Davutoğlu muhabire sert çıktı!

Yunan gazetecinin mültecilerle ilgili sorusuna sert çıkan Davutoğlu adres gösterdi

1

Başbakan Ahmet Davutoğlu ile Yunanistan Başbakanı Çipras ortak basın toplantısı yaptı.  Her iki lider mülteci sorunundan Kıbrıs'a, Ege'deki problemlerden Türkiye AB ilişkilerine değin bir dizi konuda önemli açıklamalarda bulundu. 


Başbakan Ahmet Davutoğlu, Yunanlı bir gazetecinin Suriye konusunda "Türkiye sorumluluğunu yerine getiriyor mu?" sorusuna tepki gösterdi. Davutoğlu, asıl sorunun 4 yıldır hiçbir şey yapamayan Birleşmiş Milletler'e sorulması gerektiğini söyledi.

Konuşmalardan öne çıkan başlıklar şöyle:

BAŞBAKAN DAVUTOĞLU

Bugünkü ziyarette bize iki mesaj verdi. Birisi iki gün önce Türkiye ve Yunanistan'da aynı anda depremler oldu. Sayın Çipras, sanki kendini hatırlatarak bize 'Türkiye'yle Yunanistan'ın kaderi ortaktır' demek istedi. Dolayısıyla bu kader ortaklığını mutlaka gözönünde bulundurararak davranın... Kimseyi kırmayan, beraberlikle maç bitti. Her iki tarafın da mutlu bir şekilde stattan çıkacağını gösterdi. Türkiye ile Yunanistan arasındaki sorunlu ilişkilerden memnun olanlar, tahrik edenler çıkabilir. 

Bizler Atina'da ve Ankara'da sorumlu devlet adamları olarak bu çevrelerin önyargılı yaklaşımların yerine kalıcı bir dostluğu inşa etmekle yükümlüyüz. Sayın Çipras'ın ziyaretini çok büyük önem veriyorum. Çok güzel bir iletişim ve diyalog imkanı oldu. Dört ana sütun üzerinde ilişkilerimizi inşa edebilecğimizi düşünüyorum. Aynı coğrafyayı, tarihi paylaşan aynı kahveyi paylaşan iki ülkeyle pozitiv bir inşa sürecine gireceğiz. Turizm, yatırım, ulaşımda iki ülkeyi daha çok birbirine entegre etmemiz bir ideal. 

İZMİR'DEN SELANİK'E FERİBOT

İnşallah bir gün İstanbul'dan Selanik'e hızlı trenle veya izmir'den Selanik'e feribotla seyahat edebiliriz. Türkiye-Yunanistan İşbirliği Konseyi'ni Şubat'ta yapmaya karar verdik. İkinci alan sorunlarımızı karşılıklı anlayış içinde konuşmamız. Azınlıklar, Ege sorunları, Kıbrıs... Ortak çıkarları, çatışmalarından daha fazla iki ülkeyiz. Bunları çözeiliriz ve konuşabiliriz. Biz bu iki halkı komşu kılan bütün o güzel özellikleri sorunların önüne alabiliriz. 

Yunanistan'ın Türkiye'nin AB üyeliğine verdiği katkıyı arttıracağına inanıyoruz. Yunanistan'la Avrupa sorunları bağlamında da ciddi bir işbirliği yaklaşımımız var. Balkanlar'ın huzur ve barış bölgesi olması için Türkiye ile Yunanistan arasında iyi bir istişari zemin olduğu kanaatindeyiz. Türkiye ile Yunanistan ve bütün Avrupa mülteciler konusunda ortak bir kaderi paylaşıyorlar. Sorun mülteciler sorunu değil Suriye sorunudur. Terörist grupların baskıları sorunudur. 

"TÜRKİYE VE YUNANİSTAN SURİYE SORUNUNUN MÜSEBBİBİ DEĞİL MAĞDURLARIDIR"

Aylan bebeğinin cansız bedeninde kendini gösteren insani sorun ne Türkiye'nin ne de Yunanistan'ın sorunudur. Kimse sorumluluklarını unutarak meseleyi Türkiye ile Yunanistan'ın omuzlarına atmamalıdır. Mülteciler sözkonusu olduğunda Türkiye'yi bağlayan insan hakları ve hukuku Avrupa'yı da bağlar. Türkiye ve Yunanistan aynen Suriyeli mülteciler gibi Suriye sorununun mağdurlarıdırlar, müsebbibi değillerdir. ilgili bakanlıklarımızın katılımıyla bir ikili mekanizma oluşturacağız. Böylece atılabilecek adımları önceden görüp insani trajediyi önleme konusunda gayret göstereceğiz.

