1
Kurtuluş TAYİZ / TAHRAN
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Tahran’daki üçlü zirve dönüşü gazetecilere değerlendirmelerde bulundu. Zirvedeki temaslarıyla ilgili bilgi veren Erdoğan, Suriye’de siyasi çözümden yana olduğunu belirterek, Suriye’nin toprak bütünlüğüne ve bölgede oldubittilere izin verilmemesi konusundaki hassasiyetlere işaret etti.
ASTANA RUHUNA UYUM
Erdoğan, “Suriye’de DEAŞ ve PYD-YPG başta olmak üzere bütün terör örgütlerinin temizlenmesinden yanayız. Sahada oldubittilere izin vermeyeceğimizi Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatlarıyla ortaya koyduk” dedi.
Zirvede açıklanan bildirinin 3. maddesinin önemini vurgulayan Erdoğan, “Halep, Doğu Guta gibi yerlerden gelen ılımlı muhalifler de şu anda İdlib’te. Nusra gibi unsurlar bahane gösterilerek sivillere yönelik saldırıları kabul edemeyeceğimizi ifade ettik. Bu, büyük bir insani drama ve yeni bir göç dalgasına da neden olur. Türkiye bunun bedelini ödemek durumunda kalmamalıdır” dedi. Atılacak adımların Astana ruhuna ve üç garantör ülkenin mutabakatına dayanması gerektiğini belirten Erdoğan, “Ayrılırken Sayın Putin’le de konuştuk. ‘Bu heyetler aralarında görüşsünler, sonra da biz bir araya gelerek bu konuda nihai kararı veririz” dedik. Bizim beklentimiz bu çerçevede ilerleme kaydedilmesidir” diye konuştu.
İran’ın dini lideri Hamaney’le görüşmesiyle ilgili de bilgi veren Erdoğan, Türkiye’nin duruşunun memnuniyet verici bulunduğunu ifade etti.
ATEŞKES İYİ BİR MESAJ
Erdoğan’ın gazetecilerin sorularına verdiği cevaplar şöyle:
İdlib’den olası bir mülteci akınının, Türkiye ve Batı’ya etkileri neler olur?
Bunu gelişmelere göre değerlendirmek lazım. Şu anda değil. Gelişmeler ne gösterir bilemiyoruz.
Zirvenin Türkiye açısından en olumlu, en memnuniyet verici boyutu nedir?
Ateşkes rejiminin sürdürülmesi konusunda mutabakatın oluşması. Bu 12 maddelik Ortak Açıklama’ya da yansıdı. Özellikle 3. ve 4. maddelerin altını çizmek lazım. Açıklamada, silahların bırakılmasına işaret ediliyor. Metinde tabii ki diplomatik bir dil kullanılıyor. Ama bunu, silahların bırakılması veya ateşkes gibi bir ifadeyle ortaya koyarsak, o zaman daha iyi anlaşılır. Bölgeye çok daha iyi mesaj olur.
İran, Fırat’ın doğusunun temizlenmesine olumlu bakıyor. Diğer yandan rejimin oradaki terör örgütleriyle birlikte İdlib’e operasyonu konuşuluyor. Bu çelişki nasıl aşılacak?
İran’ın Fırat’ın doğusuyla ilgili beklentileri daha farklı. Bizim orada konsolosluk açma suretiyle süreci hızlandıralım diye beklentileri var. Ama bizim şu anda oralarda konsolosluk açma niyetimiz yok. Onlar sonraki işler.
RUSYA’YLA TEMAS SÜRECEK
Bu zirveyle İdlib’te sivillere katliam olabileceği endişemiz ortadan kalktı mı?
Ateşkes rejiminin sürdürülmesi konusunda mutabakat önemli. Mutabakat, inşallah böyle bir şeyi getirir. Tabi bizim çok daha farklı bazı düşüncelerimiz de var. Bunları gerek Dışişleri Bakanımız, gerek Savunma Bakanımız gerek İstihbarat, Rusya tarafının ilgili heyetiyle inşallah yoğun görüşme halinde olacaklar. Biz de Almanya seyahatinden sonra Sayın Putin’le tekrar bir araya gelebiliriz.
PUTİN'LE TEKRAR GÖRÜŞTÜM
Rusya, Türkiye, Almanya ve Fransa’nın İstanbul’da gerçekleştireceği bir zirve söz konusuydu…
Bu ayın 14’ünde 4 ülkenin temsilcileri İstanbul’da bir araya gelecek. Ön hazırlıkları yapacak. Daha sonra da inşallah 4’lü olarak bizler, liderler olarak bir araya geleceğiz.”
3. ve 4. madde Türkiye’nin taleplerini yansıtıyor. Devam edecek teknik görüşmelerin kapsamı ne olacak? En azından bombardımanın durması anlamında...
