24 Haziran seçimlerine bir aydan az bir zaman kala insanlar yeni sistemde nasıl oy verilecek sorusuna yanıt bekliyor. TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa Şentop seçim yaklaşırken yeni seçim düzenlemesine yönelik bilgiler verdi. Oy pusulası hakkında detaylı açıklama yapan Şentop, seçimle ilgili birçok konuya değindi. Nasıl oy kullanırım 2018 yılında en çok sorulan sorular arasında yer aldı. TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa Şentop'un açıklamalarının ardından vatandaşların soruları cevap buldu. Yeni sistemdeki oy pusulaları ile ilgili tüm detaylar haberimizde. Cumhurbaşkanlığı ve 27. dönem milletvekili seçimleri öncesinde vatandaşlar yeni sistemde nasıl oy verilecek sorusuna yanıt arıyor. TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa Şentop'un açıklamalarıyla vatandaşların aklındaki sorular yanıt buldu. İşte yeni sistemle ilgili tüm detaylar... Seçimlerin dürüstlüğü ile ilgili bütün işlemleri yapma ve yaptırma seçim süresince ve seçimden sonra seçimlerle ilgili bütün şikayet, itiraz ve yolsuzlukları inceler, kesin karara bağlar ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Üyelerinin seçim tutanaklarını kabul eder. Yedi asil, dört yedek üyeden meydana gelen bir kuruldur. Bu üyelerin altısı Yargıtay, beşi Danıştay genel kurullarınca kendi üyeleri arasında gizli oyla seçilir. Bunlar aralarından gizli oyla ve salt çoğunlukla bir başkan ve bir başkan vekili seçerler. İki yargıtay ve iki Danıştay üyesi kura ile yedek üyeliğe ayrılır. Başkan ve başkan vekili ad çekmeye dahil değildir.
YENİ SİSTEMDE NASIL OY VERİLECEK?
Cumhurbaşkanlığı ve 27. dönem milletvekili seçimleri öncesinde vatandaşlar yeni sistemde nasıl oy verilecek sorusuna yanıt arıyor. TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa Şentop'un açıklamalarıyla vatandaşların aklındaki sorular yanıt buldu. İşte yeni sistemle ilgili tüm detaylar...
NASIL OY KULLANIRIM?
Şentop, "Oy pusulasında fazla bir değişiklik olsun istemedik. İttifak yapan partiler oy pusulasında yan yana yer alacak. Her parti için bir sütun olacak. İttifakın unvanı olan bir çerçeve olacak. Bütün detayları düşündük. Yine herkes kendi partisine oy verecek ana prensip bu. AK Parti'ye oy verecek olan AK Parti'ye MHP'ye oy verecek olan MHP'ye mühür vuracak." şeklinde konuştu.
KURA ÇEKİMİNE GÖRE PUSULADA PARTİLERİN YERLERİ NASIL OLDU?
24 Haziran cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki oy pusulası için kura çekimi yapıldı.Kura çekimine göre, AK Parti, MHP ve BBP'nin oluşturduğu Cumhur İttifakı oy pusulasında birinci sırada, CHP, Saadet Partisi, İyi Parti ve Demokrat Parti'nin yer aldığı Millet İttifakı ise altıncı sırada yerini aldı. Birleşik oy pusulasında Cumhur İttifakı içerisinde AK Parti birinci, MHP ikinci sırada yer aldı. Milletvekili genel seçiminde kullanılacak oy pusulasında HÜDA PAR 2'nci, Vatan Partisi 3'üncü, HDP 4'üncü, BTP ise 5'inci sırada yer alacak.
HANGİ OYLAR GEÇERSİZ SAYILACAK?
TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa Şentop geçersiz oylarla ilgili, "Mührü nereye vurursanız vurun, isterseniz birden fazla vurun diğer partinin alanına geçmeyince geçersiz olmayacak. İttifak alanı içerisinde farklı yerlere vurulduğunda ise geçerli olması lazım. Bu sorunu bir formülle çözmeye çalışıyoruz. İttifakın ortak oyu dediğimiz oy. Ama hangi parti olduğu belli değil. Bu oyları partilerin tek tek almış oldukları oy oranında partilere dağıtıyoruz. Tabii bunlar istisnai durumlar. Esas olan herkesin kendi partisine oy vermesidir." şeklinde konuştu.
24 HAZİRAN 2018'DE SEÇİME GİRECEK PARTİLER
1- Cumhur İttifakı (AK Parti-MHP)
2- HÜDA-Par
3- Vatan Partisi
4- Halkların Demokratik Partisi
5- Bağımsız Türkiye Partisi
6- Millet İttifakı (CHP-İyi Parti-SP)
Seçim yasakları: Seçim sırasında, kanunen yapılması yasaklanan fiil ve işlemler.
Seçim suçları: Seçimlerin kanunlara uygun bir şekilde yapılmasını engelleyici suçlar. Hileli faaliyetler, cebir ve şiddet kullanılması, tehdit, kurulların yasaklarına aykırı hareket, görevlilerin görevi kötüye kullanmaları vs.
Seçmen: Seçime, oy vermek suretiyle iştirak eden veya seçme hakkına sahip olan kimse. Seçmen olabilmek için, yaş sınırının altında olmamak ve kanunen yasaklı bulunmamak lazımdır.
Seçim ehliyeti: Seçmek ve seçilmek ehliyeti, hakkı olup, seçimin cinsine göre kanun ve nizamnamelerle hususi hükümlere bağlanmıştır.
Ön seçim: Siyasi partilerin gerek meclis adayları, gerekse mahalli idare adaylarını tespit ettikleri seçim.
Ara seçim: Boşalan milletvekilliği, belediye başkanlığı ve muhtarlık vs. için, normal dönemler arasında yapılan seçim.
Kısmi seçim: Cumhuriyet senatosu veya meclisin münavebeyle, nöbetleşerek yenilenen bir bölümü için yapılan seçim.
Mahalli seçim: Mahalli idare yöneticisi; belediye başkanı, belediye meclisi, il genel meclisi üyeleri, muhtar ve ihtiyar heyeti üyeleri için yapılan seçimdir.
Genel seçim: Bir ülke parlamentosunun yenilenmesi, dolayısıyla gerektiğinde iktidarın değişmesini sağlıyan seçimdir.
Seçim devresi: Seçim dönemi. Herhangi bir görev veya hizmet için seçilen kimselerin veya bu kimselerin meydana getirdiği meclis veya heyetlerin, vazifelerinin devam edeceği belli müddet. Türkiye’de millet meclisi ve belediye seçimleri 5 (beş) yılda bir yapılır.
Seçim giderleri: Seçimlerle ilgili işler için gereken araç, gereç ve personel giderlerinin tamamı. Seçim dairesi (çevresi): Milletvekili, belediye ve il genel meclisi üyelerinin seçildikleri bölge, çevre. Türkiye’de her il bir seçim çevresidir.
Seçim bölgesi: Seçim bakımından her muhtarlığa bağlı bulunan bölge. Mahalle ve köyler birer seçim bölgesidir.
Seçim kurulları: Seçim işlerini yürüten kurullardır. Merkezde Yüksek Seçim Kurulu, her ilde İl Seçim Kurulu, her ilçede ilçe Seçim Kurulu, her sandık bölgesinde ise bir Sandık Seçim Kurulu bulunur. Seçim sandığı: Seçimlerde kullanılan oyların atılmış olduğu ağzı kapalı-mühürlü sandık.
Seçimin yenilenmesi: Kanun ve yasaklara aykırı olarak, kurallar çiğnenerek yapılan bir seçimin, sakatlık yüzünden iptaliyle yeniden yapılması.
Seçim mazbatası: Seçim sonucunda, seçilen kimselere, seçilmekle kazandıkları sıfatın geçerli olduğunu gösteren ve bir sureti kendilerine verilen belge.