"DOSTÇA BİTMESİNİ İSTİYORUM"

Gerek ikili ilişkilerle ilgili sorunlarla, uluslararası bölgesel alanlarda birlikte çalışma alanlarında son derece pozitif bir çalışma gerçekleştirdik. Bu süreçte ben de bir Yunanistan ziyareti gerçekleştirip bu sorunları ele alma imkanı bulacağız. Sayın Aleksiz beni Simni'ye davet etti. Ben tekrar kendisine ziyaretleri için teşekkür ediyorum. Maçta olduğu gibi herşeyin dostça bitmesini istiyorum. 

Çipras'ın konuşmasıdan satırbaşları:

Sayın Davutoğlu'na beni Türkiye'ye davetinden dolayı teşekkür etmek istiyorum. Gerek Türkiye'deki gerek Yunanistan'daki siyasi gelişmeler benim bu davete icap etmeme imkan vermemiştir. Bu ziyaretim kritik bir anda gerçekleşiyor. Geniş anlamda bölgemizde ve tüm Avrupa'yı ve dünyayı ilgilendiren gelişmelerin meydana geldiği bir dönemde ziyaretim gerçekleşiyor. Benim ziyaretim iki ülke arasındaki ilişkilerde ümit veren bir çerçeveyi sembolize ediyor. 

"AVRUPA'DAKİ DENGELERİ DEĞİŞTİREBİLİR"

Türkiye ve Yunanistan bölgedeki varolan büyük imkanları ortaya çıkarmak zorundadırlar. Bizim işbirliğimiz geniş anlamdaki Avrupa'daki dengeleri değiştirebilir. Tabii ki açık sorunlar mevcut. Bunu samimi olarak itiraf etmek gerekiyorsa bu konuda bir oluşum meydana gelmesi gerekiyor. Dün dostluk maçı oldu ama bundan bir sonuç ortaya çıkmadı. Aslında iki ülke arasındaki güven çerçevesinde bir sonuç meydana gelebilir. 

"TERÖRİZM MALESEF OLUMSUZ BİR ATMOSFER DOĞURUYOR"

Bizler daha çok atak oynanan bir futbolun taraftarıyız her zaman. Zaman kaybetmek için karşılıklı paslarla zamanı geçirmek niyetinde değiliz. Göçmen sorunu, terörizm maalesef olumsuz bir atmosfer doğruyor. Türkiye son yıllarda bu konuda göçmen akımlarından dolayı çok büyük bir yükün altına girmiştir. Terörizmden, bombalardan kaynaklanan göçmen akımından. Buna ortaklaşa çözüm bulabilmemiz amacıyla bir yöntem bulmamız lazım. Bu sadece Türkiye ve Yunanistan'ın sorunu değildir. 

Türkiye 2,5 milyondan fazla mülteciyi ağırlıyor. Yunanistan'a 650 bin civarında göçmen geldi. Oradaki makamlarımız, halkımız bunları büyük bir misafirperverlikle karşıladılar. Bu konuda karşılıklı anlayış ve işbirliği lazım. Burada insan tacirleriyle başedebilmemiz, onları yok edebilmemiz için ortaklaşa mücadele yapmamız lazım. Bunlar insanlığa karşı bir tehlikedir. Bu konuda iki ülke olarak ilk yükümlülüğümüz bu insanlık dramının sonlandırması yönünde olması gerekiyor. 

"SOMUT BİR EYLEM YAPILMASI GEREKİYOR"

Kriz uluslararası bir krizdir. Hiçbir ülke kendi başına bununla mücadele edemez. Onun için somut bir eylem yapılması gerekiyor. Avrupa da bu konuda sorumluluğu üstlenmesi gerekiyor. Bu yerleşim sürecinin net ve sonuç veren bir süreç olması gerekiyor. Bunun için göçmenlere illegal bir şekilde göç yollarını kullanmalarını engellemek amacıyla onlara yasal bir yerleşim teminatını vermemiz gerekiyor. Bu çerçevede Türkiye ile işbirliğimiz Dışişleri Bakanlıkları arasında ve göç sorunuyla ilgili bakanlıklar arasında acilen başlatılmasına karar verdik. 

