Başbakan Yıldırım'ın konuşmasından satır başları şöyle;
SORUNLU BİR COĞRAFYADA İSTİKRARLI BİR ÜLKEYİZ
14 yıl boyunca milletimiz her zaman bizimle birlikte bizden desteğini hiç ama hiç eksiltmedi. Çünkü AK Parti milletin partisidir. AK Parti milletin inancından, umutlarından, özleminden doğan bir partidir. AK Parti millete hizmet sevdasının adıdır. AK Parti hükümetleri olarak bugüne kadar canla başla çalışarak milletimizin duyduğu bu güvene layık olmak gayreti içerisindeyiz. Zorlu, sorunlu bir coğrafyanın ortasında olmamıza rağmen istikrarlı bir ülkeyiz. Milletin birliği her zaman önceliğimiz oldu, önceliğimiz olmaya devam edecektir. Her krizin ardından kazanan çok şükür ki, millet oldu, demokrasi oldu. Türkiye eskiye göre daha güçlüdür. Ekonomi, yatırım, büyük projelerimizde daha güçlüyüz elhamdülillah. Biz millete efendilik yapmaya değil, hizmet yapmaya geldik. Milletimizin bize duyduğu güven en büyük gücümüz oldu, en büyük dayanağımız oldu. Mevlam bizi milletimize hizmet etme şerefinden alıkoymasın. Vatandaşlarımızın huzuru ve refahı için çıktığımız bu yoldan bizi ayırmasın.
AFYON'DA YENİ PROJELER VE YENİ HEDEFLER BELİRLEDİK
Ülkemize gelerek 15 Temmuz darbesi nedeniyle dayanışmalarını bize gösteren, ziyaret yapan ülkelerin yöneticileriyle, liderleriyle görüşmelerimizi sürdürdük. Afyon'da 25. İstişare Toplantımızı gerçekleştirdik. AK Parti hareketinin temellerinin atıldığı Afyonkarahisar'ın bizim kalbimizde apayrı bir yeri vardır. Toplantımızda milletimizin bizden beklentilerini gözden geçirdik. Neler yapmamız gerektiğini kurucularımız, milletvekillerimiz ve yetkili organlarımızda enine boyuna değerlendirdik. Bu istişare toplantımızda yeni hedefler, yeni projeler için gerekli yol haritasını elirleyerek çıktık. AK Parti olarak biz millete verdiğimiz sözleri yerine getirmek için çalışmaya, bize tevdi edilen emanetin hakkını vermeye devam edeceğiz.
FETÖ'NÜN ALGISINA RAĞMEN TÜRKİYE'YE GÜVENİYORLAR
Türkiye'de 8 yıldır devam eden Yatırım Danışma Toplantısı'nı İstanbul'da gerçekleştirdik. Bu toplantıya 21 büyük küresel firma katıldı. Bu firmaların toplam cirosu 20 milyar dolar civarında, 1,5 milyon insana iş veriyorlar. Bu toplantıların amacı Türkiye'deki yatırımların ve gelecek beklentilerinin değerlendirilmesiydi. Toplantıda gördüğümüz en önemli hususlardan bir tanesi FETÖ ve onun uzantılarının ısrarla yaymaya çalıştığı Türkiye'de ekonomi bozuluyor, istikrarsız bir döneme gidiyor, algı propagandasının aksine küresel yatırımcıların Türkiye'ye olan güveninin artarak devam ettiğini ve yeni yeni projeler yapma yönünde iradelerini ortaya koymuşlardır. Sadece Türkiye'de küresel yatırımlar yapılmıyor aynı zamanda Türkiye üzerinden bölgedeki bütün yatırımlar izleniliyor, kararlar veriliyor. Bu toplantıda ekonomiyle ilgili yapısal reformlar, orta vadeli program ve 2017 bütçemiz başta olmak üzere bütün güncel ekonomi programlarını ele aldık. Türkiye'ye gelen konsey üyelerinin Türkiye'ye yatırımların arttırılmasının hedeflendiğini dinledik.
