14 Şubat Sevgililer Günü: Bugün izlenebilecek aşk temalı filmler…

Bugün 14 Şubat Sevgililer Günü. Sevdiğiniz insanla bugün yapacağınız etkinliklere bir film izlemeyi de ekleyebilirsiniz. İşte hem yerli hem yabancı aşk dolu filmler…

Ali Demirtaş

Bugün tüm dünyada sevgiyle kutlanan 14 Şubat Sevgililer Günü. Bizce sinema ise bugünün ayrılmaz bir parçası. O halde sevdiğiniz insanla birlikte bir film izlemeye ne dersiniz? Bu liste sizin için...

SİL BAŞTAN (2004)

Sil Baştan, ayrıldığı sevgilisinden kalan hatırlarını sildiren bir adamın hikayesini anlatıyor. İki yıl boyunca beraber olduğu sevgilisinden oldukça şaşırtıcı bir haber alan Joel Barish, bir teknolojik deneye katılan sevgilisine ilişkilerini tamamen hafızasından silinmeden hatırlatmaya çalışmaktadır. Yani Barish'in kim olduğunu bile hatırlamamaktadır. Bu gelişme üzerine küplere binen adam, aynı prosedürü kendi üzerinde de gerçekleştirmek ister. Film, adamın hafızaları silinirken, yaşanılan ilişkiyi gözler önüne serer. Adam da bir kez daha oldukça iyi başlayan ve sonradan tadı kaçan ilişkiyi izler. Fakat zaman geçtikçe ve sıra yaşanılan güzel şeylere gelince, üzerindeki müdahaleyi durdurmak ister. Pişman olmuştur!

AŞIKLAR ŞEHRİ (2016)

Aşıklar Şehri, yolları kesişen iki insanın hikayesini anlatıyor. Hayatlarında yön bulmaya çalışan iki tutkulu insan Sebastian ve Mia'nın yolları, Los Angeles'ta trafiğin sıkışık olduğu bir gün kesişir. Her ikisi de sanat tutkunu olan bu iki insan, hayallerini gerçekleştirme yolunda düşe kalka ilerlemektedir. Sebastian geleneksel jazzın kolonlardan yükseldiği bir kulüp açma hayalinde, Mia ise kafesinde çalıştığı film platosunda kendine uygun tüm oyunculuk seçmelerine katılarak bir rol kapma telaşındadır. Bu iki insanın kalpleri birbiri için atmaya başladığında ortaya çıkan manzarayı hayat şartları bozacak, onları yavaş yavaş hayallerinden uzaklaştırmaya başlayacaktır. Oscar ödüllü Whiplash'in yazarı Damien Chazelle'in yazıp yönettiği bu romantik müzikal, modern zamana adanmış bir Hollywood masalı.

SOĞUK SAVAŞ (2018)

Pawel Pawlikowski'nin Cannes'dan En İyi Yönetmen ödülüyle döndüğü filmi Cold War, 1950'lerin kıta Avrupası'ndaki tekinsiz Soğuk Savaş atmosferinde, çok farklı geçmişlere ve kişiliklere sahip olsalar da tutkulu bir aşk yaşayan bir çiftin hikâyesini anlatıyor. Adamla kadın, savaştan harabe halinde çıkan Polonya'da karşılaşır. Farklı geçmişlere ve karakterlere sahip olan kahramanlarımız birbiriyle asla anlaşamayacak tiplerdir; ama kader yollarını ayrılmayacak şekilde birbirine bağlamıştır. 50'li yılların Polonya, Berlin, Yugoslavya ve Paris'inin soğuk savaş atmosferini kendine fon edinen Soğuk Savaş; politik görüş, kişilik özellikleri ve kaderin cilveleriyle savrulan bir çiftin, imkânsız zamanlarda geçen imkânsız aşk hikâyesi.

