27. Dönem İstanbul Milletvekili Yavuz Ağıralioğlu, CNN Türk'te gündeme açıklamalarda bulundu.
Ağıralioğlu'nun konuşmasından önce çıkanlar şöyle:"Uzunca zamandır siyasetin meclis kürsüsünde hassasiyet güderek siyaset yapıyorum. Adaylık sürecinde her koordinatları gözlemleyerek siyaset yapmaya çalışıyorum. Hassasiyetlerimi milletle paylaşırken ben bedelini ödemeye göze aldığım bir karara mahkum oldum. Milleti doğru tahmin etmek. Bu gerçeklere uygun bir hassasiyet gütmek gerekmektedir. Bu gördüğümüz tablonun ben en erken söyleyeniyim. CHP ile bizim siyasi beraberliğimizin içerisinde özgünlük korumak, farklılıklarımızı korumak ve bunlara göre bir istişare belirlenmesini istedim. Aslında ben sonuca geldiğimizde istişare değil dayatmanın olduğunu düşünmekteyim. Masa diye kurduğumuz yerde Kemal Bey'in adaylık hevesi gibi gizli bir amacı daha olduğunu düşünmekteyim. Henüz milletin kendine ne oy vereceğimizi bilmediğimiz partilerin, masada eşit söz hakkı olmasının bu süreci yönetmeye değil dayatmaya yönelik olacağını söyledim. Bu şu demektir; 50 ye 50'nin 50+1 olarak yenmenin değil, siyasetin düsturunu taşıyan bir dil benimseyelim. Kazanacak aday hassasiyetimizi vurgulayım, bizde 60'dır 65'dir diye konuşalım dedik.
"İHA'LAR SİHA'LAR BUNLARA DOKUNMAYIN"
Seçim zamanı başımıza gelenleri bileceğimizi bildiğimiz olduk. Bunca huzursuzluğa rağmen sandığa giden bir Türk milleti, sandıktan ümidimi kesmiyorum, her şeye rağmen ben sandığı gidip beni yönetecek adamı ben seçiyorum demesi mükemmel. Defalarca dedim ki bizim milletimiz geçim derdini vesaire ilgilenir ama defalarca dedim ki halkımızda büyük bir millet duygusu vardır. İHA'lar SiHA'lar bunlara dokunmayın. Bunlarla alay etmeyin. Bu millet devletsiz kalmanın ne kadar feci bir şey olduğunu bir kere daha Suriye'de gördü. Bu iki hassasiyetimi seçmenin hangi kitleye gideceğini bilerek bir hassasiyet belirttim ben.
"SİYASETİN ZEHRİ KİBİRDİR"
PKK'lıların 15 Mayıs'ta Kandil'den zafer çığlıklarıyla iniyoruz çığlıklarını 15 Mayıs'ta etkisini göreceksiniz dedim. Türk milletinin bu demeçlerle ilgili seçimin Kandil ve Edirne arasına sıkışmışlığına asla bir şey yapılmadı. Kürt oyları lazımdır diyerek yapılarak HDP'yi Türk milliyetçilerine dayatması kabul görmedi. Biz defalarca uyardık ki siyasetin zehri kibirdir. Siz kimi gösterirseniz gösterin seçmen oy verir mantığı halkta benimsenmedi. Buna rağmen Kandil'den sizin için söylenen sözlere sessiz kalırsanız. Demokratik özerklik gibi söylemlerde bulunursanız.
