Arslan, İstanbul Uluslararası Finans Merkezi'nin (İFM) Türkiye için stratejik öneme sahip olan çok önemli bir proje olduğunu dile getirerek, İFM'nin içindeki BDDK binasını kendilerinin yaptığını söyledi.
Arslan, bu kapsamda yapacakları 3 kulenin bir tanesini BDDK'ya hizmet binası olarak vereceklerini kaydederek, "Geri kalan 2 kule iş merkezi ve ticari alanlardan oluşacak. Projemizi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, TOKİ, emlak konut ve BDDK'nın onaylaması gerekiyor. Bunlardan 3'ü onayladı bir tanesi kaldı. Nisan ayı içerisinde bu onayı almayı bekliyoruz. Bu ay içinde temeli atacağız" diye konuştu.
İFM'nin başarıya ulaşması için İstanbul'un jeopolitik konumundan kaynaklanan avantajın da kullanılması gerektiğini ifade eden Arslan, Londra ve Zürih gibi Batı'daki finans merkezlerinin çalışma şekillerini anlattı.
Arslan, ekonomik aksın Batı'dan Doğu'ya kaydığını belirterek, "Türkiye'yi, tam da bugünlerde Avrupa ile Asya arasında Avrasya'nın merkezi olarak sukuk ve benzeri değişik finansal enstrümanların, kaynakların, İslami finansmanın merkezi haline getirebiliriz. Devlet büyüklerimiz de bu düşünceyle böyle bir mega projeyi gündeme getirdiler" ifadelerini kullandı.
Finans merkezinin sadece binalarla başarıya ulaşamayacağının altını çizen Arslan, bu projenin gerek hukuki, gerek demokratik adımlarla altının doldurulması, yabancı yatırımcılara güven verilmesi gerektiğini vurguladı.
Arslan, bu şekilde İstanbul Uluslararası Finans Merkezi'nin hak ettiği yere gelebileceğini bildirdi.
'KENTSEL DÖNÜŞÜM HIZLANACAK'
Kentsel dönüşümün Türkiye için iki anlam ifade ettiğini dile getiren Arslan, birinci anlamda güvensiz yapıların can güvenliği için acilen dönüştürülmesi gerektiğini söyledi.
Arslan, İstanbul gibi çok gelişmiş yerlerde şehir merkezlerinde kalan eski sanayi tesislerinin hem estetik anlamında hem de ekonomiye kazandırılmasın için dönüştürülmesi gerektiğini kaydederek, böylece arsa üretilebileceğini ifade etti.
Kentsel dönüşümün Türkiye'nin önündeki altyapı projelerinin de en önemli parametrelerinden olduğunu kaydeden Arslan, kentsel dönüşümle ilgili yasanın bazı revizyonlara ihtiyacı olduğunu, bunu yetkililerin de zaman zaman dillendirdiğini anlattı.
Arslan, "İnşallah biraz yavaş işleyen kentsel dönüşüm sürecinin yasanın revizyonuyla hızlanacağını, hepimiz için gerçek manada yaşanabilir alanların oluşturulacağı düşünüyorum. Kentsel dönüşümde tüm paydaşlar dikkat etmeli. Hak sahipleri büyük rant amacıyla şehri beton yığınına dönüştürmemeli" dedi.
Kentsel dönüşümün daha büyük alanlarda yapılmasına dair zorunluluk getirilmesi önerisinde bulunan Arslan, böylece daha fazla yeşil alana ve sosyal donatıya sahip olunabileceğini bildirdi.