AŞKIN (500) GÜNÜ

Alışılmamış türde bir romantik komedi olan film, aşkın gerçek olduğuna inanmayan bir kadın ve ona aşık olan bir adamın hikayesini anlatıyor. Tom Hansen, hayatından tamamen çıktığına emin olduğu zaman Summer Finn ile tanıştığı ilk günü hatırlar. Tom, kıza ilk gördüğü anda aşık olur. Hayatının geri kalan kısmını bu kızla birlikte geçirmesi gerektiğini biliyordur. Ne var ki Summer ne aşka ne ilişkilere inanmamaktadır. Buna rağmen aralarında arkadaşlıktan öte farklı bir ilişki başlar. Birlikte geçirecekleri günler sıradışı, eğlenceli ve komik bir hikâyeye tanıklık edecektir. İlk defa Sundance Film Festivali'nde gösterilen film hem eleştirmenlerden hem de seyirciden tam not aldı.

NOT DEFTERİ (2004)

Yaşlılar için yapılmış bir bakımevinde yaşayan ve çevresindekiler tarafından 'Duke' diye çağırılan ihtiyar adam sararmış defterinde yazılı olan bir aşk hikayesini okumaya başlar. Hikâye 1940 yılında başlar. Güney Carolina'da yer alan Seabrook Adası'na Allie Hamilton isimli 17 yaşında bir genç kız gelir. Ailesiyle birlikte tatile gelen Allie, burada yaşayan Noah isimli bir gençle yakınlaşmaya başlar. Aralarındaki sınıfsal ve ekonomik farklılıklara rağmen birbirlerine duydukları hissi engellemez, doyasıya yaşamaya başlarlar. Ancak onları bekleyen ayrılık 2. Dünya Savaşı'nın kızışmasıyla birlikte gelmek üzeredir. Ryan Gosling ve Rachel McAdams gibi son dönemin yetenekli oyuncularını başrolünde izlediğimiz film savaş ve dramı bir araya getiren filmlerden.

İNCİR REÇELİ (2011)

Masal gibi başlayan ve sonunda trajik bir olaya sürüklenen hikayesiyle İncir Reçeli, Aytaç Ağırlar'ın ilk yönetmenlik denemesi. Televizyon için skeç programları yazarak hayatını kazanan Metin'in en büyük isteği, yazdığı senaryolardan birinin filme çekilmesidir. Fakat senaryoları sürekli yapımcılar tarafından geri çevrilen Metin, yine böyle bir olayın akşamında gittiği barda Duygu ile tanışır. Metin zil zurna sarhoş olan bu kıza evini açar, fakat ertesi sabah uyandığında kısacık bir not bırakan Duygu çoktan evi terk etmiştir. Aradan zaman geçer, Metin yine aynı barda Duygu ile karşılaşır. Duygu yine Metin'e misafir olur. Bugünden sonra Duygu sık sık Metin'de kalır. Metin adı dışında hakkında hiçbir şey bilmediği bu kıza aşık olmuştur. Duygu istediği zaman gelip Metin'de kalmakta, çoğu zaman da haber bile vermeden sadece notlar bırakarak ortadan kaybolmaktadır. Metin telefon numarasını bile bilmediği Duygu'nun hayatındaki sırrı merak eder ve bir gün onu takip eder. Bu takibin sonunda öğrendikleri, "ölümsüz" bir metropol aşkının ve dünyayı değiştirme çabasının başlangıcı olacaktır.

ÖZEL BİR KADIN (1990)

Son derece varlıklı bir iş insanı olan Edward gösterişli olmasına rağmen sahte şeylerle örülü hayatından oldukça sıkılmıştır. Kendisini sokaklara attığı bir sırada Vivian isimli oldukça çekici bir sosyetik hayat kadınına rastlar ve o geceyi birlikte geçirirler. Bu sırada ilginç bir karar alırlar. Bir hafta boyunca birlikte olup sevgili gibi yaşayacaklar, bir haftanın ardından da yollarını ayıracaklardır. Bu süreç boyunca ikisinin hayatlarında da büyük duygu değişimleri olur. Başrolleri Julia Roberts ve Richard Gere tarafından canlandırılan film dönemin en önemli romantik komedilerinden biriydi.

