AKSAM.COM.TR
Esma Nur Ülker
Ruha dokunan insanlar vardır. Bu öyle bir dokunuştur ki sende olan cevheri uyandırır ve olabileceğin en iyi kişiye dönüştürür. Bu dönüşüme yardımcı olmak için de elinden gelen fedakarlığı yapar.
Albus Dumbledore karakteri de Harry Potter için fitilleyici bir ateşti. Harry'nin içindeki tüm yeteneğin ortaya çıkarmasını destekleyen ve onu kendiyle yüzleşme yolculuğuna çıkaran kişiydi. Dumbledore, bu yolculuğun ne kadar zor olduğunu, Harry daha bebekken biliyordu. Yanında olmasa bile aslında hep oradaydı. Sadece Harry için değil, diğer tüm Hogwarts sakinleri için öyleydi.
Ama Harry'nin yüzleşmesi gereken yük geçmiş ve geleceği idi. Aslında Harry, derinde bir yerde en azılı düşmanlarının aslında ta kendisiydi. Voldemort'tan bir parça taşıyordu. Ya Voldemort gibi karanlık tarafta olacaktı ya da iyi tarafta onu alt edecek kişi...
Harry Potter kendisini yendi. Bunu yapabilecek tek kişi oydu çünkü kötülükten bir parça taşıyor olmanın yükü büyük fedakarlıklar gerektiriyordu. Kendini feda etmeden onu asla yenemeyecekti. Dumbledore, Harry'de o kadar büyük iz bırakmıştı ki Voldemort'un lanetinden daha galip geldi. Bu iz, sevgiydi.