Seçim tutanağı: Seçim sonuçlarının resmen tespit edilerek, imzalandığı tutanak.
Seçimin kullanma alanları çok çeşitlidir. Parlamento üyeleri seçimi, il genel meclisi üyeleri, belediye başkan ve meclis üyeleri, mahalli ve köy muhtar - idare heyetlerinin seçimi, siyasi partiler, dernekler, meslek kuruluşları, sendikalar, bazı yargı organları vs. seçimleri. Bu seçimlerin bazısı anayasada vardır. Üniversite yönetimi ve meslek odaları seçimi, kendi üyeleri arasında yapılır. Yargı organlarının seçim usulleri daha değişiktir. Seçilenlerin bazısı kamu görevlisi veya memur statüsündedir. Bazıları ise (şirket, dernek idarecileri) özel hukuka tabidir.
Tek dereceli veya çok dereceli seçim: Tek dereceli seçimde, seçmen doğrudan doğruya yöneticilik için aday olanlara oyunu kullanır. Çok dereceli seçimde ise, seçmen, yöneticileri tayin veya seçecek olan temsilci seçmeni seçer. Tek dereceli seçim demokrasiye en uygun seçimdir. Vasıtalı, yani çok dereceli seçim, kamuoyunu dengelemek ve daha seçkin kimselerin seçilmesi gibi faydalar sağlarsa da; mahalli ve siyasi imtiyazlı bir zümrenin seçilmesine imkan verir. Bu yüzden demokrasiye pek uygun değildir.
Çoğunluk sistemi
a) Nisbi çoğunluk: En çok sayıda oy alan liste veya aday kazanmış ilan edilir. Mesela, A,B,C partilerinin listeleri 25.000, 22.000 ve 15.000 oy alsın. En çok oy alan liste veya aday kazanmış olur. İngiltere’de uygulanır. Partilerin çokluğu halinde en çok oy alamamış olan parti, mecliste çoğunluğu alabilir. Türkiye’de 1950-60 arası uygulanan nisbi çoğunluk sistemiyle toplam oyları muhalefet partileri oylarından az olan bir parti, büyük bir çoğunlukla iktidar olmuştu. (1957 seçimlerinde oyların % 48’ini alan D.P. 424; oyların % 52’sini alan muhalefet partileri ise toplam 186 milletvekili çıkarmışlardır.)
b) Mutlak çoğunluk: Bu sistemde, kullanılan oyların yarıdan fazlasını alan aday veya aday listesi seçimi kazanmış olur. Mesela, kullanılan oyların toplamı: 42.000 olsun. Kazanabilmek için 21.001 oy almak gerekir. Mutlak çoğunluğu almak çok zordur. Bazı ülkelerde birinci seçimde uygulanır. Kazanan olmazsa ikinci seçim yapılır.
c) Belli yüzde çoğunluğu sistemi: Buna çoğunluk da denir. Kazanabilmek için aday veya aday listesinin; kullanılan oyların belli bir yüzdesinin çoğunluğunu alması gerekir. Mesela, oyların % 40’ının, % 50’sinin, % 80’inin alınması halinde kazanılmış olacağı gibi.
Nisbi temsil sistemi
Seçim birimi
Türkiye’de seçim siyasi bakımdan, 1876 Birinci meşrutiyet Anayasasıyla ilk defa uygulandı. Buna göre, her il bir seçim çevresi ve seçimler gizli olacaktı. Muvakkat Talimat adlı geçici bir talimatla(5 Kasım 1876’da) ilk Milletvekili Genel Seçimi 1877 yılında yapılmıştır. Seçim kanunu hazırlanıncaya kadar Muvakkat Talimatla seçimler olacaktı. Servet ilkesine göre, aday olabilmek için Türkiye’de az-çok bir emlak sahibi olmak gerekiyordu. İstanbul ve çevresi dışında kalan yerlerin milletvekillerini, o yerlerin idare meclisi üyeleri gizli oyla seçtiler. İstanbul ve çevresi ise 20 seçim çevresine ayrıldı.
