Şimşek, A Haber yayınında gündemdeki konulara ilişkin soruları yanıtladı. Mehmet Şimşek, Ankara'da hafta sonu gerçekleşen terör saldırısına ilişkin, "Türkiye'nin demokrasine, huzur, barış iklimine atılmış bir bomba. Biz, bir ve beraber oldukça, hep birlikte terörü lanetledikçe asla ve asla bu saldırılar nereden gelirse gelsin, kim tarafından kurgulanırsa kurgulansın başarılı olamayacaktır" diye konuştu.
Türkiye'nin zor bir coğrafyada yaşadığını vurgulayan Şimşek, Türkiye'nin etrafında savaş, kaos, kan ve gözyaşı bulunduğuna işaret etti. Bölgede 100 yıl önce büyük bir oyun sahnelendiğini dile getiren Şimşek, 100 yıl sonra bu büyük oyun tekrar sahneleniyormuş gibi bir durum bulunduğunu belirtti.
Türkiye'de etnik ve inanç grubu anlamında birtakım farklılıklar bulunduğuna değinen Şimşek, bunların geçmişte tehdit olarak görüldüğünü, AK Parti olarak ise zenginlik olarak gördüklerini söyledi. Şimşek, "İlk defa bu geniş coğrafyadan bir ülkede bir siyasi hareket, AK Parti hareketi çok karmaşık etnik ve mezhep problemlerini daha çok demokrasi, temel hak ve özgürlük, kardeşlik hukuk içerisinde çözme çabasına girdi. Kürt meselesine yaklaşımımız bu olmuştur" dedi.
Şimşek, çözüm süreci bağlamında yapılan reformların başarılı olduğunu, terör örgütünün isyan çağrılarının artık karşılık görmediğini kaydetti.
Siyasilerin bu ortamda nasıl davranması gerektiği yönündeki soruya karşılık Şimşek, "Sağduyulu davranmamız lazım. Daha hiçbir inceleme yapılmadan, neden, niçin konusunda daha konular sıcakken birbirine parmak sallamalar, örneğin HDP'nin yaptığı gibi devlete 'katil' nitelemesi yapmak, çok sorumsuz yaklaşımlar" diye konuştu.
Günün 24 saati bir robota da barış dedirtilebileceğini ama ne barış ne de bir anlamı olacağını vurgulayan Şimşek, "Barış, kardeşlik deyip duruyorlar, ondan sonra şiddetin her türlüsü noktasında da aralarına mesafe koymuyorlar" ifadesini kullandı.
Şimşek, yaşananların ekonomiye etkisine ilişkin soru üzerine, şunları kaydetti: "Ankara'daki patlamanın etkisi moral açısından, enerjimizin bir süreliğine geçici olarak ülke sorunlarından sadece bu noktaya odaklanma konusunda kayıplar var ama kalıcı bir tahribat beklemiyorum. Fakat Doğu ve Güneydoğu'daki şiddet sarmalının, ikliminin etkileri çok derin olacak. Çünkü Doğu ve Güneydoğu bölgelerimizde inanılmaz ekonomik toparlanma, heyecan, yatırım, istihdam ve umut vardı. Terör örgütü olarak empoze edilen şiddet ikliminin etkileri ise büyük olacak. İnanılmaz büyük bir toparlanma vardı. Şimdi sadece korku, şiddet, baskı iklimi var. Şikayetler alıyorum, Doğu ve Güneydoğu'ya kimse vadeli mal satmak, sigorta şirketleri sigorta yapmak istemiyor. Turizm durma noktasına geldi."
Şimşek, şiddetin, terörün en büyük yansımasının bölge halkına olduğunu vurgulayarak, "90'lı yıllara dönmeyerek, terörle mücadeleyi hukuk içerisinde yaparak, kamu düzeni en iyi şekilde işlediğinde tekrar o fırsatlar, ekonomik faaliyetler hız kazanacak. Hukuk devleti içerisinde terörle çok güçlü mücadele edeceğiz ama bölgeye yatırımlar, çözüm süreci iradesi devam edecek" dedi.
