Bakan Akdağ'ın açıklamalarından satır başları şöyle;
VATANDAŞIMIZIN ÇOĞUNLUĞU AB'Yİ İSTEMİYORSA...
Avrupa Birliği samimiyetle el sıkarlarsa, ortak bir proje çatısı altında karşılıklı menfaatlere inanarak el sıkarlarsa olur. Vatandaş bize yol gösterir. Bize der ki "terörle mücadele edin" Biz gider vatandaşın talebini yerine getiririz. Sayın Cumhurbaşkanımızın idam konusunda söylediği hep budur. Yarın vatandaşımızın yüzde 70-89'i AB istemiyorsa biz iktidar olarak bunu nasıl savunabiliriz. Vatandaşımızın düşüncesi AB'nin tutumundan kaynaklanıyor. Biz kapıya gelip onlar ne kadar malzeme var kapıya dayarsa olmaz. Biz medeniyet değerlerinin üzerinde beraber yürüyeceğiz, beraber geliştireceğiz diyoruz. Siz kapıyı durmadan kilitlemeye çalışırsanız böyle yürümez.
FETÖ VÜCUTA SİNSİ BİR ŞEKİLDE SİNMİŞ KANSER HÜCRESİ GİBİ
Terörden bahsederken farklı karakterlerine dikkat etmemiz lazım. PKK silahlı tarafı daha güçlü olan, başından beri yöntem olarak bunu apaçık ortaya koymuş bir örgüt. Gidip PKK'yı F-16'yla bombalayabiliyorsunuz. Mutlaka onun da toplum içine sinmiş unsurları olabilir ama ana unsurlarının ne yapıp ettiği belli bir örgüt. FETÖ konusunda bir sağlıkçı olarak kansere benzetmek tam yerinde benzetme olur. Sessiz ve sinsi seyreden kanserler var. FETÖ örgütü de sessiz bir kanser gibi. Belli yerlere sızmış, metaztaz yapmış farkedilememiştir. Doktor olsanız bile farkedemeyebilirsiniz bazen kanseri. Şimdi kim yakalayacak bunu? İstihbarat. Eh o da onların elindeydi. O gece ortaya çıktı. Biz kanserli hastalarımızı, hastalırımız bağışınlar beni, süreç açısından benzerlik var. Burada kanseri Türkiye'ye kanser urunu FETÖ'ye benzetiriz. Biz kanser vakalarını takip ederiz. Cerrahi müdahalesinden sonra takip edersiniz, ilaçları vermeye devam edersiniz. FETÖ meselesi böyle bir mesele. Bu bastırıldı. Ama herzaman uyanık olmak lazım.
VATANDAŞLARIN SAĞLIĞA BAKIŞ AÇILARINI KOLAYLAŞTIRACAĞIZ
AK Parti iktidara geldiğinden itibaren sağlıklı dönüşüm programı başlattık. Sayın Cumhurbaşkanlarımızın talimatlarıyla tabii. 80 milyon vatandaşımızın hepsi sağlık hizmetlerine erişebilsin dedik. Aile hekimliği, hava ambulansı gerekir. Hastaneye yatarsa da hastanedeki hizmetler. Sonuçta vatandaşın memnuniyeti yüzde 39'lardan yüzde 75'lere çıktı. Vatandaşları parasal açıdan korumaya başladık. Hastalık yükümüz yüzde 4 azaldı. Dünyada böyle bir tablo yok. Daha önceden bizim çocuklarımız ishalden, kızamıktan zatürree olur hayatlarını kaybederlerdi. Anneler, bebekler hayatlarını kaybederlerdi enfeksiyon hastalıklarından. Bunlar az gelişmiş ülke hastalıkları. Bunlar son derece azaldı. Sonra kalp, şeker, kanser hastalıklarına yöneldik. Yeni dönemde vatandaşların sağlığa bakış açılarını, kendi hayatlarını değiştirmelerini kolaylaştıracak tedbirler alacağız.
HASTANELERİMİZDE HASTA ODALARIMIZ TEK YATAKLI OLACAK
Mesela benim kilo fazlam var. İyi bir diyet almam lazım. Nasıl hareket edeceğimi, egzersizleri nasıl yapacağımı öğrenmem lazım. İkincil koruma dediğimiz önlemleri yeni dönemde geliştireceğiz. Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla bir hastanın hastaneye gidişi kolaylaşacak. Yaşlı bir hastanız var diyelim. Elektrikli bir araçla nakledilecek. Hasta odaları tek yataklı odalara dönüşüyor. Şimdi yataklarımızın yüzde 70'e yakını banyolu yataklar. Mahremiyet açısından tek yatağa indiriyoruz.
BAŞBAKANIMIZIN KAPISINI DAHA FAZLA ÇALACAĞIZ
Biz bu sene 16 bin 500 kadro aldık Maliye'den. Gerçekten çok ihtiyacımız var. OECD listesinde sağlık personeli en az ülkeyiz. Dolayısıyla Başbakanımızın kapısını daha fazla çalmaya devam edeceğiz.