1
Başbakan Yıldırım, "Neymiş, alt düzeydeki FETÖ'cüler tasfiye edilirken, siyasi gücü ve konumu olanlar korunuyormuş... Bu ifade fitnenin ta kendisidir. Bu tür ifadelerin peşinde gidenler, FETÖ'nün kündesine geldiklerini asla unutmasınlar." dedi.
Yaklaşık 1,5 aydır bir ara verdik. TBMM yeni ve verimli bir çalışma için hazır. Yeni dönemde de en büyük, en ağır görev Meclis'in iktidar kanadını temsil ediyor olmamız sebebiyle sizlere; yani AK Parti Grubu olarak bizlere düşüyor. 2002 Kasım ayından beri bu yeni dönemde de ülkemiz, milletimiz için en iyisini, en güzelini yapmaya gayret edeceğiz. Yeni yasama yılında yeni şeyler söyleyecek, yeni hizmetleri, çalışmaları gerçekleştireceğiz. AK Parti, milletin partisi 14 yıldır her alanda sürekli yeni şeyler söylüyor, yeni projeler geliştiriyor, yeni başarılar ortaya koyuyor. Onun için de dimdik ayakta. Milletimize karşı gönlünün, kulağını, gözünü, kollarını kapatmış, hiçbir AK Partili olamaz. Ülkemizin demokrasi tarihinde AK Parti kadar kaderi milletin kaderiyle, kaderi ülkenin kaderiyle içiçe geçmiş başka bir parti yok. Bu ağır sorumluluğun altından kalkmak için bize düşen tek bir görev var o da çalışmaktır. Daha çok çalışmaktır, daha fazla üretmektir, daha büyük projeleri hayata geçirmektir. Daha fazla yatırım yapmaktır. Biz Türkiye sevdalısı Recep Tayyip Erdoğan'ın kurduğu partinin mensuplarıyız.
FETÖ AK PARTİ İÇİNDE TEREDDÜTLER ÇIKARMAYA ÇALIŞIYOR
FETÖ, PKK, DEAŞ alayı bütün terör örgütleriyle mücadelenin tüm hızıyla sürdüğü bu dönemde diğer siyasi partilerimizden de aynı tavrı bekliyoruz. İhanet odaklarına cesaret verecek söylemlerin hiç kimseye, ülkeye, millete faydası yoktur. Bu tür söylemler sadece yürütülen bu amansız mücadeleyi baltalar, bu mücadeleye zarar verir. FETÖ'nün vücuda giren bir zehir gibi her yere nüfuz edebilen fitne söylemlerine karşı da çok dikkatli olmanızı istiyorum. Bu vesile ile AK Partili yol arkadaşlarıma, teşkilatıma da şunları söylemek istiyorum: Hiç kimse FETÖ'nün oyununa gelmesin. FETÖ diğer partilerle birlikte AK Parti teşkilatların içinde de tereddütleri ortaya çıkarmak, kendisine karşı yürütülen mücadelenin kararlılığına gölge düşürmek için her türlü dolana, yalana başvuruyor. Hatalar olur ama hainlik asla affedilmez. Önemli olan yürütülen mücadelenin samimiyetidir, kararlılığıdır. Her zaman ifade ediyoruz niyet hayr, akıbet hayr. Buna karşı fitne çıkararak, yapılan mücadeleyi değersizleştirmeye çalışanlara da asla müsamaha göstermeyeceğiz. Diğer partilerden de aynı hassasiyeti bekliyoruz. AK Parti'ye ayar vermeye çalışanlar dönüp, kendi işlerinde temizliği yapmalıdır.
BİZDEN YÜZ BULAMAYAN FETÖ SOLUĞU DİĞER PARTİLERDE ALIYOR
AK Parti'den yüz bulamayan FETÖ'cüler soluğu diğer partilerde alıyor. Suçlu olan her kim olursa olsun mutlaka cezaısını çekecek, suçsuz olan hiç kimsenin mağduriyet yaşamasına asla izin vermeyeceğiz. Allah'ın izniyle terörü Türkiye gündeminden çıkaracağız. 15 Temmuz'da baş vermedik, bundan sonra da inşallah vermeyeceğiz. Biz bu yola baş koyduk. Millete karşı borcumuzu ancak dik ve kararlı duruşumuzu sonuna kadar muhafaza edersek ödemiş oluruz. Aksi halde öbür dünyada şehitlerimizin, gazilerimizin elleri iki yakamızda olur. Burada bulunan hiçbir yol arkadaşım, kardeşim böyle bir vebali, böyle bir sorumluluğu asla almayacaktır, almayacağına inanıyorum. FETÖ'nün işine gelecek söylemleri, tutumları bir tarafa bırakarak hep birlikte işimize bakalım, önümüze bakalım. Terör örgütlerinin hayat kaynağı Suriye ve Irak'tır. Oradaki istikrarsızlık ortadan kalktığı, güvenlik sorunları çözüldüğü zaman Türkiye'de de terör konusunda da gerçekten büyük bir mesafeyi katetmiş olacağız.