20217'DE ALACAĞIMIZ UÇAKLARA 2018'DE SAHİP OLACAĞIZ
2009 küresel krizinin çok hafif geçmesinin sebebi Türkiye'nin krizde yatırımlara hız vermesidir. Daha sonra Savunma Sanayi İcra toplantısını gerçekleştirdik. Bu toplantıda çok önemli kararlar aldık. Savunma kabiliyetimizi güçlendirmek, caydırıcılık altyapımızı geliştirmek için 26 projenin hayata geçirilmesinin onayını verdik. Bunların toplam maliyeti 4 milyar 100 milyon dolardır. Bu toplantıda ayrıca Türkiye'nin de içinde olduğu F-35 uçaklarının ilk partisinin 2021 yerine 2018'de Türkiye'ye gelmesi konusunda kararımızı aldık. Yeni nesil birleşik savaş uçakları projesiyle Türkiye savunma kabiliyetini arttırmış olacak, bunun yanısıra da bölgedeki istikrara, güvene, barışa önemli bir katkı sağlayacak. Unutmayalım ki, bu en modern uçakların yapımında Türkiye de var. Yapılacak her uçağın yüzde 50 maliyetini oluşturan Türkiye'de yapılacak, Türkiye'den gidip orada monte edilecek. Türkiye bugün tankını, gemilerini yapacak konuma geldi. Şimdi inşallah uçağını da yapacak, Cumhuriyetin 100. yılında tamamen yerli ve milli üretimimiz olan jetlerimiz semalarda uçacaktır.
BU TREN GARI AVRUPA'NIN ALTINCI BÜYÜK TREN GARIDIR
650 milyon dolar gelecek 4 yıl için ARGE faaliyetlerine kaynak ayıracağız. Cumartesi günü milletçek büyük bir coşkuyla Cumhuriyetimizin 93. yıldönümünü bütün yurtta kutladık. Başta Cumhuriyetin kurucularından Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bu ülkenin istiklali, istikbali için hayatlarını ortaya koyan ve yine 15 Temmuz darbe girişiminde göğüslerini uçaklara, tanklara siper eden bütün şehitlerimize Allah'tan rahmet, gazilerimize hayırlı bir ömür diliyoruz. Geçmiş nesillerden devraldığımız Cumhuriyet'i aynı şuurla gelecek nesillere taşımak için and içtik ve bu andımızı Cumhuriyetimizin 93. yıldönümünde tekrar dile getirdik. 100. kuruluşunda Cumhuriyetimizin büyük hedefleri gerçekleştirme yolunda kararlılığımız aynen devam ediyor. Dev eserlerle geleceğe güçlü adımlarla yürüyoruz. Aynı gün 29 Ekim'de sayın Cumhurbaşkanımızın da katılımıyla Ankara YTH Gar açılışını gerçekleştirdik. Bu gar binası 200 bin metrekare kapalı alanı, 2 bin araçlık otoparkıyla Avrupa'da altıncı büyük tren garıdır.
14 İLİMİZ HIZLI TREN HATLARITINDAN YARARLANACAKTIR
Ankara YHT Garı'yla beraber demiryollarında son yıllarda ortaya koyduğumuz atılım daha da ileri gidecek ve nüfusun yüzde 50'sini oluşturan 14 ilimize hızlı tren hatları yayınlanacaktır. Bütün hızlı tren hatlarının buluştuğu yer Ankara olacaktır. Bir dünya şehri olan İstanbul için geleceğe yönelik yatırımlarımızı, mega projelerimizi bir kez daha gözden geçirelim. Yedi tepeli İstanbul'a 7 büyük proje kazandırıyoruz. Bunlardan 5'i bitti: YHT, Marmaray, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, İzmir-İstanbul Otoyolu ve Osmangazi Köprüsü, Avrasya Tüneli... Avrasya Tüneli iki kıtayı iki dakikada geçeceğiniz denizin altında 106 metre derinlikte seyahat edeceğiniz bir proje. Dünyada bu derinlikten geçen başka hiçbir denizaltı tünel yok. En derini Amerika'da 44 metre. Türkiye'nin farkı da bu olsun dedik. Biz inanıyoruz ki, zor hemen yapılır, imkansız biraz zaman alır. Projelerimizden bir tanesi dünyanın en büyük havalimanı. Bazılarının alay ettiği, bazılarının da Gezi olaylarında protesto edip yapımını engellemeye çalıştığı 250 milyon kapasiteli havalimanının ilk etabını 26 Şubat 2018'de hizmete alıyoruz. Bu haliyle 90 milyon kapasiteyle dünyanın en büyük havalimanı olma özelliğine sahip.
