Türkiye İş Bankası AŞ'nin, Kamuyu Aydınlatma Platformu'nda (KAP) yayımlanan açıklamasında, bankanın Petrol Ofisi AŞ'de hissedar olduğu 2001-2005 dönemini de içeren 2001-2007 yılları arasında POAŞ yönetim kurulunda görev yapmış olan üyeler ile bazı üst düzey yöneticiler hakkında, POAŞ'ın akaryakıt ithalat işlemlerinin bir bölümüne ilişkin olarak, bir iddianame hazırlandığı ve bu iddianamenin görevli mahkeme tarafından yargılama konusu edildiği belirtildi.
İddianamede, yönetim kurulu başkanı ve bankanın hissedar olduğu dönemde POAŞ yönetim kurulunda görev almış olan yöneticileri kapsayan iddialara yer verildiği ifade edilen açıklamada, şu değerlendirmelere yer verildi:
"İddianamede özetle; ithalatta eksik vergi ödemek amacıyla 2001-2007 yılları arasında tescil olunan 56 adet beyannamede yaklaşık 6,3 milyon ABD doları tutarında noksan kıymet beyanında bulunularak gümrük vergileri açısından vergi kaybına neden olunduğu, şirketin vergi kaçırmak kastıyla hareket etmiş olduğu, POAŞ'ın sermayesinin tamamına sahip olduğu ve tamamen yasalara uygun şekilde akaryakıt tedarik faaliyetlerinde bulunan iştiraki ile yapılan ithalat işlemlerinden haksız kazanç edinildiği, söz konusu işlemlerin yönetim kurulu üyelerinin bilgisi olmaksızın icrasının mümkün olmayacağı varsayımından hareketle bu işlemlerden yönetim kurulu üyelerinin 'bir örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen suç kapsamında' sorumlu olduğu belirtilerek yargılama talep edilmiştir.
POAŞ'ın iddia konusu işlemleri incelendiğinde; ithalat işlemlerinin şirketin istihdam ettiği, konusunda uzman kişiler, müşavirler ve şirketler tarafından ilgili mevzuat çerçevesinde yürütüldüğü, iddia konusu olan ithalat işlemlerinin gümrük vergisine tabi olmadığı, bu nedenle gümrük vergileri açısından herhangi bir vergi kaybı oluşmasının mümkün olmadığı, bu çerçevede vergi kaçırma kastından söz edilemeyeceği, POAŞ'ın tamamına sahip olduğu iştiraki ile yaptığı işlemlerde haksız kazançtan bahsedilemeyeceği, Türk Ticaret Kanunu ve ilgili mevzuata göre oluşan yönetim kurulunun yasal bir organ olarak yasalarda belirtilen esaslara uygun olarak faaliyetlerini yürüttüğü; yasalara uygun şekilde yürütülen Yönetim Kurulu faaliyetlerinin örgüt faaliyeti olarak tanımlanmasının mümkün olmadığı, görülecektir."
Açıklamada, "Bu nedenle, bankamız yönetim kurulu başkanı ve yöneticilerine yönelik iddiaların hukuki bir zemine dayanmadığının yargılama sürecinde de görüleceğine ilişkin inancımızın tam olduğunu, bankamız, bankamız Yönetim Kurulu Başkanı ve yöneticilerimizin yasal haklarının korunması için gerekli hukuki tedbirlere başvurulacağını kamuoyunun bilgisine saygıyla sunarız" ifadelerine yer verildi. (AA)