Aksam.com.tr
Belgin Özdemir
Her kadında masumluğunun ardında, kendi içindeki dişiliğin bilinçsiz karanlığı saklıdır... Bir kadın, valizlerini kapı önüne koyup gitmiş sevdiği adamı bekliyor. Ve son kez, veda telefonu açan adamla konuşuyor. Konuyu basit mi buldunuz? Hayır hiç değil. İnsan gibi! Yeterince karmaşık, yeterince zayıf ve yeterince güçlü. Üstelik Almodóvar melankolik olan her şeyi komedi ile öyle güzel birleştiriyor ki...
Sevgilisiyle yaptığı konuşma boyunca kadından, önce istikrarlı ve alaycı sonrasında parçalanmış ve çaresiz cümleler geliyor. Coşku ve renklerin dans ettiği sahnede sürükleniyoruz. Zekice vurgulanan cümlelerle, Pedro Almodóvar'ın şatafatlı renkleri ve geçmişi baltalayan hamlesiyle kontrolü yitiriyoruz.
Melankoli ile beslenen bir zihin her şeyi yapabilir ve her şeyi yakabilir! Tek perdelik oyun, tek bir oda ve bir telefon ile tek bir insan. Bir ses. İnsan sesi. İhtiyacımız olan yegane şey... Yalan da olsa sözün ve sesin tesellisine sarılmak isteyişimiz hiç geçmiyor.