KANALİSTANBUL İSTANBUL'UN GÜZELLİĞİNE GÜZELLİK KATACAK
Yedinci büyük eser ise Kanalistanbul. Çalışmasını Ulaştırma Bakanlığımız, hazırlıklarını büyük ölçüde tamamladı. İnşallah yakın zamanda bunun için de adımları atacağız. Kanalistanbul sadece su yolu projesi değil aynı zamanda İstanbul'un güzelliklerine güzellik katacak bir yaşam merkezi hale gelecektir. Bütün yanıcı, patlayıcı malzeme taşıyan gemiler Kanalistanbul'a yönlendirecek. Geçenlerde Çanakkale 1915 Köprüsü'nün ihalesine çıktık. Bir aksilik olmazsa 2017'nin 18 Mart'ında ilk kazmayı vuruyoruz. Çanakkale geçilmez dedik ama düşmana geçilmez. Köprüyle de, havaalanıyla da geçilir. Türkiye petrol mu buldu, gömü buldu, hayır. Zihniyet değişti. Hizmeti ibadet gibi gören AK Parti geldi, istikrar geldi, güven geldi. Yolları böldük, hayatları birleştirdik, gönülleri birleştirdik, milleti birleştirdik. Motorlu araç sayısı 8 milyondan 20 milyonun üzerine çıktı. Ölümlü kazalarda hayatını kaybeden insan sayısı yüzde 63 azaldı. Bu yollar bir insanın hayatını kurtarmaya vesile olduysa bunun bedeli cihanla ödenmez. Bir dünyaya bedeldir. Ne diyor ecdadımız; insanı yaşat ki devlet yaşasın. AK Parti'nin anlayışı, felsefesi ve hizmeti budur.
NE YAPALIM SEMİHA HANIM DA ELBET BİR GÜN KABUL EDECEK
Semiha Hanım diyor ki, ben haberleri izlerken Başbakan haberleri dikkatimi çekmiyor, Ulaştırma Bakanlığı haberleri dikkatimi çekiyor. Onun kafasında Başbakan olarak biz dikkat çekmiyoruz, ne yapalım, elbet bir gün kabul edecek. Refahiye benim doğduğum ilçe. Orada köylülerin haftada bir alışveriş yapmak için gittiği ilçemiz. Başka hiçbir yeri görmedikleri için oraya hökümet diyorlar. O zamanlar en büyük yer orası. Ondan beri adı hökümettir Refahiye'nin adı. Geçmişte vesayet odakları her 10 yılda bir darbe yaparak bu ülkenin yolunu gelişmesini kesmeye çalıştılar. Türkiye'yi birilerinin istediği gibi adeta ekonomik, siyasi, sosyal istikrarsızlığa mahkum etmek istediler. Siyasetin güçlenmesini, demokrasinin gelişmesini, istikrarlı ve güçlü hükümetlerinin kurulmasını hiçbir zaman istemediler. O dönemde vesayet odakları kendi çıkarlarını korurken milletin geleceği, refahı, kalkınması adına hiçbir şey yapmadılar. AK Parti 2002'de milletle birlikte başlattığı bu büyük değişimle nihayetinde milletimizin kazanmaya, vesayet odakları kaybetmeye başladı.
YENİ ANASAYA İLE VESAYETİ TÜRKİYE GÜNDEMİNDEN ÇIKARACAĞIZ
Yapacağımız anayasa değişikliğiyle vesayet odaklarına son darbeyi vurmuş olacağız ve vesayeti Türkiye demokrasisinin gündeminden çıkaracağız. 2002'de seçimi kazanıp Ankara'ya geldik. Sağdan soldan kafayı uzatanları gördük. Hoşgeldiniz, yeni ortağınız biziz. Kardeşim ne ortağı? Biz milletten aldık yetkiyi, siz nereden çıktınız? Ama vesayet odakları Ankara'da eskiden beri hep varolmuştur. AK Parti yılmadan, yorulmadan millete hizmet etti. Eğitim, ulaşım, sağlık, tarım, ekonomide milletin yüzünü güldürürken bunları yaparken önümüze çıkan o gizli ortakların, vesayet odaklarının birer birer icabına bakarak bugünlere geldik. Bunlar ilk önce Cumhurbaşkanlığı seçiminde önümüze çıktılar. Ana muhalefet partisi de bunların ana sponsoru. 367 icadıyla sözde AK Parti'ye Cumhurbaşkanını seçtirmeyeceklerdi. Hodri meydan dedik, biz seçemezsek millet seçer dedik. Millet Recep Tayyip Erdoğan'ı yüzde 52 oyla cumhurun başı yaptı mı, yapmadı mı?