Eşraf ve erkandan birer seçim kurulu kuruldu. Seçim çevresi halkından 25 yaşını bitiren, emlak sahipleri iki vekil seçti. 40 kişi olan bu vekillerse İstanbul milletvekillerini seçtiler. Birinci Meşrutiyetin tek seçimi bu oldu. 1908’de İntihab-ı Mebusan seçim kanunu çıktı. Buna göre, iki dereceli, servet ve çoğunluk esası getirildi. İlk defa siyasi partiler bu seçimde mücadeleye girdi. istiklal Harbi sırasında ilki, (23 Nisan 1920 toplantısı için) 19 Mart 1920’de; ikincisi ise 1923’te yapılan iki seçim vardır. Servet esası kalkmış ve seçmen yaşı 18’e inmişti. 1927, 1931, 1935, 1939, 1943, 1946, 1950, 1954 ve 1957 seçimleri yapıldı. İlk dördü İntihab-ı Mebusan Kanununa göredir. 5 Aralık 1934’te 2598 sayılı kanunla kadınlara da seçme ve seçilme hakkı verildi. Seçmen yaşı 22 oldu.
1942 tarihli Mebus Seçimi Kanunu da, iki dereceli sistemi kabul ediyordu. İlk defa 1946 tarihinde, Milletvekili Seçimi Kanunu ile tek dereceli sistem getirildi. Ancak, bu kanun da açık oy, gizli tasnife dayandığı için sağlıklı ve dürüst bir seçimden bahsetmek imkansızdı. Türkiye’de, gerçek milli iradeyi, dürüst bir şekilde yansıtabilecek ve çok partili hayata yol açabilecek ilk seçim kanunu, 16 Şubat 1950 tarihli ve 5545 sayılı Milletvekilleri Seçimi Kanunu’dur. Bu kanuna göre, 14 Mayıs 1950’deki seçimle tek parti iktidarından, çoğulcu demokrasiye geçildi. 1954 ve 1957 seçimleri de aynı şekilde ve çoğunluk sistemine göre yapıldı. Kuvvetli ve millet çoğunluğuna dayanan iktidarlar işbaşına geldi. 1961 Anayasası, seçme ve seçilme hakkı ve bunların teminat altına alınması için temel ilkeleri koydu. Türkiye tarihinde ilk defa seçimlerin, serbest, eşit, gizli, tek dereceli genel oy (gizli oy), açık tasnif ve döküm esasına göre yapılacağı belirlendi.
Çoğunluk sisteminden farklı bir sistem de seçim kanunlarıyla getirildi. 1961 seçiminde, Cumhuriyet Senatosu seçimi çoğunluk sistemine, milletvekilleri seçiminde nisbi temsil usulüne yer verildi. 1965’te, her iki meclis seçimlerinde de, bir nisbi temsil çeşiti olan Milli Bakiye sistemi getirildi. 3. Barajlı seçim sistemi: 1969 seçimlerinde Barajlı D’hont şekline göre seçimlere bir baraj sistemi getirildi. Buna göre bir seçim çevresindeki geçerli oyların toplamı, o ilin milletvekili sayısına bölünüyor, böylece de çıkan seçim (baraj) sayısından az oy alan siyasi partilere veya bağımsız adaylara milletvekilliği verilmiyordu. Açıkta kalan milletvekili varsa, baraj altında oy alan parti ve adaylar düşünülmeden D’hont sistemine göre paylaştırmak icab ederdi. Hiçbir parti ve aday seçim sayısına ulaşmazsa, çıkacak milletvekilleri D’hont sistemine göre tespit ediliyordu. Bu sisteme "Barajlı D’hont" adı verildi. Bu sistemi Anayasa mahkemesi iptal etti. Bu şekilde, yargı organı, yasama organına müdahale ediyor ve çoğunlukla tek bir partinin iktidar olmasını engellemeye çalışıyordu.