'SİZ MUHALİF SEÇMENİN SİZE BAĞLADIĞI UMUDUNU GÖTÜRÜP KANDİL'İN CEBİNE İNDİRDİNİZ'
Sizin lehinize söylenen sözlerden rahatsız olmadan bunlara sessiz kalırsanız, HDP'nin eski kurmaylarının cumhuriyetle hesaplaşmak, cumhuriyete format atmak, resmi dil taleplerinde bulunmak. Cezaevlerinin boşalacağına dair birsürü nutuk irade etmek falan. Bütün bunları CHP'nin lokomatif olduğu bir denklemde. Atatürk'ün partisi, devletini kurmuş. Devletine yan gözle bakmış her gözü oymuş. Devletine uzanmış her eli kırmış bir adamın. Devletinin sahibi olduğunu iddia eden bir partinin, devletine parmak sallayan ve devletini yıkmak isteyenlere bu kadar müsammahakar davranması millet vicdanında mutlaka karşılık bulacaktı, buldu. Bu sonuç, o sonuçtur işte. Siz Atatürk'ün partisinin genel başkanısınız. Devleti kuran partinin genel başkanısınız. Devletinize parmak sallayan, devletinizi tehdit eden, devletinizi yıkmaya teşebbüs etmiş insanların çığlıklarına, naralarına bir esaslı ses vermediniz. Efendim, Kandil'in adayı Kılıçdaroğlu diyorum, bozuluyorlar. Diyorum ki destekliyorum diyorlar bir şey demiyorsunuz. Siz bu muhalif seçmenin size bağladığı umudunu götürüp Kandil'in cebine indirdiniz. Bu millet vicdanında asla kabul edilebilir bir şey değildir.
"BİZİM ÜLKÜCÜLÜĞÜMÜZ ARA SIRA NÜKSEDEN BİR ŞEY DEĞİLDİR"
Efendim şimdi siz diyorsunuz ki Kürt oyları bize lazım. Bu memlekete bağlı olan herkesin oylarına talip olmak lazımdır. Ama ben şunu eleştiriyorum, Selahattin Demirtaş'a özgürlük diyenler yanımıza gelsin söylemleri olmadı. Kürt oyları HDP ile eşitlenince bu Kürt kardeşlerimize hakarettir bunları söyleyeyim. Bu arada demokrasinin yolu Ankara'dan geçer dediğimde, bana sıraya geçerek cevap veriyorsunuz. Onlar olmadan kazanamayız diyordunuz şimdi soluğu Zafer Partisi'nin yanında alıyorsunuz. Arkanıza Atsız'dan iki tane kitap koyuyorsunuz, bununla Türkçü olduğunuzu gösterdiğinizi sanıyorsunuz.
Allah'tan seçim iki tur oldu. Bir tur daha olsa sanırım İslam Birliği'ne gidip halifelik çağrısında bulunacak Kemal Bey. Bizim ülkücülüğümüz ara sıra nükseden bir şey değildir. Bizim bir yaşam irademizin ete kemiğe bürünmüş bir şeydir. Kemay Bey bilsin bizimki ara sıra nüksetmez.
"MİLLETİN UMUDUNU YIKTINIZ"
Döke saça kazanırız Kemal Bey'le, buyrun döke saça mahvettiniz. Milletin umudunu yıktınız. Seçimden sonra klasik bir ezber var. YSK'nın önünde toplanıyoruz oylar çalındı. Şimdi ben şuna bakıyorum efendim; İlk turda alırız dediniz tutmadı, parlamento çoğunluğunu alırız dediniz tutmadı, ikinci turda bombalar patlar dediniz tutmadı, asla iktidarı devretmeyecekler dediniz tutmadı, oy çalacaklar dediniz oylarımız çalındı dediniz tutmadı, yahu seçimden iki saat önce kazandık dediniz tutmadı. Şimdi 28 Mayıs'ta bana güvenir misiniz diyorsunuz bu zamana kadar dedikleriniz tutmadı, millet size nasıl güvensin. Artık insanlar şey demeye başladı; İktidarı değiştiremiyoruz bari iktidara oy vererek muhalefeti değiştirelim. Memlekete bence bir meteor çarpmadı.
Muhalif seçmende artık şu duygu oluştu: Biz her şeye rağmen bu muhalefete oy verip de iktidarı değiştiremiyorsak bari iktidara oy verelim de bu muhalefeti değiştirelimEsas sorun şudur; memlekette makamına uygun davranmayanların istifa etmesi gerektiğini biz söyledik muhalefet olarak; Biz defalarca kez iktidarda istifaya çağırdık. Peki muhalefetten istifa ettirilmesine için daha ne gerekli?
"KILIÇDAROĞLU 2. TURU ALAMAZ"
Dokuz kere yenilmiş birinin onuncu maçına gitmez. Kılıçdaroğlu 2. turu alamaz."