AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, "Anketlerde parti olarak, Cumhur İttifakı olarak önde gidiyoruz. Cumhurbaşkanımız önde gidiyor. İnşallah ilk turda seçimi kazanacağız. İyi bir fark var." dedi.
Bir televizyon programına konuk olarak gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan AK Partili Dağ, son anket sonuçlarına ilişkin konuştu.
AK Partili Dağ'ın açıklamalarından öne çıkanlar:Millet İttifakı'nın oylarının bir kısmını Memleket Partisi ve Muharrem İnce'ye kaptırdığını dile getiren Hamza Dağ, "Bizim seçmen duruyor. Bizim adayımız zaten yıllardan beri belli. Yeni bir aday durumu söz konusu değil. AK Parti seçmeni 5 yıllık süre zarfında bizim oylarımızın çıktığı indiği zamanlar oldu. Bu süreçlerde seçmenlere baktığımız zaman bizim seçmenlerin tamamı kararsız durumda bulundu. Seçim yaklaştıkça, kararsız seçmenin bize doğru yöneldiğini görüyoruz." dedi.
Anketlerde parti olarak, Cumhur İttifakı olarak önde gidiyoruz. Cumhurbaşkanımız önde gidiyor. İnşallah ilk turda seçimi kazanacağız. İyi bir fark var. Muharrem İnce faktörü var. Muharrem İnce yüzde 10 civarında kendi oyu var. Seçime kadar ben bu civarlarda kalabileceği konusunda tam emin değilim. Kampanya dönemi önemli olacak. Muharrem İnce'nin performansı önemli. İnce'nin bu kadar oy alma noktasına gelme sebebi nedir? Asıl mevzu orada. İnce'ye Kasım'da, Aralık'ta, Ocak'ta baktığımızda yok. Şubat'ta 0'lar 1'ler, Mart'tan sonra yüzde 10'lu oylar konuşuyoruz. Partisi 4-5 civarında. Nedeni 7'li masanın adayının tutmamış olması, kabullenilmemiş olması.
2022 yılı dünyanın en zor yılı olarak tarihe geçti. Rusya Ukrayna savaşıyla beraber enerji fiyatlarının fırlamasını hep beraber yaşadık. Bunların maliyetinin bize yansıması oldu. En zor zamanda bizim asgari seçmen kitlemiz var. İlk turda Recep Tayyip Erdoğan gibi bir faktör olmasa ilk turda bu ülkede cumhurbaşkanlığını alabilecek bir durum söz konusu olabilir mi?
Biz şu anda ilk turda Allah'ın izniyle bu seçimi kazanacak duruma doğru yol alıyoruz ve şu anda kazanacak durumdayız. İlk turda Sayın Recep Tayyip Erdoğan tabi ki cumhurbaşkanı oluyor.
Karşı tarafın bir ortak liste çalışması var. Onun illere yansımasını takip etmek lazım. Bizim şöyle bir avantajımız var. Biz AK Parti olarak Türkiye'nin her yerinden oy alan bir siyasi partiyiz. Dolayısıyla Türkiye'nin her yerinden oy alan bir siyasi parti olarak bizim almış olduğumuz oy oranının üstünde mecliste temsiliyetimiz oluşuyor. Bu yıllardır böyle. Mecliste normal şartlarda bize 240-245 milletvekili getirmesi lazım. Ama biz geçen sefer 300 milletvekili çıkarttık. CHP yüzde 25 oy alıyor. Yüzde 25 oy ile meclise 150 milletvekili çıkartması lazım. Ama 130 milletvekili alıyor. Niye? Çünkü biz Türkiye'nin her yerinden temsiliyetimiz olduğu için biz almış olduğumuz oy oranının üstünde milletvekili alıyoruz.
Bir önceki seçimde MHP ile ayrı bir listeye girmiştik. Büyük Birlik Partisi ve Yeniden Refah Partisi seçime ayrı bir listeyle girmek isteyince aynı ittifak içinde 2 siyasi parti ayrı bir listeyle girince MHP de biz de ayrı bir listeyle girmek istiyoruz dediler.
