GÜLCAN TEZCAN
Aile Yılı'nda çeşitli desteklerle ailelerin yanında olduklarını ifade eden Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, ailelere yüzde 40 indirimli film izleme imkânı sağlayan projenin Kültür ve Turizm Bakanlığı iş birliğinde gerçekleştirildiğini açıklamıştı.
Aile Yılı boyunca ailelerin, kendileri için hazırlanan aktivitelerden yararlanarak sosyal hayatın içinde yer almalarını önemsediklerini ifade eden Bakan Göktaş, "Aile bireylerinin birlikte vakit geçirerek dayanışma ruhlarını canlı tutmak, bu sayede kuşaklar arası bağları güçlendirmek için yürüttüğümüz faaliyetlerimiz artarak devam edecek" diyerek bu anlamlı işbirliğinin müjdesini vermişti.
2025 yılı boyunca proje kapsamında Sinema Salonu Yatırımcıları Derneği (SİSAY) üyesi sinema salonlarında pazartesi ve çarşamba günleri ailelere yüzde 40'a varan indirim uygulanacak. Buraya kadar güzel. Zira artık ailece sinemaya gitmek ciddi bir bütçe gerektiriyor ve çoğu kez anne babalar bu konuda zorlanıyor. Bakanlığın desteği ile pek çok aile çocuklarıyla sinemada güzel vakit geçirme imkânı bulabilecek. Peki 'aile' filmi olarak kategorize edilen filmlerin tümü bizim değerler dünyamıza uygun bir 'aile'den mi söz ediyor ya da aile bağlarını güçlendirecek, sevgi, saygı, güven gibi duyguların temelini oluşturan aile ilişkilerini merkeze alan yapımlar yeterli derecede üretilebiliyor mu? Yoksa 'aile'yi hedef tahtasına koyan, bireye yönelik tehdit olarak gören işler mi daha makbul? Yönetmen Hasan Kalender ve sinema yazarı Abdulhamit Güler'le Bakanlığın desteğinden hareketle sektörde aile filmlerinin durumunu konuştuk.
İŞLETMECİLER, NİTELİKLİ FİLMLERE SALON AÇMIYOR
Hasan Kalender (Yönetmen)
2016 yılında çocuk ve aile filmleri yapmak için ana akım sektörden uzaklaştım. Kendi paramla Tecahül-i Arif kısa filmimi çektim. Amacım uzun metraj için dikkat çekmekti. Film onca çocuk filmleri festivalinden ödül aldı. Polonya'nın Milli Eğitim müfredatına bile girdi. Neredeyse on yıldır mücadele versem de uzun metrajını yapamadım. Ön açan belirleyici destek Kültür Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü desteğidir. Oradan da elediler projeyi. Maalesef sektörümüzün ağır başları asla yeni bir yeteneğin, yeni bir sinemacının çıkmasına tahammül edemez ve buna izin vermez. Bakanlık destekli projeler de belli zaten.
Öte yandan sinema salonları çoğunlukla yabancı sermayenin elinde. Onlar da Türk toplumunun değerine ya da estetik anlayışına göre film seçmezler. Sinemaya en kolay çektikleri kitle olan ergen kitle için film seçer. Nitelikli filmlere salon açmaz. Harcar. Haliyle Recep İvedik gibi filmler bu haritada en çok gişe yapan filmler oluverir. Bu düzende temel bir yapılandırma olmadıkça salonlara çekilen alışıldık sinema izleyicisi olmayan her kitle ya sabun köpüğü filmlerle yozlaşacaktır ya da yabancı filmlerle kültür sömürüsüne itilecektir.
TRT YAPIMI ANİMASYONLAR SEÇENEK HALİNE GELDİ
Abdulhamit Güler (Yönetmen / Sinema Eleştirmeni)
Aile gibi geniş çerçeveli, toplumu doğrudan etkileyen konuların sinemada ele alınması ya da bunun sınırları konusu netameli mesele. Ne anlattığından daha önemlisi bazen nasıl anlattığınız oluyor. Birçok kırmızı çizgi diyebileceğimiz meselede sınırları aşan bir film bile aileyi konu aldığını söyleyebiliyor. Bunu bir kenara bırakacak olursak sinemamızda aile konusunun ele alınması ya da ailecek izlenebilecek filmler yapılmasını beklemek Türkiye toplumu için bir haktır elbette. Bu tarz filmlerin yapıldığını da söylemek lâzım. Ancak istenen miktarda olmadığını ifade etmek gerekiyor. Özellikle son dönemde TRT ortak yapımı olan bir çok animasyon filmi çocukların aileleri ile birlikte izleyebileceği bir seçenek haline geldi. Ama bunun dışındaki türlerde aileyi önemseyen filmlerin sayısının az olduğunu söyleyebiliriz. Bir de televizyon dizileri nazarından bakmak gerekiyor bence. Çünkü bir ülkenin dizilerinin içeriği, işleyişi, yöntemi onun sinemasını da etkiler. Çünkü sektör birlikte yürüyor. Türkiye'deki dizilere baktığımızda durumun içler acısı hâli de malum. Bu noktada Bakanlığın aileler için yaptığı kampanya her bakımdan çok olumlu. Ailecek izlenebilecek film sayısı az olmakla birlikte her hafta vizyonda en azından bir film bulma ihtimali var. Bu ihtimali takip edip kampanyayı da değerlendirmek gerekiyor. Ayrıca benzer kampanyaların çoğalması izleyicinin sinemadan uzaklaşmaya başladığı şu dönemde çok önemli.