1982 Anayasası ve akabinde çıkarılan Siyasi Partiler ve Seçim Kanunu ile demokrasi rayına daha sağlam bir şekilde oturtuluyordu. Koalisyon ve güçsüz iktidarların memlekette anarşiyi önleyip, kalkınmayı gerçekleştirmesi imkansızdı. Cumhuriyet Senatosu (tabii senatörü, kontenjan ve seçimle geleni de olmak üzere) kaldırıldı. Millet meclisi üye sayısı ise 400’e indirildi. Fakat 1987’de yapılan değişiklikle tekrar 450’ye çıkarıldı. Türkiye genelinde partilere yüzde on barajı ve ayrıca, seçim çevresi barajı konuldu. Buna göre, bir seçim çevresinde, kullanılan geçerli oyların toplamının, o çevreden çıkacak milletvekili sayısına bölünmesiyle elde edilecek sayıdan az oy alan siyasi partilere ve bağımsız adaylara milletvekili tahsis edilmez. Yani bu yüzdenin altındaki bir parti o bölgede veya ilde milletvekili çıkaramıyor.
1987 genel seçimleri öncesinde çıkarılan bir kanunla, bir çeşit Dar Bölge Sistemine geçildi. Buna göre, her ilin nüfusuna göre tespit edilen milletvekili sayısı 6’yı geçerse, o il birden fazla seçim çevresine ayrılıyor. 6 milletvekili çıkaracak olan bölgelerde partiler birer kontenjan adayı gösteriyor. Bu sayı, toplam milletvekili sayısının % 10’u olan 45’e ulaşmazsa diğer bölgelerden dolduruluyor. Bir seçim bölgesinde en çok oyu alan partinin kontenjan adayı kazanmış oluyor. Geri kalan milletvekilleri; 5 çıkaracak olan bölgelerde % 20’yi, 4 çıkaracak yerlerde % 25’i, 3 çıkaracak yerlerde % 33’ü, 2 çıkaracak yerlerde % 50’yi geçen partiler arasında paylaştırılıyor.
1991 seçimlerinden önce çıkarılan bir kanunla, 2 ve 3 milletvekili çıkaracak olan yerlerde % 25 barajı kabul edildi. Ayrıca, bir seçmen, oy verdiği partiden yalnız bir adaya tercih işareti koyabiliyordu. Bu tercih işaretleri toplamı, o partinin, o bölgeden aldığı oyların % 15’ini geçerse, o aday birinci sıraya geçmiş oluyordu. Bu şekilde kuvvetli ve tek partili iktidarlar dönemi başlatılmak istendi. Mahalli İdarelerde İl Genel Meclisi ve Belediye Meclisi seçimlerinde istikrarı sağlamak için 1984 tarihli 2972 sayılı kanunla seçimde Baraj Usulü kabul edilmiştir. Buna göre, bir seçim çevresinde kullanılan geçerli oy toplamının onda birine tekabül eden sayı bütün partilerin ve bağımsız adayların aldıkları oy sayısından çıkarılır. Bu çıkarmadan sonra geriye kalan oy, oyu kalmayan siyasi partiler ve bağımsız adaylar üye tahsisinde hesaba katılmaz.
Milletvekili seçiminin başlangıç tarihini ve oy verme gününü kanun tespit eder. Seçimlerle ilgili işlemlere, seçmen kütüklerinin yazılması ile başlanır. Her seçim bölgesi için bir seçmen kütüğü düzenlenir. Ancak, bu düzenlemeden sonraki altı ay içinde ikinci bir seçim olursa, yeni bir kütük düzenlenmez. Seçmen kütüklerine yazılı olmayan oy kullanamaz. Oturduğu yere en yakın seçim bölgesi ve sandığında oy kullanma hakkı vardır. Birden çok seçmen kütüğüne yazılmak ve birden çok oy vermek yasaktır.