ANA MUHALEFET LİDERİ YENİKAPI RUHUNDAN AYRILMA GAYRETİNDE
Oradan sonuç alınmayınca bu kez iktidar partisini kapatmaya kalktılar. O gün ben Hollanda'da resmi ziyaretteydim. Muhatabım dedi ki, herhalde bu şaka. Yok dedim, şaka değil, biz bunlara alışığız, ama sonunda millet kazanır, demokrasi kazanır. Vesayetçiler eninde sonunda hesabını verir. Burada da bitmedi bu kez yargı yoluyla vesayet kurmaya çalıştılar. Anayasa değişikliğiyle yargı reformuyla bunu da aştık. Zihniyet değişmedi, taşeronlar değişti. Bu sefer FETÖ piyasaya çıktı. Gezi ve 17 Aralık'ta vesayet yoluyla iktidarı ele geçirmeye çalıştılar. Bir kez daha püskürtüler ama durmadılar. Güçlerini topladılar 15 Temmuz'da finale çıktılar. Millet de meydana indi onlara dersini verdi. Darbeye karşı biraraya geldik. Sonra ne oldu ne bitti anamuhalefet partisi lideri Yenikapı ruhundan ayrılmak için binbir bahanenin peşine takıldı. Bu Yenikapı ruhunu gözümüz gibi koruyacağız. AK Parti olarak bu ruhu yaşatmak için elimizden geleni yaptık, yapmaya devam edeceğiz.
SORUMLU DAVRANIŞ GÖSTEREN BAHÇELİ'YE TEŞEKKÜR EDİYORUM
O günkü duruşunu bugün de devam ettiren MHP'ye teşekkür ediyorum. Bu konudaki millet, memleket menfaatini ön plana alan ve bu yönde sorumlu davranış gösteren sayın Bahçeli'ye teşekkür ediyorum. Hepimizin seçim vaadinde yeni anayasa var. Hükümet programında bu var. AK Parti söylediklerini yapan, yapamayacaklarını söylemeyen partidir. Şimdi artık millete verdiğimiz sözü yerine getirme zamanıdır. Anayasa değişikliğini bizim referanduma götürecek sayımız yok. 330 ve üstü olacak ki, referanduma gitsin ve millet halkoylamasında kararını versin. Biz şunu istiyoruz; bizim istediğimiz gibi anayasayı oylayalım demiyoruz. Bir anayasa değişikliği teklifimiz var siz de teklifinizi getirin vatandaşa gidelim. Vatandaş hangisini onaylarsa başımız gözümüz üstünde yeri var. Bundan daha açık, daha adil bir teklif olabilir mi? Bütün partilerin katılımıyla bir anayasada uzlaşalım. Öyle anlaşılıyor ki CHP tamamen karşı. Onlar aynen Çarşı gibi herşeye karşı... Biz ne nöylersek aynen tersini söylüyorlar. Kunduracı ile bilim adamı var. Karşılıklı oturuyorlarmış. Birisi kundura tamiri diğeri de yıldızları inceleyip hava tahmini yapıyormuş.
ANA MUHALEFET PARTİSİ KUNDURACI GİBİ KONUŞUYOR
Adam yazıp, çiziyor ve asıyor. O gittikten sonra kunduracı da tahmin yürütüp yazıyor kapatıyor. Millet bakıyor ki kunduracının tahmini doğru çıkıyor. Bilim adamı "Ben bu işe ömrümü verdim. Benim yazdığım tutmuyor, seninki tutmuyor" diyor. Kunduracı çok kolay, diyor, senin yazdıklarının tersini yazıyorum. Şimdi bu CHP lideri de tam tersini yapıyor. 10 seçimdir meydanlarda anlatıyoruz. Millet ne diyor, AK Parti'nin dediği daha doğru bunlar devam etsin diyor. Türkiye'de istikrar var AK Parti'yle, CHP'de de istikrar var Kılıçdaroğlu'yla. Seçim geçiyor, bir şey değişmiyor, Allah selamet versin. Bizim onların işine karışacak halimiz yok, işimiz başımızdan aşkın.
ÇALIŞMALARIMIZDA MHP'NİN HASSASİYETİNİ DİKKATE ALDIK
Anayasa değişikliğinde sona geldik. Hazırlıklarımızı tamamladık meclise getireceğiz. En azından 330 erişmek ve üstüne çıkmak için AK Parti yanında MHP'nin desteği de önem arzetmektedir. MHP'nin de hassasiyetini dikkate alarak azami oranda bir hazırlık içerisinde çalışmalarımızı tamamladık. Asillere gidecek bir metnin vekillerin durdurması siyasetin de milli iradenin de ruhuna uygun olmaz. Allah gayretimizi arttırsın, çalışmalarımızı milletimize, memleketimize faydalı olmasını niyaz ediyorum.
