Ankara’da bulunan Başbakan Binali Yıldırım cuma namazı çıkışı gazetecilere yaptığı açıklamada CHP’nin Danıştay’a başvurmasını değerlendirdi: Millete gittik, kararı millet verdi. Milletin kararını mahkemelerde şikayetlere düzeltmek demokrasinin bir yolu değildir. Ama tabii ki itiraz hakkını herkes, sadece CHP değil herkes kullanma durumundadır. Kullanmak isterse buna diyeceğimiz bir şey yoktur. Ama millet sözünü söylemiştir. Yüzde 51,4 oranında vatandaşımız evet oyu vermiştir.
BEYHUDE BİR ÇABA
Bu meselenin milletin iradesine, kararına rıza göstermemek çözümü başka mecralarda aramak anlamına gelir. Bunlar beyhude gayretlerdir. YSK yapılan her seçimle ilgili itirazları karara bağlar ve mesele biter. YSK'nın kararı kesindir, bunun üzerinde herhangi bir yargı yolu yoktur. Buna rağmen gidebilirler mi, istedikleri yere gidebilirler. Milletin kararının üzerine hiçbir mahkeme bir karar ihdas edemez.
CHP tam bir kakafoni
Yenilen pehlivan güreşe doymaz. Öyle bir yol benimsiyorlarsa bu demokratik bir yol değildir. Milletin kararını sindirmemek, içselleştirmemek anlamına gelir. Bu da ana muhalefet partisine yakışmaz. Ana muhalefet partisinde kim son sözü söylüyor onu da anlamış değiliz. Bugünlerde ana muhalefette herkes ayrı bir telden çalıyor. Tam bir kakafoni...
Artık söz ABD'nindir
Terörle mücadele konusunda Yıldırım şunları kaydetti: Sınırlarımızın dışında tehdit var olduğu müddetçe, kimden gelirse gelsin hepsine gereken karşılığı veririz. Rakka operasyonunda ABD ile DEAŞ'a karşı mücadelede tavrımız açık ve net. Karar, bizim değil; ABD'nindir. Cumhurbaşkanımız, 19-17 Mayıs gibi Başkan Trump ile bu konuda kapsamlı bir görüşme yapacak.