1
64. Hükümet’in ilk Bakanlar Kurulu toplantısı yapıldı. Toplantı devam ederken Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş açıklama yaptı.
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, Başbakan Yardımcılarının görevlerinin belli olduğunu belirterek, "Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş kamu diplomasisi ile ilgili kurumların koordinasyonundan sorumlu olacak. Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek ekonomiyle ilgili kurum ve kuruluşların koordinasyonundan sorumlu olacak. Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan TİKA ve Yurt Dışı Türkler Başkanlığı gibi yurt dışıyla ilgili kuruluşların koordinasyonundan sorumlu olacak. Başbakan Yardımcısı Yıldırım Tuğrul Türkeş, kamu kurumları ile hükümet arasındaki ilişkilerden sorumlu olacak. Başbakan Yardımcısı Lütfi Elvan ise Türkiye Büyük Millet Meclisi ile ilişkiler ve reform ve yatırımların koordinasyonundan sorumlu Başbakan Yardımcısı olarak görevlerini sürdüreceklerdir" dedi.
"64. HÜKÜMET BİR REFORM HÜKÜMETİDİR"
64. Hükümetin esası itibarıyla bir reform hükümeti olduğunun altını çizen Kurtulmuş, "Türkiye'de 13 yıldır devam eden reformların karar kısmının tamamlanması için milletten almış olduğu yetkileri sonuna kadar kullanacak ekonomik ve siyasi alanlarda, hukuki alanlarda hükümet programında ortaya konulan, vaat edilen hususları gerçekleştirmek için bütün gücüyle çalışmasını sürdürecektir" diye konuştu.
Bakanlar Kurulu'nun ilk toplantısını gerçekleştirdiğini ve ilk toplantının tanışma ile başladığını söyleyen Numan Kurtulmuş, Başbakan Yardımcılarının da görevlerinin açıklandığını bildirdi. Kurtulmuş, yeni görevlendirmeleri şu şekilde açıkladı:
"Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş kamu diplomasisi ile ilgili kurumların koordinasyonundan sorumlu olacak. Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek ekonomiyle ilgili kurum ve kuruluşların koordinasyonundan sorumlu olacak. Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan TİKA ve Yurt Dışı Türkler Başkanlığı gibi yurt dışıyla ilgili kuruluşların koordinasyonundan sorumlu olacak. Başbakan Yardımcısı Yıldırım Tuğrul Türkeş, kamu kurumları ile hükümet arasındaki ilişkilerden sorumlu olacak. Başbakan Yardımcısı Lütfi Elvan ise Türkiye Büyük Millet Meclisi ile ilişkiler ve reform ve yatırımların koordinasyonundan sorumlu Başbakan Yardımcısı olarak görevlerini sürdüreceklerdir."
"4 TEMEL HUSUSUN ALTINI ÇİZEREK İFADE EDİYORUM"
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Bakanlar Kurulu'nun bugünkü en önemli gündem maddesinin Türkiye'nin güney sınırlarında vuku bulan Türkiye sınırlarını ihlal eden uçağın düşürülmesi olduğunu belirtti. Rusya Federasyonu ile yaşanan kriz ile ilgili değerlendirmede bulunulduğunu aktaran Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
Milliyeti bilinmeyen uçağa yönelik yapılan ikazlara karşı cevap verilmediği için uçağın düşürüldüğünü yineleyen Kurtulmuş, 3-4 Ekim'den sonra yaşanan ihlaller nedeniyle Rusya Federasyonu'nun defaatle Türkiye'nin angajman kuralları çerçevesinde bütün askeri ve diplomatik kanallar kullanılarak uyarıldığını vurguladı.
Türkiye'nin angajman kurallarını Rusya Federasyonu ile diğer ülkelerin çok iyi bildiğine işaret eden Kurtulmuş, "Sayın
Cumhurbaşkanımız, Sayın Başbakanımız, Türkiye'nin üst düzey yetkilileri tarafından ifade edilmiş hususlardır ama maalesef konu artık uluslararası alana doğru taşınan bir kriz haline gelmeye başladığı için bunu Türkiye kamuoyu tarafından dünya kamuoyu tarafından da bir kez daha bilinmesinin isabetli olacağını düşündüğümüz için paylaşmak istiyorum. Ayrıca Genelkurmay Başkanımız, komutanlarımız Bakanlar Kurulumuzda Türkiye'nin içinde bulunduğu coğrafyadaki hassasiyetleri, askeri hassasiyetleri, Doğu Akdeniz'deki, Suriye'deki, Karadeniz'deki hassasiyetleri Bakanlar Kurulumuzla paylaşmışlardır."
Kurtulmuş, dün yapılan Yüksek Askeri Şura Toplantısı'nda da Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı muhtemel tehditler ve bu anlamda imkan, fırsat ve yeteneklerinin masaya yatırıldığını belirtti.