Seçim kurulları: Türkiye’de seçim işleri, seçim kurulları tarafından yapılır. Bağımsız yargı denetimi seçimlerde esastır.
Yüksek seçim kurulu: Ankara’da bulunur. Seçimlerin başlangıcından sonuna kadar düzen içinde geçmesini sağlar.
Seçimlerin dürüstlüğü ile ilgili bütün işlemleri yapma ve yaptırma seçim süresince ve seçimden sonra seçimlerle ilgili bütün şikayet, itiraz ve yolsuzlukları inceler, kesin karara bağlar ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Üyelerinin seçim tutanaklarını kabul eder. Yedi asil, dört yedek üyeden meydana gelen bir kuruldur. Bu üyelerin altısı Yargıtay, beşi Danıştay genel kurullarınca kendi üyeleri arasında gizli oyla seçilir. Bunlar aralarından gizli oyla ve salt çoğunlukla bir başkan ve bir başkan vekili seçerler. İki yargıtay ve iki Danıştay üyesi kura ile yedek üyeliğe ayrılır. Başkan ve başkan vekili ad çekmeye dahil değildir.
İl seçim kurulu: İl seçim çevresinde kanunla tespit edilen vazifeleri görür. İl merkezindeki derecesi en yüksek hakim, başkandır. Diğer iki yüksek dereceli hakim de üye olur. Yargı organında iki hakim de yedek üyedir.
İlçe seçim kurulu: Her ilçe çevresinde, kanunun verdiği görevleri yapar. Seçimi düzenle yaptırır. İlçenin en yüksek dereceli hakiminin başkanlığı ile diğer altı üyeden meydana gelir. Dördü siyasi partilerden ikisi de öğretmenlerdendir. İki öğretmen yedek üyesi de vardır.
Sandık kurulu: Sandık çevresinde seçimi yapan ve İlçe Seçim Kurulu tarafından kurulan bir başkan ve dört üyeden meydana gelir.
Seçim sonuçları hakkında şikayet ve itirazlar kanunla tespit edilmiş olup, kurullara aşağıdan yukarı doğru yapılır.
ERKEN SEÇİM NEDİR?
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 77. Maddesi'ne göre: Milletvekili seçimleri 4 yılda bir yapılır.
Bu süre dolmadan gidilen seçimlere ise erken seçim denir.
ERKEN SEÇİM KARARI NASIL ALINIR?
Meclis, bu süre dolmadan seçimin yenilenmesine karar verebileceği gibi, Anayasada belirtilen şartlar altında Cumhurbaşkanınca verilecek karara göre de seçimler yenilenir. Süresi biten milletvekili yeniden seçilebilir. Yenilenmesine karar verilen Meclisin yetkileri, yeni Meclisin seçilmesine kadar sürer.
ERKEN SEÇİM NE ZAMAN YAPILIR?
2839 Sayılı Seçim Kanunu'nun 8. maddesine göre; Seçim dönemi bitmeden önce, seçimin yenilenmesine Türkiye Büyük Millet Meclisi veya Cumhurbaşkanınca karar verilmesi halinde, durum Bakanlar Kurulu tarafından kırksekiz saat içinde ilan olunur.
Yenileme kararı Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından verilmişse Meclis, seçimin yapılacağı tarihi de belirler.
Yenileme kararının Cumhurbaşkanınca verilmesi halinde, bu kararın verildiği günden sonra gelen doksanıncı günü takip eden ilk Pazar günü oy verilir.
YEREL YÖNETİMLERDE ERKEN SEÇİM NE ZAMAN OLUR?
Yerel yönetimler yani; il-ilçe belediye başkanları, il-ilçe meclis üyeleri, muhtarlık seçimleri de 5 yılda bir yapılır. Bu seçimlerinde normal olduğu zamandan yapılması için Anayasa'nın ilgili maddesinde değişiklik yapılması gerekiyor.