Soylu, Afyonkarahisar'da bir otelde gerçekleştirilen AK Parti Ankara İl Başkanlığı İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin yaklaşık 40 yıldır PKK terör örgütüyle mücadele ettiğini söyledi.
"Onun ötesinde bir anarşi dönemi, 1960'dan bugüne kadar darbelerle, 3,5 yıl önce de maruz kaldığımız 15 Temmuz gibi darbe girişimine maruz kalmışlığımız var." ifadesini kullanan Solu, "Bununla beraber FETÖ olarak adlandırdığınız, bana göre terör örgütlerinin beta versiyonu terör örgütünü içimizden temizlemeyle ilgili bir uğraşımız var." dedi.
Ülkenin bugüne kadar maruz kaldığı ekonomik operasyonları ise saymanın mümkün olmadığını dile getiren Soylu, şöyle devam etti:
"Ekonomiyle baskılanmaya çalışıldık, geçenlerde Amerika'da kabul edilen ve hiçbir tarihi gerçeğe dayanmayan Ermeni soykırımı tasarısıyla yıllardır ürkütülmeye, korkutulmaya ve sindirilmeye çalışıldık. ASALA terör örgütü tarafından diplomatlarımız şehit edilirken yine bütün dünya seyretti. PKK insanlarımızı şehit ederken, 13-14 yaşındaki kızlarımızı dağa kaçırırken, tecavüz ederken yine dünya seyretti. Her ne kadar şimdi birileri unutmuş olsa da Kıbrıs'ta 10 yıl boyunca insanlarımız katledilirken, biz müdahale edene kadar yine bütün dünya seyretti. Göç konusunda geri kabul anlaşması yapıp muhattaplarımız hiçbir şartı yerine getirmedi. Yıllardır stratejik ortağımız olan ülke 40 yıldır mücadele ettiğimiz terör örgütüne binlerce tırla, binlerce kargo uçağıyla ayan beyan yardım yapıyor. Avrupa'dan da PKK'ya para, silah, siyasi ve hukuki koruma yağıyor."
- "Türkiye büyük bir devlettir"
İçişleri Bakanı Soylu, "Terör ve gelir adaletsizliğini körükleyip, oluşan göçün de tüm sosyal ve ekonomik maliyetini Türkiye'ye yıktılar ve sırtlarını döndüler. Dünyada Türkiye'nin güvenlik dengeleri açısından özeti, aşağı yukarı bu şekildedir. ?Yani kaçak göç, uyuşturucu, terörü besleme, ona destek olma ve ortaya çıkan istikrarsızlıklar... Maalesef böyle bir fotoğrafla karşı karşıyayız ancak bütün bu tablonun bize söylediği bir şey daha var. Bu tablo bize fısıldıyor ki Türkiye büyük bir devlettir. Geçmişte zayıf olduğu zamanlarda bile bunu söylediler. Çekinilen, üzerine hesaplar yapılan, mümkünse uyandırılmamaya, olmazsa baskılanmaya çalışılan bir ülkedir. Ben İçişleri Bakanıyım, başka ülkelerin içişleri bakanlarıyla çoğu zaman bir araya geliyorum, hiçbirinin bizim yaşadığımız olayları anlattığını dahi görmedim ama bizim bölgemizle uğraşırken o kadar rahat konuşuyorlar ki." ifadelerini kullandı.
Türkiye'de her gün bir güvenlik gündemi, bekaya yönelik bir tehdit söz konusu olduğunu vurgulayan Soylu, bu durumla başarılı şekilde mücadele ettiklerini söyledi.