Avrupa'yla imzalanmış olan geri kabul anlaşmasını değerlendirdik. Göçmen akımların önüne geçilebilmesi için çözüm yollarını araştırdık. İki ülke arasında varolan sorunları konuştuk. Ahmet'in kısa bir süre önce tekrar seçilmiş oması, bizim de Yunanistan'da tekrar seçilmiş olmamız önümüzdeki 4 yıl ortaklaşa plan yapma imkanını bize sağlıyor. Bu konuda geç kalmamız gerekiyor. Adımlarımızı hızlı atmamız gerekiyor. 

"İKİ TOPLUMU CESARETLEMEYE KARAR VERDİK"

Kıbrıs'ta iki toplumu adil ve kalıcı çözüm bulunabilmesi için iki toplumu cesaretlenmeye karar verdik. Ben 41 yaşındayım. Hatırladığım kadarıyla sürekli adil ve kalıcı çözüm laflarını duydum. Tedbirli olmak istiyorum. Ancak bunu cesaretlendirmemiz gerekiyor. BM kararları, AB kararları çerçevesinde her iki toplumun birleşik bir çatı altında, federasyon çatısı altında yaşayabilecekleri çözümü desteklememiz gerekiyor. Bunun özellikle Kıbrıs halkı tarafından kabul görülmesi gerekiyor. 

Son iki yıl içerisinde hava ihlalleri konularını görüştük. Özellikle Türk savaş gemilerinin Ege'deki hareketlerini görüştük. Bu daha samimi bir diyalog çerçevesinde bunların hepsine çözüm bulunabilir. Hedefimiz çözümler bulunmaktır. Ege'de güvenlik ve işbirliği çözümünü bulmamız gerekir. Diğer taraftan güven arttırıcı önlemler çerçevesinde çalışmalarımızı arttırmamız gerekecek. 

Ticaret, ulaştırma, Selanik-İstanbul arasında hızlı bir tren hattı konusunda, İzmir ve Selanik arasında feribot hattı konusunda, enerji alanlarında çözüm bulmamız gerekir. Bizim anlayışımız Ege'nin bir ticaret, turizm, kültürel, eğitim ve değişim programlarının olması gereken deniz olduğu yönündedir. Samimi bir işbirliğini arttırabilirsek bu konuda başarılı olabiliriz. 

"YUNANLAR, TÜRK HALKINA KARDEŞLİK DÜŞÜNEN BİR HALKTIR"

Yüksek düzeyli işbirliği konseyi çerçevesinde Şubat'ın ilk günlerinde Türkiye'de gerçekleştirilecek olan zirveye katılacağız. Meslektaşım Ahmet'e Brüksel'de yapılacak Türkiye Avrupa zirvesine kendilerini destekleyeceğimi ifade ettim. Kendisi tatil amacıyla Atina veya arzu ettiği takdirde Simi'de ağırlamaktan memnun olacağım. Bu tatili gerçekleştirebilecek bir zamanı bulmasını umuyorum. Yunanlar, Türk halkına kardeşlik düşünen bir halktır. Aynı şekilde Türk halkının da öyle olduğunu düşünüyorum

SORULAR VE YANITLARI

Her iki liderin basın açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını geçildi.
Liderlerin sorulara verdiği yanıtlar şöyle: 

ÇİPRAS: Trakya'da onlarca cami var. Yunan müslüman vatandaşların burada dini ihtiyaçlarını karşılama sahipler. Size şunu söyleyebilirim Yunan hükümetinin almış olduğu bir karar var. Yunan vatandaşı müslümanlarla ilgili. Eğer Yunanistan'da ikamet eden müslümanla ilgili Atina'da bir cami yapılması sözkonusudur. 

Türkiye'nin AB yöneliminde Yunanistan her zaman destekçidir. Bu süreçten iki ülkenin kazançlı çıkacağına inanıyoruz. Tabii bu süreçte koşulların da yerine getirilmesi gerekiyor. Fasılların ön şartlarının tamamlanması gerekiyor. Karşılıklı olarak komşu ülkemizin AB'ye dahil olması için bunların olması gerekiyor. Kıbrıs bir AB ülkesidir. 26 üye devletin ortaklaşa aldığı karara dayalıdır. Önümüzdeki Türkiye-AB görüşmesinde Kıbrıs ele alınacak. İstek ve yöntem de var. Bunlar mutlaka sonuç verir. 

DAVUTOĞLU: BİZİM SÖZÜMÜZ ESAS TEŞKİL EDER

Suriye krizi çözülmeden, dünyanın bu mülteciler sorunu başta olmak üzere meseleleri halletmesi de mümkün değil baş etmesi de mümkün değil. Her türlü alınabilecek tedbiri uluslararası koalisyon çerçevesinde ve tek taraflı olarak gerektiği zaman atarız. Bu bağlamda bizden gelecek açıklamalar esas teşkil eder.