"ORTADOĞU'DA BİR KRİZ OLDUĞU AÇIKTIR"
Bunun olmasını asla istemediklerini ifade eden Kurtulmuş, "Bilerek, kasıtlı yapılmış olan bir husus değil. En üst düzeyde ifade edildiği gibi böyle bir olayın gerçekleşmesinden üzüntü duyduğumuzu bir kere daha ifade etmek isterim. Ancak Türkiye Cumhuriyeti kendi sınırlarını koruyacak, kendi sınırlarını ve egemenliğini koruyacak imkana da güce de sahiptir. Bu çerçevede keşke böyle bir ihlal olmasaydı. Bu ihlale de angajman kuralları çerçevesinde cevap verilmeseydi. Ortada bir kriz olduğu açıktır" diye konuştu.
Türkiye ve Rusya'nın çok uzun yıllardır, ciddi dostane ilişkiler geliştirdiğini ifade eden Kurtulmuş, ekonomik alanda karşılıklı ticaretin yanı sıra neredeyse ortaklık seviyesinde ilişkilerin bulunduğunu söyledi.
Krizin çözülebilmesi için askeri ve diplomatik kanalların açık tutulmasını istediklerini belirten Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şunu da samimiyetle ifade etmek isterim ki ne Türkiye ne de Rusya Federasyonu bu durum dolayısıyla ilişkilerini ortadan kaldıracak ya da ilişkilerini gözden çıkaracak değildir. Biz kısa süre içerisinde karşılıklı müzakere ile bu konuyla ilgili olarak, bu krizin daha büyümemesini, daha ileriye gitmemesini temenni ediyoruz.
Türkiye olarak da zaten bir ateş çemberine dönüşmüş olan bölgede, yeni ve kapsamlı bir krizin ortaya çıkmaması için de azami şekilde dikkat gösterdiğimizi, teenni içerisinde hareket ettiğimizin bilinmesini bir kere daha ifade ediyoruz. Ancak, bu teenni içerisinde hareketin, içerisinde aynı zamanda da Türkiye'nin egemenliğini koruyacak her türlü tedbiri alacak teyakkuz içerisinde olduğumuzun da bilinmesini isteriz. Dolayısıyla bu meseleyi inşallah daha büyümeden daha ileri bir kriz boyutuna gelmeden çözebilecek kanallar açık olur. Türkiye ve Rusya iki komşu dost, müttefik hatta stratejik ortak iki devlet olarak bu krizin sonuçlarını ortadan kaldıracak adımları atar. Bunun sağlanabilmesi için de ifade ettiğim gibi diplomatik ve askeri kanalları açık tutarlar diye ümit ediyoruz."
"İKİ ÜLKE ARASINDA ÇOK SAYIDA EKONOMİK İLİŞKİ VAR"
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, 64. Hükümet'in ilk Bakanlar Kurulu toplantısı devam ederken, basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Rusya'nın vize muafiyetini kaldıracağı yönündeki açıklamalarına ilişkin soruya karşılık Kurtulmuş, iki ülke arasında sadece vize muafiyeti değil, turist gidiş gelişi, ticari ilişkiler, tarım ürünlerinin ithalat ve ihracatı, Rus doğalgazının Türkiye üzerinden geçmesi ve Akkuyu Nükleer Santrali mutabakatı gibi birçok ilişki bulunduğunu söyledi.
İki ülke arasında çok sayıda ekonomik ilişki olduğunun da altını çizen Kurtulmuş, "Şu anda olayın sıcaklığı ve hassasiyeti dolayısıyla Rus tarafından bazı tedbirler alınabilir. Buna karşı olarak da Türkiye'nin hangi tedbirleri alacağını, tabii ki bunları müzakere ediyoruz. Ama bunların uzun sürmeyeceğini temenni ediyoruz. Böylesine bir olay dolayısıyla Rusya'nın Türkiye ile ilişkililerini hepten gözden çıkaracağını asla tahmin etmiyoruz. Aynı şekilde Türkiye tarafı için de bizim için de bu olay dolayısıyla Rusya'yı gözden çıkarmamızın mümkün olmadığını çok açıklığı, çıplaklığı ile ifade ediyoruz" diye konuştu.
"Çözüm sürecinden sorumlu isim siz mi olacaksınız" şeklindeki soru üzerine Kurtulmuş, "Hayır. Benimle ilgili görev alanları, kamu diplomasisi dediğimiz, yani siyasi anlamda, kamunun bilgilendirilmesi ve bununla ilgili kurumlar olarak TRT, Anadolu Ajansı, RTÜK ve kamu diplomasiyle ilgili diğer kurumların koordinasyonundan... Sorumluluk anlamında söylüyorum. Bildiğiniz gibi milli birlik ve kardeşlik, terörün sona erdirilmesi ve kardeşliğin sağlanmasıyla ilgili yasa gereği başbakanın koordinasyonunda, ilgili başbakan yardımcıları ve ilgili bakanların katıldığı bir kurul. Bu anlamda milli birlik ve kardeşlik projesinden bundan sonraki süreçte sorumlu olacaktır" şeklinde yanıtladı.