Biz 2018'de 3 dönem kuralını uygulamadık, uygulayamadık. Zaman çok dardı, erken seçim oldu. Ben üç dönemi hem MYK'da savundum hem birebir Sayın Cumhurbaşkanımızla konuşmamda hem sahada teşkilatlarımızla yaptığımız görüşmelerde. Başvuruyu usulen yaptık. Çok net bir şekilde 3 dönem kuralının uygulanması gerektiğini söyledik. 20 sene 25 sene daha bu ülkenin bu partiye ihtiyacı olduğu kanaatindeyim. 25. döneme ara verme ve dönem olarak saymadan 26, 27 dönemde 3 dönemi üst üste yapan bu dönem ara verecek.
Biz diğer siyasi partilerle görüşme yapmadan önce her birinde Cumhurbaşkanımız Devlet Beyi evinde ziyaret etti, bilgilendirdi. Külliyedeki görüşmelerde hepsi görüşüldü. Dolaylı iletişim dahi kurulmadan önce her seferinde Sayın Cumhurbaşkanımızın bizzat her ikisi bu ittifakta genişleme süreçleri ortaya çıkmaya başlamadan önce her seferinde görüştüler konuştular.
Türkiye'nin en önemli sorunu olarak deprem döneminde deprem çıkıyor doğal olarak. Ekonomi sorunu yok demiyoruz böyle bir şey var ama çözeceğiz, çözüyoruz çözmek için uğraşıyoruz. Depremin mutlaka ekonomiye bir etkisi oldu. Allah'a şükür hızla ekonomi çarkları döndü. Bizim pandemiden sonra bir karar vermemiz lazımdı. Bu kritik bir karar. Vatandaşımızın bunu değerlendirmesinde fayda var. Pandemiden sonra dünyada zaten emtia fiyatları artışı, rekabet alanlarının bozulması, tedarik zincirlerinin bozulması hepsi ister istemez bir enflasyona bir ekonomik sıkıntı doğurdu. Faizleri dünya artırdı, biz ya sabit tuttuk ya da indirdik. Burada karar verdik. Burada bize pozitif alanda dönüşü istihdam alanında oldu.
Dünyadaki enflasyon artışıyla beraber biz faizle ilgili yaptığımız işte enflasyon dünyadaki oranın üzerinde bizde artış oldu. Şimdi onun aşağıya doğru eğiliminde inmeye başladığını görüyoruz. Bundan sonra bizim önümüzdeki dönemde seçim vaadi olarak ne yapacaksınız diye sorsanız bizim en önemli vaadimiz enflasyonu aşağıya indirmek.
Bütçede bir sorunumuz var mı? EYT'yi bile çıkarmamıza rağmen bütçede bir sorunumuz yok. Bizim şu anda ihracatta bir sorunumuz yok. Bizim istihdamda bir sorunumuz var mı? Daha aşağıya inebilir. Ama baktığınız zaman diğer kalemler noktasında yine fena gitmeyen bir durum söz konusu. Burada enflasyon en önemli meselemiz. Mayıs-Haziran aylarıyla beraber enflasyonu indirmeye devam edeceğiz.
TÜİK sadece enflasyonu açıklamıyor. TÜİK 500 tane kalem açıklama yapıyor. Hiçbir şekilde o '500 kalemlerle ilgili oynama olmuyor' deyip de 'sadece enflasyonda oynama oluyor' bana çok inandırıcı gelmiyor. Muhalefetin veri açıklamış olduğu birtakım şirketler var o şirketlerin merdiven altı şirketleri olduğuna dair de paylaşım da yapmıştım.
Cumhuriyet Halk Partililer bir kuşak çıkarttı biliyorsunuz. Sürekli gençleri bir sıfat olarak ortaya koymaya çalıştılar. O oluşturmuş oldukları tablo aslında 3 Mart itibariyle kendilerine döndü. Kendilerine muhalif olan kendi çıkarttıkları adaya muhalif olanlar, Muharrem İnce'ye doğru bir gidişat söz konusu oldu. Ben o kesimin ya sandığa gitmeyeceğini ya da bize oy vereceğini düşünüyorum.
Bizim coğrafyamızda 1880'de doğup 1950'ye kadar yaşamış olanlar çok zor bir dönem geçirmişler. Şimdi de 2000'li yılların başlarında yaşayanlar, hem kuraklıkla ciddi anlamda karşı karşıyayız. Bu yaz neyle karşılaşacağımızı bilmiyoruz. Belediyelerin bu konuyla ilgili bir açıklama yaptığını da görmüyorum.