Başbakan Yıldırım müjdeyi verdi: 'NEFES Kredisi'nin hacmini 7,5 milyar liraya çıkarıyoruz

İzmir'de KOBİ'lere kredi desteği programında konuşan Başbakan Yıldırım, ''KOBİ'ler için verdiğimiz ''NEFES Kredisi''nin hacmini 7,5 milyar liraya çıkarıyoruz.'' dedi.

1

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) öncülüğünde iş dünyasına finansman temin etmek amacıyla hayata geçirilen ‘2018 Nefes Kredisi’nin imza ve tanıtım toplantısı, İzmir’de Başbakan Binali Yıldırım’ın katılımıyla gerçekleştirildi. Kaya Termal Otel’de düzenlenen toplantıya Başbakan Yıldırım’ın yanı sıra Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, Sağlık Bakanı Ahmet Demircan, Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleştirme Bakanı Ahmet Arslan, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, AK Parti milletvekilleri, belediye başkanları, oda ve borsa başkanları, iş adamları ile çok sayıda davetli katıldı. 

 
Toplantıda konuşan Başbakan Yıldırım, Türkiye’nin büyümeye devam ettiğini ve dünyada 2017 yılında en fazla büyüyen ülke olduğunu hatırlattı. Yıldırım, “Türkiye, 2017’de dünyanın en fazla büyüyen ülkesi oldu. Kendi rekorumuzu kırıyoruz. Türkiye emin adımlarla, uygulanabilen politikalarla özel sektörü ile kamu sektörü ile büyümeye, kalkınmaya, üretmeye devam ediyor. Bugün güzel bir başlangıcı daha İzmir’de gerçekleştiriyoruz. İkinci Nefes Kredisi. Niye ikinci, birincisini geçen yıl yapmıştı. Bu yıl ikincisini yapıyoruz. Attığımız bu adımla küçük ve orta büyüklükte işletmelerimize daha büyük hedefler için nefes almalarını sağlayacak imkan veriyoruz. Bugüne kadar bizim bir önceki adımımız da bir sonraki adımımız da aynı olmadı. Hiçbir zaman patinaj yapmadık, yerimizde saymadık, kendimizi tekrar etmedik. Hiçbir zaman gittiğimiz şehirlere eli boş gitmedik. Her yerde eserlerimizle var olduk. Her yerde kalıcı eserler yaptık. Daima üretim, daima büyüme, daima kalkınma dedik. Burada bu projenin hayata geçmesi için büyük bir gayret gösteren başta Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği başkanına ve yurdun her tarafındaki üyelerine, ayrıca Ziraat Bankası, Halk Bankası, Vakıf Bank, Denizbank’a yaptıkları bu katkıdan dolayı şükranlarımı ve teşekkürlerimi sunuyorum. Türkiye’deki işletmelerin yüzde 99’undan fazlası küçük ve orta ölçeklidir. İstihdamın da, üretimin de, ihracatın da yükü KOBİ’lerin üzerindedir. Gerçek  üreten, gerçekten istihdam sağlayan, gerçekten de ihracatımıza KOBİ’ler anlamlı katkı sağlıyor. KOBİ’lerin sesi fazla çıkmıyor, gürültüsü yok. Onlar sessiz sedasız üretiyor. 