27 Mayıs 'Darbelerin Anası'dır

Tarihe ‘Darbelerin Anası' olarak geçen 27 Mayıs askeri müdahalesinin bugün 60'ıncı yıldönümü. Dönemin tanıkları, “Türkiye'yi kuklalaştırma sürecinin başlangıcı” olarak tanımladıkları darbeyi AKŞAM'a anlattı.

LÜTFİ KAPLAN - HİLAL YILDIRIM

27 Mayıs darbesinin ardından başlayan Yassıada yargılamalarında Başbakan Adnan Menderes’in avukatlığını yapan Burhan Apaydın’ın eşi Beyhan Apaydın AKŞAM’a konuştu. Beyhan Apaydın, 27 Mayıs yargılamalarında Adnan Menderes’in savunmasını tamamlayamadığını, son sözünün sorulmadığını hatırlatarak yargılamanın yenilenmesi gerektiğini söyledi. Apaydın şunları kaydetti:

KONUŞTURMADILAR

“Yassıada’da yargılama olmuyordu ki, konuşturmuyorlardı Adnan Menderes’i. Milli Birlik Komitesi, halk ayaklanır diye Adnan Menderes’i konuşturmadı. Burhan Bey ‘Benim müvekkilim 10 sene Türkiye devletini şerefle içeride ve dışarıda temsil etmiştir. Yere düşmekle cevher sakıt olmaz kadri kıymetten’ dediğinde bu sözün halka ulaşmasını engellemek için mahkeme salonundan ‘yuh’ ve ‘ooo’ sesleri yükseldi. Bu söz radyolarda söylendi, millet bu sözü duydu. Ertesi gün Burhan Beyi, halkı isyana teşvikten tutukladılar. 3.5 ay hapis yattı.”

SOKAĞA ÇIKAMADILAR

Yargılamalardan bir sene evvel Londra kazası oldu, ben Ankara Garı’nda karşılamaya gitmiştim. İğne atsanız yere düşmüyordu. Bir sene sonra darbe oluyor ama bir kişi çıkamıyor ki bu darbeye karşıyız diye. Halk korkutulmuştu. 15 Temmuz ve 27 Mayıs’ı da gördüm. Aralarındaki fark şu, Menderes konuşturulmadı. Konuştuğu zaman halk isyana gelecekti. Halka sanki ordu ihtilal yapmış gibi anlatıldı, oysa düzmeceydi her şey. Adnan Menderes, halkın sevgisine güvendiği için çok hazırlıksızdı. Ayrıca ordu da Adnan Menderes’i seviyordu. Cuntacılar hazırlıksız yakaladılar.”

HALK 27 MAYIS’I UNUTMAZ

Beyhan Apaydın, Yassıada’nın ‘Demokrasi ve Özgürlük Adası’na dönüştürülmesiyle ilgili, “İyi oldu, halk 27 Mayıs’ı unutmaz” dedi.

GÜRSEL’İN MEKTUBU İDAMI DURDURABİLİRDİ

Beyhan Apaydın, Cemal Gürsel’in Menderes’e yazdığı mektupla ilgili tanıklığını da aktardı: “Cemal Gürsel Paşa, ihtilaldan kısa bir süre evvel mektup yazıyor. Ethem Menderes alıyor bu mektubu, Adnan Menderes’in eline geçmemiş mektup. Mektupta ‘sen milletin gözbebeğisin’ diyor. 27 Mayıs sabahı bu söz ‘sen diktatörlük yolunda yürüyorsun’ diye değiştirilerek okundu. Burhan Bey, Yassıada yargılamalarında ‘bu mektubun aslını istiyorum’ dedi. Bunun üzerine Menderes’i sıkıştırıyorlar, ‘bu mektubu isterseniz seni de berhava ederiz, onu da berhava ederiz’ diyorlar. Burhan Bey talebini sürdürüyor, geri çekmiyor. Mektubun aslı açıklansaydı, belki idamlar olmayacaktı.”

O ADA BİZİM İÇİN ACININ SEMBOLÜYDÜ

Menderes’le birlikte götürüldüğü Yassıada’da gördüğü işkencede hayatını kaybeden dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Faruk Oktay’ın oğlu Emre Oktay, “Yıllarca gidemediğimiz adanın yeni hali beni heyecanlandırıyor” dedi.

Yassıada’da gördüğü işkenceler nedeniyle hayatını kaybeden dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Faruk Oktay’ın oğlu Hasan Emre Oktay AKŞAM’a konuştu. Yassıada’nın kendileri için acının sembolü olduğunu belirten Oktay, “Yıllarca yakınlarımızı kaybettiğimiz Yassıadaya gitmemizi bile yasakladılar. Bırakın adaya gitmeyi Adnan Menderes’in adını anarken sesimizi kısardık. Şimdi Demokrasi ve Özgürlükler Adası’nın yeni hali bizi çok heyecanlandırıyor” dedi. 27 Mayıs sürecine dair ‘Yassıada Menderes’in Gözyaşları’, ‘Yaslı Ada’, ‘Türk Tarihinin Kayıp Yılları’ adlı kitapların yazarı olan Oktay, şöyle devam etti:

DEMOKRASİ CİNAYETİ İŞLENDİ

“Biz ilk kez AK Parti döneminde gidebildik. Demokrasiye inanan insanlara, hayatlarını verdikleri Yassıada’ya sahip çıktılar. Öyle acılar yaşadık ki bunlar bizim için çok kıymetli şeyler. Neler yapıldığını merak ediyorum. Demokrasi ve Özgürlükler adasının yeni halini görmek bizi çok heyecanlandırıyor.”

“Ülke, 27 Mayıs sürecinde iftiralarla ve kurgularla darbeye sürüklendi. Ülkede güzel şeyler oluyor o zaman, tarımda patlamalar olmuş, ihracata başlamışız. O sırada eli silahlı bir takım ordu içinde bir cunta çıkıyor. Ben eşkıya diyorum onlara. Halk Partililer darbecilere devrim yapıldı diye sarıldılar. Oysa darbe, seçimle başa gelmiş insanları cinayete uğratmaktır. Demokrasi cinayeti işleniyordu ülkede.”

“Yakın zamanda 15 Temmuz darbe girişimi gibi bir acı yaşadık. Yine aynı eşkıyalık. Bu defa devlete yerleşmiş bir örgüt tarafından halka da silah doğrultuluyor. Kimsiniz, nesiniz? Seçimle başa getirdiğimiz insanları kim oluyorsunuz da almaya kalkıyorsunuz? Eşkıyalıktan başka bir şey değil bu.”

İFTİRAYA ZORLADILAR

Oktay, 27 Mayıs darbesinin Türkiye’de askeri vesayeti başlattığını belirterek “Babama ‘Celal Bayar ve Adnan Menderes sana ateş emri verdi mi’ diye soruyorlar. Bir iftira kâğıdı hazırlıyorlar, o kâğıtta ‘Celal Bayar ve Adnan Menderes bana öğrencilere ateş et emri verdi, ama ben etmedim’ yazıyormuş, babam bunlara direnmiş. Ben ne böyle emir aldım ne de ateş ettim demiş. İftira atmadığı için işkenceyle öldürmüşler. Vefatını bir telefonla öğrendik. Annem ondan sonra hiç kendine gelemedi.”