AŞK DOKTORU (2005)

Aşk doktoru Alex Hitchens, erkeklere flört edebilmeleri için yardımcı olarak hayatlarının kadınını bulmalarını sağlamaktadır. Sara, bir New York gazetesinde dedikodu köşe yazarı olarak çalışmaktadır. Her ikisi de karşı cinsler olarak ziyadesi ile donanımlıdırlar. Doğalarının uyumsuzluğuna rağmen Alex ile Sara bir ilişki yaşamaya başlarlar. Sara'nın en son mercek altına aldığı kişi, Alex'in müşterisi çıkınca işler karışmaya başlar. Will Smith, Eva Mendes gibi isimlerle parlayan film kaçırılmaması gereken bir romantik komedi tadında izleyicisi ile buluşuyor.

AŞK ZAMANI (2000)

Aşk Zamanı, komşu olan evli bir kadın ile evli bir erkeğin arasında oluşan bağı konu ediyor. Hong Kong, 1960'lı yılların başlarını yaşamaktadır. Chau lokal bir gazetenin yazı işleri müdürüdür. Karısıyla birlikte büyük oranda Şangaylıların hayatlarını sürdürdükleri bir apartmana taşınırlar. Chau bir gün kapı komşusu Li-Chun ile karşılaşır. İkisi de eşlerinden bağımsız bir şekilde eşya taşımaktadırlar. Günden güne birbirleriyle yakınlaşmaya başlayan ikili bir süre sonra tuhaf bir gerçekle karşı karşıya kalacaktır. Bu da eşlerinin de birlikte oldukları gerçeğidir. Artık onların da kendilerini ve ilişkilerini yeniden gözden geçirebilecekleri bir ortam oluşmuştur.

ISSIZ ADAM (2008)

Bir kitap dükkanında tesadüf eseri karşılan, birbirinden tamamen farklı iki karakter olan Alper ve Ada'nın hayatları o günden itibaren bambaşka bir yöne evrilir. Varlıklı Alper önemli bir restoranda, yüksek mertebeli bir aşçıdır. Hayata dair pek bir beklentisi olmayan yalnız adamın tek tutkusu eski plakları dinlemektir. Cinsel hayatı sorunlu olan bu adam aşkı hiç tatmamıştır. Ada ise hayat dolu, zeki ve sosyal ilişkileri kuvvetli olan münzevi bir kızdır. Hayatını Beyoğlu'ndaki küçük dükkanında diktiği çocuk kostümleriyle kazanmaktadır. Bu iki farklı kişiliğin arasında o ilk anda filizlenen şey, ikisini de yıllar sürecek bir drama doğru sürükler.

AŞK TESADÜFLERİ SEVER (2011)

Yönetmenliğini Ömer Faruk Sorak'ın yaptığı Aşk Tesadüfleri Sever; çocuklukları ve gençliklerinde yolları Ankara'da kesişen ve 2010 yılında İstanbul'da tekrar karşılaşan Özgür ve Deniz'in kendilerini engellerle dolu bir aşk macerası içinde buldukları hayatlarına odaklanıyor... Hem geriye dönüşlerle ikilinin geçmiş hayatlarını izlerken, hem de bir yandan Türkiye'nin 70'li, 80'li, 90'lı ve 2000'li yıllarında gezerek, dönemin unutulmaya yüz tutmuş popüler kültür öğeleri, müzikleri, yaşam biçimleri filmin nostaljik yönünü tamamlıyor.