7.4 büyümenin arkasında KOBİ’ler var. Ancak kredilerde külfet nimet dengesine bakıyoruz, durum pekte öyle değil. Bu kadar iş yapan KOBİ’ler, Türkiye’deki kaynakların en fazla 30’unu kullanıyor. Her şeyin fazlasını yapacaksın, daha çok üreteceksin, daha çok adam çalıştıracaksın, sonunda paylaşmaya gelince, krediye gelince KOBİ’ler daha az alacak, yüzde 30 olacak. Bu hakkaniyete uygun değil. Herkes hakkını mutlaka alması lazım. Başka ülkelerde bu durum nasıl. Güney Kore’de kredilerin yüzde 75’ini KOBİ’ler alıyor. Portekiz, yüzde 81. Yunanistan'da bile yüzde 55’ini bütün krediler içinde KOBİ’ler alıyor. O bakımdan küçük ve orta büyükteki işletmeler için ne yapsak azdır. Geçtiğimiz yıl başlattığımız Nefes Kredisi'yle reel sektörün, odalar, borsalar ve finans sektörünün önemli temsilcileri bankalarla bir araya geldi. Bu birliktelikten KOBİ’lerimiz hak ettikleri krediye ulaşma imkanı buldu. Bu proje bir kaynağa ulaşma projesi değil, aynı zamanda faizin düşürülme politikasına da ciddi katkı sağladı. Reel faiz, 15-20 arasında işine göre değişiyor. Bu 11.88 yani. 12 bile değil. Aylık 0.99. Bu bir başlangıç yani bu özel şartlarda verilen krediyle bankalarımız odalar, borsalar diyor ki; ‘Biz faizlerin yükselmesini istemiyoruz. Eğer buna katkı sağlanacaksa işte buna öncülük ediyoruz, diğerleri de bizi takip etsin.’ Bu Nefes Kredisi için 5 milyarlık hacim planlanmış. KOBİ’ler için bir sürü güzel şey söyledik. Bu kadar söyledikten sonra 5 milyar olur mu, bu hacmi 7.5 milyara çıkıyoruz. Ben kafama göre yapmıyorum. Sordum danıştım arkadaşlar olur dediler. Vade 12 ay. Krediyi gidip alacaksınız, ertesi gün ‘getir taksiti öde’ diyorlar. Böyle olur mu, bunun bir hazırlığı var. Bu krediyi 6 ay ödemesiz bir buçuk yıla çıkarıyoruz. Faizi var tabii bu işin. Ana para ödeme 6 ay sonra başlayacak. 6 ay içinde hesabı kitabı yapacaksınız. Günü geldiğinde inşallah ödemesini yapacaksınız. Biz geçen sene Nefes Kredisi kullandırdık ya bu kredinin dönüşü nasıl biliyor musunuz, Türkiye ortalamasından 10 kat daha fazla. Binde birin altında. Yani hiç batak yok. Çünkü KOBİ’ler sağlam. KOBİ’ler sözüne sadık işletmeler. Diğerleri sağlam değil demek istemiyorum, onların hacmi çok. Büyük işler yapıyorlar. KOBİ’lerin cüsseleri küçük ama ekonomiye katkıları büyük. Tabana hitap ediyorlar. Bu bir yatırım değil, mevcut işletmelerin çarkını çevirmek için işletme ihtiyaçlarını karşılamak için bir katkıdır. Günlük uygulanan faizin önemli ölçüde altında. Yarıya yakın bir iyileştirme var” dedi.

“Türkiye yandı bitti diyenler mosmor oldu”

