anayasa ne derse o uygulanır. Bunları sürekli gündemde tutarak, bir kriz varmış havası olmasını uygun bulmuyorum. Gece 03.00'te beni uyandıran şey güvenlik sorunları, ekonomik gelişmeler. Dikkati dağıtmamak lazım.
ŞIRNAK VE CİZRE'DE ÖĞRETMENLERİN ŞEHRİ TERK ETMESİ
Son 30 yılın en kritik fakat en başarılı operasyonlarını yürütüyoruz. Terör örgütü bilinçli bir şekilde, biraz da Suriye ve Kobani'de yaşanmışlıkla gelen kibir ve saldırganlıkla terörün alanını şehirlere yaydı. Kantonun olmayacağını biliyorlar, bizi yıldırabileceklerini zannediyorlar. Cizre'de, Silopi'de, Yüksekova'da yoğunlaşan barikatlar, hendekler halkı bi-zar etmek istiyorlar. Sonra halkın devleti suçlayacağını zannediyorlar. Ben de sokağa çıkma yasağından memnun değilim. Ama sokağa çıkma yasağı olmaması sivil kayıplarına yol açabilir. Çözüm mücadeleyi kararlı bir şekilde yürütmek. Bu konuda herkesin kararlı bir tavırda bulunması. Sayın Kılıçdaroğlu'nun "arkadaşlar" demesini hayretle karşılıyorum. Hayatı tarumar edenlerden arkadaş olur mu?
BARİKATLAR AÇILINCA...
Bu yöntemin uygulanabildiği birkaç nokta kaldı. İnleri, mağaraları, kampları ilk defa tasfiye ettiler. Biz kırsal kesimde mücadeleyi yürütürken, mezarları, gerçek mezarlarsa dokunulmadı. Bu şehirler gerekirse ev ev bu teröristlerden temizlenecek. Nasıl Dağlıca olduğunda bu dağlar temizlenecek dediysek, şimdi o dağlarda tek bir terörist kalmadı. Soğukta -10'da operasyon yapıldı. Telsizi bizzat dinledim, silah arkadaşlarımızı tasfiye edenler öldürülene kadar mücadele sürecek. Cizre'de, Silopi'de tek bir mahalle kalmamış olsun, tek bir ev olmamış olsun yığınak yapılmış olsun; bu temizlenecek. En kısa zamanda, en etkin mücadele ile sürecek. Cizre'ye, Kobani'ye çevirmeye çalışıyorlar. Cizre Türkiye'nin en asri merkezlerinden biri. Bu ilçelerimizde bu mücadele sürecek. Eğitim faaliyetlerinin aksamaması için çabalar yürütülüyor. Barikatlar açılınca çocuklar okula gidecek.
UEFA AVRUPA LİGİ'NDE FENERBAHÇE'YE RUS RAKİP
Bazen öyle olaylar yaşanır ki, bazen krizin çıkışı olabilir. Biz bunu istisna olarak gördük. Fenerbahçe'ye başarılar diliyorum. L. Moskova da Türkiye'nin yabancısı değil. Umarım centilmenlik içinde güzel maç olur. İki ülke arasındaki gerginliği azaltırsa güzel bir tablo çıkar. Sporcu ve taraftarlar birbirinin hasmı değil.
FED KARARLARI
Bir ülkenin iç meselesi gibi görünen meseleler başka ülkeleri de etkileyebiliyor. Fed kararı dünyanın en büyük ekonomisi, dolarizasyon konusunda dünyayı belirleme noktasında. Fed uzun bir zamandır bu beklentiyi yöneterek dünya ekonomisini etkilemeye çalışıyor. Mesele oranın düşmesi, artması değil; psikolojiyi, beklentiyi yöneterek, başta Avrupa ekonomisi olmak üzere birçok ekonomiye etkide bulunmaya çalışıyor. Bir sene içinde spekülatif etkiler oluştu. Dünya beklenti yönetimine dayalı. Fed kararı şu ana kadar piyasaların satın aldığı yönünde etki yaptı. Her ekonomi kendisini buna göre değerlendirir.