Kalkınma Bakanlığı tarafından hazırlanan 2016-2018 dönemine ilişkin OVP'ye yönelik soru üzerine temel ekonomik göstergelerin aşağı doğru revize edilmesinin sadece Türkiye'ye özgü olmadığını ifade eden Şimşek, IMF'nin küresel ekonomiye yönelik tahminlerini yayımladığını, gelişmekte olan bütün ülkelere ilişkin tahminlerini aşağı doğru revize ettiğini dile getirdi.
Türkiye'nin bulunduğu coğrafyada yaşanan gelişmelere dikkat çeken Şimşek, "Türkiye, bütün şokların merkezinde yer alıyor. Avrupa'daki kriz, Ortadoğu'daki kaos, Rusya'nın komşusu Kırım'ı işgal etmesi Brezilya'yı, Meksika'yı bu kadar etkilemez. Buradaki olumsuzluklar Türkiye'ye yansıyor" dedi.
Emtia fiyatlarının düşmesinin Türkiye'nin lehine olduğunu ancak bu dönemde coğrafyadaki jeopolitik gerilimler, savaşlar ve çatışmaların daha da derinleştiğini ifade eden Şimşek, söz konusu olumsuzlukların bu durumun fırsata dönüşmesine engel olduğunu bildirdi.
Şimşek, Ortadoğu ve Rusya'nın emtia fiyatlarının düşüşünden çok etkilendiğini, Türkiye'nin mallarına olan talebin azaldığını dile getirerek, şöyle konuştu: "Bazen Suriye ile ilgili dış politikamızda bizi eleştiriyorlar, 'Türkiye bu kadar aktivist bir politika gütmeseydi, bu kadar Suriyeli gelmezdi, çatışmalar Türkiye'ye taşınmazdı.' Yani bugün Yemen'de çatışmaları biz mi körüklüyoruz? Libya'da şu anda 2 hükümet var. Biz mi yapıyoruz? Bölge maalesef istikrarsız bir bölge, büyük fay hatlarının olduğu bir bölge. 100 yıl önce oynanan büyük oyunun 100 yıl sonra yeni sahnelerinin sergilendiği veya artçı şoklarının devam ettiği bir bölge. Buna rağmen Türkiye kendi fay hatlarını yani etnik ve mezhep ayrılıklarını daha çok demokrasi, daha çok hak ve özgürlük ekseninde çözme çabasına girerek başarılı olsa, bütün bölge için ilham kaynağı olacak. Çünkü bizim geniş coğrafyamızda sorunlar şiddete başvurarak çözülmeye çalışılıyor. Halbuki şiddete başvurduğu zaman herkes kaybediyor. Bugün işte bölücü terör örgütü kendisini Kürt kardeşlerimin temsilcisi olarak addediyor. Onlar adına savaştığını söylüyor ama en büyük zulmü Kürt kardeşlerimize yapıyor. O nedenle şiddet, etnik milliyetçilik, mikro milliyetçilik bir felakettir. Bütün bölgemiz için kan ve göz yaşı getirmiştir. Bizim bir an önce oturup daha toleranslı, daha demokratik, daha özgürlükçü daha çoğulcu bir demokratik ülke düzenine geçişi desteklememiz lazım. AK Parti'nin de yaptığı bu."
Coğrafyada yaşanan olumsuzluklara rağmen Türkiye'nin büyümesinin yüzde 3 beklendiğine işaret eden Şimşek, bu kadar şoka rağmen Türkiye'nin büyümesinin büyük bir başarı olduğunu söyledi.
Şimşek, Türkiye nüfusunun çok genç olduğunun altını çizerek, 2007'den bu yana yaklaşık 7 milyon kişiye iş bulduklarını vurguladı.
İşsizliğin hala Avrupa Birliği ortalamasının altında olduğuna dikkati çeken Şimşek, işsizliğin sadece Türkiye'ye özgü olmadığını ifade etti.
Enflasyonun esas itibarıyla Türk lirasının değer kaybından kaynaklandığını belirten Şimşek, buna ilaveten Türkiye'de siyasi belirsizliğin de olduğunu söyledi.