SADECE SEN (2014)

Ali, yaşamında oldukça zor bir dönemden geçmektedir. Nasıl başa çıkacağını düşündüğü bir sırada, sessiz sakin bir hayat sürmekte olan Hazal ile tanışır. Hazal, Ali'nin ketum ve durgun ruhuna büyük heyecan katacak, kalbi onun için çarpmaya başlayacaktır. Birbirlerini tanıdıkça Ali'nin Hazal hakkında öğrendikleri, ona geçmişte kendi yaptığı hataları hatırlatacaktır. Ali her ne kadar boksörlük mesleğini bırakmış olsa da Hazal'a olan aşkı için son bir kez dövüşmesi gerekecektir... Aşkın engel tanımadığını ortaya koyan Sadece Sen, zorlukların içinde filizlenen bir ilişkiyi beyazperdeye taşıyor. Emekliye ayrılmış bir boksörle görme engelli bir kızın arasında tutkulu bir aşk olabilir mi? Acaba boksörün geçmişi bu aşka başka bir engel mi oluşturacaktır yoksa o güçlü bağ her şeyin üstesinden gelebilecek midir? Yapımcılığını Boyut filmin üstlendiği dram ve romantizmi birleştiren Sadece Sen filminin yönetmenliğini Hakan Yonat üstlenirken, kadroda Belçim Bilgin, İbrahim Çelikkol, Kerem Can ve Necmi Yapıcı gibi isimler yer alıyor.

TITANIC (1997)

Dünyanın hatırlamak istemediği türden felaketlerden olan Titanic faciası, dev prodüksiyonların yönetmeni James Cameron tarafından çekilen görkemli bir film. Teknolojinin son sürat ilerlediği bir dönemde, insanlar üstesinden gelemeyecekleri hiçbir sorun olamayacağına inanmaya başlamışlardır. 'Titanic' adlı dev transatlantik ise, insanlığın doğaya karşı gövde gösterisi gibidir. Bu 'Düşler Gemisi' nin yolcuları arasında Avrupa`da birkaç yıl geçirdikten sonra Amerika'ya dönmekte olan, Jack adlı genç bir ressam ile nişanlısı ve annesiyle Philadelphia`ya giden Rose adlı genç bir kız da vardır. İki genç, şans eseri tanışacak, aralarındaki sınıf farkına aldırmaksızın birbirlerine yakınlaşacaktır. Bu arada doğa insanoğlunun günden güne artan kibirine bir nokta koymayı planlamaktadır. Yola çıkılmasından dört buçuk gün sonra, 10 Nisan 1912'de, Titanic iki saat kırk dakika süren ve sulara gömülmesiyle son bulan, hazin olayların başlamasına neden olacak buz dağına çarpacaktır.

AŞK VE GURUR (2006)

Film, Jane Austen'in beş kız kardeş, Jane, Elizabeth, Mary, Kitty ve Lydia Bennet'i anlatan romanından uyarlanmıştır. Hikâye George dönemi İngiltere'sinde geçer. Ailenin yaşamı, genç ve zengin bir adam olan Bay Bingley'in ve onun en yakın arkadaşı Bay Darcy'nin komşu gelişleri ile tepetaklak olur. Kızların anneleri olan Bayan Bennet, onların evlenmelerini istemektedir. Bay Bingley'in iyi bir aday olduğuna kanaat getirir. Bu aday ise Jane'den etkilenecektir. Bu durumu fark eden anneleri, kızını yağmurlu bir günde Bingley'in malikanesine gönderir. Geri dönemeyen Jane, üstüne bir de hastalanır. Bu kez ona yardıma giden Elizabeth de Bay Darcy'nin takibine takılır. Elizabeth bu durumdan hoşlansa da esas Bay Wickham'dan ziyadesi ile etkilenecektir. Lydia işin içine hesapsızca dahil olduğunda cesaret kavramı gözler önüne serilir. Gururun, aşkın önüne geçtiği bir çizgide kız kardeşlerin yaşamları umulmadık bir biçimde karmaşıklaşacaktır.