MERVE YILMAZ ORUÇ
Ekranların sevilen isimlerinden Ege Kökenli, Paranoya filminin galasında sorularımızı yanıtladı. Birçok televizyon dizisinde ve beyaz perdede oynadığı yapımlardan tanıdığımız güzel oyuncu Ege Kökenli ile rolünü, çekim sürecini ve yeni projelerini konuştuk. Filmde Nebahat karakterine hayat veren Kökenli, çekimlerin çok güzel geçtiğini ve ilk defa kendi memleketinde bir film çektiği için ayrıca mutlu olduğunu dile getirdi.
Hayırlı olsun yeni filminiz. Bu kez nasıl bir rolde izleyecek sizi seyirci?
Nebahat karakterine hayat veriyorum. Aslen Lüleburgazlı ama İstanbul'da iyi eğitim almış biri. Babasının vefatının ardından memleketine dönüp babasından kalan dikiş atölyesinin başına geçiyor. Orada kendine bir hayat kurmuş. Daha sonra Muntazam ile karşılaşıyor. Hikâyeye oradan itibaren dahil oluyor. Muntazam ile ilişkileri ilerledikçe de onunla ilgili yeni şeyler öğreniyor seyirci. Sevdiğim bir karakter oldu. 9 yaşından beri oyunculuk yapıyorum ilk defa kendi memleketimde oynuyorum. Kırklareliliyim. Lüleburgaz'da yaptık benim çekimleri. O anlamda da benim için ayrı bir anlamı oldu. Hikâyeyi ve karakteri zaten beğenmiştim rol teklifi geldiğinde ama Lüleburgaz'da çekilmesi ayrı bir güzellik kattı.
KATI KURALLARIM YOKTUR ROL SEÇİMLERİNDE
Roller konusunda seçici olur musunuz?
İçime sinen ve karakterin içinde rahat edebileceğim bir iş olsun isterim elbette. Ama içinde rahat edemeyeceksem bile o rol içinde kendimi geliştirebileceğim bir şey ararım. Keskin ve katı kurallarım olmamakla birlikte okuduğum şeyde kendimi görmek isterim.
Genelde sinemada komedi, TV'de ise dram ağırlıklı yapımlarda yer almışsınız. Bu film de komedi gibi duruyor...
İçerisinde komedi öğeleri var ama komedi değil. Sinemada Aykut Enişte, Çakallarla Dans derken genelde bu tip işler denk geldi. Sektörde şöyle bir şey olabiliyor, siz bir şeyi canlandırdığınızda ve iyi tepkiler aldığınızda genelde aynı tarz roller geliyor. Bir şeyle bütünleşince hazıra gitmek daha kolay oluyor sanırım. Halbuki dediğiniz gibi dizilerde daha çok dram işlerinde oynamışım. Oyunculuk aslında renkli ve çeşitli bir iş. O yüzden kurumsal bir iş seçmedim. Her seferinde farklı bir tat almak istedim yaptığım şeyden. Ama bazen böyle olmayabiliyor. Bu arada komedi oynamaktan mutluyum. Gelen işleri komedi, dram diye ayırmam. Sadece bazen aynı rolleri oynamak insanı yoruyor. Rengin tükenmiş gibi hissediyorsun, aynı şeyler defalarca gelince. Tabii şimdiki filmimizin tadı farklı. Film komedi öğeleri barındırmasına rağmen dramatik sahneleri var. Toplumun bazı yaralarına ışık tutacak bir tarafı da var. Güzel bir iş çıktı.
EN BÜYÜK ZORLUK ÇOK GÜLMEM OLDU
Çekimler nasıl geçti?
Klasik olacak ama biz eğlendik çekerken. İnsanlara böyle deyince ne kolay iş gibi düşünülüyor ama öyle değil. Birçok zorluğu var aslında. Emek isteyen, yorucu bir iş. Ama biz işimizi severek yaptığımız için bu cümleleri kuruyoruz. Benim olduğum bölümlerin çekimleri, üç hafta sürdü. Onur ile güzel bir uyum yakaladık. Doğal komik bir insan. Bana en büyük zorluğu çok gülmek oldu. O yüzden onunla göz göze gelmemeye çalıştım.
PANDEMİ BAYA ETKİLEDİ SEYİRCİLERİ
Sinemaya iş yapan oyunculardan birisiniz. Filminiz bugün vizyona giriyor. Seyirci ve gişe konusunda ne düşünüyorsunuz? Dijital platformlar ile seyirci salonlardan uzaklaştı mı sizce?
Bunun nedeni sadece dijital mecralar diyemeyiz. Sonuçta TV'de de devam eden işlerimiz oluyor. Her mecranın ayrı bir seyirci kitlesi var. Sinemadaki en önemli etkenin pandemi olduğunu düşünüyorum. O dönem baya bir kitle kaybetti. Herkesin sosyal hayat konusunda endişeleri oldu. Evde TV izleme rahatlığı da bunda etkili olabilir. Ama sinema çok kıymetli. Nasıl tiyatro yeri doldurulmaz ise sinema da bence öyle. Evde ne kadar büyük televizyonunuz olursa olsun sinemadaki o sinerji, beyaz perde her zaman daha farklı bence. Seyircimizi bu yüzden geri istiyoruz. Türk sineması yükselişte olan bir sinema. Birçok emekçinin çalıştığı bir alan. O yüzden izleyicilerimizi bekliyoruz.
Filmler sinemadan sonra artık dijital mecralara ve akabinde TV'lere veriliyor...
İşin içinde sanat ne kadar olursa olsun bu bir ticaret. Ticari kaygılar var. Son zamanlarda bilet fiyatları ne kadar oldu bilemiyorum ama kalabalık bir ailenin sinemaya gitmesi zor olabiliyor. O yüzden bazen dijitali ya da TV'de yayınlanmasını bekleyebiliyor seyirci. Sinemada izlemelerini tercih ederiz ama gidemezlerse de mutlaka bir yerden izlesinler filmimizi.
ERKEN FİNALLERDE TEK BİR SEBEP YOK
Diziniz erken final yaptı. Bu sene başlayıp birkaç bölüm sonra biten diziler var yine. Güçlü kadrolarla yola çıkıyorsunuz. Erken finallerin sebebi sizce ne olabilir?
Evet, Güzel Aşklar Diyarı dizimiz 6. bölüm ile final yaptı. Yapım ve kanalın ortak kararı idi. Oyuncular olarak elimizden geleni yaptık. Çok güzel insanlarla tanıştım, dostluklar kuruldu. Ama dizi dünyasında birçok parametre var. Açıkçası nedeni şudur diyemem. Ama hikâyeden olabilir, cast seçimleri olabilir, yanlış gün seçilmiş olabilir. Tek bir sebebe bağlamamak lâzım.
Gündeminizde başka projeler var mı?
Filmler peş peşe geldi. Çakallarla Dans 7, 6 Aralık'ta vizyona girecek. Doğu ile Doğu'nun 3.sezonunu çektik. O bir dijital platformda yayınlanacak. Onun dışında görüşmelerimin sürdüğü projeler var. Yeniden TV ya da dijital olabilir, bakacağız.