aksam.com.tr
Belgin Özdemir
Geçmişin şimdiye dokunmadan geçip gitmesinin imkanını sorgulayan çok katmanlı bir film "Caos Calmo" (Sessiz Kaos). 2008 yapımı filmin başrollerinde; Nanni Moretti, Valeria Golino ve Isabella Ferrari gibi harika oyuncular var.
Güzel bir yaz günü Pietro ve kardeşi Carlo, plajda iki kadının çığlıklarıyla denize atlarlar. Evet, iki kahraman vardır karşımızda, fakat sadece biz biliriz ve takdir ederiz. Aynı kahramanlığı karısı için gösteremez Pietro, eve döndüğünde eşini düşerek ölmüş bulur. Başarılı ve hayatı yolunda giden (en azından öyle görünen) bir adam ve 10 yaşındaki kızı bir başına kalmıştır.
Bir hayat kurtarırken eşini yitiren Pietro'nun yaşamı tam da o gün değişti aslında. Gelecek dediğimiz zaten tek bir günden ibaret değil mi? Küçük kızını her gün okula götüren Pietro, ilginç bir karar alarak okulun önüne adeta kamp kurar. Şirketin birleşme sürecinin sancılı geçişlerini okulun önündeki parkta takip eden Pietro, karısının kardeşi, hayatını kurtardığı kadın ve iş arkadaşları arasında sesli-sessiz kaosuyla sıkışıp kalır. Pietro'nun biraz olsun soluk almasına vesile olan ise, parktaki rutinleri gözlemlemesi ve o hayata katılması olur.
Fanusun dışında yer edinen Pietro, iş hayatının entrikalarını, boş ve genel geçer sorunları, aşkı, herkesin hikayesini işte tam da o parkta fark eder. Film, adı gibi sessizce der ki; geçmiş bilgisayarda tek tuşla seçip sildiğiniz maillere benzemez, geçmiş bazen şimdiyi siler ya da yeniden inşa eder. Ölü ya da diri, yakında ya da uzakta ve baki olan hep "gölgelerden kurtulma" arzusudur. Bu gölge figürler, tam nerede olduğu anımsanmayan hastalıklı algılara dönüşür!
Antonello Grimaldi'nin yönettiği "Caos Calmo" (Sessiz Kaos), Sandro Veronesi'nin 2007 yılında yazdığı aynı adlı çok satan romanından uyarlandı. Filmin senaryosunu başrolde izlediğimiz Nanni Moretti ile birlikte Laura Paolucci ve Francesco Piccolo yazmış. Filmin birbirinden etkileyici müzikleri ise Radiohead, Stars gibi gruplara ait.
Stars'tan "Your Ex-Lover is Dead'ı bir kez daha dinlerken, babanın kızına uzaktan bakıp "Eğer bana bakmazsa ona yardım etmek için bir şey yapamayacağım, bana bak hadi" diyerek içinden seslenmesi yüreğimi burktu. Sevdiklerimize yeterince bakmadığımızı, yitirdiğimizde duyulan o boşluğu, hayatımızdaki nice insanı ve olayları teğet geçtiğimizi yeniden bildim.