İŞ BAŞA DÜŞÜNCE FIRAT KALKANI HAREKATI'NI BAŞLATTIK
Fırat Kalkanı Harekâtı çok önemlidir. Suriye'de güvenli bir bölge oluşturulması terör ve mülteci sorununun çözülmesinde gerekli olduğunu uzun süredir ifade ediyoruz. Ancak maalesef istediğimiz desteği bugüne kadar göremedik. Onun için iş başa düştü, güney hudutlarımızı emniyete almak ve o bölgede yaşayan vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini sağlamak için Özgür Suriye Ordusu öncülüğünde Fırat Kalkanı Harekatı'nı başlattık. Gaziantep'teki canlı bomba saldırısı bir anlamda bardağı taşıran son damla oldu. DEAŞ başta olmak üzere tüm terör örgütlerini sınırlarımızdan ulaştırmak, Suriyeli kardeşlerimize güvenli bir gelecek inşa etmek için Cerablus terör unsurlarından temizlendi. Cerablus'un şu anda 3 bine yakın nüfusu oldu. Suriyeliler kendi topraklarına dönmeye başladı, okullar açıldı, elektrik verildi, su verildi, hayat normele döndü. Fırat Kalkanı Harekatı başarılı bir şekilde devam ediyor. El Bab ve kuzeyindeki bütün bölgeyi 5 bin kilometrekarelik alanı her türlü terör unsurundan DEAŞ, PYD, YPG gibi unsurlardan temizleyinceye kadar bu harekat kesintisiz devam edecek.
TERÖR ÖRGÜTÜ PYD VE YPG'Yİ CERABLUS'TAN ATMASINI BİLİRİZ
Fırat'ın batısında bir süre önce Münbiç'te DEAŞ'tan temizlenmesine rağmen orada hala diğer terör örgütü PYD, YPG o boşluğu doldurmuş durumda. ABD ile vardığımız mutabakat gereği Münbiç'i bu terör gruplarının terketmesi gerekiyordu. Bugüne kadar tam anlamıyla terör unsurlarından boşaltılmış değil. Maalesef ipe un seriyorlar, çekilmeyi gerçekleştirmiyorlar. Türkiye olarak kararlıyız, PKK neyse PYD de, YPG de aynıdır. İsimleri değişiktir hepsi terör örgütüdür. Nasıl Cerablus'tan DAEŞ'i aşağı doğru püskürttüysek gerektiğinde PYD ve YPG'yi zorla Cerablus'tan atmasını da biliriz. Suriye sorununun yükünü çeken en önemli ülkelerin başında Türkiye geliyor. 3 milyonu bulan mültecisiyle Türkiye'yi Suriye sorununun çözümünde dikkate almamak tarihi bir hatadır. Bugünlerde Irak, Musul, Telafer'de bir hareketlilik gözleniyor. Musul'u mezhepler arası çatışmanın yeni merkezi haline dönüştürüleceğinden kaygı duyuyoruz. Müttefiklerimizin Musul kurgusu maalesef saydam değil, bu tehlikeyi içeriyor.
BU YOL İSLAM KARDEŞLİĞİ İÇİN HAYIRLI BİR YOL DEĞİLDİR
Bu yol Irak, bölge, İslam kardeşliği için hayırlı bir yol değil. Sünni Arap aşiretlerinin etkin olduğu Musul'u Şii milislere teslim etmek, işin içine PYD, YPG'yı eklemek bölgede yeni fitilin ateşini yakmak demektir. Telafer'de de durum farklı değil. Talefer Sünni ve Şii nüfusun ağırlıklı Türkmenlerin yaşadığı bir bölge. Bu yapının bozulması orada da bir felaketin başlaması anlamına geliyor. Yapılmaya çalışılan şey buradaki Türkmenler'i birbiriyle çatışmaya sürüklemek ve böylece yeni bir çatışma alanı oluşturmak. Suriye ve Irak'ta demografik yapıların bozulması, etnik alanların kaşınması sorunları çok daha derinleştirecektir. Osmanlı'nın bu topraklardan ayrılmasından beri kandan, gözyaşından kurtulamayan Ortadoğu'yu istikrara kavuşturmak, uygun çözümleri harekete geçirmekle mümkündür. Türkiye olarak bu yöndeki her türlü çözümü desteklemeyi sürdüreceğiz. Suriye'nin toprak bütünlüğü bizim için önemlidir. Irak'ta kardeş kanının akmasına sebep olacak tehlikeli girişimlere asla ve asla müsamaha gösterilmemelidir.
