Seyirci koltuğu rahat olmamalı! İzlemesi ve hazmı zor ''demir leblebi'' 3 film…

“Sinema, duygular, düşler ve içgüdü dünyalarını anlatmak için en iyi araçtır”der Luis Bunuel. İki ayrı kulvar edinen sinema var artık hayatımızda. Ana akım sinemada; hız, aksiyon, net diyaloglar, her şeyi unutturan ve belki biraz uyuşturan dinamikler var. Bağımsız sinema ise seyirciyi diri tutan, felsefi yanı olan, belki biraz rahatsız eden ve gerçeği hatırlatan izler taşıyor özünde. Tarafımızı seçmek zorunda değiliz, ruh halimize göre dilediğimizi tercih edecek kadar büyük ve görkemli bir sanat sinema...

aksam.com.tr

Belgin Özdemir

Bir filmin içinde kendimizi aramak hatta kaybolmak istediğimiz zamanlar olur. Yaşadığımız dünyadan sıyrılmak, başka hayatlara bakmak, gerçekle yüzleşmek, görmek ve anlamak... Sinema nadide bir armağandır bu safhada. Siz "Bugün hangi filmi izlesem?" diye sorduğunuzda seçtiğiniz film aslında sizi seçmiştir! Yakalanmışsınızdır... Eh, seyirci koltuğu da her zaman rahat olmamalı. Popüler filmler biraz beklesin, demir leblebi, hazmı zor ama yine de "İyi ki izledim" diyeceğiniz 3 filmden oluşan bir seçki hazırladık sizler için.

THE PAINTED BIRD (BOYALI KUŞ-2019) IMDB 7.4

Listemizin ilk sırasında 2019 yapımı "The Painted Bird" (Boyalı Kuş) var. Çekyalı yönetmen Vaclav Marhoul'un yazar Jerzy Kosinski'nin aynı isimli romanından uyarladığı siyah-beyaz film daha uzun yıllar boğazlarda düğüm olarak kalacak. Ailesini yitiren küçük ve yapayalnız bir çocuğun savruluşuna ve savaştan geriye kalan insanların da mazlumdan zalimliğe geçişine içerleyerek dikiyoruz gözlerimizi. Ahh Joska... Tam bir demirden leblebi, boğazı tıkayan bir seyirlik. Savaşın gölgesinde yalnız bir çocuğun adımlarının izini süren, kötülüğün sıradanlığını yüzümüze haykıran, iliklerimize korku enjekte eden bir yapım The Painted Bird!

INCENDIES (İÇİMDEKİ YANGIN-2010) IMDB 8.3

Wajdi Mouawad'ın büyük beğeni toplayan oyunundan uyarlanan "Incendies" (İçimdeki Yangın) hala listelerin gözdesidir. Dokunaklı ve sarsıcı film, bir annenin son dileğiyle başlar: İkizleri Jeanne ve Simon, kökenlerini araştırmalıdır. Ve yolculuk başlar; nefretten, aşktan, savaşlardan taşlar vardır yollarda... Kanadalı yönetmen Denis Villeneuve, güçlü oyuncu kadrosu ile sürekli yutkunmamıza izin verir, sessizleştirir, düşündürecek fırsatlar tanır. Seyretmeyenler için, yakıcı, karanlık ve çarpıcı bir deneyimdir bu film!

BLINDNESS (KÖRLÜK-2008) IMDB 6.6

18 Haziran 2010'da kaybettiğimiz Portekizli José Saramago'nun Körlük (Blindness) adlı romanı 1995 yılında yayınlandı. Uzun ve meşakkatli bir sürecin ardından filme uyarlanan "Blindness" (Körlük), insan doğası üzerine yoğunlaşır. Mekân, zaman, koordinatlar tümüyle saf dışıdır. Nerede olduğu bilinmeyen bir kentte, insanlar yavaş yavaş körleşmeye başlar. Ve bunu, bulaşıcı bir hastalık olarak algılarlar. Aslında bir yanıyla doğrudur bu; toplumsal ve politik körlük, mecazi ve gerçek anlamda gerçekten bulaşıcıdır. Korku oluşturan körlük aynı zamanda saldırganlaştırır da, şiddeti meşru kılar. Filmin her karesinde de görürüz; ete kemiğe bürünmüş korkuyu ve insan doğasındaki o ilkel karanlığı...

Gözleriniz, aklınız ve sinema hep sizinle olsun, iyi seyirler...

32 yaşında Hiroshima mon Amour, 84 yaşında Amour... Emmanuelle Riva'nın bugün doğum günü

2022'nin en iddialı ve ürkütücü dizisi "Severance" (Kıdem Tazminatı) zihninizi açacak ve bağımlılık yapacak!

The Little Foxes (Küçük Tilkiler): Kapitalizmin gölgesinde bir hırs ve yozlaşma draması!

Gürcistan sinemasından 4 iyi film