Türkiye'nin, ekonomik durumu ne olursa olsun batılı ülkeler tarafından yapılan sınıflandırmada bir üst sınıfa geçemediğine dikkati çeken Soylu, şunları kaydetti:
"Bizim için yaptıkları tanım, 'yeniden şekillendirilmesi gerekir.' 'Ahlakıyla, anlayışıyla, inançlarıyla kendi çizgilerine getirilmesi gereken, kaynaklarıyla, zenginlikleriyle sömürülmesi gereken, açık açık köleleştirilmesi hedeflenen, bunun için de sürekli olarak huzursuzluklarla kontrol edilmesi gereken bir ülke.' tanımıdır. Bunu 20. yüzyılın başından itibaren İran'a yaptılar. Latin Amerika'da ve Afrika'daki petrol zengini ülkelere yaptılar. Orta Doğu zaten doğal hedefleriydi. Irak öyle, Suriye öyle, Filistin, Afganistan öyle, Afrika öyle. Dikkat edin, OPEC'in kurucu ülkeleri ve üye ülkelerinin çoğu ya fakirlik ya huzursuzluk içinde."
Soylu, Afyonkarahisar'da bir otelde gerçekleştirilen AK Parti Ankara İl Başkanlığı İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Ege'de yakaladıkları göçmen botlarında Afrika'dan elmas ve petrol yataklarıyla ünlü ülkelerin gariban insanlarının olduğunu söyledi. Batılı ülkelerin dünyada sistematik bir fakirleştirme, güçsüzleştirme ve sömürme politikasını 60-70 yıldır ısrarla sürdürdüğünü vurgulayan Soylu, "Yaşadığımız dünyayı doğru anlamak ve ona göre hep birlikte pozisyon almak zorundayız. 21. yüzyılın yeni bir dünya düzeni maalesef yok." dedi.
Teknoloji haricinde 21. yüzyılın yeni olan herhangi bir anlayışının söz konusu olmadığını anlatan Soylu, şunları söyledi:
"Amerika Birleşik Devletleri'nin 21. yüzyılın başından itibaren Afganistan ve Irak'taki operasyonları, Orta Doğu'yu radikalleştirmiştir. O radikalleşmeyle mücadele bahanesiyle de yanına PKK, PYD'yi aldı. En büyük korkuları, DEAŞ nereye gidecek? Amerika'ya da Avrupa'ya da soruyorum, Rakka'ya güya PYD'yi soktunuz, Rakka'dan çıkan DEAŞ'lılar nereye gitti, hiç sordunuz mu? Nasıl anlaştılar, neyle anlaştılar? Peki Rakka'ya PYD girmeden önce şimdi el koymaya çalıştığınız D-100 petrol yatakları dahil olmak üzere PKK, PYD ve DEAŞ orada birbirleriyle nasıl petrol pazarlığı yapıyorlardı? Hiç bunu tartıştınız mı? O gelen paralar nereye gidiyordu? Sizin enayiniz yok. Onun için güçlü olmak zorundayız."
- "Milletin cenazelerinde ve şehit evlerinde olun"
Milletin değerlerine yabancılaşanlara, bu değerleri aşağılamak için fırsat bekleyenlere karşı mücadele verilmesi çağrısı yapan Soylu, şöyle devam etti:
"Şurada iki gece sabaha kadar çalıştım. Ne oldu, bittim mi yani? 10 kilo mu verdim, 5 kilo mu verdim? Hayır. Günde 16 saat çalışıyoruz. Sizler de çalışıyorsunuz ve hep beraber çalışıyoruz ama şu önümüzdeki seçime kadar Türkiye'nin ayarını bozmaya çalışanlar, ondan sonra da bizden sonra gelecek olanlar öbür seçim döneminde onlar da bu sorumlulukta fazla çalışsınlar. Ama ne olursunuz işin ucunu bırakmayın. 'Yeni başladım, yarın gideriz öbür gün gideriz.' demeyin. Milletin cenazelerinde ve şehit evlerinde olun. Gazilerle birlikte olun. Bakkalın, marketin derdini dinleyin. Siz dinlemezseniz başkaları istismar edecektir ve etmeye çalışacaktır. Açık söylemek isterim ki mafyaya hastayım. İyi takip etmişsinizdir. Ankara'da bunlara nefes aldırmıyoruz ve aldırmayacağız. Sadece Ankara değil, Türkiye'nin her noktasında. Vatandaşımız, esnafımız, iş adamımız rahat bir şekilde çocuğunu okula gönderecek, anneler rahat ve huzurlu bir şekilde gönderip getirecekler. Benim bir hastalığım budur." (AA)