VATANDAŞIMIZ ESKİSİNDEN DAHA GÜZEL EVLERDE OTURACAK
Teröristler şehirlerde hendekler kazdılar, el yapımı patlayıcılar yerleştirdiler. Orada yaşayan vatandaşlarımızın binalarını başlarına geçirdiler. Bütün şehirler temizlendi, kırsal da adım adım temizleniyor. Şimdi o bölgede, terörün yıkıp yaktığı yerlerde 36 bin konut yapıyoruz. Bir yıl içinde bunların tamamı bitirilmiş olacak, vatandaşlarımız eskisinden daha güzel evlerine geçip yerleşecekler. Altayapı tamamen yenileniyor. Dağda teröre katılan gençlerin sayısı 10 kat düştü. Bu senenin bir ayında geçen yıl 400 civarındaydı, 70'e düştü. Terör örgütü artık önemli ölçüde gençlerin aklını çalarak dağa çıkaramıyor. Yöre halkı tercihini yapmıştır. Tercih milletten yanadır, tek Türkiye'den, tek bayrak, tek milletten yanadır. Yöre halkının gösterdiği bu cesaret ve vatanseverliğe, bayrak aşkından dolayı şükranlarımı sunuyorum. Terör örgütleri şunu bilmelidir, mücadelemiz her bir vatandaşımız güvende oluncaya kadar devam edecek. Mücadelemiz güvenlik güçleri, jandarma, asker, polis, korucumuza silah doğrultmalar bitinceye kadar, bir daha silahlı bir kalkışma olmayıncaya kadar devam edecek.
TÜRKİYE'NİN PARTİSİYİZ DİYENLER ÇATIŞMAYI BAŞLATTILAR
Hedefimiz terör örgütüyle milletin, devletin arasından bunları çıkarmak, milletle devleti tekrar buluşturmak. Bunu büyük oranda başardığımızı düşünüyoru, ama yapacağımız daha çok şey var. Bütün milleti bir yapmak, beraber yapmak ve güçlü Türkiye'yle yolumuza devam etmek. İstanbul İl Başkanlığımızda toplantı yaptık. Orada "Başkanlık gelirse Türkiye bölünür" dendiğini söylediler. Ben de dedim ki, Başkanlık gelmezse asıl bölünürüz. Muhalifler benim tehdit ettiğimi idda etti. 7 Haziran'ı unuttuk mu? Temmuz'da Türkiye'nin partisiyiz, ayrılıkçı, gayrılıkçı değiliz diyenler nasıl gidip terör hareketini, silahlı çatışmayı tekrar başlattılar. Çünkü Türkiye'de istikrar kaybolmuştu. Türkiye'de istikrarı güçlü bir iktidarla sağlayabiliriz. Başkanlık olursa birlik, beraberlik olur. Bunun neresi tehdit. Türkiye her türlü tehdide karşı daha güçlü olur. Onun için bu meselenin oraya buraya çekilip, farklı anlamlar yüklenmesini asla ve asla tasvip etmiyoruz.
SENİN ÇİZGİNİN ÜZERİNE BİR ÇİZGİ DE BİZ ÇEKERİZ
Bir gazetenin yöneticilerine ve gazetenin vakfına yönelik bazı ithamlar var. İthamlar şu; bu vakfın 2013 yılından beri iki grup arasında davalı, nizalı olduğunu biliyoruz. Bundan dolayı da bir şikayet sözkonusu. Ağustos'tan beri tahkikat yapılıyor. İki boyutu var gazeteciyi çıkaran vakfın yöneticilerinin yanlış işlemlerinden dolayı yapılan başlatılan ve kurumsal takibat, diğeri de terör örgütlerine üye olmadan teröre destek vermek suçlamasıyla başlatılan bir tahkikat. Gözaltılar yapıldı hemen koro halinde başladılar; basın özgürlüğü elden gidiyor. Basın özgürlüğüne sonuna kadar sahip çıkıyoruz. Bizim Avrupalı dostlarımızla anlaşamadığımız konu bu. Terörle mücadelede attığımız adımlarda hemen önümüze basın özgürlüğünü getiriyorlar. Bugün Avrupa Parlamentosu, gazeteyle ilgili gözaltılar bizim çizgimizdir diyor, kardeşim senin çizgine biz bakmayız, bizim kırmızı çizgimizi millet çizer. Senin çizginin üstüne bir çizgi de millet çizer. Bırakın bu işleri. Türkiye salvolarla hizaya getirilecek bir ülke değil. Gücünü milletten alır hesabını millete verir.
