Başbakan Davutoğlu: DAEŞ mevzilerine 500 top atışı yapıldı

Başbakan Ahmet Davutoğlu, son 48 saatte DAEŞ mevzilerine 500 top atışı yapıldığını ve 200 teröristin öldürüldüğünü açıkladı.

1

Başbakan Ahmet Davutoğlu büyükelçileri Çankaya Köşkü'nde ağırladı. Davutoğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle;

Terörden kimden gelirse gelsin, her türlüsü insanlık suçudur ve mücadele etmek bütün bir insanlığın görevidir. Terörün beslendiği kaynakları birer birer kurutmaya kararlıyız. Sizler Türkiye'nin misyonu, imkan ve kaynaklarını bütün dünyaya anlatan çok değerli temsilcilerimizsiniz. Aziz milletimizi, cumhuriyetimizi temsilinizden ötürü sizlere teşekkür ediyorum. Birçoğunuzla çok derin, samimi hatıralarım var. Ankara'ya hoşgeldiniz, safalar getirdiniz.


SULTANAHMET SALDIRISININ PARİS'TEN, LONDRA'DAN HİÇBİR FARKI YOKTUR! 

Terör alçak, korkak ve kaypak yüzünü Sultanahmet'te bir kez daha ortaya koydu. Yeryüzünün en değerli olanı insan hayatını hedef aldı. İstanbul saldırısının Paris, Londra saldırılarından hiçbir farkı yoktur. İnsanlığa yönelen aşağılık şebekelere karşı ülke ve millet olarak kenetlenerek cevap vermeliyiz. Ülkemize meydan okuyan bu örgütlere karşı en kararlı tutumda gecikmemeliyiz. Ülkemiz bu saldırılar karşısında en kararlı tutumu almıştır. Türkiye'ye yönelen her türlü tehdite mutlaka mukabelede bulunuruz.


DAEŞ MEVZİLERİNE SON 48 SAATTE 500 ATIŞ YAPILDI 200 TERÖRİST ÖLDÜRÜLDÜ!

Uygun gördüğümüz zamanda, uygun gördüğümüz şekilde Türkiye'ye uzanan elleri kırar. Salı günü topladığımız güvenlik zirvesinde intikal eden bilgiler çerçevesinde bu adi saldırının DEAŞ tarafından öğrenmemize müteakip DEAŞ mevzileri, sığınakları hem Başika'da hem de Suriye'de vurulmuştur. 48 saatte tank ve toplarla 500 atış yapıldı. 200'e yakın DEAŞ mensubu, aralarında sözde yöneticilerin olduğu kişiler etkisiz hale getirilmiştir. 

GEREKTİĞİNDE HAVA KUVVETLERİMİZ DE DEVREYE GİRECEK

"Bundan sonra da Türkiye'ye yönelecek her el Türkiye'nin misafirlerine yönelecek her tehdit, misliyle mukabele ile cezalandırılacaktır" diyen Davutoğlu, "DEAŞ terör örgütü Türkiye sınırlarından tümüyle ayrılıncaya kadar kısa dönemde bölgemizde ve dünyada mübarek dinimiz İslam'ın adını lekeleyecek davranışları sürdürdükçe de bu etkisini kaybedinceye kadar da en kararlı mücadeleyi göstermeye devam edeceğiz. Kim ülkemize, milletimize, milletimizin misafirlerin dönük terör eylemine kalkışırsa her türlü tedbiri alır, mukabelede bulunuruz. Şu anda dahi bu mevzilere dönük kara atış taarruzuyla cezalandırma uygulamalarımız devam ediyor, gerektiğinde hava kuvvetlerimiz de devreye girecek" ifadelerini kullandı.

TERÖRİSTLERİ MASUM İNSANLARDAN AYIRMALIYIZ

Şu anda kara atış yönünde kurgulamalarımız devam ediyor. Uluslararası toplumla her türlü teröre karşı ortak hareket ederiz. Hiçbirini diğerinden ayırarak davranmıyoruz. Bu alçak saldırılar güvenlik endişesi oluşturmamalı, ortak akıl ve ortak vicdan egemen olmalıdır. Elbette önleyici tedbirleri en üst seviyede alacağız. Bu mücadeleyi demokratik hukuk devleti olarak sürdüreceğiz. Teröristleri insanlık ailesinin diğer fertlerinden, masum insanlardan ayırarak onların tuzağına düşmeyeceğiz. Terör demokrasinin nefesinin kesildiği anlarda kendisine iyi gelen zehirli havayı teneffüs eder. 

5 AYLIK BEBEĞİ ÖLDÜREN PKK İLE DEAŞ'IN ARASINDA NE FARK VAR?

Suruç ve arkasından gelen DEAŞ saldırılarında belli ki eli kanlı güruh Türkiye'nin huzurunu bozmak istiyorlar. Türkiye'yi de ateş çemberine almak istiyorlar. Biz Alman dostlarımızın acısını yaşarken, gece geldiğimizde güvenlik toplantısı esnasında Diyarbakır, Çınar'da 5 aylık bebeğe yapılan saldırıda ve lojmanların kenarında yaşayan sivil vatandaşlarımız öldü. Bu terör olaylarını mazur görenlere sesleniyorum; İstanbul'da aziz dostlarımız, Alman misafirlerimizi öldüren teröristlerle Diyarbakır'da 5 aylık bebeği ve annesini öldüren o alçak teröristlerden ne farkı vardır?

GÜVENLİK GÜÇLERİMİZ CANIYLA BAŞIYLA MÜCADELE VERİYORLAR

Neden terör olayları karşısında hep beraber omuz omuza durmuyoruz. Bir taraftan şehirlerimizi tehdit altına almaya çalışıyorlar, diğer taraftan vatandaşlarımızın canına kastediyorlar. Her türlü barikat, çukurla vatandaşlarımızın canına, malına kastediyorlar. Dünyanın her tarafındaki yönetim bu tür sokak şiddetine, teröre karşılığı verir. Bu mücadele aynı zamanda her hukuk devletinin masum vatandaşlarına karşı sorumluluğudur. Güvenlik güçlerimiz bu çetelere karşı canla, başla mücadele ediyorlar. 

EN ÇOK DEĞER VERDİĞİM ŞEY İFADE ÖZGÜRLÜĞÜDÜR

Akademik çevrelerden gelen bazıları bu haklı mücadeleyi kamuoyuna yanlış yansıtma çabasındalar. Bir akademisyen olarak bu sabah bazı sorular sordum. Hiçbir bir üniversite üyesine karşı görüşünü söylemesi konusunda zihnine sınır koymasını istemem. İfade özgürlüğü benim en çok önem verdiğim değerdir. 

ENTELEKTÜEL TARTIŞMANIN OLMASI GEREKEN YERİ AYRIDIR

Etrafımızda kimlik iradeleri üzerinden parçalanan Suriye ve Irak gibi örnekleri gördükten sonra, Türkiye'yi de aynı anafora sokmak isteyen kim olursa olsun, onlarla entellektüel tartışma yapmam. Onlarla Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak sonuna kadar mücadele ederim. Gelecek nesillere parçalanmış bir ülke, değişik terör gruplarının parça parça kendi siyasi iradelerini empoze ettikleri bir ülke bırakmamak için son nefesime kadar mücadele ederim. Entellektüel tartışmanın olması gereken yer ayrıdır, bir ülkenin bekası söz konusu olduğunda verilmesi gereken mücadele ayrıdır."