aksam.com.tr
Belgin Özdemir
Sinema, akıl hastalıkları ve tedavi yöntemlerinin tarihi sürecini çok net göstermiştir. Sizler için hazırladığımız listede filmler, akıl hastanelerindeki katı ve insancıl yaklaşımların savunmasız bireyleri nasıl etkilediğini ve onlara nasıl yardımcı olduğuna ışık tutuyor.
1. Shutter Island (2010)
Dennis Lehane'nin romanından uyarlanan psikolojik gerilimi, ABD'li Mareşal Teddy Daniels'ın, akıl hastalarının kötü şöhretli Ashecliffe hastanesine kapatıldığı karanlık adaya gelişiyle başlıyor. Teddy, bir kaybolmayı araştırmak için oradadır ve yavaş yavaş kayıp unsurun sandığından çok daha zor olduğunu öğrenir. Martin Scorsese'nin bu unutulmaz filmi ikinci kez bile izlenmeyi hak ediyor!
2. Angels of the Universe (2000)
Paul'ün deliliğe düşüşü, sevdiği kız tarafından reddedildiği zaman başlar ve kısa süre sonra bir akıl hastanesine yerleştirilir. Akıllık ile delilik arasındaki çizgi çok bulanıktır ve melankolik bir yol izler yönetmen. Bu karanlık ve delimsirek film, Einar Gudmundsson'un kardeşinin deliliğini anlattığı kitabından uyarlandı.
3. Shock Corridor (1963)
Samuel Fuller'ın bu klasiğinde; yapacağı haberle Pulitzer Ödülü'nü almak için büyük bir risk alan ve akıl hastanesine yatan bir muhabirin yaşadıklarını gözlemleriz. Diğer hastaların izini sürerken, muhabir Barrett'in parçalanan içsel zihinsel durumu ve deliliğe adım adım yaklaşması da ustaca yansıtılır perdeye...
4. One Flew Over the Cuckoo's Nest (1975)
Jack Nicholson'ın sinema tarihine altın harflerle yazılmış oyunculuğu ve isyankar duruşuyla Milos Forman'ın bu heyecan verici klasiği, zalim bir zihinsel tesiste özgür ruhu iddia eden bir çalışma ve düzen karşıtı bir dram! 1962'de Ken Kesey tarafından yazılan aynı isimli romandan sinemaya uyarlanan filmde McMurphy'nin hürriyet ve iradelerin savaşı için verdiği mücadele, zarif hayat dersleri veriyor. Bu film hala çok taze...
5. House of Fools (2002)
Andrey Konchalovsky'nin Aptallar Evi, Birinci Çeçen Savaşı sırasında yaşanan gerçek bir olaya dayanıyor ve çok kasvetli sularda yüzüyor. Film, akordeonuyla atmosferi canlandıran neşeli Janna'nın etrafında dönüyor. Janna Kanadalı şarkıcı Bryan Adams ile nişanlı olduğuna inanacak kadar çılgın bir akla sahip. House of Fools akıl hastanesinde geçen sıra dışı bir film ve bu listede olmayı hak ediyor.
6. The Snake Pit (1948)
Mary Jane Ward'ın kurgulanmış anılarına dayanan film, bastırılmış çocukluk travmasından kurtulamayan Virginia adlı genç bir kadının sinir krizini harika bir şekilde görselleştiriyor. Doktor Kirk (Leo Glenn), Virginia'yı en yeni tedavi yöntemleriyle tedavi etmeye çalışır. Anatole Litvak'ın hassas yönetiminin ve Olivia de Havilland'ın yürek burkan güçlü performansının unutulmazlar arasında olduğunu da ekleyelim.
7. Nise: The Heart of Madness (2015)
Dr. Nise da Silveira, Brezilya'nın akıl sağlığı sisteminde çığır açan ünlü bir Brezilyalı psikiyatristtir. Akıl hastalarının barbarca ve acımasız tedavi yöntemlerine maruz kaldığı bir çağda, Dr. Nise, şizofreni hastalarının kendilerini resim yoluyla ifade etmelerini sağlamak gibi yeni tedaviler geliştirdi. Psikolog Carl Jung'un bir savunucusu olan Dr. Nise'nin yöntemleri elbette şüpheyle karşılandı.
8. Girl, Interrupted (1999)
Bu dünyaya ait hissetmeyenlerin, ayrık otu kadınların nevrozunu aktarıyor Girl, Interrupted ve katı toplumsal yapıları sorguluyor. Angelina Jolie, Winona Ryder, Whoopi Goldberg ve Vanessa Redgrave gibi isimleri akıl hastanesinde buluşturan film, Amerikalı yazar Susanna Kaysen'in, sınırda kişilik bozukluğu teşhisi konduktan sonra bir psikiyatri hastanesinde kısa süre kalışını anlatıyor.
9. Short Term 12 (2013)
Tarif edilemez travmalardan etkilenmiş olanlar hakkında söyleyecek çok şeyi olan, incelikle yazılmış, gözlemci ve yumruk atan bir film Short Term 12. Grace, risk altındaki gençler için bir koruyucu bakım tesisinde çalışıyordur. Elbette böyle bir yerde çalışmak ve kendi akıl sağlığını korumak kimse için kolay değildir. Yönetmen Destin Daniel Cretton'ın bu samimi ve özgün bir portresi oldukça değerli.
10. Unsane (2018)
Steven Soderbergh'in gerilim filmi, bir psikiyatri kurumunda sıkışıp kalan genç bir kadının korkusunu hissettirir bize. Sawyer Valentini (Claire Foy), takipçisinden kaçıyordur ve bir psikiyatri koğuşuna yatmıştır. Bu kurumda yatan hastaların sesi hiç duyulmamakta ve dahası şiddetle bastırılmaktadır. Unsane, klişe dehşet unsurlarına bolca yer veren klostrofobik bir film!