TERÖR ÖRGÜTÜNÜN REKLAMINI YAPARKEN NEREDEYDİNİZ?
Bu kadar bu konuda hassas olacağınıza terör örgütünün reklamını yaparken nerelerdeydiniz. Bu ülkenin Cumhurbaşkanının mesajına mahkeme kararına yasak getirirken neredeydiniz? Kandil'deki terör örgütü video konferansla bağlandı, mitingte taraftarlarına hitap etti. Ama Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı aynı şeyi yapmak istedi, mahkeme kararıyla engelledi. Sonra da basın özgürlüğü diye mangalda kül bırakmıyorlar. Bırakın bu işleri. Dürüst olun, dürüst. Basın özgürlüğünün ne demek olduğunu sizden öğrenecek değiliz. Sonuna kadar varız. Suça iştirak edeni, FETÖ terör örgütüne alenen destek verenleri de masum görecek değiliz. Bırakalım yargı işini yapsın. Birşeyleri yoksa ortaya çıkar. Ne zamandan beri yargıyı yönetmeye kalkıyorsunuz.
NEYİN GENSORUSU KARDEŞİM? 15 TEMMUZ'UN MU GENSORUSU?
Meclis'te bütçe görüşmeleri var. 2 gensoru önergesi var. Gensoru ciddi bir iştir. Eskiden gensoru dediğin zaman millet nefesini tutar sonucunu beklerdi. Şimdi yalama ettiler. Gensoruyu da yalama ettiler. Ne zaman geliyor, ne zaman görüşülüyor kimsenin ilgilendiği de yok. Siz bu kadar sulandırırsanız olacağı bu. Neyin gensorusunu veriyorsunuz kardeşim? 5 ay geçmiş. 5 ayda başımıza gelen pişmiş tavuğun başına gelmemiş. 15 Temmuz'un gensorusunu mu veriyorsunuz? Onun cevabını millet verdi.
SAYIN BAHÇELİ'NİN DÜŞÜNCESİNİ DİKKATE ALACAĞIZ
Sayın Bahçeli bugün bir açıklama yapmış. İdam meselesi bir anayasa meselesidir. Anayasa da bir uzlaşma meselesidir. Diğer siyasi partilerin bu konuda bir mutabakat sağlanırsa milletin umumi arzusu olan sınırlandırılmış bir düzenleme yapılabilir. Sınırlandırılmış düzenlemeden kastımız ne? 15 Temmuz darbe girişiminde idam gündeme geldi. Canı yanan millet! Şehitlerimiz var gazilerimiz var. Bunların cezasız kalmamasını istedi haklı olarak adaletin yerini bulmasını ve bunun gibi alçak girişimlerin bir daha olmamasını istiyor. Vatandaşın bu talebine, feryadına kulak tıkayacak değiliz. Ancak bunu da tek başımıza yapamayacağımızı ve bu düzenlemenin de geriye doğru işlemeyeceğini de bilinmesini isteriz. Bu çerçevede tabii ki sayın Bahçeli'nin düşüncesini dikkate alacağız, gerekli teklifimizi bu doğrultuda yapacağız.
2017'DE EN BÜYÜK PAY ESKİSİ GİBİ YİNE EĞİTİM OLACAKTIR
2017 bütçesinde en büyük payı eskiden olduğu gibi yine eğitime ayırdık. 2017'de eğitime ayıracağımız bütçe 122 milyar lira olacaktır. Kamu yatırımları içerisinde en yüksek pay şüphesiz Ulaştırma Bakanlığı'nın. AK Parti millet iradesinin ta kendisidir. Her icraatımızda ey aziz millet yetki de senindir, karar da senindir dedik. Selam durduk, desteğinizi aldık, duanızı aldık, yolumuza devam ediyoruz. Sonuna kadar politikalarımızı milletimizle birlikte milletimiz için yapacağız. AK Parti iktidarı bir kesimin değil, bir zümrenin değil milletin iktidarı olmaya devam edecek. Bu yüzden de AK Pati zamanın ruhu olmaya devam edecek. AK Parti yerel değerlerle evrensel değerlerin gelecekle geleneğin bir parti olacak.