Silahların bırakılması dediğimiz ne? Bu... Bunu da Putin’le, başa baş görüşmemizden sonra, bir kere daha ayrıca konuştum ayrılırken. Kendisinden bunu rica ettik. İnşallah inanıyorum ki sözlerinde duracaklardır.
ABD, Suriye’de seyirci konumunda
ABD, Suriye’de olup bitenleri şu anda tamamen tribünden seyreden bir seyirci konumunda. Sözlerinin arkasında değil.”
Rusya’nın YPG’yle ilgili tavrında değişiklik var mı? ABD ile Türkiye uzun süredir ilk kez İdlib konusunda aynı safta yer alıyor gibi gözüküyor. Öncelikler örtüşüyor mu?
İdlib konusunda şu an itibarıyla ABD ile tümüyle aynı safta yer aldığımızı söyleyemeyiz. Onların kör bahaneleri var. Nedir o kör bahane? ‘Kimyasal silah kullanırsanız, biz şöyle yaparız, böyle yaparız’ diyorlar... Bize göre, sadece kimyasal silah tehdidi üzerinde durmak, konvansiyonel silahlarla yol açılan ölümlere aldırmamak doğru bir yaklaşım değil. ABD, Suriye’de olup bitenleri şu anda tamamen tribünden seyreden bir seyirci konumunda. Hiçbir sözünün arkasında değil.
PYD’Yİ PETROLLE BESLİYOR
Münbiç’te sözünü tuttu mu? 90 gün dedi, geçti 90’ı... Şimdi yeniden terör örgütlerini oraya sokmanın gayreti içerisinde. Aynı şeyi Deyrizor’da yaptı. Deyrizor’dan şu anda terör örgütlerini, PYD’yi, YPG’yi besliyorlar. Neyle? Petrolle... Orada çok ciddi petrol gelirleri var terör örgütünün. 300 milyon dolarlık ham petrol geliri söz konusu terör örgütlerinin. İşlenmiş halini düşünün. Herhalde 700-800 milyon doları bulur. Ben bu rakamı Putin’e söyledim, şaşırdı. Yani, adamlar kaynakları böyle üretmişler onlara. Onun için de şu anda Amerika orada sadece o iki terör örgütünü besliyor. Onları maşa olarak kullanıyor. Çok daha ilginci geçen gün yine Hulusi Bey’le (Akar) de konuştuk. Yani, şu anda 18 bini aşkın TIR Suriye’nin kuzeyine silah, mühimmat taşımış vaziyette. 3 bin kadar da kargo uçağı yine aynı şekilde her türlü silahı, mühimmatı oraya götürüyor. Tabi orada kurulmuş üsler var. Ve bu üsler, bunlarla besleniyor. Yani, gerçeği görmemiz lazım.
Üçüncü havalimanına F-16’yla inebilirim
Üçüncü havalimanının açılışının bir ay ertelenmesi talebi geldi mi?
Benim önüme öyle bir talep gelmedi. Yalnız ayın 23’ünde orada Teknofest çerçevesinde önemli bir gösteri olacak. Orada F16’yla uçulacak. Milli Savunma Bakanımız Hulusi Bey ve Hava Kuvvetleri Komutanımızla birlikte F-16’yla yapılacak inişe programım elverirse ben de katılabilirim.
Hollanda’dan sonra Mısır ve İsrail’le büyükelçilik adımı atılır mı?
Hollanda’da karşılıklı oldu... Mısır’da elçilik noktasında sıkıntımız yok. Bakanlar seviyesinde de yok. Sadece bizim seviyemizde var... Gelişmelere göre Avusturya ile de olabilir. Yeter ki muhataplarımız müspet bir yaklaşım içinde olsunlar...
Vostok 2018’e Türkiye’yi çağırdılar
Suriye’deki iç savaşın ABD ile Rusya’nın bölgeye hâkim olma planları ve Akdeniz’deki doğalgaz rezervlerinin geleceğiyle bir ilgisi olup olmadığı sorusuna cevap veren Erdoğan, “Bu kadar hamle ettiklerine göre herhalde gaz bol. ABD buranın üzerinde oyun oynuyor. İsrail, Fransa oynuyor. Biz de kendi değerlendirmemizi yapıyoruz elbet. Şu anda Rusya’nın oradaki tatbikat meselesi de var. Rusya’nın 5 tane üssü Suriye’de Batı tarafında. Akdeniz’e gelen gemileri de orada. Çin’le yapacakları tatbikat da çok büyük” dedi.
Tatbikat önemli
Bu konuda Savunma Bakanımız Hulusi Bey’den bilgi alalım” diyen Erdoğan sözü Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’a verdi. Akar şunları söyledi: “Önümüzdeki günlerde Vostok 2018 tatbikatı yapacaklar. Türkiye’yi de çağırdılar. Değerlendiriyoruz. Doğu bölgesinde yapacaklar. Denizde başladı. 25 gemi, 30 noktadan, canlı mühimmat da var. Bunlar 20-25 kilometre civarında menzile sahip füzeler. Amerika da bunu görüyor. Yani, tatbikat önem taşıyor.”