 
Geçen sene sağlanan 7.4’lük büyümeyi nasıl gerçekleştirdiklerini anlatan Yıldırım, “7.4 büyümeyi sağladık da bunun için bir piyango vurmadı. Bunun bir arka planı var. Birçok tedbir aldık. 2017’nin zor geçeceğini biliyorduk. Bunlardan bir tanesini söyleyeceğim, KGF sistemini devreye soktuk. Yani hazine, alınan kredilerin bir kısmına garanti veriyor. Bu sistemle işletmeler büyüme planlarını geliştirdi. Geçmişten gelen mali planlarını yeniden yapılandırdı. Bazıları yeni yatırımlar yaptılar. Kapasite arttırdılar. Ayrıca bizim 290 bin işletmeye KOSGEB imkanı sağladık. KOSGEB’ten verilen krediler daha cazip. Orada faiz yok. 50 bin liraya kadar para verdik 3 yıl süreyle. 690 bin müteşebbise kredi sağladık. Bir milyondan fazla üyesi var. TOBB’un yüzde 70’ine destek vermişiz. KOBİ’lerimizi de dahil ettiğimizde 250 milyara yaklaşıyor. Ekonomiye 243 milyarın birden girmesi demek çarkların daha hızlı dönmesi demek. Üretimin artması demek, ihracatın artması demek. Daha çok vatandaşımızı iş aş bulması demek. Bu sene de olumsuz konuşanlar oldu. ‘Türkiye bu krizi kaldıramaz’, ‘Türkiye yandı bitti’ diyenler mosmor oldu. Şimdi tekrar bozuk plak gibi tekrar başa aldılar. Tekrar aynı şarkıları söylüyorlar, 'Türkiye 2018’de bu işin içinden zor çıkar.' Sipariş raporlar, değerlendirmeler. Ekonomi üzerine moral bozucu söylemler. Bunların hepsi bize yabancı gelir. Tanıdık sesler, tanıdık yüzler. Bu ülkenin başbakanı olarak söylüyorum. Şartlarımızın çok kolay olmadığını biliyoruz. Çünkü biz çok büyük bir mücadele veriyoruz. Sadece ülkemiz için değil, bölgemizdeki mağdur ve mazlum ülkelerin hamisi olarak mücadele veriyoruz. Hiç merak edilmesin Türkiye ekonomisi sürdürülebilir büyümeye devam edecek. ‘Ekonomi soğudu’ diyenler, ter soğursa hasta olunur. Soğumayacak, terlemeye, mücadele etmeye devam edeceğiz. 2018’in tedbirlerini, teşviklerini, aldığımız kararları önümüzdeki hafta halkımızla paylaşacağız. Geçtiğimiz Çarşamba günü Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde bir toplantı yaptık. Yatırım ortamının iyileştirilmesi. Bunun için bir yasa çıkardık. Bürokratik bir sürü engeli ortadan kaldıran bir süreç başlattık. Şirket kurmaktan tutun sermayeye erişimine kadar birçok reformu hayata geçirdik. Tüm bunlara ek olarak da cazibe merkezleri programını başlatmış olacağız” diye konuştu.

Teminat konusunda bankalara seslendi
 
KOBİ’lerin Pazartesi gününden itibaren gidip kredi başvurusunu yapabileceğini kaydeden Yıldırım, teminat konusunda bankaları ölçülü olmaya çağırdı. Yıldırım, “Nefes Kredisi'nin bugün bu noktaya gelmesinde 8 tane kuruluşun emeği oldu. Bugün bunu esnafımızla, işletmemizle paylaşıyoruz. İşletmelerimiz Pazartesi’nden itibaren gidip başvurularını yapabilir ve kredilerini alabilir. Hayırlı uğurlu olsun. Bakın değerli banka genel müdürleri KGF buradan yine devrede garantilerini veriyor. Vatandaşın kendi  öz kaynağı da var. Lütfen teminatlarda ölçülü olalım. Neredeyse hiç teminat yokmuş gibi, 1’e 2 gibi teminat almaya gitmeyelim. Fazla teminat sizin için cazip bir şey değil. Önemli olan yaşatmayı esas almak. Yaşatırsanız siz de yaşarsınız. Yarın öbür gün riske girerse ne olacak, siz de zincirleme aynı şekilde. Sürdürmeyi, yaşatmayı esas almalıyız. Teminatta makul ölçüler içinde kalmalıyız” ifadelerini kullandı.