TÜRKİYE 3-5 MİLYAR DOLARLIK MANİPLASYONLARLA YIKILMAZ
Ülkemize yönelik saldırıların bir cephesi de ekonomik alanı oluşturuyor. 1995-2001 gibi gerçekten yıkıcı olan krizler bizim kendi kendimize ürettiğimiz krizlerdir. 2003'den beri dünyada istikrarsızlık yaşanmasına rağmen Türkiye kendi yolunda kararlılıkla ilerlemeyi sürdürüyor. Bu arada Türkiye'yi kendi dinamikleri üzerinden krize sokma çabaları hiç eksik olmadı. AK Parti olarak sağladığımız güven ve istikrar ortamı sayesinde bu hamlelerin hiçbirisi başarılı olamadı. Türkiye artık 3-5 milyar dolarlık maniplasyonlarla yerle yeksan olacak bir ülke değil. Öyle dönemler oldu ki finans piyasasından 20 milyar dolara yakın çıkışlar olduğu halde kamuoyunda kimsenin ruhu duymadı. Çıkış yapan paranın daha fazlası anında Türkiye'ye girdi. 2003'den beri ülkemize gelen küresel yatırım 165 milyar doları geçti. Kriz ülkemizi teğet geçti. O zaman başbakanımız olan Cumhurbaşkanımızın bu sözünü tiye almışlardı. 2013 Gezi olaylarından beri Türkiye'ye yönelik her hamlenin bir yanında ekonomiyi bozma hedefi vardı. Gezi'nin söylemlerinden biri de ekonomiyi durdurma çağrısı olduğunu hatırlayın.
FETÖ 15 TEMMUZ GECESİNDE ALTIN VURUŞU GERÇEKLEŞTİRDİ
17-25 Aralık darbe girişiminin bir parçası olarak ekonomimizi bozmaya gayret ettiler. 17-25 Aralık hedefleri arasında Türkiye'nin büyük projelerini yürüten, finans kuruluşu yöneticilerinin bulunması bir rastlantı değildir. Bu girişim de defedildikten sonra umudu üstüste yaşadığımız seçimlere bağladılar. Mahalli, Cumhurbaşkanlığı, iki genel seçim arka arkaya denecek bir sürede, 1,5 yıl içinde yapıldı. Milletin engin sağduyusu ve Cumhurbaşkanımızın dirayeti sayesinde de bu süreçleri de kazasız belasız atlattık. Baktılar seçimler Türkiye'yi sarsmayı yetmiyor bu sefer bölücü terör örgütünü piyasaya sürdüler. Bölücü terör örgütü alçakça eylemlerine hız verdi. Bölge halkının desteği güvenlik güçlerimizin kahramanca mücadelesi sayesinde bu proje de çöktü. 15 Temmuz'da altın vuruşlarını denediler. FETÖ 40 yıl boyunca büyük bir gizlilik ve emeklerle ordu içine yerleştirdiği kadrolarını o gece harekete geçirdi. Milletimizin cesareti, Cumhurbaşkanımızın liderliği de bu ihanet girişiminin de üstesinden gelmeyi başardık.