Bizim ilişkimiz yalnızca Suriye halkıyla
“Bizim sadece Suriye halkıyla ilişkilerimiz var. Bunlar da ağırlıklı olarak ılımlı muhaliflerdir. ”
Ruhani, Esad yönetimiyle işbirliği yapılması yönündeki beklentilerini ifade etti. Bizim bu konudaki yaklaşımımız nedir?
Yani bu sadece Rusya ile İran’ın yaptığı bir iş. Bizim şu anda rejimle böyle bir şey yapmamız söz konusu değildir. Bizim sadece Suriye halkıyla ilişkilerimiz var. Bunlar da ağırlıklı olarak ılımlı muhaliflerdir. Rejimle ise zaten söz konusu değil. Ha, seçim yapılır, yeni anayasa ile beraber halkın seçtiği bir iktidar iş başına gelir, o ayrı mesele.
ANAYASA İÇİN 50 İSİM VERİLDİ
Terör örgütlerine dair bir liste söz konusu mu?
El-Kaide, Nusra ve benzeri örgütler...
Suriye’de bir seçime Esad da girer ve kazanırsa o zaman bizim tavrımız ne olur?
Biz tabi Esad’ı filan hiç konuşmuyoruz. Bütün mesele, oradaki seçmen potansiyelini ortaya çıkarmak. Suriye’nin içindeki seçmenler var, dışındaki seçmenler var, oluşacak seçmenler var... Bu yapı nasıl teşekkül edecek, bunu bir defa görmemiz lazım. Temennimiz odur ki inşallah Suriye’nin çilesi biter.
Suriye’deki terörist grupların silah bırakması ve anayasanın oluşturulması hususunda hâlihazırdaki durum nedir?
Anayasanın oluşturulması süreciyle ilgili olarak rejim, ılımlı muhalifler, ayrıca ülkedeki STK’lar 50’şer isim vermişlerdi. Bunların içinden bir ekip belirlenecek. Temennimiz bu işin bir an önce başlaması.
Silah bırakma konusu nasıl olacak?
Biz orada ateşkes ifadesini kullandık. Onlar silah bırakma olarak ifade ettiler. Bizim temennimiz, bir silah bırakma eyleminin inşallah başlamasıdır. İdlib’te en azından silahların belki susması bile şu anda önemli bir gelişmedir.
Akdeniz gazında Türkiye devrede
Doğu Akdeniz doğalgazının Avrupa’ya taşınmasıyla ilgili Türkiye’nin rolü üzerine bir soruyu cevaplayan Erdoğan şunları söyledi: “Böyle bir yatırıma mutlaka niyetlendikleri zaman, maliyeti ne olursa olsun deniz altından bir hatla doğrudan Yunanistan üzerinden taşımayı da tercih edebilirler. Bu onların bileceği bir şey. Veya tankerler vasıtasıyla da taşıyabilirler. Mesela İsrail, bizim üzerimizden düşünüyordu ilk görüştüğümüz zamanlarda: Türkiye üzerinden Avrupa’ya açılmak... Orada Amerika’nın, Fransa’nın, İsrail’in tavırlarının yanı sıra tabii ki maliyet de belirleyici olacaktır” dedi.
ALBAYRAK: SONDAJ SES GETİRDİ
Başkan Erdoğan bu konuyla ilgili Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’a söz verdi. Bakan Albayrak şunları söyledi: “Orada hem Mısır’ın yeni gaz keşifleri oldu, hem İsrail’in gazı... Orada pazar, Türkiye üzerinden Avrupa... Tabi, Türkiye de pazar... Deniz altından yaparlar ama Türkiye’ye yapılacak olan altyapı yatırım maliyetinin neredeyse en az 4-5 katı maliyet olur. Geri dönüşü 40-50 yıl. Dolayısıyla fizibil değil. Ha, zarar etme pahasına yaparlar mı?
İLK KUYU YAKINDA KAZILACAK
Halka açık hiçbir şirketin hissedarları buna olumlu bakmaz. Ben hep bunu söyledim. Onun için Türkiye’nin bir şekilde devrede olması söz konusu... Ayrıca, bizim yeni sahalarla ilgili sondaj çalışmaları başlatma olayımız ciddi bir şekilde ses getirdi. Yani, Akdeniz’de bir-iki ay içerisinde kazılacak olan ilk kuyu sonra ikinci kuyu, dolayısıyla Türkiye bölgede gaz-petrol bulamamış tek ülke olarak, bölgede en çok tüketen en büyük ülke olarak, böyle bir durum olursa, onlarda böyle bir kaygı var.”