'4 ŞEHİR HASTANESİNE 1,6 MİLYAR EURO YATIRIM'
Hüseyin Arslan, şehir hastanelerinin halen kamuoyu tarafından yeterince bilinmediğini belirterek, kamu-özel işbirliği modeliyle yapılan hastanelere ilişkin şu bilgileri verdi:
"Sağlık Bakanlığı, sağlıkta Reform ve Enformasyon Programı çerçevesinde 60 bin yataklık yeni bir program açıkladı. Çok büyük bir kapasite. Buradaki amaç; iki konuyu kamuya finansman yükü getirmeden özel sektör marifetiyle çözebilmek. Bunlardan birincisi eksik olan yatak kapasitenin artırılması, ikincisi ise mevcut eski hastanelerdeki niteliksiz yatakların daha modern ve nitelikli yataklara dönüştürülmesi. İşin temelinde bu vardı. Şu anda 60 bin yatağın 27 bin yatağı ihale edildi. Bunların inşaatları başladı. Biz YDA Grup olarak bunun öncülüğünü yapmaktayız. Türkiye'nin ilk PPP-Sağlık Sektöründe Kamu Özel Ortaklığı Modeli ile şehir hastanesi Kayseri'de hayata geçiriliyor. Tam 1583 yataklı. Bunun yatırımcısı biziz. Şu anda Konya'da 840, Manisa'da 600, Şanlıurfa'da 1700 yatak olmak üzere 4 şehirdeki hastanelerin yatırımcısıyız. Bu 4 şehir hastanesi için toplamda 1,6 milyar avro yatırım yapıyoruz."
Arslan, Kayseri'de kaba inşaatın bittiğini ve ince işlerin devam ettiğini ifade ederek, teçhizat ve ekipman alımlarına başlayacakları, hastanenin Mart 2017'de hizmete açılacağını söyledi.
Manisa'da kaba inşaatın devam ettiğini ve 2017'de burada da hizmet verilmeye başlanacağını dile getiren Arslan, Konya'da temellerin henüz atıldığını, Şanlıurfa'daki şehir hastanesi için Yüksek Planlama Kurulu'nun (YPK) onayını beklediklerini, sözleşmenin imzalanmasıyla birlikte yatırıma başlayacaklarını aktardı.
Arslan, ihalesi yapılacak toplamda 33 bin yataklı hastanelerin de ihalelerine katılacaklarını, şu anda toplamda 5 bin yataklı 4 şehir hastanesinin yapımını üstlendiklerini, hedeflerinin 10 bine ulaşmak olduğunu, böylece 3 milyar avroluk yatırımı sadece hastanelere yapmış olacaklarını vurguladı.
'TÜRKİYE'YE GÜVENİYORUZ'
Arslan, 2015 yılında küresel piyasalardaki belirsizlik, iki siyasi seçim ve döviz kurundaki oynaklıkların bazı şirketlerin yatırımlarını ertelemesine neden olduğuna dair yorumların hatırlatılması üzerine, YDA Grup olarak her zaman Türkiye'nin geleceğine inandıklarını vurguladı.
Türkiye'nin enerji ülkesi olmadığını anımsatan Arslan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Tamam petrol, doğal gaz ülkesi olmayabiliriz ancak lütfen jeopolitik konumumuzun avantajlarını ne olur görelim. Enerji kavşağındayız. Enerji çağının yaşandığı, küreselleşen bir dünyada ne Avrupa ne Orta Doğu ne Asya Türkiye'siz yapamaz. Türkiye burada enerji kavşağı olacak. Türkiye üzerinden geçecek olan petrol ve doğal gaz boru hatlarının hayata geçmesiyle birlikte çok büyük gelirlere kavuşacak. İkincisi Türkiye'nin makro ekonomik dengelerine baktığımızda son derece olumlu. Bankalarımızın mali yapısı Batı'dan çok daha iyi. Müteşebbislerimiz çok daha cevval. Arz-talep noktasında ciddi manada talep var.
Ülkemize ve ülkemizin geleceğine inandığımız için biz yatırımlarımıza hiç ara vermedik. 2015 yılında Türkiye'nin gelişen ülkelerden pozitif ayrıştığı gibi biz de karlı bir yıl geçirdik. 2015 yılını ödüllerle geçirdik. 2016 yılında 2 milyar avro yatırım yapacağız. Bu rakamın 1,6 milyar avrosunu şehir hastanelerine, 250 milyon avrosunu Dalaman Havaalanı'na yapacağımız yeni terminallere, geri kalanını da gayrimenkul projelerimize harcayacağız. Türkiye'ye her alanda güveniyoruz. Yatırımlara ilerleyen yıllarda da devam edeceğiz." (AA)