İzmir’e yapılan hizmetleri anlattı
 
İzmir’in  büyümesi, hak ettiği yeri alması, marka şehir olması, küresel bir markaya dönüşmesi için 15 yıldır hükümet  olarak ellerinden geleni yaptıklarını belirten Başbakan Yıldırım, konuşmasına şöyle devam etti:  “İzmir gibi bir dünya şehrinde özellikle hava ulaşımında geçmişle kıyaslanmayacak şekilde bir gelişim sağlandı. İç hatlar terminali Türkiye’nin en güzel terminallerinden biridir. Biz onu 18 ayda yaptık. Bize ‘yapamazsınız’ dediler. Toplam yolcu kapasitesi 25 milyona ulaştı. Dış hatlarda 2000 yılına göre yüzde 400 artış sağlandı ve sadece geçen yıl 11 milyon dış hatlarda yolcu trafiği oldu. 3 kıtada toplam 28 ülkede 70 noktaya uçuş var. 16 sene 410 km bölünmüş yol yaptık. İzmir’in bölünmüş yol uzunluğu 2 katının üzerine çıktı. Şimdi artık İzmir’i düşünün. İzmir’in bütün illere bölünmüş yol bağlantısı var. İzmir’den İstanbul’a otoyol yapıyoruz. İnşallah gelecek sene sonuna kadar bitirmiş olacağız. İzmir-İstanbul arası 2 saat 50 dakika. Bursa’ya kadar olan kısmı bitti zaten. Ulaşım ve altyapı bakımından Türkiye tam 20 kademe atladı. Dünyada 30. sıradan 9. sıraya geldi.  İzmir çevre yolu bitti. Çiğli’den Çandarlı’ya kadar otoyol yapıyoruz. Toplam 80 kilometreden fazla. Daha önce bir 20 km yapmıştık. Geri kalanı da yapıyoruz. Bunu da yap-işlet-devret ile yapıyoruz. Bu yol neden çok önemli çünkü dünyanı en uzun köprüsünü yapıyoruz. Kuleler arası uzunluk 2023 metre. Varsın en büyüğü olsun dedik. 2023’te anlamlı, çünkü Türkiye’nin 100. yılı. O köprü bitince Ege’ye trafik artacak. O trafiği Çandarlı otoyolu rahatlatacak. Bu yol Çanakkale köprüsünden daha önce bitirilecek. Daha sonra İstanbul otoyolu, Bursa-Manisa-İzmir bir kısmını yaptık. Bize ‘Biz İstanbul’dan başlayalım İzmir’e gidelim’ dediler. ‘Öyle yağma yok. Hem İzmir’den hem de İstanbul’dan başlayacaksınız’ dedik. Bu proje Türkiye’deki ilk, dünyada büyük bir projesi. Bu projenin toplam bedeli 10 milyar dolar. Aynı şekilde Çanakkale köprüsü ve otoyolu daha ötesi ne var. Bir yandan da Ankara, Afyon, Uşak, Manisa, İzmir hızlı tren projesi de devam ediyor. Uşak’a kadar geldik. Bu ne demektir İzmir hem başkente hem de dünyanın ticaret ve kültür başkenti olan İstanbul’a komşu kapısı oluyor. Aynı gün buradan çıkacaksınız buradan hızlı trenle Ankara’ya oradan İstanbul’a gideceksiniz. Bir günde hem işinizi hem seyahatinizi yapacaksınız. Ödemiş’te çok güzel bir hastane açılışı da yapacağız. Doğum merkezi Türkiye’de bir ilk. Özelliği suda doğum. İlk defa Türkiye’de bunu Ödemiş’te hayata geçiriyoruz. 300 yataklı çoğu tek yataklı bir hastane. 20 Nisan’da İzmir’e söz verdiğimiz gibi Alaçatı Havaalanı’nın ihalesini yapıyoruz. Hayırlı uğurlu olsun. Dünyada en hızlı büyüyen ikinci metropol şehir İzmir. İzmir’de nefes kredisi ve KGF kredisinden 29 bin işletmemiz yararlandı. Bu da yaklaşık 18 milyarlık bir kredi.  Yeter mi elbette yetmez. İnşallah İzmirimizi, Türkiye’yi büyütmeye devam edeceğiz.”

(İHA)