ÜÇ BEŞ KURULUŞ BİZE NOT VEREMEZ BİZE MİLLET NOTU VERİR
O gece verdiğimiz şehit ve gazilerimiz bizim ülke ve millet olarak şeref vesikamızdır, baş tacımızdır. Demokrasi mücadelesinde hayatını kaybeden bütün şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum, gazilerimize şükranlarımı sunuyorum. Yine boş durmadılar, yeniden eski yöntemlere başvurdular. Bel altı vuruşları devreye soktular. Önce değerlendirme kuruluşlarını sahaya sürdüler. Hiçbir gerekçesi yokken, objektif izahı yokken tamamen siyasi saiklerle, zorlama gerekçelerle Türkiye'nin kredi notunu düşürdüler. Ancak bu not indirimlerini ne piyasa ne de uluslararası camia ciddiye almadı. Not düştükten sonra enflasyon düşmeye başladı. Şu anda enflasyon yüzde 7.28. İhracat yüzde 8 arttı, güven endeksi yüzde 21 arttı. Senin notun oysa bizim notumuz da bu. Üç beş değerlendirme kuruluşu bize not veremez, bize notu millet verir millet. Biz notu milletten alırız, hesabı da millete veririz. O hesabı da 10 sandık kuruldu, 10'unda da anlımızın akıyla verdik. Bu kuruluşlar Türkiye'ye karşı sergiledikleri haksız tutumlar aslında kendi notlarını kırmış oldular, Türkiye'nin notunu değil. Kendi güvenirliklerini kırmış oldular.
2019'A KADAR ARTIK SABAHÇI ÖĞLENCİ YOK TAM GÜN EĞİTİM
Bunların açıklamaların mürekkebi kurumadan Hazine'nin yaptığı ihaleye 3,5 kat talep geldi. O taleplerdeki faiz oranı da beklenenden düşük oldu. Kapasite kullanım oranı arttı, güven endeksi arttı. Ayın 16'sında bütçemizi Meclis'e teslim ediyoruz. Büyümeye devam. Enflasyonla mücadeleye devam, istihdam oluşturmaya, yeni iş alanları açmaya devam. Büyümeden taviz yok, enflasyonu düşürmekten taviz yok. 2019'a kadar artık sabahçı, öglenci yok tam gün eğitime geçiyoruz. İhtisas mahkemelerini çoğaltacağız. Bilişimle ilgili herhangi bir mahkeme olmuyor, bunlar uzmanlık istiyor. Burada ihtisaslaşmaya gideceğiz. Bazı konularda bir uzlaşma mekanizması getiriyoruz. Herşeyi mahkemeye taşımaya lüzum yok. Mahkemeden önce birisi hakemlik yapacak, barıştıracak, helalleşeceğiz herkes yoluna gidecek. Yargı sistemimizin soruşturma kollukta kovuşturma bilirkişide bu yargı sistemiyle bir yere varamayız. Yargı sistemi aynen AK Parti öncesinde sağlık sistemi gibi. Günde 300 kişiyi muayene edeceksin. Nasıl edeceksin "aç ağzını öh de pöf de hadi çık dışarı" Ne film var, ne rontgen var.
BU MİLLETLE DANS EDEBİLİR MİSİN KARDEŞİM! BAŞTACI MİLLET
15 Temmuz darbe girişimiyle patlama yapması beklenen döviz hareketleri maalesef spekülatörlerin istediği gibi olmadı. Vatandaş hem darbecileri halletti hem de onları yerle bir etti. Bu milletle dans edebilir misin kardeşim! Bu millet baştacı bir millet! Sonuç olarak Türkiye ekonomik, terör, diplomatik saldırılarına karşı evelallah direncini arttırarak yoluna devam etti. Bizi 2023, 2053, 2071 vizyonumuzdan hiçbir güç alıkoyamaz. Yeter ki milletimizle olan bağımızı sımsıkı tutalım. Kaderin üstündeki kadere teslim olan bizler için girdiğimiz her mücadele bir imtihandır. Her imtihan aynı zamanda bir şükür vesilesidir. Bu duygu ve düşüncelerle başladığımız yeni yasama döneminin ülkemiz için, milletimiz için hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.
MUHARREM AYI HARAM AYDIR AMA ANLAYANA TERÖRİSTE DEĞİL
Muharrem ayına girdik. Muharrem ayı önemli aylardan biridir. Aşure günü İslam tarihinde önemli güzel günlerin yaşandığı bir gündür. Ama üzücü bir olayın da yıldönümüdür: Kerbela. Peygamber efendimizin ehl-i beytinin hunharca, Hz. Hüseyin efendimizin şehit edildiği gündür. Alevisiyle, sünnisiyle kardeşlerimizi güçlendirerek bugünün feyzinden, bereketinden hep birlikte istifade edeceğiz. Hem Aşure Gününüzü hem de Muharrem ayını tebrik ediyorum. Bu aylar haram aylardır ama anlayana, teröristlere değil. İnşallah bu ay anlaşmazlıkların, çatışmaların sona erdiği bir ay olsun. Suriye'de, Irak'ta gözü yaşlı insanların kurtuluşuna vesile olur diye niyaz ediyorum.