Konuşmasının başlangıcında hükümetin kurulduğu 24 Kasım günü, Türk hava sahasını ihlal eden Rus savaş uçağının düşürülmesine ilişkin "ne tesadüf ki" dediğinin anımsatılması üzerine Kurtulmuş, "Bir kinaye yapmadım. Yanlış anlaşılmasın. Tam manasıyla tesadüf olarak söylüyorum. Talihsiz bir tesadüf anlamında söyledim onu. Yoksa herhangi bir şekilde kinayede bulunmadım" dedi.
"TUTUKLU YARGILANMA HALİ İSTİSNAİ BİR SÜREÇ"
Cumhuriyet Gazetesi'nin yöneticilerinin tutuklanmasıyla ilgili soruya üzerine Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Bakın iki anahtar kelime söyledim. Birisi 'teenni'dir, birisi 'teyakkuz'dur. Teenni, evet devlet olmak onu gerektirir. Sabırla itinayla sükunetle ortaya çıkan krizleri mümkün olduğu kadar çözebilecek bir aklı ve bu aklın gerektirdiği tedbirleri ortaya koymayı zorunlu kılar. Teyakkuz ise ülkenizin ulusal bütünlüğünü, ülkenizin milli egemenliğini ve sınırlarınızı koruyabilme kabiliyetini ve yeteneğini gerekli kılar. Dolayısıyla her ikisiyle ilgili de ilave hangi adımların atılacağı bunlar konuşuldu. Tabii ki burada sizlerle paylaşmamı beklemiyorsunuz. Bir teenni içerisinde ama aynı zamanda teyakkuz içerisinde bu süreci inşallah milletimize ve Rusya Federasyonu ile olan ilişkilerimize zarar vermeden atlatabileceğimize inanıyoruz."
Kurtulmuş, "Kriz çerçevesinde Rusya'nın Türkiye'den bir özür beklentisi var. 64. Hükümet bu özür talebine nasıl bakıyor" sorusuna karşılık, dile getirilen her bir ifadenin, kelimenin, cümlenin bir de diplomatik anlamı olduğunu, bu nedenle kendisinin de mümkün olduğu kadar dikkatli konuşmaya çalıştığını belirtti.
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Aslında bu uçağın vurulduğu anda milliyetinin bilinmediğini ve böyle bir olayın eğer Rus uçağı olsaydı -çünkü biliyorsunuz çok sayıda kimliği bilinmeyen hava aracı var- biz böyle bir olayla karşılaşmayacak olduğumuzu devletin en üst kademesinden bu görüşleri dile getirdik. Bu aslında bu konuda ne kadar titiz davrandığımızın da diplomatik anlamda açık bir ifadesidir. Ama bundan sonra şunu da ifade etmek isterim ki bu süreçte herkes karşılıklı olarak her iki tarafın yetkilileri karşılıklı olarak diplomatik olarak sözlerini dikkatle seçiyorlar ve konuşuyorlar. Türkiye bunu çok açık ifade etmiş oldu. Yani eğer bu bir Rus uçağı olduğu bilinseydi böyle bir olay vuku bulmazdı. Eğer o kanallarda uyarılar yapıldığında karşı taraf 'biz Rus uçağıyız' diye en azından ikazda bulunsaydı, bizim ikazlarımıza mukabil ikazlarda bulunulmuş olsaydı herhalde böyle bir olay vuku bulmazdı. Biz nasıl 'Rus uçağı, milliyetini bilseydik böyle bir şey olmazdı' diyorsak, şuna güvenerek söylüyoruz, Rusya ile bu kadar yakın ilişkilerimiz var, bu kadar stratejik ortaklıklarımız var, ticari olarak bu kadar gelişme potansiyeli çok yüksek bir ticari ortaklık alanımız var ve aramızda hiçbir sorun yok, uzunca bir süredir hiçbir sorun yok. Böyle ikili ilişki içerisinde olan ülkeden Rus tarafının da bile bile isteyerek Türkiye tarafında, Türkiye'ye düşmanca bir tavır içerisinde olmayacağını bildiğimiz için Rus uçağı olsaydı zaten böyle olmazdı diyoruz. Rus uçağı buradan geçiyorsa, Ruslar herhalde gelip uçaklarıyla Türkiye'yi bombalarlar diye endişe etmeyiz. Türkiye'ye bir zarar verir diye endişe etmeyiz. Onun için bunu bu rahatlıkla söylüyoruz. Dolayısıyla diplomatik anlamda bu söz söylenmiştir. Türkiye'nin en üst devlet kademelerinden söylenmiştir. Doğrusu da budur. Bunu söylerken de hem sözler dikkat edilerek seçilmiş, hem de olayın hakikati ortaya konulmuştur."
SURİYE SUNUMU
Toplantıda, kurul üyelerine Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu ile MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Suriye sınırı ile ilgili gelişmeler konusunda sunum yaptı.