EN KISA ZAMANDA HÜKÜMETİ KURUP KAMUOYUYLA PAYLAŞACAĞIZ

"Sayın Cumhurbaşkanımızdan dün görevi aldım. İnşallah en kısa sürede hükümeti kurma çalışmalarını tamamlamayı düşünüyorum. bugün MYK'yı toplantıya çağırdım, MYK ile istişare edeceğim. İstişarelerimi sürdüreceğim ve Sayın Cumhurbaşkanımızla birlikte tespit edeceğimiz bir zaman dilimi içinde inşallah buluşup, hükümetimizi kamuoyuyla paylaşacağız. Normal doğal süreci içerisinde inşallah milletimize hayırlı hizmetler sunacak bir hükümeti kamuoyuna ilan edeceğiz"

ÇİPRAS: 

Göçmenlerin ilk olarak kimlik tespitlerinin yapılması amacıyla Avrupa'ya önerenlerden birisiyiz. Burada bazı insanların gelip bir ülkeye tehdit oluşturacağını dolayısıyla bu tanımı bu çerçevede almamamız gerekiyor. Buralara ağırlama merkezleri, kimlik tespit merkezleri diyebiliriz. Bu konuda ille İngilizce kullanmamız gerekmez. Yunan ve Türkçe oldukça zengindir. 

Sadece polisiye önlemlerle mücadele etmeye devam edeceksek sorunu çözemeyiz. Türkiye'de 2,5 milyona yakın göçmen var. Herşeyden önce bu insanların sadece Türkiye'deki varlıklarına ve Yunanistan'a nakledilmeleri konusuna takılıp kalmamamız gerekiyor. Neden Ege'nin sularında boğulmayı tercih ettiklerini anlamamız gerekiyor. Bunların nedeni evlerine düşen bombalardır, kendilerine yapılan operasyonlardır. Karşılıklı olarak işbirliği komitesi oluşturmamız gerekiyor. Bu soruna bir çözüm bulmamız gerekiyor. Sorunun özünü anlamamız şarttır. 

Türkiye ile AB arasındaki devam eden müzakereler hususunda sahil güvenlerin, fronteksin düzenlemesinin yanında, özellikle yoğunlaşmamız gereken nokta Avrupalılar'ın bu konudaki yükü Türkiye ile paylaşmaları gerektiği konusudur. Bunların gidecekleri yerlere yerleştirmeleri amacıyla göçmenleri de inandıracak çözümlerin bulunması gerekiyor. Polisiye önlemleri insan tacirlerini ortadan kaldırmak için kullanmamız gerekiyor. 

DAVUTOĞLU: BU SORUYU BM'YE SORMANIZ LAZIM...

Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras ile ortak basın açıklaması düzenleyen Başbakan Ahmet Davutoğlu, Yunanlı bir muhabirin'mülteci konusunda Türkiye sorumluluğunu yerine getiriyor mu?şeklinde sorduğu soruya sert yanıt verdi. Davutoğlu, asıl sorunun Türkiye'ye değil de 4 yıldır hiçbir şey yapmayan, hiçbir karar alamayan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne sorulması gerektiğini ifade etti, 'Bu soruyu onlara iletin' dedi.

BU YÜKÜ BİZ TAŞIDIK

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi gereğini yapmadığı için milyonlarca insan aç susuz Türkiye'ye buradan da Avrupa'ya geçebilmek için çaba içinde. Kimse bebeğini alıp da denize açılmak istemek. Bize nasıl çözeceğiniz sorusundan daha çok bizim Yunanistan ve Türkiye olarak Avrupa'ya bu konuda neden çözüm üretemediniz, hiçbir karar alamadınız diye sormamız gerekiyor. Soruyu doğru yere sormak lazım. Türkiye'ye dönüp bu konuda çözüm çağrısında bulunmak bütün Türkiye'yi bize yüklemek demektir ki biz bu yükü taşıdık.

Ege denizi barış denizi olması lazım. karşılıklı olarak birbirimizi ihlal ya da tacizle hep beraber oturup Ege'yi gerçek anlamda barış ve istikrar denizi haline getirmek, güzellikler denizi haline getirmek bizim görevimiz. Ben tekrar değerli dostum Çipras'a 'hoşgeldin' diyorum. Atina'da, Simni'de görüşeceğiz inşallah....