Şimşek, uzun bir siyasi istikrar dönemi sonrasında yapılan seçimde hükümetin kurulamadığını, geçici hükümete üye verilmediğini anımsatarak, "1 Kasım'da seçimin sonuçlarının farklı olup olmayacağına dair ciddi soru işaretleri var. Türkiye'nin bu zor küresel ekonomik konjonktürde, bölgesel jeopolitik gerginlikler, savaşlar ve çatışmaların hat safhaya vardığı ve fay hatlarının çok aktif olduğu bir dönemde en son isteyeceği risk ve tehdit iç siyasi belirsizliktir, hükümetin zayıf olmasıdır, koalisyon hükümetlerinin olmasıdır. Bu dönemde en çok bizim güçlü bir hükümete siyasi istikrara ihtiyacımız var" diye konuştu.
TAŞERON İŞÇİLERİN KADROYA ALINMASI
Taşeron işçilere kadro verilip verilmeyeceğine dair bir soruyu da yanıtlayan Şimşek, asıl işi yapanların kadroya alınacağı ve esas faaliyet konusu olmayan alanlarda hizmet alımının da devam edebileceği yönünde kanuni düzenleme yaptıklarını hatırlattı.
Taşeron işçilere kamunun ihtiyaç duyduğu alanlarda kadro verileceğini ifade eden Şimşek, "Prensip olarak doğru bir düzenleme yaptık. O düzenlemeye göre asli işte çalışanlar kamunun ihtiyaç duyduğu alanlarda elemanlar kadroya alınacak, hizmet alımı noktasında da bazı konularda devam edilecek ama rakam belli değil, olsa zaten biz gereken adımı atmıştık" değerlendirmesinde bulundu.
Şimşek, şu andakinin geçici bir seçim hükümeti olduğuna, bu hükümette kimsenin elini taşın altına koyarak eleman vermek istemediğine işaret ederek, "Dışarıda slogan atmak, sabah kalkıp akşam oturup barıştan, milliyetçilikten bahsetmek işin en kolay tarafı" dedi.
Asgari ücrette çok ciddi bir iyileştirmeye gittiklerini belirten Şimşek, "Başbakanımız, 2016'da asgari ücret bin 300 lira olacak dedi" ifadesini kullandı. Eşi çalışmayan 3 çocuklu çalışanlarda bu rakamın yaklaşık bin 380 lirayı bulacağını bildiren Şimşek, bu kişilerden vergi alınmadığı için ücretlerinin daha yüksek olacağını kaydetti.
Şimşek, normalde asgari ücretin 6 ayda bir belirlendiğine değinerek, "Bu konuda bir karar verilmiş değil. Taraflar razı olursa sistemde bir değişikliğe gidilebilir" diye konuştu.
Bağ-Kur, tarım ve esnaf emeklilerine 7 Haziran öncesi gelir dağılımını düzeltmek için bin 200 lira verdiklerini hatırlatan Şimşek, tekrar bin 200 lira vereceklerini vurguladı.
AK PARTİ'NİN TAAHHÜTLERİNİN BÜTÇEYE NET ETKİSİ 19,3 MİLYAR LİRA
Şimşek, OVP'yi açıkladıklarını hatırlatarak, şöyle devam etti: "Bütçe disiplini devam ediyor. Verdiğimiz vaatlerin hesabı çok iyi yapılmıştır, kılı kırk yaracak şekilde. Bütçeyi bozmayacağız. AK Parti'nin 1 Kasım'a yönelik ilave taahhütlerinin net bütçeye etkisi 19,3 milyar lira. Bu 19,3 milyarın önemli kısmı istihdamı ve yatırımı artırmaya, esnafı desteklemeye, çiftçilerin girdi maliyetlerini azaltmaya, dolayısıyla enflasyonu düşürmeye ve üretimi artırmaya yönelik. Yarısı da emekli kardeşlerimizin durumunu iyileştirmeye yönelik. Bunu bütçeye birebir yansıtmayacağız. Personel ve yatırım harcamaları dışındaki bütün harcamaları, biz milli gelir oranında artırmayacağız, sadece enflasyon kadar arttıracağız ve orada bir harcama disiplini sağlayacağız. Yeni vergi getirmeyeceğiz, vergi oranlarını artırmayacağız ama bugün bazı istisna ve imtiyazlar var. Gelir vergisi reformu yapacağız, şu anda Mecliste. Bu, imtiyazlara son veriyor, vergiyi tabana yayıyor, dolayısıyla oradan gelecek gelirler var." AA