aksam.com.tr
Belgin Özdemir
"Eğitim dünyasının sadece erkeklere ait olduğu bir dönemde, nedenini sormaya cesaret eden bir kız yaşarmış" sloganıyla yola çıkan ünlü oyuncu ve müzisyen Barbra Streisand, "Yentl" filmiyle 1983 yılının en cesur masalını anlatıyor...
Yer Doğu Avrupa, yıl 1904. Yentl, bilgiye susamıştır, ancak dininin kısıtlamaları nedeniyle öğrenmesi yasaklanmıştır. "Neden diye sormayacaksa insan, bir düşünceye sahip olmanın ne anlamı var?" diye tekrarlar genç Yentl. Kadınlara, koca dışında her şeyin yasak olduğu bir dönemde yaşar ve tek isteği öğrenmektir.
Yentl: Okuduğumuzu Tanrı'dan saklamıyorsak, neden komşulardan saklıyoruz baba?
Baba: Tanrı anlar ama komşulardan emin değilim kızım!
Babası ölünce öğrenmenin şalını alır üzerine Yentl. Dini bir okul olan Yehiva'ya girmek için erkek kılığına girer ve erkekçe(!) yaşamaya başlar. Ta ki, ruhuna dokunan erkekle, Avigdor ile tanışana kadar.
"Bir kadın tek başına düşünemez" fikrinden hızla uzaklaşıp özgür olmak isteyen bir kadın, sevdiği ve özlediği erkekten ne kadar uzağa gidebilir ki? üsteli film bize sürekli şunu söyler: "İçini titreteni ister kadın, fakat huzur bulduğu ile yaşamın doğru olduğuna emindir."
Müzisyen ve oyuncu kimliğinin ardından yönetmenliğe, hiç tanımadığı babasına ithaf ettiği bu filmle soyunur Barbra Streisand. Ünlü yıldızın ilk yönetmenlik denemesi oldukça tutkulu ve kişiseldir, bilmek ve anlamak isteyen bir kadın vardır perdede. Streisand'ın, Isaac Basheviz Singer ile kalemini birleştirdiği ve müzikleriyle büyülediği filmi "Yentl" En iyi Film ve En İyi Yönetmen ödülüne layık görülür.
Gerçek şu ki; sesini ve sözünü yükseltmekten geri durmayan Yentl'ın sırrını film boyunca saklamakta zorluk çekeriz. Yanlışlardan doğru, günahlardan erdem çıkabilir fikrine daha çok inanırız. Ve sonunda "kanatlan" demeyi isteriz kendimize... Çünkü "Umutsuz bir insan haindir." (Romain Gary)