Bizim ekonomik yapımızın ise güçlü ve zayıf yanlarımızı görmemiz gerek. Güçlü yanımız, bizim üç önemli güçlü yanımız var. Bir mali bütçe disiplinimiz. Bütçe disiplini konusunda Türkiye'den başka ikinci bir ülke yok. Bütçe disiplininden taviz yok. İkincisi makroekonomik dengeler konusunda çok sağlam arka yapımız var. Bankacılık sistemimiz son derece güçlü. Merkez Bankamız gerekli adımları atar. Üçüncüsü yapısal reformlarda siyasal istikrar aranır. Yapılacak reformlar var. Bu üç şey bizim güçlü yanımız. Fed'in bizim üzerimizde çok kalıcı, sarsıcı etkisi olacağını düşünmüyorum. Son açıklanan rakamlar da bizim ekonomik sistemimizin sağlamlığını gösteriyor. Piyasaların güven duyması gereken tüm unsurlar var.
Kırılgan olduğumuz noktalar ise birinci cari açık. Enerji ve iç tedbirlerle cari açığımız kırılgan ama düşme eğiliminde. Bunu daha da azalmamız gerek. İkincisi jeopolitik konumdan dolayı; Irak, Suriye'den dolayı. Bizim güvenoyu almadan Avrupa'ya gitmemizin sebebi de bu. Piyasayı çeşitlendirmek gerekiyor. Yapacağımız şey Avrupa piyasalarına açılmak. Bu dönemde Avrupa Birliği ilişkileri güçlendirerek bu alanda da güçlenmeye çalışıyoruz. Türkiye öyle bir ülke ki kapıları kapanmıyor.
MERKEZ BANKASI'NIN BAĞIMSIZLIĞI
Ben bu tartışının gerçek boyutunun ötesine taşındığını düşünüyorum. Nasıl bir insan vücudunu ayırmaya kalkarsanız, o bütünlüğü kaybedersiniz; ülke ekonomisi de aynı durumda. Merkez Bankası da bu bütünün parçası. Merkez Bankası'nın bağımsızlığı ülke dışında, soyut bir şekilde tanımlanması böyle olur. Dünyanın her yerinde olduğu gibi Merkez Bankası belli kritik dönemlerde finansal alanda araçsal bağımsızlığa hakimdir. Bunlar birbirinin alternatifi değil. Avrupa ekonomilerinin çoğunda Merkez Bankası gibi çipa olması gereken bir yapının içinin boşaltılması gibi örnekler oldu. Kompleks taşımamak gerektiğini düşünüyorum.
Bundan sonra ekonomi, güvenlik, reform ve yatırımlarla ilgili birimi devreye soktuk. Güvenlik konusunda Bakanlar Kurulu'nda konuşuyoruz ama uygulamaya geçildiğinde devlet yapılarının birlikte karar alması gerek. Ben haftalık olağan görüşmelerle bilgi alıyorum ama bütün güvenlik birimlerinin elindeki kaynağı ortaya koyarak daha sağlıklı sonuçlar çıkıyor. Benzer şekilde ekonomik kararları uygularken o masa etrafında birlikte konuşuyor olması devletin ortak aklını oluşturmak için önem taşıyor. Bu Merkez Bankası'nın durumuna halel getiren bir durum değil. Piyasanın durumunu görmüş oluyor ve araçsal bağımsızlığını kullanabiliyor. Kendi odasında, kendi binasında bundan kopuk olduğu zaman bir iletişim olmuyor. Merkez Bankası küresel dalgalanmaları göze alıp gerekli kararları verebilecek. Bu toplantı çok yararlı oldu. BDDK, SPK, Maliye'nin durumlarını konuştuk, Merkez Bankası da şunu gördü, vaatlerden hareketle bütçe açığı olamayacağını gördü. Aynı şey yatırımlar için; yatırım projelerinin gözden geçirilmesi için benzer yapı olacak. Reformlarla ilgili bir başka yapı olacak. Bakanlar Kurulu kararlarının hayata geçirilmesi için bir ara kademe olacak. Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin tek bir ekonomi politikası, tek bir ekonomik hedefi vardır. İki bakanın ahengi bozacak tutuma girmesine izin vermem.
Türkiye yatırım olmadan büyüyemez, tasarruf olmadan yatırım olmaz. Yatırım ortamının iyileştirilmesi için çok ciddi adımlar düşünüyoruz. Yatırımcının da aradığı hukuk sistemidir. Önümüzdeki dönemde bu alanda reformlar yapılacak. Türkiye'de yatırım yapan yabancı şirketleri, Türk şirketleri ile toplantı yapacağız. Türkiye'ye güveni artıcı önlemler alacağız.